bunun tek nedeninin insanların sahile ve denize bayıldığından kaynaklı olduğunu düşünmüyorum artık. ekonomik sebepler de işin içine girmiş durumda. cidden sosyolojik olarak irdelenmesi gereken bir durum haline geldi.

sahilde sosyalleşmek, aileni alıp sahile gidip oturup yiyip içmek türkiye şartlarındaki en ekonomik eğlenme biçimi sanırım. fakat artık ne kadar eğlenceli olduğu tartışmalı. çünkü özellikle haftasonları sahillerde nefes alacak alan kalmıyor. bu deniz manzarası romantizmi beni öylesine bayıyor ki son senelerde sahil aktivitesinden nefret eder hale geldim. adam, gezmek isteyen ailesini arabaya doldurup sahile gidiyor çünkü gezme denince aklına başka şey gelmiyor. başka sosyal aktivite bilmiyor. bilse de ekonomik sıkıntılardan dolayı yapamıyor. bir sinemaya 4 kişi gitmenin maliyeti, sahilde tavuk ızgara yapmanın 3 katı falan daha maliyetli.

ben de burada şunu soruyorum, bu zoraki "eğlenme" faslı yerine evinizde otursanız? cidden her haftasonu hatta her akşam "hadi gelin sahil havası alalım" anlayışı o kadar saçma ki. bir şeyi bu kadar sık yapıyor olmak onu artık eğlence olmaktan çıkarmıyor mu?

bütün bunları birilerini yargılamak için de yazmıyorum. cidden nedenini merak ediyorum. ama cevap olarak da "ah azizim o deniz havası, o manzara beni mest ediyor, başka bir diyara gidiyorum" romantizmini de kabul etmediğimi söylemek isterim. bu kendini kandırmaktan başka bir şey değil. deniz manzarası 10 dakika izlenir, sahilde gün batımı izlemek kaç saat sürebilir? izlersin biter. fazlası zoraki olarak kendini eğleniyorum diye kandırmaktır. bunun sosyal medyada sürekli gezme tozma paylaşımı yapıp kendini ispat çabasına girenlerin yaptığından farkı yok.

istanbul insanı çok yazık ki tiyatro bilmiyor, sinema bilmiyor, bowling bilmiyor, poligon bilmiyor, lunaparka eskisi kadar gitmiyor, bir mekana gidip eğlenme işi de ekonomik sebeplerden dolayı azalıyor. bu şekilde ot gibi yaşayan bir toplum nasıl mutlu olabilir? nasıl kendini geliştirebilir? insanlar evlerinde de vakit geçirmekten sıkılıyorlar. bu onlara göre ayıplanacak bir şey sanki.

- ee hilmi abi haftasonun nasıl geçti, evde miydin?
- ne evi oğlum ya sıkılıyorum ben, evde olur mu hiç...
- neredeydin abi?
- valla çocukları da aldım şöyle bir sahil havası aldık, o kadar iyi geldi ki. her hafta yaparız. yengen de sıkılıyor yoksa.

sahil havası almazsa ölecek hastalığı. enteresan.
devamını gör...
çünkü artık insanlar bir şey yapmış olmak için bir şeyler yapıyor. bakın bunu iyi irdeleyin...
devamını gör...
sahilli gençler bekleniyorsunuz.
devamını gör...
ekonomik konulara dokunduğu yerlere katılsam da bana biraz kasıntı yazı geldi. mesela biri çıkıp evet her haftasonu sahile inmeyi seviyorum, her seferinde tüm gün orda oturarak mutlu oluyorum derse başlık sahibi hala yok bu kendini kandırmak, gereksiz romantizm kabul etmiyorum mu diyecek? seni ikna etmek gibi bir derdi yok ki adamın, önceliği kendini mutlu etmek. keza bilardo, bowling oynamaya falan ne zaman gitsem mutlaka sıra bekliyorum nasıl millet bilardoya falan yönelmiyor diye kanaat getirdin?
lünapark desen belli bir yaştan sonra insanlara hitap etmediğini düşünüyorum, şahsen ben gidip gondola binmem 30dan sonra, çoğu insana da öyle geliyor olabilir. bizden ufaklar sever daha çok lunaparkı, onlar da gidiyor zaten yaz akşamlarında. ayrıca 2-3 dk için gereksiz pahalı olduğunu düşünüyorum bilet fiyatlarının.
içinde bulunduğumuz çağda artık neredeyse her işte 6 gün çalışma var, eskisi gibi haftasonu 2 gün tatil kalmadı. dolayısıyla insanların bir pazarı var ve o gün de heryer tıklım tıklım. çağ değişti millet avmlere falan doluşur oldu, müze gezmek vs eskisi kadar rağbet görmüyor olabilir ama hala her yer kalabalık. ki zaten nüfus aşırı kalabalık olduğundan her şeye yönelen birileri mutlaka var. o sahile inenler de mutlaka olacak. bu hafta evden çıkma dediğin kesim neden sen istiyorsun diye evde otursun, adam maddi imkanı ya da kısıtlı zamanı doğrultusunda en azından inip kahvaltısını orda yapıyor hiç yapmamaktan iyidir bi nefes almış olup stres atıyor belki.
ayrıca istanbul’da daima trafik olduğundan bir yerden bir yere gitmek de zor kısıtlı zamanda. o yüzden tek günlük izinde en yakında yapılan aktiviteye de yöneliyor insan.
bir de istanbul’un yapısıyla alakalı sebepler var. burası köy değil ki adam çıksın bi dağa tırmansın, ne bileyim bir yerden yamaç paraşütü yapsın falan. konuma göre olan şeyler de var. tıkabasa binalarla dolu bir şehir. belki bir yerlerinde bunlarda yapılıyordur ama dediğim gibi bu şile tarafındaysa mesela avcılar’da oturan bir adam gidip bunu yapayım dese zaten oraya gidene kadar gün bitecek. mecburen bazı şeyleri yapmak için bayram, senelik izin gibi bir sebeple birkaç gün tatilde olduğu dönemi bekliyor.
yine de bunların hepsinde maddi imkanların da etkisi olduğunu tekrar belirteyim. halkın geneli asgari ücretle geçin(em)iyor. bu imkanlarla bu kadar.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"istanbul'da gezme anlayışının sahile gitmekten ibaret olması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim