imamoğlu’nun balıkçıda olduğu iddiasının doğrulanması

aslında elbet problem değil, normal şartlarda balıkçıya da gider, efendime söyleyeyim kayak yapmaya gider gider, gece kokoreç yemeye de gider; gider yani.

tek sıkıntı şu ki, medya, iktidar ve halk o kadar uç noktalarda ayrıştı ve sivrildi ki, birbirlerinin eline malzeme vermeyen puan topluyor.

kimse kendisine dönüp de ne yaptığını önemsemeden başkasına karşı saldırıya geçebiliyor. elbetteki totaliyle yanlış bir tutum.

amma ve lakin memleket, mevcut düzene karşı kelimenin tam anlamıyla var olma mücadelesi verirken, nabza göre şerbet verip, hali hazırda yerleşmiş kurallara göre oynamak en büyük akılcılık olur.

yani, herkes namlusunu üzerine çevirip fırsat kollarken, gitmeyiverseymiş balıkçıya. zira ne anlatabiliyorsun, ne açıklayabiliyorsun; ne medyaya, ne iktidara ne de halka.

her zaman derim bu kadar uzun süren iktidarın en büyük nedeni bu kadar uzun süre aynı insanların ve fikirlerin muhalefette kalması. arkadaş toplumda herkes bende dahil iktidardan şikayetçi ama muhalefet bunu kendine çeviremiyor neden çünkü onlar da topluma sağır.

rakı ile çekmemişler fotoğraflarını inanmam zira balık rakısız olmaz.

t: yesin, balıkta yesin ama malzeme olmasın, burası türkiye burada attığın her adıma dikkat edeceksin.

1 saatlik bir yemek değil de 5 dk'lık bir tost atıştırması bile yapsaydı beyni bulgurdan pelteye dönmüş bu halka onu da yedirirlerdi merak etmeyin. bu ülkede deprem oldu, sel oldu, yangın oldu, şehit oldu malum kişi haftalarca ortalıklarda görünmedi ve malum halktan en ufak bir tepki bile gelmedi. ben kendisinin yerinde olsaydım çalgılı çengili 2 saat yapardım o molayı hatta canlı yayın açıp halkla dalga geçerdim. herkes hakettiği gibi yönetilir.

bir kişi de dememiş ki ingiliz büyükelçi ile o seviyede ne görüşmüş bu adam diyecekken o bir kişiye rastladığım başlıktır. kıymetli yazar dekonte'ye selam olsun.
bir büyükelçi ile bir belediye başkanı neden görüşür?
eko başganın chatham house denen oluşumla alakası nedir?
yolu chatham house denen oluşumdan geçenlerden ülkeme nasıl bir hayır gelmiştir, ne zaman gelecektir, halen gelmekte midir?
neyin sözü nelerin karşılığında verilip alınmıştır?
bunları cevaplayana kadar -ki aslında böyle bir beklentim yoktur- kendisi benim için diğerlerinden farksızdır.

başkan balıkçıya değil de paça çorbacı, pideciye falan gitseydi o gece linç görmez övgülenirdi. şu ayrıntı gözden kaçıyor.

1) belediye başkanlarının da (chp li, hdp li bile olsa) beslenmeye ihtiyacı var.

2) o esnada da avrupanın en önemli devletinin elçisiyle randevuda. eski medeni siyasetçilerimiz gibi iki kadeh bir şey içmişler.

3) bu yüzden adama engizisyon savunması verdirmeye kalktılar. ama helal olsun dik durdu.

şu adama saldıranlar acaba hiç yemek yemiyorlar mı? siz fotosentez mi yapıyorsunuz demek istiyorum.

adamın balık yemesi sorun değil, adamın balıkçıda olmadığını kendini yırtarak iddia eden yandaşlarına ne demeli peki? onun dışında istanbul kar felaketiyle yollarda mahsur kalmışken belediyenin bundan haberi yok, kar küreme araçları ortada yok, yollar meteoroloji erkenden uyarmasına rağmen kar yağmadan tuzlanmalıydi, 1 saat yemek molası verdik diyor 3 saat olduğu anlaşılıyor sonra ingiliz büyük elçi ne alaka, bundan kimsenin niye haberi yok? yalan niye söyleniyor, yok efendim kar yağışı sebebiyle balıkçı dükkanı erkenden kapatmış, geçmişe ait fotoğrafmış, sıcacık evlerinizde oturup muhalefet ediyorsunuz diyen yandaş adamin birinin yurt dışında olması... yanlışa yanlış demeyi bilmeli insan, ekrem bey harikalar diyarında yaşıyor ya da kendi ütopyasinda. biraz sahada görsek keşke kendisini...

neden mansur yavaş aday yapılmalı sorusunun yanıtıdır çünkü ekrem imamoglu her zaman karşı tarafa bir koz veriyor. mansur yavaş'a ise melih gökçek dışında kimse sallayamiyor.

aktrolller burada bile iyi mesai yapıyor

kendisinin de bugün doğrulamıştır. "19 saat akom'da çalışmaları organize ettim, 1 saatlik yemek molası mı gözünüze battı" diyerek gerekli açıklamayı yapmıştır imamsson.