makinist ile son istasyon radyo yayınında kullanılacak başlıktır.
cumartesiyi pazara bağlayan gece saat 00:00 da sözlük radyosunda. blog.kafasozluk.com/

herkes kendi hayat hikayesinin baş kahramanıdır.
-jhon barth-

fakat diğer insanların hikayelerinde farklı rollere bürünürler.
yüzünüze gülerler, samimi olmasalar bile.
size değer verdiklerini hissettirirler, değer vermeseler bile.
hatta sizi sevdiklerini söylerler, sizden haz etmeseler bile.
bazen ise sebepsizce oynarlar sizinle, sadece eğlencesine.

insanlar böyledir işte, bizler böyleyizdir işte, yaşı fark etmeksizin oyunlar oynarız birbirimiz ile.
gerçek yüzümüzü göstermeyiz asla, çoğu zaman kendimize bile.

korktuğumuzdan belki, belki haz aldığımızdan, belki de alışkanlıktan oyunlar oynarız birbirimiz ile.

çocukken oynan oyunlar, ebelemece, kovalamaca, saklambaç, körebe, evcilik, adam asmaca, kulaktan kulağa, monopoly, altta kalanın canı çıksın. büyüyünce de değişmemiş gibi pekte.

peki ya sence?
devamını gör...
(bkz: ali cengiz)
devamını gör...
bu oyunlara akıl sır ermez. şeytanın bile aklına gelmez oyunlardır.
devamını gör...
(bkz: tehlikeli oyunlar)
devamını gör...
insanlar oyun oynamayı hiç bırakmıyorlar. üstelik bu oyunların en masumları sadece çocukken oynananları. yıllar geçtikçe oyunlar da zalimleşiyor maalesef.

saklambaç oyunu insanların hayatlarında bir anda çıkıp gitmeye, yakartop isteyerek insanlara zarar vermeye, adam asmaca yapılan linçlemelere, kulaktan kulağa arkadan konuşmaya, kovalamaca da bıktırana dek peşinden koşmaya dönüşüyor.

kendimize de oyunlar oynuyoruz elbette. duygularımızı saklıyoruz kendinizden bazen. yalanlar söylüyoruz sırf vicdanımız sussun diye. bazı şeylerin yürümediğini fark etmemize rağmen konfor alanlarımızdan çıkamıyoruz.

çocuklar bazen biraz zalimdir birbirlerine ama çocukken oynanan oyunlar masumdu en azından.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

elinde tuşlar var. hemde öyle bir,iki, üçten ibaretten değil. bir sürü harf var. kafana göre yazıyorsun. bir sağa çek, bir sola...
bazıları tolga abi'ye bağlanıp şu akıbeti belli olmayan çocuk gibi. küfürbaz.. bazılarının amacı zihnindeki cadılarla çarpışıp kendi zaferini kazanmak.. o zafer çekirdek aile gibi.
kazanmak istersin hep kazanmak.. çıt çıt çekirdek gibi çıtlatırsın bırakamazsın elinden. bir kez keyfine vardın mı, kazandın mı tekrar oynamak istersin.. yaralanmışsın, öfkelenmişsin, canından can gitmiştir. ama ne çare tüm haklarını kullanarak tekrar yoluna devam etmelisin. kötülüklerle savaş bazen hile yap çünkü kaybetmemelisin.. hayat sana bunu öğretir.
sonra hopp.. oyun bitti. tekrar başa.. ara ara dur tolga abiyi.
o kadar yarış içinde kayboluyoruz bizde. oralarda, buralarda çarpışıyoruz. ve bundan haz duyuyoruz. iç güdüsel bir yönelim olmalı bu.
o korku tünel'indeki vagon'a bin. haydi yine yarış başladı.. kaç canın kaldı peki?
devamını gör...
çocukken oynadığımız bir oyun vardı. adı fırdöndü.

günün konusu olan ve bu başlığa sözlüğün radyo programcısı makinist tarafından o kadar güzel bir tanım girilmiş ki, okuyunca bu oyun aklıma geldi.

o zamanlar genelde yılbaşlarında oynanan bu masum oyun, bazı insanların belleğine nasıl işlemişse, oyunun adını kendilerine kişilik, hayat prensibi olarak almışlar.

etrafımızda ne kadar da çok var değil mi? fır fır dönen insanlar. omurgasını yitirmiş, kaç yüz sahibi olduğunu bilmediğimiz.

bizim için bu oyun çocuklukta kalsın, omurgamızla yaşamaya devam edelim. fırıldakları hayatımızdan çıkararak.
devamını gör...
hayat.
devamını gör...
başlıyorum yazmaya.
insanlar oyun oynamayı bırakınca yaşlanmaya başlarlar demiş bir bilge.
karşı tarafa tat veren, yapanı mutlu eden oyunlar bitmemeli.
bence kafa sözlük böylesi oyunlardan.
hem kül oluyoruz, kültür oluyoruz
hem komik olan tanımlarla neşemizi buluyoruz.
arada aksi şirinler çıkıyor hadi ordan diyoruz onlara.
+15 - - - sonsuz +
aralığında,
oyun gurubu resmen.
ben de sonsuzun artı ucuna yakın olabilirim.
ama hep artı sonsuz değildim.
bende +15 civarı oldum.
o günlerde de oyunun dibine vururdum.
en sevdiğim oyun böcekler ile oynanan oyundu.
uğur böceği,
ateş böceği,
yavru kurbağa,
karasinek,
güve,
kelebek, ağustos böceği toplardık.
sonra onları yemek yedirmeye çalışırdık.
başaranı yüzdürürdük.
sağ kalanla oynamaya devam ederdik.
temaslı oyun seviyorum ben yani.
o yüzden bir tane bile bilgisayar oyunu oynayamadım.
tek sanal eğlencem kafa sözlük.
en sevdiğim sanal dostum kuzguncuktaki vişne
ezcümle oyun gibisi yok.
oyun arkadaşı gibisi yok.
devamını gör...
o zaman şebnem ferah'tan gelsin, bu başlığa uygun oyunlar şarkısı;

bizler büyürken durmaz büyür oyunlar
bütün oyunlarda herkes kadar benim de payım var..
devamını gör...
çoğunlukla beynimizdeki köşe kapmacalardır.
devamını gör...
oldum olası oyun kelimesinden çok haz almışımdır.
küçüklüğümde aklınıza gelebilecek her türlü oyunu oynamış olabilirim.
şimdiler de ise küçüklüğümden çok farklı oyunlar oynuyorum.

her oyun kendine ait bir dünya kurar. o dünya sizi yaşamın sıkıntılardan bir süre uzak tutar. oyuna bu şekilde bakarsak eğer oyun oynamanın bir nevi meditasyon olduğunu görürüz. fiziksel olarak oynanan oyunlarda bunu daha güçlü hissederiz.

mesela ben, saykodelik ya da etnik müzik eşliğinde içimden geldiği gibi dans edip oynamayı severim. bu benim için mükemmel bir meditasyondur.

yukarıda söylediğim oyun, benim tek başıma yaptığım bir oyun oynama şeklidir.

insanlar ile ilişkilerim sırasında da oynadığım bir oyun vardır efendim. bu oyunun ismi ne kadar gizemli kalabilirsin?

evren başlı başına bir gizem ise ben neden gizemli olmayayım. bana göre gizemi kalmayan her şey bir şekilde bitmeye mahkumdur. bence ilişkilerde katlanmaya çalışmak da bir bitiştir.

efendim bu oyunu nasıl oynuyorum ondan da birazcık bahsetmek istiyorum.
genelde karşımdaki insanın bir şekilde konuşmasını sağlarım. bunu nasıl yaparım onun ilgi alanlarını öğrenirim önce. ve muhabbeti bir şekilde onun ilgi alanlarına çeviririm. öncelikle o kişiden çok şey öğrenmeliyim. bitmek bilmez bir merak vardır bende. onun fikirlerini, düşünceleri resmen sömürmeliyim.

bu oyun bana iki şey kazandırır.

birincisi az konuşup karşımdaki insanı çok konuşturarak ondan bir şeyler kaparım. ikincisi ise kendim hakkında bilgi vermekten uzaklaşmış olurum. tabiki bir konu hakkındaki düşüncelerimi tüm ayrıntısına kadar anlatırım. lakin kişisel hayatımı öyle kolay kolay anlatmam. bir şekilde gizemli kalmalıdır hayatım. arkadaşlarımdan şu lafı çok duyarım. seninle o kadar zamandır tanışıyoruz, o kadar uzun konuşmalarımız oldu. ama hakkında bilgi sahibi değilim.

bir de şu var efendim. benim özel hayatım çok mühim değil. önemli olan fikirlerim düşüncelerim değil midir?
devamını gör...
tatsız tuzsuz oyunlardır. çocukken oynananların acımasızı. çocukken kaybedince gıdıklanırdık arkadaşlarımız tarafından. o gün hiç gıdıklanmayanları da oyunların sonunda gıdıklardık. kimi zaman erken eve girmemiz gerekiyorsa bilerek kaybederek ki o tatlı cezadan mahrum kalmayalım. şimdi de bidolu oyun oynuyoruz. herkes planlı, atılacak adımlar belli. o denli sıkıcı oyunlar. kaybeden kaybetmeye, kazanan kazanmaya mahkum. en can sıkan şey ise kimse kimseyi gıdıklamıyor artık.
devamını gör...
oyun kültürden öncedir diyen bir kuram var ve ben katılıyorum bu kurama. her zaman oyun vardı her zaman insan hayatının ayrılmaz bir parçası olacak. çocuk küçükken bizi hayata hazırlarken büyüdüğümüzde hayatta kalmamıza yardım eder.
devamını gör...
miş/mış gibi oyununu çok iyi oynar bazıları...

değer vermiş gibi,
sevmiş gibi,
özlemiş gibi,
aklındaymış ama vakti yokmuş gibi,
meraktaymış gibi,
tam da o yazacakmış gibi,
varmış gibi...
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"insanların oynadıkları oyunlar" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim