hoşlanılan kişinin kitap okumayı sevmemesi

sevse iyi olur.

(bkz: behlül kaçar)

bu bilgiyi aldığım saniyeden sonra kendisi sadece fiziksel olarak hoşlandığım kişi olarak sıfat güncellemesi alır.

imkansızdır benim için.

tanışma aşamasında bunu öğreneceğim için, hoşlanma aşamasına geçemem zaten. kitap okumayı sevmeyeni ben de sevmem. isterse masaya çıkıp tepinsin.

başta midede uçuşan kelebekler kulağınıza "bu büyük bir problem değil" diye fısıldayabilir, ancak eğer siz okuyan ve sürekli gelişen bir taraf iseniz, bu ileride büyük problemlere gebedir. kelebekleri kulak asmayın, bir günlük ömürleri var onlar anı yaşayabilir ama siz anı yaşarken gerçekleri göz ardı etmeyin.

kitap okumayan adamla muhabbet mi edilir diye ahkam kestikten sonra sevgilimin paragraf okumayı bile sevmeyen biri olması, büyük konuştuk ah ulan

sevmesi de sorun yaratabilir bana kalırsa.
kitap öncelikli bir meseleyse ve kitaplara düşkünlük söz konusuysa duygusal konulara alan açmak bir takım sıkıntıları beraberinde getirebilir.

ben kitaplara hayranım. yararlı eserleri bulmayı da severim. kitapları incelerim, araştırırım.. kitaplığımdaki yerlerini alırlar. okumak konusunda henüz o kadar iyi miyim? hayır. ama bir gün hiç durmaksızın hep okuyacağım. kapılıp gideceğim tercihler yaptım zira. koca bir servet, hazine elimin altında duruyor.

kitaplikta çok fazla kitap birikti. ve alınacak çok fazla kitap belirlendi.. şimdi kitaplara mı odaklanacaksın hayatına giren insana mı?
şahsen ben bu durumu yönetebilecek meziyetlerden yoksun bir insanım.

okunacak kitapların fazlalığı birinden hoşlanmaya engel olmasa bile önceliği belirleme gücüne sahip olabilir.
kitaplara, kendine, hayata belirlediğin dilimlere göre zaman ayırırken bir de araya bir sevgilinin girmesi tüm düzeni ve dengeyi değiştirebilir. çünkü sevgili bir sıraya, düzene göre hareket etmez. günün herhangi bir anında odak noktasını kaydırabilir. bu da farklı bir deneyim sunar ve kimilerinde verimliliği azaltabilir. herkes yönetemez.

ya siz sanki adeta bir epiküros, belki bir platon, bir ihtimal galileosunuz. sanki yekten entelektüel kaygılarınız var! hoffff!

okumayıverse ne olur ki? hatta mümkünse biri de çıkıp demiyor ki okumasın!

okuma ulan! sen de okuma! elen ayağan dolanam okuma! sen kitap ol ben sayfa sayfa çeviririm, zerre sıkıntı değil!

adam gibi adamdır, kavgaya kılıçla gider, pala bıyık bırakır, taş taşıyarak bütün ailesini geçindirir, hızlı ve terlidir.

bir süredir çizgi romanlar dışında pek kitap okumayan birisi olarak bu tarz şeylerin çokta mühim konular olduğunu düşünmüyorum.
yine de çok okuyan birisi aynı şeyi düşünmeyecektir sanırsam, onun için önemli bir konu olabilir.

kitap okumayan insanın cahil kalacağı düşüncesi var bazı insanlarda, o kısma katılmıyorum.
kitap okumaya bayıldığım ve kitap okumaktan başka hiçbir şey yapmadığım dönemde de katılmıyordum. çünkü o zamanlarda da ben kitap okumaya bayılırken film izleyebilen birisi değildim mesela*, ya da şiirlerle aram hiçbir zaman iyi olmadı, her ne kadar şu dönemde alışmaya çalışsam da o zamanlar tiyatrolar ilgimi çekmezdi...
kitap okuma durumunu da bu tarz şeylerden farklı bir durum olarak görmüyorum.

ama kitap okumayı gereksiz bulma vb. durumdan ağzının ortasına bir tane çarpma hakkı veriyorum size, o apayrı konu.

bir süredir kitap okuma alışkanlığımı tekrar geri kazanmaya çalışsam da gözüm hep çizgi romanlara kayıyor, o dünyanın içine hapsolmak istiyorum resmen ama halledeceğim.

yolu açık olsundur.

büyük konuşmak istemem ama benim böyle birinden hoşlanma şansım pek olmuyor.
yine büyük konuştuk çok şükür…*

o konuya neyse dedik zamanında ama kedi de sevmiyorum dedi.. o zaman değişti işte işler..

tartıştığınızda senin kitabını s... gibi kırıcı sözler söyleyebilir