kadınların hala kapalı açık olarak ayrıştırılmasının nedeni
başlık "lamgora" tarafından 03.02.2021 23:36 tarihinde açılmıştır.
1.
sene 2021 ve kadınlar devre anahtarı olarak görülüyor hala kapan açıl veya kapalı mısın açık mı bu ne ya bu ne demek?
devamını gör...
2.
kadın kadındır. başını kapatmak ya da kapatmamak sadece tercih durumudur.
devamını gör...
3.
ilişki adına ortak bir dünya yaratabilmek için.
devamını gör...
4.
açık-kapalı-aralık diye adlandırmak manasız olacağından iki seçenekli ayrımcılıktır.
devamını gör...
5.
açık ya da kapalı olmaları. *
erkekleri de kel olmayan ya da kel diye ayırmak gibidir. kadın kadındırdan ziyade kadın insandır. başının kapalı ya da açık olması bir şeyi değiştirmez ama başı kapalı veya başı açık diye adlandırmak da kötü bir durum değildir. öküz altında buzağı arıyorsanız orası ayrı.
erkekleri de kel olmayan ya da kel diye ayırmak gibidir. kadın kadındırdan ziyade kadın insandır. başının kapalı ya da açık olması bir şeyi değiştirmez ama başı kapalı veya başı açık diye adlandırmak da kötü bir durum değildir. öküz altında buzağı arıyorsanız orası ayrı.
devamını gör...
6.
çünkü insan sınıflandıramadığı şeyden korkar. dışarıdan en kolay sınıflandırabileceği şey ise kafasındaki türbanıdır. oysa nice insanlar var kafası kapalı zihni açık, düşünmekten zevk alıyor; nice insanlar ise açık olduğu için sözde modern ama kapalı görüşlü, bir şeylere körü körüne bağlanmaya eğimli.
bir neden de ülkedeki siyasi otorite. türbanlılara ayrıcalık göstererek aslında onları biraz kötü bir duruma düşürdüler, insanlar dışarıdan baktığında bu kapalı kesin yandaş ya da bu da kesin bir şeylere körü körüne bağlıdır gibi düşünüyorlar.
önemli olan dış görünüşün değil kafanın, düşünme mekanizmasının kapalı olmaması bence. birini dini, düşüncesi ya da başka bir şeyi yüzünden bir kalıba sokup tamamen ön yargı ile yaklaşmak en büyük kapalılık değil midir?
bir neden de ülkedeki siyasi otorite. türbanlılara ayrıcalık göstererek aslında onları biraz kötü bir duruma düşürdüler, insanlar dışarıdan baktığında bu kapalı kesin yandaş ya da bu da kesin bir şeylere körü körüne bağlıdır gibi düşünüyorlar.
önemli olan dış görünüşün değil kafanın, düşünme mekanizmasının kapalı olmaması bence. birini dini, düşüncesi ya da başka bir şeyi yüzünden bir kalıba sokup tamamen ön yargı ile yaklaşmak en büyük kapalılık değil midir?
devamını gör...
7.
kıyafet yönünden kontrol etme çabası.
bitmedi şu kontrol sevdası.
ben bir erkeği hiç kontrol etme düşüncesiyle dolup taşmıyorum.
arka odalara kapanıp sinsi sinsi planlar kurmuyorum.
ne kadar hastalıklı bir zihnin ürünüdür bu kontrol etme arayışları.
illa bir şey söylenecek ise başörtülü demek yeterli.
bitmedi şu kontrol sevdası.
ben bir erkeği hiç kontrol etme düşüncesiyle dolup taşmıyorum.
arka odalara kapanıp sinsi sinsi planlar kurmuyorum.
ne kadar hastalıklı bir zihnin ürünüdür bu kontrol etme arayışları.
illa bir şey söylenecek ise başörtülü demek yeterli.
devamını gör...
8.
duyarmatikler iş başında. bana da yakışıklı diyorlar mesela. bu nasıl bir ayrımcılıktır. bıktım gerçekten.
devamını gör...
9.
hic alakan olmayan birilerinin sozlukte mesaj atarak sordugu sorudur. biz alakali alakasiz birilerine “kel misin” diye sormuyoruz mesela. *
devamını gör...
