irade ve kader kavramı

birbirinden koparılması galiba güç olan iki kavram.

determinist yaklaşıma göre evrendeki her şey belirlidir.
kader kavramına göre ise tanrı tarafından her şey önceden yazılmıştır.

irade ise kişinin özgür olduğuna inanması durumudur.
evet, beni hapishanedeki adamdan ayıran onun o tetiği çekip/ iradesiz davranması, benim ise o irade sahibi olmam mıdır?

irademizle yaptığımızı sandığımız şeyler kader ise, tercihlerimiz kader ise, her şey önceden belli ise bizim irade sandığımız şeylerin ne önemi kalır?

tanrı ceren özdemir'in katilinin o bıçağı almasına niye izin verdi, o bıçağı alması irade miydi, yoksa kader mi olmalı?

sen istediğin kadar ira de, son sözü ka der.

bu labirent ile açıklanıyordu. yukarıdan bakan biri için çıkış yolu bellidir ama içindeki kişi için meçhul, çıkışa doğru birçok yolu dener kendi iradesiyle, yukarıdan bakan bilir önceden hangi yolları denediğini. şu mahkumların "kader mahkumu" oldukları düşüncesi beni hep güldürür. kimsenin suçu yok o halde, herkes kaderin tuzağına düşmüş öyle mi? ıradenizi bu kadar küçümsemeyin, tamam manipülasyona açığız ama bu hayatı bir başkası yaşamıyor, bazı kararların arkasında durmak gerek. biz farkında olduğumuz için insanız en nihayetinde.