jorge luis borges
başlık "bir deliden bir deliye not" tarafından 13.12.2020 00:54 tarihinde açılmıştır.
1.
ispanyol şair, yazar. çok sevdiğim bir şiirini paylaşıyorum.
anlar
eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
ikincisinde, daha çok hata yapardım.
kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
çok az şeyi
ciddiyetle yapardım.
temizlik sorun bile olmazdı asla.
daha çok riske girerdim.
seyahat ederdim daha fazla.
daha çok güneş doğuşu izler,
daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
görmediğim bir çok yere giderdim.
dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
farkında mısınız bilmem. yaşam budur zaten.
anlar, sadece anlar. siz de anı yaşayın.
hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
gitmeyen insanlardandım ben.
yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
eğer yeniden başlayabilseydim,
ilkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
ama işte 85'indeyim ve biliyorum...
ölüyorum...
sosyal kargaşalardan uzak kaldığım (bir daha asla kullanmayacağım) son bir aydır her sabah güne bu şiirle başlama kararı aldığım günden beri hayat daha güzel...
anlar
eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
ikincisinde, daha çok hata yapardım.
kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
çok az şeyi
ciddiyetle yapardım.
temizlik sorun bile olmazdı asla.
daha çok riske girerdim.
seyahat ederdim daha fazla.
daha çok güneş doğuşu izler,
daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
görmediğim bir çok yere giderdim.
dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
farkında mısınız bilmem. yaşam budur zaten.
anlar, sadece anlar. siz de anı yaşayın.
hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
gitmeyen insanlardandım ben.
yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
eğer yeniden başlayabilseydim,
ilkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
ama işte 85'indeyim ve biliyorum...
ölüyorum...
sosyal kargaşalardan uzak kaldığım (bir daha asla kullanmayacağım) son bir aydır her sabah güne bu şiirle başlama kararı aldığım günden beri hayat daha güzel...
devamını gör...
2.
oldukça büyük isimlere ilham kaynağı olmuş , onlardan daha büyük olanlardan ise ilham almıştır. eserlerinde zaman zaman edgar allan poe, dante alighieri ve william shakespeare izleri görülür .
--- alıntı ---
¿en qué reino, en qué siglo, bajo qué silenciosa
conjunción de los astros, en qué secreto día
que el mármol no ha salvado, surgió la valerosa
y singular idea de inventar la alegría?
con otoños de oro la inventaron. el vino
fluye rojo a lo largo de las generaciones
como el río del tiempo y en el arduo camino
nos prodiga su música, su fuego y sus leones.
en la noche del júbilo o en la jornada adversa
exalta la alegría o mitiga el espanto
y el ditirambo nuevo que este día le canto
otrora lo cantaron el árabe y el persa.
vino, enséñame el arte de ver mi propia historia
como si ésta ya fuera ceniza en la memoria.
soneta del vino , borges
--- alıntı ---
--- alıntı ---
¿en qué reino, en qué siglo, bajo qué silenciosa
conjunción de los astros, en qué secreto día
que el mármol no ha salvado, surgió la valerosa
y singular idea de inventar la alegría?
con otoños de oro la inventaron. el vino
fluye rojo a lo largo de las generaciones
como el río del tiempo y en el arduo camino
nos prodiga su música, su fuego y sus leones.
en la noche del júbilo o en la jornada adversa
exalta la alegría o mitiga el espanto
y el ditirambo nuevo que este día le canto
otrora lo cantaron el árabe y el persa.
vino, enséñame el arte de ver mi propia historia
como si ésta ya fuera ceniza en la memoria.
soneta del vino , borges
--- alıntı ---
devamını gör...
3.
ispanyol değil, arjantin'lidir.
devamını gör...
4.
kitapları artık can yayınları tarafından türkçeye kazandırılacakmış. daha önce iletişim yayınları tarafından basılıyordu.
türkçedeki yeni baskılarını merakla beklediğimiz yazar.
kaynak: kayiprihtim.com/haberler/ed...
türkçedeki yeni baskılarını merakla beklediğimiz yazar.
kaynak: kayiprihtim.com/haberler/ed...
devamını gör...
5.
jorge luis borges latin amerika’nın aymazlığı, umursamazlığı ve de belli durumlarda usanmadan gösterdiği tembelliği neticesinde gözlerden uzun süre uzak kalmış, hak ettiği değeri bir türlü bulamamış, kuzey amerika ve avrupa’da keşfedilince ünlenmiş dünya edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük yazarlarından biridir.
dünya diye bildiğimiz bu can çekişen gezegenin kurulduğundan beri yedi bölgesinden kan akmakta oluk oluk. ama afrika ile birlikte en çok kan kaybeden bölgesi belki de güney amerika’dır. devrimler ve darbelerle bezenmiş tarihine baktığımızda haritalarda renginin neden hala kırmızıya dönmediğini anlamadığımız güney amerika’nın ucundan sarkan arjantin dünyaya birkaç ünlü isim sunmuştur yalnızca. ernesto che guevara juan peron, diego armando maradona ve jorge luis borges.
borges dünya edebiyatında kendinden sonra gelen yazarları en çok etkileyen kişilerden biridir. borgesvari diye bir niteleme bile ortaya çıkmıştır borges’in düşsel metinleri ün kazanıp başla yazarlara yol göstermeye başlayınca, tıpkı borges’in hayran olduğu yazarlardan biri olan kafka’nın edebiyat dünyasını kafkavari terimini hediye etmiş olması gibi.
borges birçok yazardan etkilenmiş, birçok yazara hayranlık beslemiştir. h.g.wells, walt whitman, fransisco de quevedo, cervantes, franz kafka, henry james ve alfonso reyes gibi.
bu uzun liste aslında borges’in çok iyi bir yazar olmanın yanısıra çok iyi bir de okur olduğunun göstergesidir. zaten borges’in cenneti tasvir ediş şekli de bunu göstermektedir. borges’e göre cennet dopdolu bir kütüphanedir.
borges öteki soruşturmalar kitabının bir denemesinde yazarın hayatının bir noktasında dokunaklı bir durumun olması gerektiğini ve quevedo’nun böyle bir durumu yaşamadığını söyler ama kendisi yaşamıştır.
ilk dokunaklı durum; borges’in kadınları çok sevmesi, onları büyük bir şehvet duyması ama utangaçlığı yüzünden onlardan hep uzak durmasıdır. dört yıllık kısa sayılacak bir evlilikten sonra ayrıldığı eşi borges ününden pay alabilmek için onun iktidarsız olduğuna dair bir kitap bile yazmıştır. borges ise bu dört senelik dilim dışındaki zamanı çok uzun bir süre yaşayan annesi ile geçirmeyi tercih ederek insanlardan kendini belli bir yere kadar soyutlamaya çalışmıştır.
cinsellik konusunda utangaç olan borges konuşmak konusunda fazlasıyla dışa dönüktür. fikri her sorulduğunda tatmin edici cevaplar verir muhattabına ama bazen bu cevaplar onun yanlış anlaşılmasına ve siyasi olarak insanlar tarafından acımasızca eleştirilmesine neden olur.
borges’in hayatındaki ikinci dokunaklı mevzu ise körlüktür. babasından miras kalan bir hastalık sonucunda kademe kademe körleşen borges kendini bu duruma alıştırmış olduğu için çok da zorlanmaz ama kendisine kitap okuması için bazı yardımları kabul etmek zorunda kalır. bu yardımlardan birinin sahibi de benim çok sevdiğim alberto manguel’dir.
borges edebi olarak ün kazandıkça bir anlamda özgüven de kazanır ve deneme, şiir, öykü yazmaya devam eder ama asla roman yazmaz.
