hollanda'nın 2020 yılında tarımsal ihracatta rekor kırması
başlık "paratoner" tarafından 26.01.2021 18:25 tarihinde açılmıştır.
1.
konya'nın yüz ölçümü kadar olan bir ülke: hollanda.
2020 yılında 116 milyar doları aşan tarımsal ihracat rekoruna imza atıyor. buraya kaynak da bırakalım.
bir zamanlar dünyanın tarımsal üretim açısından kendi kendine yetebilen nadir ülkelerinden bir tanesiyken, bugün geldiğimiz nokta bizler adına hayal kırıklığı olmuştur.
neleri yanlış yaptık ya da neleri yapamadık?
-tarım ve hayvancılığa gereken önem verilmedi.
-modern tarıma bir türlü geçiş yapmadık.
-tarım arazilerinin miras yoluyla parçalanmasına göz yumduk.
-köyde şehre göçü planlayamadık. şehirler doldu taştı, köyler boşladı.
- sürdürülebilir tarım politikaları oluşturmadık.
-çiftçi borçlandı, karın tokluğuna çalışır hale geldi. çiftçilik gözden düşürüldü.
- piyasaya rehberlik etmek yerine ürünler ithal edildi. çiftinin beli büküldü. çiftçi, ne verildiyse ona razı edildi.
.
.
.
evet. daha sayacak çok şey var ama yazmam neyi değiştirecek ki? bugün konya kadar olan bir ülke bir kıtaya yetebilirken, bir zamanların tarım ülkesi buğday ithal eder durumda. hayvancılığa hiç girmiyorum. markette süt 6 lira, üreten o sütü 3 liraya satamıyor.
ah ki ne ah!
2020 yılında 116 milyar doları aşan tarımsal ihracat rekoruna imza atıyor. buraya kaynak da bırakalım.
bir zamanlar dünyanın tarımsal üretim açısından kendi kendine yetebilen nadir ülkelerinden bir tanesiyken, bugün geldiğimiz nokta bizler adına hayal kırıklığı olmuştur.
neleri yanlış yaptık ya da neleri yapamadık?
-tarım ve hayvancılığa gereken önem verilmedi.
-modern tarıma bir türlü geçiş yapmadık.
-tarım arazilerinin miras yoluyla parçalanmasına göz yumduk.
-köyde şehre göçü planlayamadık. şehirler doldu taştı, köyler boşladı.
- sürdürülebilir tarım politikaları oluşturmadık.
-çiftçi borçlandı, karın tokluğuna çalışır hale geldi. çiftçilik gözden düşürüldü.
- piyasaya rehberlik etmek yerine ürünler ithal edildi. çiftinin beli büküldü. çiftçi, ne verildiyse ona razı edildi.
.
.
.
evet. daha sayacak çok şey var ama yazmam neyi değiştirecek ki? bugün konya kadar olan bir ülke bir kıtaya yetebilirken, bir zamanların tarım ülkesi buğday ithal eder durumda. hayvancılığa hiç girmiyorum. markette süt 6 lira, üreten o sütü 3 liraya satamıyor.
ah ki ne ah!
devamını gör...
2.
türkiye’deki bazı çiftçilerin son zamanlarda ilk tanımda bahsedilen sebeplerden dolayı edindiği yeni huylara dikkat çekmek istiyorum.
az miktarda tarlaya sahip insanlar artık bir nevi kumar oynamaya başlamış durumda. tarlasının ne tür bitkiler için optimum düzeyde olduğuna bakmaksızın her sene farklı bitkiler yetiştirerek kendisini oynak ekonomimizin kollarına bırakıyor.. her şey çok kontrolsüz olmaya başladı. bu da bizi zincirleme bi çöküşe sürüklüyor..
az miktarda tarlaya sahip insanlar artık bir nevi kumar oynamaya başlamış durumda. tarlasının ne tür bitkiler için optimum düzeyde olduğuna bakmaksızın her sene farklı bitkiler yetiştirerek kendisini oynak ekonomimizin kollarına bırakıyor.. her şey çok kontrolsüz olmaya başladı. bu da bizi zincirleme bi çöküşe sürüklüyor..
devamını gör...
3.
(bkz: taşıma suyla değirmen dönmez)
bir zamanlar "acınacak" halde olan ülkenin, taşıma toprakla tarımda rekor kırması.
“deniz günde iki kez uçsuz bucaksız bir ülkenin üzerine büyük bir hızla dökülür, öyle ki yerin karaya mı yoksa denize mi ait olduğundan şüphe edilir. hiçbir dağı olmayan bu ülkede, kendi kurdukları yüksek tepelerde acınacak durumda olan bir halk yaşar. halk bu tepeleri, bildikleri en yüksek su seviyesinin üstündeki bir yükseklikte kurmuştur.”
romalı yazar gaius plinius secundus maior
(m. s. 1. yy.)
bir zamanlar "acınacak" halde olan ülkenin, taşıma toprakla tarımda rekor kırması.
“deniz günde iki kez uçsuz bucaksız bir ülkenin üzerine büyük bir hızla dökülür, öyle ki yerin karaya mı yoksa denize mi ait olduğundan şüphe edilir. hiçbir dağı olmayan bu ülkede, kendi kurdukları yüksek tepelerde acınacak durumda olan bir halk yaşar. halk bu tepeleri, bildikleri en yüksek su seviyesinin üstündeki bir yükseklikte kurmuştur.”
romalı yazar gaius plinius secundus maior
(m. s. 1. yy.)
devamını gör...
4.
olabildiğince şehirlere göç edilmeli(!)
kırsal kesim hayvanlara bırakılmalı(!)
herkez üniversite okuyup masa başı işi sahibi olmalı(!)
köyde bulunan evlenme çağındaki kızlar asla köyden evlenmemeli, şehirli eşi olmalı(!)
televizyonda yeni inşaat ve site reklamları arttırılıp insanlar şehirlerde yaşamaya özendirilmeli(!)
modern tarım aletleri derhal yok edilmeli(!)
tarımla ilgili kitaplar yakılıp yok edilmeli(!) tarımla ilgili üniversiteler hemen kapatılmalı(!)
köyden şehire göç etmeyenler idam edilmeli(!)
köylüler aşağılanmalı, insan yerine konmamalı(!)
ithalat şu anki durumun 1000 katına çıkarılmalı(!)
evinde küçücük saksı olan derhal yargılanmalı(!)
yurtta hiç toprak kalmıyacak şekilde üzerine beton dökülmeli(!)
yurtta son toprak parçası betonlaşana kadar mücadele edilmeli(!)
yukarıda belirtilenler yapılsın, 1 yılda rekor kırılır(!)
kırsal kesim hayvanlara bırakılmalı(!)
herkez üniversite okuyup masa başı işi sahibi olmalı(!)
köyde bulunan evlenme çağındaki kızlar asla köyden evlenmemeli, şehirli eşi olmalı(!)
televizyonda yeni inşaat ve site reklamları arttırılıp insanlar şehirlerde yaşamaya özendirilmeli(!)
modern tarım aletleri derhal yok edilmeli(!)
tarımla ilgili kitaplar yakılıp yok edilmeli(!) tarımla ilgili üniversiteler hemen kapatılmalı(!)
köyden şehire göç etmeyenler idam edilmeli(!)
köylüler aşağılanmalı, insan yerine konmamalı(!)
ithalat şu anki durumun 1000 katına çıkarılmalı(!)
evinde küçücük saksı olan derhal yargılanmalı(!)
yurtta hiç toprak kalmıyacak şekilde üzerine beton dökülmeli(!)
yurtta son toprak parçası betonlaşana kadar mücadele edilmeli(!)
yukarıda belirtilenler yapılsın, 1 yılda rekor kırılır(!)
devamını gör...
5.
bilim ilim irfan teknoloji üretemediğimizi kabullenip yapabileceğimiz şeylere eğilmemiz gerektiğini hatırlatan durum.
her şeyden az az yapmaya çabalayacağımıza bir şeyi dört dörtlük yapalım.
bırakalım arabayı almanlar üretsin, teknolojiyi japonlar koreliler geliştirsin.
biz de bir karar verelim misal tarım ve turizm ülkesi olalım. bizim turizmden elde ettiğimiz gelirin 2-3 katını tarımdan elde etmiş hollandalılar.
her şeyden az az yapmaya çabalayacağımıza bir şeyi dört dörtlük yapalım.
bırakalım arabayı almanlar üretsin, teknolojiyi japonlar koreliler geliştirsin.
biz de bir karar verelim misal tarım ve turizm ülkesi olalım. bizim turizmden elde ettiğimiz gelirin 2-3 katını tarımdan elde etmiş hollandalılar.
devamını gör...
6.
katma değeri yüksek ürünler üretiyorlar, bizim gibi arpa buğdey değil. bir buket lale'ye bir traktör arpa alabiliyorsun.
devamını gör...
7.
köylü her ne kadar gazlansa da milletin efendisi değil iktidarın ve siyasal islamcıların kölesi olma yolunu seçmiştir. her seçimde gavura vurur gibi mührünü malum partiye vurmuştur. tohumdan gübreye tüm oyunları, tüm satılmışlıkları anlatan adamlara ''vatan haini'' demiştir. bugün tarlasını, traktörünü haczeden ziraat bankası serdar ortaç'ın kumar borcu için kullandığı krediyi ertelemiştir. bu köylüye acınmaz.
devamını gör...
8.
çiftçiyi yaşatıp şahlandıranlar kazandı.
devamını gör...
9.
avrupa'nın büyük ölçüde et ve süt ihtiyacını karşılayan ülkedir aynı zamanda.
devamını gör...
10.
bizim tarım politikamız yok. çiftçiyi nasıl eğiteceğiz, nasıl geliştireceğiz böyle bir planımız yok. hangi toprakta hangi ürün yetişiyor, bu sene hangi üründen ne kadar toprak ekilmeli, ne kadar ürün alınacak, hangi ürünün üretimi artırılmalı gibi bir projeksiyonumuz yok. şu çağda dönüm dönüm ne ekilecek, ne kadar masraf edilecek, çiftçi ne kadar kazanacak, hangi üründen ne kadar ihraç edilecek, ne kadar ithal edilecek belirleyemiyorsak daha çok hayranlıkla izleriz hollanda'nın tarımını.
devamını gör...
11.
-ilkönce bu işi iktidar olarak yapmayı istemek lazım.
-çiftçiye bedavaymış gibi boy boy reklam verip yabancı banklar dan kredi çektirmemek, sonrada onların kucağına bırakmamak lazım.
-üretime teşvik ettirmek lazım evde oturarak o krediyi ödeyemezsin bilinçlendirmek lazım
vs. vs.
-çiftçiye bedavaymış gibi boy boy reklam verip yabancı banklar dan kredi çektirmemek, sonrada onların kucağına bırakmamak lazım.
-üretime teşvik ettirmek lazım evde oturarak o krediyi ödeyemezsin bilinçlendirmek lazım
vs. vs.
devamını gör...
12.
hollanda'nın el kadar topraklarını gayet verimli kullandığını gösteren olay. keşke biz de böyle verimli kullansak. kaç milyar dolar ciro yapardık. kocaman tarım arazilerimiz var.
devamını gör...
13.
adamlar tarımı farmville oynarcasına kolay ve verimli hale getirdiğinden, bunu yaparken de tüm kaynaklarını kullandığından şaşırtmayan haberdir.
devamını gör...
14.
adamların ihraç ettiği en önemli tarımsal ürün çiçektir.
devamını gör...
15.
biz boyle gittigimiz surece hollanda`nin israil`in kirdigi tarim rekorlarini okur dururuz.
tarimla ilgilenenler bilir, bizim durumumuz iki ucu boklu degnek misali. devletin bu konuyla pek ugrasmadigi asikar, ama ugrastigi donemlerde oldu. kucuktum koye ziraat muhendisi geliyordu donem donem. anlatirdi mesela, sularken tarlayi bahcesi keban barajina cevirmeyin, damlama yapin, tohumlari cok derine gommeyin, vs vs, ama koyun buyukleri adamla bildigin dalga gecer gibi muhendis bey sen isine bak, biz babamizdan dedemizden boyle gorduk diyip adami hicbir yerlerine sallamazdi.
tarimla ilgilenenler bilir, bizim durumumuz iki ucu boklu degnek misali. devletin bu konuyla pek ugrasmadigi asikar, ama ugrastigi donemlerde oldu. kucuktum koye ziraat muhendisi geliyordu donem donem. anlatirdi mesela, sularken tarlayi bahcesi keban barajina cevirmeyin, damlama yapin, tohumlari cok derine gommeyin, vs vs, ama koyun buyukleri adamla bildigin dalga gecer gibi muhendis bey sen isine bak, biz babamizdan dedemizden boyle gorduk diyip adami hicbir yerlerine sallamazdi.
devamını gör...
16.
orada akp olmadığı için vuku bulan olaydır.
devamını gör...
17.
işin ilginci adamlarin konya kadar toprağa yok
ama bizden zeki oldukları kesin...
ama bizden zeki oldukları kesin...
devamını gör...
18.
teknoloji, verimli toprak, verimli toprağın teknoloji ile doğru kullanılması. bu kadar basit bir cevabı var.
devamını gör...
