1.
kendisini bir borgiofil olarak tanımlayan ve bu konuda bir şöhreti ya da kötü şöhreti olduğunu belirten yazar alejandro luque tarafından borges sicilya'da isimli kitabında ortaya attığı bir hastalık türüdür.
tıpta bir karşılığı var mı bilmiyorum. yoksa bile benim için bir anlam ifade etmiyor. eğer böyle bir hastalık bir kitapta yazılmışsa ve eğer bu kitap sevdiğim de bir kitapsa böyle bir hastalığın varlığına inanırım.
ve bir hastalık adı duyduğu anda kendisine "acaba bende de var mı?" diye soran bir insan olarak elbette ki böyle bir hastalığa yakalanmış olabileceğimi düşündüm.
ben bir borgiofil sayılıp sayılamacağımı düşünerek ile başladım. jorge luis borges'in bütün kitaplarını okudum. hepsinden çok büyük keyif aldım. jorge luis borges hakkında yazılmış çok sayıda kitap da okudum. eğer bir yerde jorge luis borges adı geçerse hemen dikkat kesilirim. tam olarak hakkını verip vermediğime emin olmasam da ben de bir borgiofil sayılırım.
o zaman alejandro luque'nin saydığı semptomlara bakalım borges kızamığı ile ilgili. ilk semptom uykusuzluk. son üç yıldır pek mustarip olmadığım bir semptom bu. ama eğer iyi bir kitap elime geçerse ara ara nüksedebilir.
ikinci semptom gözlerin kızarması. çok okuduğum ve ekrana çok maruz kaldığım zaman yaşadığım bir sorun bu. ama sanırım çoğu insan da yaşar.
bir sonraki semptom takıntılı bir şekilde alıntı yapma ihtiyacı. bu semptom bende kesinlikle var. alıntı yapmaya bayılıyorum. yerli yersiz alıntı yapabilirim ama bu tanım boyunca yapmayacağım. sorun şu ki; bu alıntılar ille de jorge luis borges'den mi olmalı yoksa başka yazarlardan alıntılar da sayılır mı? bunu belirtmemiş alejandro luque. geçelim.
aptallık nöbetleri. bu semptomu çocukluğumdan beri yaşıyorum. daha önce saman balyası, yalak, dolmalık biber gibi başlıklarda bu nöbetlere örnekler vermiştim.
ukalalık ile kendinden başka bir şey düşünmeme arasında bir yerlerde olmak. bundan yüzde yüz emin değilim ama ukalalık gibi bir huyumun bazı zamanlarda nüksettiği kesin.
ateşli, yorgun ve bellek vs. gibi terimlerin yanlış kullanımı. bu semptom bende kesinlikle yok. yorgun sözcüğünü çokça kullanırım ama bellek ve ateşli gibi sözcükleri en son ne zaman kullandığımı bile hatırlamıyorum.
derin bir hiçbir şey ama hiçbir şey bilmeme duygusu. bu semptom kesinlikle bende var. ne kadar öğrenirsem öğreneyim eksik kaldığımı hissediyorum. sanki yüz yıl daha yaşasam yine de yetmeyecek. daha çok zamana ihtiyacım var gibi. tanrı bu paragrafı dua olarak kabul edebilir.
bu şartlar altında bende borges kızamığı yok. varsa bile daha başlangıç aşamasında.
tıpta bir karşılığı var mı bilmiyorum. yoksa bile benim için bir anlam ifade etmiyor. eğer böyle bir hastalık bir kitapta yazılmışsa ve eğer bu kitap sevdiğim de bir kitapsa böyle bir hastalığın varlığına inanırım.
ve bir hastalık adı duyduğu anda kendisine "acaba bende de var mı?" diye soran bir insan olarak elbette ki böyle bir hastalığa yakalanmış olabileceğimi düşündüm.
ben bir borgiofil sayılıp sayılamacağımı düşünerek ile başladım. jorge luis borges'in bütün kitaplarını okudum. hepsinden çok büyük keyif aldım. jorge luis borges hakkında yazılmış çok sayıda kitap da okudum. eğer bir yerde jorge luis borges adı geçerse hemen dikkat kesilirim. tam olarak hakkını verip vermediğime emin olmasam da ben de bir borgiofil sayılırım.
o zaman alejandro luque'nin saydığı semptomlara bakalım borges kızamığı ile ilgili. ilk semptom uykusuzluk. son üç yıldır pek mustarip olmadığım bir semptom bu. ama eğer iyi bir kitap elime geçerse ara ara nüksedebilir.
ikinci semptom gözlerin kızarması. çok okuduğum ve ekrana çok maruz kaldığım zaman yaşadığım bir sorun bu. ama sanırım çoğu insan da yaşar.
bir sonraki semptom takıntılı bir şekilde alıntı yapma ihtiyacı. bu semptom bende kesinlikle var. alıntı yapmaya bayılıyorum. yerli yersiz alıntı yapabilirim ama bu tanım boyunca yapmayacağım. sorun şu ki; bu alıntılar ille de jorge luis borges'den mi olmalı yoksa başka yazarlardan alıntılar da sayılır mı? bunu belirtmemiş alejandro luque. geçelim.
aptallık nöbetleri. bu semptomu çocukluğumdan beri yaşıyorum. daha önce saman balyası, yalak, dolmalık biber gibi başlıklarda bu nöbetlere örnekler vermiştim.
ukalalık ile kendinden başka bir şey düşünmeme arasında bir yerlerde olmak. bundan yüzde yüz emin değilim ama ukalalık gibi bir huyumun bazı zamanlarda nüksettiği kesin.
ateşli, yorgun ve bellek vs. gibi terimlerin yanlış kullanımı. bu semptom bende kesinlikle yok. yorgun sözcüğünü çokça kullanırım ama bellek ve ateşli gibi sözcükleri en son ne zaman kullandığımı bile hatırlamıyorum.
derin bir hiçbir şey ama hiçbir şey bilmeme duygusu. bu semptom kesinlikle bende var. ne kadar öğrenirsem öğreneyim eksik kaldığımı hissediyorum. sanki yüz yıl daha yaşasam yine de yetmeyecek. daha çok zamana ihtiyacım var gibi. tanrı bu paragrafı dua olarak kabul edebilir.
bu şartlar altında bende borges kızamığı yok. varsa bile daha başlangıç aşamasında.
devamını gör...