1986 yılında karaciğer kanserinden cenevre’de öldüğünde arkasında dev gibi bir isim ve okurlara asla yetmeyen kitaplar bırakır.
dünya diye bildiğimiz bu can çekişen gezegenin kurulduğundan beri yedi bölgesinden kan akmakta oluk oluk. ama afrika ile birlikte en çok kan kaybeden bölgesi belki de güney amerika’dır. devrimler ve darbelerle bezenmiş tarihine baktığımızda haritalarda renginin neden hala kırmızıya dönmediğini anlamadığımız güney amerika’nın ucundan sarkan arjantin dünyaya birkaç ünlü isim sunmuştur yalnızca. ernesto che guevara juan peron, diego armando maradona ve jorge luis borges.
borges dünya edebiyatında kendinden sonra gelen yazarları en çok etkileyen kişilerden biridir. borgesvari diye bir niteleme bile ortaya çıkmıştır borges’in düşsel metinleri ün kazanıp başla yazarlara yol göstermeye başlayınca, tıpkı borges’in hayran olduğu yazarlardan biri olan kafka’nın edebiyat dünyasını kafkavari terimini hediye etmiş olması gibi.
borges birçok yazardan etkilenmiş, birçok yazara hayranlık beslemiştir. h.g.wells, walt whitman, fransisco de quevedo, cervantes, franz kafka, henry james ve alfonso reyes gibi.
bu uzun liste aslında borges’in çok iyi bir yazar olmanın yanısıra çok iyi bir de okur olduğunun göstergesidir. zaten borges’in cenneti tasvir ediş şekli de bunu göstermektedir. borges’e göre cennet dopdolu bir kütüphanedir.
borges öteki soruşturmalar kitabının bir denemesinde yazarın hayatının bir noktasında dokunaklı bir durumun olması gerektiğini ve quevedo’nun böyle bir durumu yaşamadığını söyler ama kendisi yaşamıştır.
ilk dokunaklı durum; borges’in kadınları çok sevmesi, onları büyük bir şehvet duyması ama utangaçlığı yüzünden onlardan hep uzak durmasıdır. dört yıllık kısa sayılacak bir evlilikten sonra ayrıldığı eşi borges ününden pay alabilmek için onun iktidarsız olduğuna dair bir kitap bile yazmıştır. borges ise bu dört senelik dilim dışındaki zamanı çok uzun bir süre yaşayan annesi ile geçirmeyi tercih ederek insanlardan kendini belli bir yere kadar soyutlamaya çalışmıştır.
cinsellik konusunda utangaç olan borges konuşmak konusunda fazlasıyla dışa dönüktür. fikri her sorulduğunda tatmin edici cevaplar verir muhattabına ama bazen bu cevaplar onun yanlış anlaşılmasına ve siyasi olarak insanlar tarafından acımasızca eleştirilmesine neden olur.
borges’in hayatındaki ikinci dokunaklı mevzu ise körlüktür. babasından miras kalan bir hastalık sonucunda kademe kademe körleşen borges kendini bu duruma alıştırmış olduğu için çok da zorlanmaz ama kendisine kitap okuması için bazı yardımları kabul etmek zorunda kalır. bu yardımlardan birinin sahibi de benim çok sevdiğim alberto manguel’dir.
borges edebi olarak ün kazandıkça bir anlamda özgüven de kazanır ve deneme, şiir, öykü yazmaya devam eder ama asla roman yazmaz.
1986 yılında karaciğer kanserinden cenevre’de öldüğünde arkasında dev gibi bir isim ve okurlara asla yetmeyen kitaplar bırakır.
devamını gör...
6.
beni alef kitabıyla büyülü gerçekçilik akımıyla tanıştıran şimdiye dek okuduğum en özgün yazarlardan bir tanesi. içine kapanık biriymiş ve yalnız bir yaşamı olmuş. çok okurmuş. hayatının sonlarına doğru gözlerini kaybetmiş (genetik bir hastalıktan) ve kitapları kendisine hep başkaları okumuş. kendisi hakkında "yaşamadım, okudum" demiş; bence bu tek cümlelik bir otobiyografidir... en sevdiğim öyküleri alef, ayna ve maske, disk.
devamını gör...
7.
dedesi, babası ve babaannesiyle aynı kaderi paylaşan, 56 yaşında görme yetisini kaybeden ispanyol şair, yazar.
bir gözü tamamen görmüyor, diğer gözü, maviyi, yeşili ve sarıyı seçebiliyor, kırmızıyla siyahı algılayamıyordu.
görme yetisini tamamen kaybettikten sonra kendi otoportresini böyle yaptı;
düşler var düşün ardında. her gece yitip gitmek isterim karanlık sularda.
devamını gör...
8.
eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
ikincisinde, daha çok hata yapardım.
kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
çok az şeyi
ciddiyetle yapardım.
temizlik sorun bile olmazdı asla.
daha çok riske girerdim.
seyahat ederdim daha fazla.
daha çok güneş doğuşu izler,
daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
görmediğim bir çok yere giderdim.
dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
farkında mısınız bilmem. yaşam budur zaten.
anlar, sadece anlar. siz de anı yaşayın.
hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
gitmeyen insanlardandım ben.
yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
eğer yeniden başlayabilseydim,
ilkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
ama işte 85'indeyim ve biliyorum...
ölüyorum...
(bkz: jorge luis borges)
ikincisinde, daha çok hata yapardım.
kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
çok az şeyi
ciddiyetle yapardım.
temizlik sorun bile olmazdı asla.
daha çok riske girerdim.
seyahat ederdim daha fazla.
daha çok güneş doğuşu izler,
daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
görmediğim bir çok yere giderdim.
dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
farkında mısınız bilmem. yaşam budur zaten.
anlar, sadece anlar. siz de anı yaşayın.
hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
gitmeyen insanlardandım ben.
yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
eğer yeniden başlayabilseydim,
ilkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
ama işte 85'indeyim ve biliyorum...
ölüyorum...
(bkz: jorge luis borges)
devamını gör...
9.
hayatım boyunca sayısız kere önüme çıktı.hatta heveslenip kitabını aldım ama yıllarca rafımda durdu(alef). bugün yazarı tanımam gerektiğini anladığım bir video izledim.
her kitap zamanını bekler ya.. beni de yazar beklemiş...
linki de aşağıda.
(söyleyişiyi yapana uyuz oldum. )
buradan lütfen
ayrıca bir minik bilgi daha. umberto eco, borges ile ilgili şöyle der.
gülün adı’nı yazarken, kütüphaneyi oluşturma aşamasında borges’i düşündüğüm apaçık ortadadır.
her kitap zamanını bekler ya.. beni de yazar beklemiş...
linki de aşağıda.
(söyleyişiyi yapana uyuz oldum. )
buradan lütfen
ayrıca bir minik bilgi daha. umberto eco, borges ile ilgili şöyle der.
gülün adı’nı yazarken, kütüphaneyi oluşturma aşamasında borges’i düşündüğüm apaçık ortadadır.
devamını gör...
10.
jorge luis borges 1899'da arjantin'de doğdu. kütüphanesi olan bir evde büyüdü, babası avukat ve psikologdu. genç yaşlarında iken almanca, latince ve fransızca öğrendi.
sembolist yazar ve şairlerin eserleri ile genç yaşta tanıştı borges önceleri bazı şair ve yazarlara öykünse de kendi yolunu çizmeye karar verdi, anarşi ve rus devrimini övdüğü bir iki kitap denemesinde bulundu ve daha sonra bu kitapları yazmaktan pişmanlık duyan borges bu kitaplarından vazgeçti, imha etti.