19.
kimi madenler için; türkiye'den ufak maden sahalarına sahip ülkeler bizden çok gelir elde ediyor.
kimi sektörler için; türkiye'den ufak sektöre sahip ülkeler bizden çok gelir elde ediyor.
hollanda'dır, hindistan'dır, peru'dur farketmez. önemli olan ne ürettiğiniz ne kadar ürettiğiniz değildir. hiç olmamıştır. ürettiğinizi kaça satabiliyorsunuz? ne kadar satabiliyorsunuz?
herkes biliyor bizim ipliğimizle, bizim fabrikalarımızda, kumaş olarak dokunup, bizim atölyelerimizde dikilip, bizim atölyelerimizde etiketleri imal edilip, yurtdışına 10 liraya etiketsiz gidip, 110 liraya etiketli gelen ürünleri. burada "domates" markalısını 20 liraya almazsan aynı malı mecburen yurtdışına satarlar ucuza. geri geldiğinde 210 liraya "tomato" diye bayıla bayıla alırsınız.
tüm sektörlerin sıkıntısı markalaşma desteğinin olmaması, kalanı detay.
tarımın ek sıkıntısı tarla vasfındaki arazilerin bölünerek satılmasına izin verilmesi. ister sahibi satsın bölerek, ister miras yoluyla olsun. bölüne bölüne mendil kadar kalmış parsellerde efektif tarım yapılamaz.
hükümetin yaptığı hatalı uygulamalar tarımın tekstilin vb tabutuna birer çivi olabilir ama nihayetinde o tabutu taşıyan da halktır. sensin, benim.
domates markalı ürün için "yok be yeaa. türk malı o. feci dandiktir" demeyi bırakırsak kalkınırız. markalarımızın değerlenmesi için önce iç pazarda değer bulması gereklidir.
neticede birşey değişmeyecek. bize ait markalaşmanın gereklliliğini düşünenler, bu konuyu arkadaşları ile tartışmak için güzel hizmet veren, porselen bardakta ayağına kadar lezzetli kahve getirecek "domates" cafenin yanında geçip, "tomato" adlı mekanda karton bardaktaki dandik kahvesini almak için adının okunmasını bekleyecek.
(bkz: haydi hayırlı traşlar)
kimi sektörler için; türkiye'den ufak sektöre sahip ülkeler bizden çok gelir elde ediyor.
hollanda'dır, hindistan'dır, peru'dur farketmez. önemli olan ne ürettiğiniz ne kadar ürettiğiniz değildir. hiç olmamıştır. ürettiğinizi kaça satabiliyorsunuz? ne kadar satabiliyorsunuz?
herkes biliyor bizim ipliğimizle, bizim fabrikalarımızda, kumaş olarak dokunup, bizim atölyelerimizde dikilip, bizim atölyelerimizde etiketleri imal edilip, yurtdışına 10 liraya etiketsiz gidip, 110 liraya etiketli gelen ürünleri. burada "domates" markalısını 20 liraya almazsan aynı malı mecburen yurtdışına satarlar ucuza. geri geldiğinde 210 liraya "tomato" diye bayıla bayıla alırsınız.
tüm sektörlerin sıkıntısı markalaşma desteğinin olmaması, kalanı detay.
tarımın ek sıkıntısı tarla vasfındaki arazilerin bölünerek satılmasına izin verilmesi. ister sahibi satsın bölerek, ister miras yoluyla olsun. bölüne bölüne mendil kadar kalmış parsellerde efektif tarım yapılamaz.
hükümetin yaptığı hatalı uygulamalar tarımın tekstilin vb tabutuna birer çivi olabilir ama nihayetinde o tabutu taşıyan da halktır. sensin, benim.
domates markalı ürün için "yok be yeaa. türk malı o. feci dandiktir" demeyi bırakırsak kalkınırız. markalarımızın değerlenmesi için önce iç pazarda değer bulması gereklidir.
neticede birşey değişmeyecek. bize ait markalaşmanın gereklliliğini düşünenler, bu konuyu arkadaşları ile tartışmak için güzel hizmet veren, porselen bardakta ayağına kadar lezzetli kahve getirecek "domates" cafenin yanında geçip, "tomato" adlı mekanda karton bardaktaki dandik kahvesini almak için adının okunmasını bekleyecek.
(bkz: haydi hayırlı traşlar)
devamını gör...
20.
adamlar da yol yok, köprü yok, hastane yok, şaşalı binalar yok. oturup otla, davarla uğraşıyorlar. . görüntü sıfır heriflerde. biz de öyle mi ya? capon'u, alman'ı, rus'u bizdeki ihtişama bakıp çatlarken hollanda kim oluyor? anca inekle, çiçekle uğraşırlar. oğlum biz bir uğraşsak dönemin adını bile "lale devri" yapıp yedi düveli oynatırız sonra gelip bizden çiçek miçek dilenirler. o biçim ülkeyiz...
devamını gör...