orijinal adı: with borges
yazar: alberto manguel
yayım yılı: 2002
edebiyat ustası jorge luis borges 50'li yaşlarda görme yetisini kaybeder. büyük bir okuma tutkusu olan yazar okuma yapabilmek için çevresinden yardım alır. o yıllarda henüz bir kitapçıda çırak olan manguel, borges'e kitap okuma şerefine nail olan insanlardan biridir. bu eser o yılları anlatır. evde çekilen fotoğraflar ile de desteklenen anılar okuyucuya özelikle borges hayranlarına unutulmaz anlar yaşatır.
yazar: alberto manguel
yayım yılı: 2002
edebiyat ustası jorge luis borges 50'li yaşlarda görme yetisini kaybeder. büyük bir okuma tutkusu olan yazar okuma yapabilmek için çevresinden yardım alır. o yıllarda henüz bir kitapçıda çırak olan manguel, borges'e kitap okuma şerefine nail olan insanlardan biridir. bu eser o yılları anlatır. evde çekilen fotoğraflar ile de desteklenen anılar okuyucuya özelikle borges hayranlarına unutulmaz anlar yaşatır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "insan olun biraz" tarafından 30.05.2022 16:37 tarihinde açılmıştır.
1.
bir alberto manguel kitabıdır.
bu yazıda alberto manguel hayranlığımdan bahsedecek değilim. sanırım yeteri kadar anlattım bu hayranlığı. bu tanımın konusu elbette ki alberto manguel üstadımın yazdığı bir kitap olsa da asıl mevzu jorge luis borges ile geçirdiği zamanlar.
benim için tartışılmaz bazı şeyler vardır hayatta. ben keskin köşeleri olan bir insanım ve insan olduğum kadar da okurum. bu tartışılmaz şeylerden bir liste yapmamız gerekirse -ki hem alberto manguel hem de jorge luis borges listeleri çok sevdiği için bu gerekir- şöyle bir liste ortaya çıkardı:
- aklı başında olan hiçbir insan pırasa yemez.
- kim ne derse desin pluton bir gezegendir.
- ölü canlar’ın ikinci cildi bir gün bir yerde ortaya çıkacaktır.
- bela gutmann sonuna kadar haklıdır.
- jorge luis borges bir edebiyat tanrısıdır.
bu kitapta alberto manguel genç bir kitapçı çırağı iken edebiyat tanrısı jorge luis borges’in evine gidip ona kitap okuma şansına eriştiği zamanları anlatır. ben kitabı sadece yemyeşil ve dikenli bir kıskançlık duygusu ile okudum.
borges’in evinde, kitapların karanlığında, edebiyat tanrısının gözlerinin ışığında oturmuş genç bir adam bizi tanrının varlığına inandırıyor bu kitapta.
bu yazıda alberto manguel hayranlığımdan bahsedecek değilim. sanırım yeteri kadar anlattım bu hayranlığı. bu tanımın konusu elbette ki alberto manguel üstadımın yazdığı bir kitap olsa da asıl mevzu jorge luis borges ile geçirdiği zamanlar.
benim için tartışılmaz bazı şeyler vardır hayatta. ben keskin köşeleri olan bir insanım ve insan olduğum kadar da okurum. bu tartışılmaz şeylerden bir liste yapmamız gerekirse -ki hem alberto manguel hem de jorge luis borges listeleri çok sevdiği için bu gerekir- şöyle bir liste ortaya çıkardı:
- aklı başında olan hiçbir insan pırasa yemez.
- kim ne derse desin pluton bir gezegendir.
- ölü canlar’ın ikinci cildi bir gün bir yerde ortaya çıkacaktır.
- bela gutmann sonuna kadar haklıdır.
- jorge luis borges bir edebiyat tanrısıdır.
bu kitapta alberto manguel genç bir kitapçı çırağı iken edebiyat tanrısı jorge luis borges’in evine gidip ona kitap okuma şansına eriştiği zamanları anlatır. ben kitabı sadece yemyeşil ve dikenli bir kıskançlık duygusu ile okudum.
borges’in evinde, kitapların karanlığında, edebiyat tanrısının gözlerinin ışığında oturmuş genç bir adam bizi tanrının varlığına inandırıyor bu kitapta.
devamını gör...