22 yaşında iken babasının arkadaşı macedonio fernandéz' in düşüncelerinden etkilendi, yeni bir bakış açısı kazandı. her şeye kuşkuyla bakmayı öğrendi macedonio fernandéz''den.
ilk kitabı ferver de buenos aires
''buenos aires tutkusu'' yayınlandığında henüz 24 yaşındaydı.
yazarlığının başlarında oldukça verimli bir dönem geçirdi, şiirleri ve öyküleri hep basılıyordu.
alçaklığın evrensel tarihi adında bir öykü çıkardı ve bu eser büyülü gerçekçiliğin ilk örneklerinden sayıldı.
asıl çıkışını ise 1935 yılında hayali bir romanı eleştirdiği al-motasim'e bir bakış' adlı öyküde yaptı. bu stil borges stili olarak adlandırılmıştır.
maddi sıkıntılar sebebiyle kütüphanecilik de yapan borges bu dönemde kendini klasikleri okumaya ve çevirmeye vermiştir.
virginia woolf ve william faulkner gibi yazarların ilk ispanyol çevirilerini yapan kişi olmuştur.
bir ara bustos domecq takma adını da kullanmış olan borges art arda yazdığı kitaplar ile edebiyatını güçlendirdi. kütüphanedeki işinden atılmasının ardından kendisini okuyup yazmaya, gezmeye ve öğrenmeye verdi.
1955 yılında görme yetisini tamamen kaybetti. buenos aires üniversitesi'nde 12 yıl profesörlük yaptı.
62 yaşında iken samuel beckett ile beraber uluslararası yayımcılar ödülü'nü kazandı ve bu ödül onu gecikmiş bir üne kavuşturdu.
üretkenliğini son ânâ kadar bırakmayan borges 14 haziran 1986'da karaciğer kanseri yüzünden hayatını kaybettiğinde 87 yaşındaydı.
eserleri
el otro, el mismo, 1969, şiir
el informe de brodie (brodie raporu), 1970, kısa hikâyeler
el congreso, 1971, denemeler
nuevos cuentos de bustos domecq, adolfo bioy casares ile beraber
el oro de los tigres, 1972, şiir.
el libro de arena (kum kitabı), 1975, kısa hikâyeler
la rosa profunda (sonsuz gül), 1975, şiir
la moneda de hierro, 1976, şiir
diálogos, 1976, borges ve ernesto sabato arasında konuşmalar
que es el budismo? 1976, dersler
historia de la noche, 1977, şiirler
prólogos con un prólogo de prólogos, 1977, kitap önsözleri
borges el memorioso, 1977, antonio carrizo ile konuşmalar
rosa y azul: la rosa de paracelso; tigres azules, 1977
borges, oral, 1979, dersler
siete noches (yedi gece) 1980, dersler
la cifra, 1981, şiir
nueve ensayos dantescos (dantevari denemeler), 1982, dante üzerine denemeler
un argumento, 1983
veinticinco agosto 1983 y otros cuentos, 1983, kısa hikâyeler
atlas (atlas), 1984, maría kodama ile hikayeler ve denemeler
los conjurados, 1985, şiir
textos cautivos, 1986, eleştiriler
this craft of verse, 2000, dersler
borges
sembolist yazar ve şairlerin eserleri ile genç yaşta tanıştı borges önceleri bazı şair ve yazarlara öykünse de kendi yolunu çizmeye karar verdi, anarşi ve rus devrimini övdüğü bir iki kitap denemesinde bulundu ve daha sonra bu kitapları yazmaktan pişmanlık duyan borges bu kitaplarından vazgeçti, imha etti.
22 yaşında iken babasının arkadaşı macedonio fernandéz' in düşüncelerinden etkilendi, yeni bir bakış açısı kazandı. her şeye kuşkuyla bakmayı öğrendi macedonio fernandéz''den.
ilk kitabı ferver de buenos aires
''buenos aires tutkusu'' yayınlandığında henüz 24 yaşındaydı.
yazarlığının başlarında oldukça verimli bir dönem geçirdi, şiirleri ve öyküleri hep basılıyordu.
alçaklığın evrensel tarihi adında bir öykü çıkardı ve bu eser büyülü gerçekçiliğin ilk örneklerinden sayıldı.
asıl çıkışını ise 1935 yılında hayali bir romanı eleştirdiği al-motasim'e bir bakış' adlı öyküde yaptı. bu stil borges stili olarak adlandırılmıştır.
maddi sıkıntılar sebebiyle kütüphanecilik de yapan borges bu dönemde kendini klasikleri okumaya ve çevirmeye vermiştir.
virginia woolf ve william faulkner gibi yazarların ilk ispanyol çevirilerini yapan kişi olmuştur.
bir ara bustos domecq takma adını da kullanmış olan borges art arda yazdığı kitaplar ile edebiyatını güçlendirdi. kütüphanedeki işinden atılmasının ardından kendisini okuyup yazmaya, gezmeye ve öğrenmeye verdi.
