her gün aynı şeyleri yemek

her ne kadar buyuklerimiz herseyden yemek lazim desede, ozellikle vucut gelistiricilerin menusu oldukca mutevazidir.
menu tamamen protein basta olmak uzere alinan yag-protein-karbonhidrat uzerine kuruludur.
karbonhidratta yavas hazmindan dolayi princ tercih edilir.
protein olarak yuzde 99 tavuk gogsu ve yumurta yenir.
yag olarakta 50 gram badem-fistik gibi kuruyemis, yada zeytin yagi tercih edilir.
onun disinda kesinlikle brokoli, yaprakli salata gibi salatalarda tuketilir. ( bu arada domates-salataligin vucuda neredeyse hic faydasi yoktur)

vucut gelistirme ile ciddi ugrasanlarin yuzde 80 menusu bundan ibarettir. ustelikte bunu sabah kahvaltisi olmak uzere gunde en az 3-4 ogun tuketirler. kendimden biliyorum. yani herseyi yemeden, ne yedigini, yediginden ne aldigini bilerekte gayet saglikli bir vucuda sahip olabilirsin.

çoğu vücut geliştirme ve fitness la uğraşan kişinin kaderidir. yediği şeyler yüzde seksen değişmez.
sabahları yumurta ve yulaf ağırlıklı, öğlen yağsız pirinç, tavuk göğsü , salata, akşam yemeğinde öğlen yemeğiyle aynıdır.
ara ara balık ve et girer menüyü ama yüzde seksen bu tarzdır.
yemek yemek bizim için bir zevk alma değil, vücudun protein, yağ ve karbonhidrat ihtiyacını karşılamak demek.
o gördüğünüz kaslı, yağsız vücutlara sahip olmak için çok fedakarlık, çok disiplin istiyor maalesef.

halkımıza son 25 yıldır yedirilen hokümat menüsü.. ( nasıl bıkmıyolar arkadaş yav.)

fitness yapıyorsan yersin demeye gelmiştim ki, olay buymuş zaten..

neyse yoğurtlu yulafımı bitireyim.

maharna,, plav, çobra , ekmek vs.

internette, müreffeh ülke vatandaşlarının ve kendi ülkemde malı götürenlerin yedikleri etleri, balıkları izliyorum fırsat bulduça. oruç oruç üstüne iftarda maharnaya dayanmak hayli guzel oluyor!