10.
iş çıkışı eve doğru gidiyorken, yaklaşık 20 25 metre ötemde otobüsten inen bir teyze indiği esnada kaldırımda ayağı kaydı ve diz kapağının üzerine düştü.
etraf pek kalabalik değildi, bir kaç adımda teyzeye yetiştim, dirseğini tuttum, konuşmaya çalıştım, teyze hafif inliyor, nefes alıp veriyordu, yüzünü göremiyordum örtüsünden dolayı.
başında bir müddet bekledim, kalabalık da artıyordu.
ben yine konuşuyordum teyzeyle o esnada arkadan bir ses ' teyze, erkek oldugu için kalkmıyor , bayan sen teyzenin kolundan tutar mısın" dedi.
ben o sese uyan kadının gelişiyle geriye çekildim
ama teyzenin bu cahillikle bir ilgisi yoktu çünkü teyzenin diz kapakları incinmişti.
farz-ı misal teyze ölme noktasında iken ahlaksızın aklına ne gelir? düşünsenize.
kendi prangalarınıza bağlı iken, her gün kendinizi kemiriyor iken, kendi ahlâkınızı başkasına dayatmaktan utanmadığınızı görmek ülkeye dair umut verici görünmüyor.
etraf pek kalabalik değildi, bir kaç adımda teyzeye yetiştim, dirseğini tuttum, konuşmaya çalıştım, teyze hafif inliyor, nefes alıp veriyordu, yüzünü göremiyordum örtüsünden dolayı.
başında bir müddet bekledim, kalabalık da artıyordu.
ben yine konuşuyordum teyzeyle o esnada arkadan bir ses ' teyze, erkek oldugu için kalkmıyor , bayan sen teyzenin kolundan tutar mısın" dedi.
ben o sese uyan kadının gelişiyle geriye çekildim
ama teyzenin bu cahillikle bir ilgisi yoktu çünkü teyzenin diz kapakları incinmişti.
farz-ı misal teyze ölme noktasında iken ahlaksızın aklına ne gelir? düşünsenize.
kendi prangalarınıza bağlı iken, her gün kendinizi kemiriyor iken, kendi ahlâkınızı başkasına dayatmaktan utanmadığınızı görmek ülkeye dair umut verici görünmüyor.
devamını gör...
11.
başlıkta sınıflandırmaktan vs. bahsetmiyor aslında. bu ülkede bir gerçek var. dış görünüşten, bulunulan yerden, yapılan işten, içinde bulunulan vasıftan-durumdan ötürü görür görmez karşısındakine burun kıvırabiliyor insanlar.
sonra konuşup tanıyınca da; "ben aslında yapmıyorum da bilmem ne!"
karşınızdakini sıfırdan tanımaya başlarsanız ölmezsiniz, incileriniz falan dökülmez.
her şey çorba oldu. başı kapalı olanların sergilediği davranışlar o örtüyle örtüşmediği gibi, başı açık olanların hepsi de iq: 160, bilinç makinası değil.
aşmak lazım artık bazı şeyleri.
tanım: yobazlıktır.
ayrılanı değil ayıranı yobaz kılar.
sonra konuşup tanıyınca da; "ben aslında yapmıyorum da bilmem ne!"
karşınızdakini sıfırdan tanımaya başlarsanız ölmezsiniz, incileriniz falan dökülmez.
her şey çorba oldu. başı kapalı olanların sergilediği davranışlar o örtüyle örtüşmediği gibi, başı açık olanların hepsi de iq: 160, bilinç makinası değil.
aşmak lazım artık bazı şeyleri.
tanım: yobazlıktır.
ayrılanı değil ayıranı yobaz kılar.
devamını gör...
12.
ahlak ve din birbiri ile çoğunlukla paralel gider. bir kuralın ahlak kuralı mı yoksa din kuralı mı olduğu çoğu zaman net değildir.
bazı kavramlar mesela örtünmek dinde tam olarak nasıl ve nerede tanımlanmıştır net değildir. bazı ayetlerden ve bazı hadislerden referanslar verilir ama örtünmenin ne olduğu nasıl uygulanması gerektiği somut değildir gelenek ile uygulanmaya başlanan yöntemler zamanla kuralın kendisi olmuştur.
ahlak, bir toplumda yaşayan insanların çoğunluğu için geçerli olan kurallar bütünü olarak tanımlanırsa bazı kurallar da geleneksel süreçten geçerek gelir.
toprağa bağlı üretim yapısı ile şekillenen geleneksel anlayışta temel üretim aracı tarladır. bir toprak parçasının etrafının çevrilip özel mülkiyete konu olması, ekim dikim hasat yapılıp ürün üretilmesi ve bu ürünün satılarak gelir elde edilmesi tarihsel süreçte uzun süre temel geçim kaynağı olmuştur. bu sistemde toprağı işleyerek üretimi yapan, hem toprağı hem üretimi koruyan erkek çocuklardır.
insan evlatları da topraktan bitmediği için üretimi kontrol ederek zenginleşen ve gücü elinde tutan sınıfın ahlaki olarak bu gücü sağlayan kadın bedeni üzerinde tasarrufta bulunması onun sınıfsal çıkarları için son derece elzemdir.
kadının ahlaki olarak benimsemesi gereken tavırları vaaz ederek onun cinselliğini kontrol altına almak uzun vadede gücü kontrol etmektir.
işte bu yüzden toprak reformu yapılamaz. büyük toprak sahiplerinin elinden üretilen rantı almaya çalışırsanız direkt kadın bedeni üstünden kavga çıkar.
eğitim yoluyla tarım toplumundan sanayi toplumuna geçer ve temel üretim aracını toprak olmaktan çıkarırsanız toprağa bağlı rant ekonomisi ortadan kalkacağı için yerel güç odaklarının siyasi gücü de kalmayacağı için onlarla ittifak yaparak ülkeyi yönetemezsiniz.
özetle sağ iktidarlar halkı cahil bırakmak zorunda. eğitim düzeyi yüksek ve temel geçim kaynağı toprak olmayan sanayileşmiş bir ülkede halkı kadın bedeni üzerinden üretilen siyasi argümanlarla yönetemezsiniz. halk der ki vergilerimiz nerede sen önce bunu bir anlat.
bazı kavramlar mesela örtünmek dinde tam olarak nasıl ve nerede tanımlanmıştır net değildir. bazı ayetlerden ve bazı hadislerden referanslar verilir ama örtünmenin ne olduğu nasıl uygulanması gerektiği somut değildir gelenek ile uygulanmaya başlanan yöntemler zamanla kuralın kendisi olmuştur.
ahlak, bir toplumda yaşayan insanların çoğunluğu için geçerli olan kurallar bütünü olarak tanımlanırsa bazı kurallar da geleneksel süreçten geçerek gelir.
toprağa bağlı üretim yapısı ile şekillenen geleneksel anlayışta temel üretim aracı tarladır. bir toprak parçasının etrafının çevrilip özel mülkiyete konu olması, ekim dikim hasat yapılıp ürün üretilmesi ve bu ürünün satılarak gelir elde edilmesi tarihsel süreçte uzun süre temel geçim kaynağı olmuştur. bu sistemde toprağı işleyerek üretimi yapan, hem toprağı hem üretimi koruyan erkek çocuklardır.
insan evlatları da topraktan bitmediği için üretimi kontrol ederek zenginleşen ve gücü elinde tutan sınıfın ahlaki olarak bu gücü sağlayan kadın bedeni üzerinde tasarrufta bulunması onun sınıfsal çıkarları için son derece elzemdir.
kadının ahlaki olarak benimsemesi gereken tavırları vaaz ederek onun cinselliğini kontrol altına almak uzun vadede gücü kontrol etmektir.
işte bu yüzden toprak reformu yapılamaz. büyük toprak sahiplerinin elinden üretilen rantı almaya çalışırsanız direkt kadın bedeni üstünden kavga çıkar.
eğitim yoluyla tarım toplumundan sanayi toplumuna geçer ve temel üretim aracını toprak olmaktan çıkarırsanız toprağa bağlı rant ekonomisi ortadan kalkacağı için yerel güç odaklarının siyasi gücü de kalmayacağı için onlarla ittifak yaparak ülkeyi yönetemezsiniz.
özetle sağ iktidarlar halkı cahil bırakmak zorunda. eğitim düzeyi yüksek ve temel geçim kaynağı toprak olmayan sanayileşmiş bir ülkede halkı kadın bedeni üzerinden üretilen siyasi argümanlarla yönetemezsiniz. halk der ki vergilerimiz nerede sen önce bunu bir anlat.
devamını gör...
13.
çünkü önyargılıyız ve insanları insan oldukları için değil de kılığına kıyafetine, inancına, doğduğu şehre, oy verdiği partiye, tuttuğu takıma, ismine... işte bu boktan sebeplerden bir çıkarım yapıp kendimizce bir kimlik belirleyip insanları güya sınıflandırır ve biz de bir başkaları tarafında bir sınıfa dahil edilip bunun bir oyun olmadığını bile bile insancılık oynarız.
devamını gör...
14.
çünkü insanımızın azımsanmayacak bir çoğunluğu bu iki bireysel tercihe onlarca anlam yükleyebilecek kadar sığ düşünceli.
devamını gör...
15.
ayran mı bu diye düşündüren ayrımdır.
her olaya benim türbanlı bacılarım diye zıplarsa reisiniz bu ayrımın yapılması gayet doğaldır.
her olaya benim türbanlı bacılarım diye zıplarsa reisiniz bu ayrımın yapılması gayet doğaldır.
devamını gör...
16.
aynısı erkekler için de yapılıyor aslında. özellikle sakal, bıyık ve saç tipine göre inanç ve siyasi görüş ayrıştırması oldukça yaygın.
tanım: insanların, özellikle de ülke insanının ayrıştırıcı kafa yapısından kaynaklanan durum.
tanım: insanların, özellikle de ülke insanının ayrıştırıcı kafa yapısından kaynaklanan durum.
devamını gör...
17.
dünya görüşü ve yaşam biçimi hakkında bir fikir verdiğini düşünenler var. oysa son derece yanıltıcıdır. kimin neden açık veya kapalı olduğu tam olarak bilinemez. ters köşe olursunuz.
devamını gör...
18.
ülkemizde ayrışma çok katı bir gerçek ne yazık ki. oturduğumuz semt, alışveriş yaptığımız market, aldığımız marka, oturduğumuz kafe... bunların hepsi bile siyasi tutumumuzla ilgili bir noktada. bu kutuplaşmanın temeli de dindar/seküler kutuplaşması diye düşünüyorum.
lütfen bana femi-nazi demeyin ama ataerkil bir toplumda yaşıyoruz. erkek ve kadın arasında çok belirgin bir iktidar ilişkisi var. dolayısıyla kadın bu ilişkinin yansıması da oluyor bence. bu yüzden kadını kapalı/ açık gibi saçma sapan bir şekilde ayırmak egemen hegemonyanın bize dayattığıdır. öyle ki popülist siyasete karşı olanlar ya da sözde sekülerler bile kapalıyı ötekileştirip kendi karşıt hegemonyasını bunun üzerinden kuruyor.
lütfen bana femi-nazi demeyin ama ataerkil bir toplumda yaşıyoruz. erkek ve kadın arasında çok belirgin bir iktidar ilişkisi var. dolayısıyla kadın bu ilişkinin yansıması da oluyor bence. bu yüzden kadını kapalı/ açık gibi saçma sapan bir şekilde ayırmak egemen hegemonyanın bize dayattığıdır. öyle ki popülist siyasete karşı olanlar ya da sözde sekülerler bile kapalıyı ötekileştirip kendi karşıt hegemonyasını bunun üzerinden kuruyor.
devamını gör...
19.
çünküm hala açık yada kapalı olmaları.
ben ayrıştırmaktan yana değilim gençler hoyrat.
ben ayrıştırmaktan yana değilim gençler hoyrat.
devamını gör...
20.
nedeni son zamanlarda da belirgin bir biçimde görülen modernlik-dincilik kavgasıdır.
bu iki şey yüzyıllardır kavga eder durur. avrupa bu kavgayı ortaçağda bitirdi. rönesans ve reform yaparak modernliği ön plana çıkardı ve bu sayede teknolojisi de inanılmaz bir yükselişe geçti.
şimdi türkiye'de de bu kavgalar gerçekleşiyor. fakat sıkıntı şu ki türkiye'de dincilerin eli kuvvetli. bu kavganın sonucunu bu yüzden kestirebilmek çok zor.
evet, bir başörtüden nereye geldim ama vaziyet böyle maalesef. bu kavga umarım düzgün biter.
bu iki şey yüzyıllardır kavga eder durur. avrupa bu kavgayı ortaçağda bitirdi. rönesans ve reform yaparak modernliği ön plana çıkardı ve bu sayede teknolojisi de inanılmaz bir yükselişe geçti.
şimdi türkiye'de de bu kavgalar gerçekleşiyor. fakat sıkıntı şu ki türkiye'de dincilerin eli kuvvetli. bu kavganın sonucunu bu yüzden kestirebilmek çok zor.
evet, bir başörtüden nereye geldim ama vaziyet böyle maalesef. bu kavga umarım düzgün biter.
devamını gör...