kabulleniş, vazgeçme eşiğidir.

düşündü kadın belki de en büyük suç abdülhak hamit'in, nazım'ın, cemal'in, turgut'un ve onlar gibi kalbini kalemine dökebilenlerindi. onlar olmasa bir insanın incelikle ve zarafetle böylesine çok sevildiğini hiç bilmeyecekti. düşündü bütün diyalogları.içindeki kırılgan çocuk ilk yarasını ne zaman almıştı? ve ne zaman başlamıştı hayalleri? ve de çokça sevilme isteği? biri onu fatma, piraye ya da tomris gibi sevsin istiyordu. şiirlerde adı geçsin biri onu "sonsuzda" sevsin istiyordu.
sonra büyüdü kadın. fark etti ki tüm o okuduğu aşklar imkansız olunca kıymetli olmuşlardı. mutlu sonla bitenler sıradan hikayeler oluyordu. yaşanıyor ve tükeniyordu. birinin yüreğinde derin bir iz bırakmanın yolu o tene dokunamamaktan geçiyordu.
devamını gör...
ömür bitiren olaydır
devamını gör...
pes etmektir.
devamını gör...
çöküş dinamitinin fitilidir. inkardan sonra, çöküşten önceki evredir. geri dönüşü çok nadir gerçekleşir. vücudunuz dahi çöküşe hazırlar kendini. kimyasal tepkimeler yaşanır, depresyonun en ağır dilimine girilir. soyut kavramlar dahi yok olmaya başlar. neşe, sevgi, kibir, erdem, hakikat yitirilir. elinizde sadece şahsiyetiniz kalır. var oluş amacınızı dahi anlayamadığınız şahsiyetiniz. içinde bulunduğunuz mevcut düzenin eksik parçasına kendinizi oturtamazsınız. varlığınızı reddetmeye başlarsınız. fiziki hacminiz bile değişir. mesela elinizi kolunuzu ayağınızı daha çok sağa sola çarpmaya başlarsınız. kapıya olan mesafenizi beyniniz idrak edemez, kolunuzu kapıya çarparsınız. adımlarınız dengesini kaybeder. beynin prefrontal korteks kısmı körelir, dümdüz yolda yürürken attığınız adımlardan biri yerin yüksekliğini unutur ve sanki çukura basmış gibi dengesiz bi yürüyüş sergilersiniz. sakar birisi olursunuz kısaca. çünkü o sırada kafa başka şeyler düşünür. o kadar çok düşünürsünüz ki içsesiniz beynin tamamını ele geçirir. içsesiniz size karşı hem muhalif hem narsist hem iyi hem kötü davranabilir. saniyenin binde birinde hem size hak veren konuşmalar yapar hem de sizi yerden yere vururcasına eleştirir. sizi en çok yıpratan yine siz olursunuz. bir de o sıralarda sizin gibi kabulleniş evresine girmiş insanlara rastlarsanız süreci daha da hızlandırırsınız. 18. yüzyıldan kalma bi tablo sizi mahveder mesela. iki satır camus ile ruhunuzu size daima kötülük sunan içsesinize teslim edersiniz. birkaç dize şiir, kırbaç darbesi gibi canınızı acıtır.
imkanı olan alkol, esrar veya türevi maddelerle vücudunu ve beynini rahatlatır. bi tür solucan deliğidir bu da. sahte bir kaçış hikayesi. birkaç saatlik terapi gibidir. birkaç saatliğine ilahi bakış açısına geçersiniz. kendinizi evrenin dahi üstünde bulabilir, her şeyi inceleme fırsatı tadarsınız. gözlem yeteneğiniz artar, ileri derecede fomoya kapılırsınız. sizin hakkınızda konuşulan her şeyi bilmek istersiniz. merak radarınıza takılan her şeyi bilmek istersiniz. son dakika haberlerini daha sık takip etmeye başlarsınız. evde işte sizin hakkınızda konuşulanları daha dikkatli dinlemek istersiniz. hikayenin eksik parçalarını içsesiniz doldurmak ister. kendi kurduğunuz çok kötü bi kurgu, size muhteşem ve eksiksiz görünmeye başlar. çevrenizdeki herkese karşı tutarsız ve olumsuz kanaatler oluşmaya başlar. tebrikler, artık bir hastasınız. bu dönemde en azından hayatınızda bir theo olmalı. düşüncelerinizi ifade edebileceğiniz, mümkünse uzakta olan biri olmalı. zira içinizdekileri bi şekilde kusmak istersiniz ama çevreyi de kirletmek istemeyecek kadar naifsinizdir. sizi kurtaracak olan şeyin bir dış etken olmasını ümit etmeye başlarsınız. mesela bi kaos, deprem, kriz, kitlesel yokoluş umulur. yakışıklı bi ölüm istenir. sizle beraber herkes bu diyarı terk etsin istersiniz çünkü fomo böyle bir şeydir. hiçbir şeyi kaçırmak istemediğiniz için siz öldükten sonra hiçbir şey olmasın istenir. bencilliğin pik yaptığı nokta, burası.


eğer akıllı biriyseniz kaçmak için son fırsatınız o pik noktası olmalı. bütün hücrelerinize kadar bencil olduğunuzu düşündüğünüz o an kendinize muhteşem bir iyilik yapın ve hem vücudunuzu hem ruhunuzu bu kötülüklerden arındırın. kimisi intiharla yapar bunu, kimisi yeniden hayata tutunarak. tutunacak dal mı yok? kendiniz yaratın. freni boşalmış bir tırın şoförü, sizsiniz. ileride de bi kaçış rampası var. kendi canınız için dorsedeki maldan feragat etmeniz gerekebilir. unutmayın, siz şu an dünyanın en bencil insanısınız. suni dal yaratın veya başkasının dalını çalın veya iyi bi ölüme doğru yol alın yeterki bir şeyler yapın. çabaya en çok ihtiyacınız olan an, muhtemelen o andır. uzmanlar ne der bilmem. zaten profesyonel destek almayı istiyorsanız bu iyi haberdir, henüz kabulleniş evresine girmemiş olabilirsiniz. tedavi çok iyi bi seçenek bu noktada.

hiçbir şey yapmamak ise en kolay seçenektir. kendinizi zamana teslim eder, yavaş yavaş kendi etini koparıp yiyen yamyamın sonu neyse siz de o sonla bu hikayeyi noktalarsınız.

dilediğiniz kadar üzülün. sadece şunu unutmayın; siz bu hisleri yaşayan ne ilk ne de son insansınız.



.
.
.
.
.
.
.


bonus
devamını gör...
farkındalık belki de..kabul ettikten sonra çok daha kolay geliyor her şey bana.. gittiğini, bittiğini, gelmeyeceğini anlattıktan sonra kendime ki ikna etmem epey sancılı oldu kabul evresinde tekrar hürleştim.. şimdi her düşündüğümde ortak anılara hürmeten susturuyorum içimdekileri de rüyalara engel koyamıyorum hala.. şu tualler boyalar olmasa o kaçış rampasında cok pis tökezlerdim.. acıyı sanata çeviriyorum ki en iyi yatırımı bu belki de.. hepinizi sergime bekliyorum efendim..
devamını gör...
kendi adıma tamamen allah'a sığınmaktır.

bugüne kadar, defalarca kez şunu yapacağım, bunu alacağım deyip durdum.
her defasında mutlaka farklı bir sonuca vardım.

inanan için cenab-ı allah ne derse o oluyor.
bize de kabullenmek ve şükretmek kalıyor.
devamını gör...
değişmeyeceksin. ayrıntılarda boğulmaya esas olanı görmemeye devam edeceksin. senin doğruların doğru değil. sen kabullenmesen de ben kabullendim sevgilim. ellerimizden kayıp gidiyor zaman ve hayat kısa. sen de bari bunu kabul et. ikimizin yerine.
devamını gör...
kabullenis ne bir vazgecis, ne çöküş ne de zoraki bir onaylama halidir. bu düşüş sonrasi ayagi kalkabilme kararidir. kendisi eylem gibi gorunup, asil eyleme yonlendirme durumudur. bir koprudur. gecmis kapisini kapatan, "gelecegi" acan. hatta kisiyi kalici mutluluga vardiran bir kopru.

kabulleme hali biraz da sandiklara saklanmis deste deste yaranin, tozlanmis yerlerinden cikarilip cope atilma girisimidir.
zihnin icinde hapsolmus kemirgen travmalardan, belki sirttaki kamburdan kurtulmadir, hafifliktir.
iyi hissetme/iyilesme cabasidir.
ve bir olgunluk baslangicidir. insana; "bunu da yasadin, yine de yola devam" dedirten enteresan filozofi bir olgunlugun baslangici...
ıste neyse artik kabullenis, sonu hep yeni baslangiclara cikandir. belki cicekli bahcelere, belki gunesli pazar sabahina, bilinmez. daha muhtesem bir ihtimal; camlica tepesi manzarali istanbul'a cikarandir kabullenis.
istanbul demisken, kabullenmek biraz da istanbul'u her turlu haliyle sevmedir evet**...
devamını gör...
zihinsel durulma.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"kabulleniş" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim