kadınların iyi erkek yerine kötü erkek tercih etmesi

demek ki bildiğimiz doğrular doğru değil beyler. biz de kötü olup , tuvalet terliğiyle evde mi dolaşalım acaba.

insanın bir ilişkinin değeri hakkında nasıl karar verdiği ile ilgili bir durum bu. normal olan , iki insanın konusup anlasmasıyken dram barındırmadan başlayan iliskiler kimine göre yeteri derecede aşk/tutku barındırmıyor.

her insan özel olduğuna inanıyor. özel olduğuna inandığı için de çok sıradan gelen bir ilişki yerine marazi de olsa heyecanlı/belirsiz bir arayışı daha cekici görüyor.

her kadın cinayeti, şiddeti sonrası bu tarz başlıkları hortlatmanız midemi bulandırıyor. artık alıyorum sazı elime, çünkü katlanamıyorum zihniyetinize. (çoook uzun bir yazı olacak.)

biz daha ne yapabiliriz bu kadınların kendilerini bile isteye dövdürtmediklerine, öldürtmediklerine sizi ikna edebilmek için?! hadi bir de başka perspektif deneyelim. belki dibini sıyırdığınız 3 iqnuzun ucundan kıyısından tutunur ve anlaşılır bu gerçek...

anneleri öldürülen çocukların, olay yerinde bırakmak zorunda kaldıkları "çocuklukları..." hiç mi içinizi sızlamıyor mesela o çocuklara. annesi gözlerinin önünde katledilen bir kız çocuğumuz vardı hatırlarsınız belki (vicdanınız kuruduğu için emin olamıyorum hatırlayacağınıza da çünkü siz "o da öyle yapmasaymış" tayfasından olduğunuz için unutup geçmiş olmanız da muhtemel) o kız çocuğu da babasını kendi mi seçti? o kız çocuğu bu travmaya rağmen büyüyecek, okuyacak, ona acısı sebebiyle destek olacaklar bir şekilde hayata tutunacak. sen ben unutacağız ama o çocuk bunu unutacak mı sanıyorsunuz? şimdi o kız çocuğu eğer annesi gözleri önünde katledilmeseydi kimse tarafından sahip çıkılmayacak, her gün devam eden şiddet sebebiyle travmaları katlana katlana boynuna yük olarak binecek ve bundan 10 yıl sonra onun belki de kurban edildiği bir twitter videosunu burada duyuruyor lanetler ediyor olacaktık. şimdi o kız çocuğu annesi gözleri önünde öldürüldüğü için korumaya alındı ve tedavi edilecek yaraları sarılacak umuyorum ki aynı kaderi bu sayede annesi sayesinde hayatına çekmeyecek. şimdi bu kız çocuğuna şanslı diyebilir miyiz he ne dersiniz? annesinin katledilmesi sayesinde travmaları onarılmaya çalışıldı ve o bir şekilde artık bunun gerçekliği olmaması gerektiğinin farkında. bildiği tek şey erkeklerin kadınları dövüyor, öldürüyor olması değil. normalleştirmeyecek bunu tabii yaşadığı travmayı onarabilirse o da. o kız çocuğundan kim sağlıklı ilişkiler kurmasını bekleyebilir ki? o küçük kız çocuğunu büyüyüp genç bir kadın olduğunda da eğer yaraları onarılmasaydı şiddeti normal sanmaya ses çıkarmamaya devam ediyor olsaydı kim suçlayabilirdi?

işte kendilerini öldürtmekle suçladığınız o kadınların geçmişlerinde twitter sayesinde şahit olmadığınız daha nice şiddet olayı var bir bilseniz! türkiyede aile içi şiddetin ne kadar normalleştiğinin farkında değilmiş gibi yapıp iyice adileşmeyin gözümde. bir de sanki hayatlarınız boyunca hiçbir kadını aşağılamamış, farkında olarak ya da olmayarak psikolojik şiddet uygulamamış gibi burada gelip kadınları kendilerini öldürtmekle suçlayamazsınız. hanginizin sicili, vicdanı pürü pak? hadi hodri meydan bir taneniz bile çıkamaz bu coğrafyadan hiçbir vukuatım yok diye. ergenliğinizi de biliyoruz sizin rezil herifler!
yetişkin bir kadın özgürce cesur bir fotoğraf paylaşsa altına üşüşüyorsunuz hemen "babanın bundan haberi var mı?" diye. neden çünkü baba cezalandıran bir figür, öyle yerleşmiş kafatascı zihinlerinize. halbuki babası abisi mi sahip çıkacak erişkin bir kadının bedenine, hayatına!