1955 yılında görme yetisini tamamen kaybetti. buenos aires üniversitesi'nde 12 yıl profesörlük yaptı.
62 yaşında iken samuel beckett ile beraber uluslararası yayımcılar ödülü'nü kazandı ve bu ödül onu gecikmiş bir üne kavuşturdu.
üretkenliğini son ânâ kadar bırakmayan borges 14 haziran 1986'da karaciğer kanseri yüzünden hayatını kaybettiğinde 87 yaşındaydı.
eserleri
el otro, el mismo, 1969, şiir
el informe de brodie (brodie raporu), 1970, kısa hikâyeler
el congreso, 1971, denemeler
nuevos cuentos de bustos domecq, adolfo bioy casares ile beraber
el oro de los tigres, 1972, şiir.
el libro de arena (kum kitabı), 1975, kısa hikâyeler
la rosa profunda (sonsuz gül), 1975, şiir
la moneda de hierro, 1976, şiir
diálogos, 1976, borges ve ernesto sabato arasında konuşmalar
que es el budismo? 1976, dersler
historia de la noche, 1977, şiirler
prólogos con un prólogo de prólogos, 1977, kitap önsözleri
borges el memorioso, 1977, antonio carrizo ile konuşmalar
rosa y azul: la rosa de paracelso; tigres azules, 1977
borges, oral, 1979, dersler
siete noches (yedi gece) 1980, dersler
la cifra, 1981, şiir
nueve ensayos dantescos (dantevari denemeler), 1982, dante üzerine denemeler
un argumento, 1983
veinticinco agosto 1983 y otros cuentos, 1983, kısa hikâyeler
atlas (atlas), 1984, maría kodama ile hikayeler ve denemeler
los conjurados, 1985, şiir
textos cautivos, 1986, eleştiriler
this craft of verse, 2000, dersler
borges
devamını gör...
11.
eğer yeniden başlayabilseydim,
ilkbaharda papuçları mı fırlatır atar.
sonbahar bitene kadar çıplak ayakla yürürdüm*
ilkbaharda papuçları mı fırlatır atar.
sonbahar bitene kadar çıplak ayakla yürürdüm*
devamını gör...
12.
''akşamleyin yitip giden bu insanlarım ben.''
sonsuz gül ve alef başta olmak üzere pek çok esere imza atmış arjantinli yazar, şair ve çevirmendir; tam adı ise jorge francisco ısidoro luis borges acevedo olan borges okumaktan gözlerini yitirmiştir.
büyülü gerçekçilik akımının dünya edebiyatında en önemli temsilcilerinden biri kabul edilir.
1899-1986 yılları arasında yaşamıştır.
insan ölülerle konuşurken onların ölü olduğunu unutuyor.
yakında herkes olacağım; öleceğim.
sonsuz gül ve alef başta olmak üzere pek çok esere imza atmış arjantinli yazar, şair ve çevirmendir; tam adı ise jorge francisco ısidoro luis borges acevedo olan borges okumaktan gözlerini yitirmiştir.
büyülü gerçekçilik akımının dünya edebiyatında en önemli temsilcilerinden biri kabul edilir.
1899-1986 yılları arasında yaşamıştır.
insan ölülerle konuşurken onların ölü olduğunu unutuyor.
yakında herkes olacağım; öleceğim.
devamını gör...
13.
"rüyamda sağ bir geyiğin düş kırıklığına uğramış avcıdan af dilediğini gördüm."
borges- rüyalar
borges- rüyalar
devamını gör...