size şaşırtıcı bir şey daha söyleyeyim kendilerini öldürtmekle itham ettiğiniz o kadınlar o hayvanları babalarından, abilerinden gördüğü fiziksel ve psikolojik şiddet sebebiyle seçiyor. görüyor musunuz suçlu yine bir erkek çıktı, bakın şu işe? gel ağla şimdi onu da bir kadın yetiştirdi diye tüküreyim suratına 10milyon cümlelik yazımda hiç mi bir halt anlamadın diye.

bakın hergün kadın dediğin erkeğine bakacak, erkek öfkeliyse diğer odaya geçecek, kahkaha atmayacak, açık giyinmeyecek ki erkek tahrik olmasın vs diye bir ton laf duyuyoruz. sen ben gözümüz açık bir şekilde farkındayız değerimizin ama ülke kadınlarının büyük bir çoğunluğu eğitimlisinden eğitimsizine hiç sekmeden erkektir yapar kabulunde hala. toplum baskısı, o bu şu ne der korkusu, geçmişinde gördüğü şiddetle normali bu zannetmesi, sağlıklı psikolojiye sahip olmamaları. daha ne anlatayım size algılamanız için, ne örnek vereyim şaşırdım kaldım...

kendinizi eğitiyor musunuz, eve mi kapatıyorsunuz, psikolojiniz mi bozuluyor tedavi mi oluyorsunuz ne halt ediyorsanız edeceksiniz öldürmemeyi, zarar vermemeyi öğreneceksiniz!

hayatıma bu tip adamları çekiyorum diyen cağnım kadınlara sesleniyorum;
1. ortalıkta zaten normal bir insan, bir erkek yok. bir elin parmaklarını geçmez.
2. lütfen bir şekilde psikolojik destek terapi alın, çünkü bu normal değil. kabul etmeyin kabalığı, nezaketsizliği, şiddeti, küfrü. bugün bir kereden bir şey olmaz dersiniz ya da sadece el kaldırdı devamını getirmedi dersiniz ama havada duran o el emin olun yarın suratınıza inecektir! çiçeklerim vallahi başka bir hali var, aramızda az da olsa normal beyefendi insanlar var. kendinize reva görmeyin şiddeti, hakareti. maddi durumunuz yoksa özelden yazın, devlet kurumlarında bir şekilde sizlere destek olacak ücretsiz yerler bulunur. belediyelerde, üniversitelerde çok nadir de olsa ücretsiz danışmanlıklar var. destek olabilecekler, fikri olanlar da yazabilir yeter ki yardımımız olsun.

not: şu an normal ve kendini eğitebilmiş beyleri tenzih ediyorum lütfen üzerinize alınmayın. sizlerin bizlere destek olduğunuzun ve bütün bu adiliği her ne kadar suçlu olmasanız dahi utançla karşıladığınızın farkındayız. eleştirim eminim ki doğru kişilere sirayet edecektir ve umuyorum ki bir başka perspektif yaratırım da vazgeçerler her olayda yalnızca ve öncelikle katillerle empati yapma sevdasından!

bir kadını etkilemek/elinde tutmak için samimiyetsiz, abartılı romantiklikler yapıp elinden kaçıran erkeklerin argümanıdır.

kötü erkek kelimesiyle kasdedilen nedir.
maçomu, sövenmi, dövenmi, aldatanmı, tembel ve işsizmi....
yoksa....
davulcu ve zurnacımı.
kadınların beyin lobları arızalıdır.
bunun varoşluk veya asalet sahibi olmakla alakası yoktur.
anatomik üretim hatasıdır.
eski cumhurbaşkanı turgut özalın kızıda davulcuya kaçmıştı.
kızını boş bırakırsan ya davulcuya, ya zurnacıya...
şeklinde atasözümüzde vardır.
üstelik doğru bir söz.

kadınlar kötü erkeklerle sevişir iyi adamlarla dertleşir.

kural değişmez.

normal çünkü kadınlar erkekler gibi her şeyi inceden düşünüp yorumlayamıyorlar. bunlar kavga eden, küfürlü konuşan, insanlara kötü davranan, sert görünen erkekler güçlü oluyor sanıyorlar. zaten kötü tercih yapmaları çok normal. çoğunun anne babası sabah akşam kavga ediyor bu ortamda büyüyen tipten normal bir seçim yapması zaten beklenilemez.

ister kadın olsun ister erkek her seçim içerisinde acabalar bırakıyor ve pişmanlıklar insanı takip ediyor.

kavramları basit ve doğru kullanırsak; kadınlar pısırık erkek sevmez. doğada da böyledir. en güçlü erkek kimse dişiyle o çiftleşip soyunu devam ettirebilir. kadın kendini güvende hissetmek için doğal çevresindeki güçlü özelliklere sahip erkeği seçer. burada başlığa konu olması gereken “kadınların neleri güç olarak saydığı” olmalıdır.
zeka da güçtür, saygınlık da, meslek de, para da, kişilik de. bırde boyle bakınız.

yazdığımız: dürüst güvenilir dogruları söyleyen şiir okuyan yemek yapan evde kitap okuyan erkekler.
içimizden geçen: şerefsiz beni döven şiddet gösteren sevişirken öldürmeye meyinli devamlı kaos çıkartan altadan para para para arabası bmw veya fr olan şerefsiz demiştim ay için aktı yazarken.

kadın cinayetlerinin bir numaralı nedenidir.

sürekli tercih edilme nedenimdir.

aslında kadınların güzel erkek yerine çirkin erkek sevmesidir olay. iyi veya kötü oldukları olayı iş işten geçtikten sonra çıkıyor ortaya.

bütün iyi erkekler kapılmış, ne yapalım yani biz?

yıllardır şaşırmadık şaşırmayacağız. istediğine verebilir tabi.

katılmadığım genelleme.
belli bir yaştan sonra insan değer göreceği, el üstünde tutulacağı ya da saçma sapan sebeplerden kavga çıkarmayacak biri olsun ister hayatında.
zira o noktaya gelene kadar kavgaya kaosa yeterince doymuştur artik bir iliskiden tek beklentisi huzurdur diye düşünüyorum.

kötü erkek=bol testosteron=güç

kadınlar kendilerince güçlü erkeği seçerek kendilerinin ve yavrularının hayatını garantiye almaya çalışır, bu yönde bir seçilim baskısı oluşturur. kenar mahalle kızlarına göre güçlü erkek dayakçı maçolar olurken, nispeten üst lige oynayanlar için para babalarıdır. her şekilde güç kadını çeker.

hani denize girerken soğuktan bi titrersin sonra girince alışırsın ya heh bu da onun gibi, başta herkes kendisini iyi gösterir öyle yavaş hareket eder ki gençliğinin elinden gittiğini denize yağmur yağmaya başlayınca anlarsın.

bu bir tercih değildir. çocukluk döneminde yaşadığımız sorunlu zamanları yaşatacak insanları gözünden tanıyıp aşık olacağımızı söylüyor psikoloji. kendi alışkanlıklarımızı değiştirmezsek bu böyle devam ededuruyor lafın kısası. değişim önce içerden başlar hocam, siz değişmezseniz değişmez dünya!

iyiyi kötüyü belirleyen nedir bu kadar sabit ve nesnel yazdığınıza göre sormak isterim. kendini yetiştirememiş basit karakterleri kötü olarak baz alacaksak, kimse kulağında market etiketi taşımıyor ben kötüyüm diye. insan yalan söyleyebilen ve harika saklanabilen bir varlıktır, bunu tek bakışta anlamak ancak süper güç olabilirdi. gel gelelim iyi erkekleri tercih etmeme. biz buna pick me boys diyoruz. "ühü ben çok iyi biriyim ama kadınlar beni sevmiyor, çirkin olabilirim ama kalbim temiz..." ben kendimi böyle düşürmezdim açıkcası. her türlü insanı seven insan mevcut. sizin değer verdiğiniz kişi size romantik sevgi beslemeyebilir. sizi seven birini de siz sevmeyebilirsiniz çok normal bu çünkü. bu yüzden diğer erkekleri suçlamak ve kendinizi acındırmak komik.