orijinal adı: in watermelon sugar
yazar: richard brautigan
yayım yılı: 1968
benölüm isimli her şeyin karpuz şekerinden yapıldığı bir kasaba vardır. yıldızlar kırmızıdır, güneş kasabayı her gün farklı renkte aydınlatır. okur ise benölüm'de yaşayan insanların hayatına ortak olur.
yazar: richard brautigan
yayım yılı: 1968
benölüm isimli her şeyin karpuz şekerinden yapıldığı bir kasaba vardır. yıldızlar kırmızıdır, güneş kasabayı her gün farklı renkte aydınlatır. okur ise benölüm'de yaşayan insanların hayatına ortak olur.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "scaremongering" tarafından 05.06.2022 03:27 tarihinde açılmıştır.
1.
en sevdiğim yazarlardan biri olan richard brautiganın türkçeye karpuz şekerinde ismiyle çevrilmiş kitabıdır. çeviri gonca gülbeye aittir ve altıkırkbeş yayınlarından çıkmıştır.
seneler önce türkçe çevirisini okuyup aşık olduğum kitabı bu sene orijinal dilinde okudum.* kitap post apokaliptik distopya olarak kabul görüyor. bana sorarsanız susuzluktan dilinizi damağınıza yapıştıran karman çorman bir rüya gibi.
seneler önce yazdıklarımı paylaşmak isterim bu noktada.
karpuz şekerinde, her şeyin karpuzdan (sadece kabuğu yeşil ve içi pembe olan karpuzlardan değil türlü renklerdeki türlü karpuzlardan bahsediyorum) yapıldığı bir kasabada yaşayan, bir ismi olmayan bir adamın ağzından anlatılıyor. belki çok sıkı bir yağmur vardı ve onun adı oydu*. benölüm'de (kasabanın ismi bu) karpuzdan eşya, yiyecek vs üretmek dışında yapacak çok bir işi olmayan adsız kahramanımız kitap yazmaya başlıyor. çok durgun bir kasaba bu ve belki de bu yüzden ismi benölüm.
bir zamanlar kasaba yakınlarında kaplanlar yaşıyormuş, kaplanlar çok bilge hayvanlarmış ve insan dilini konuşabiliyorlarmış. fakat doğaları gereği, insanları öldürmek ve yemek zorundalarmış. kasaba halkı eskiden kaplanlarla ortak bir ataları olduğunu fakat onlar kaplan olarak yaşamaya devam ederken kendilerinin bir şekilde insan olduğunu, bu nedenle aynı dili konuşabildiklerini düşünüyorlarmış. kaplanlar bir gün kahramanımızın anne ve babasını öldürmüş ve yemişler. o da evini terk edip benölüm'de yeni bir yaşama başlamış.
kasabanın çok uzağında, içi unutulmuş şeylerle dolu devasa bir fabrika varmış, buraya uğursuz işletmeler deniyormuş. eskiden benölüm'de yaşayan içtenkaynayan zamanla buraya gitmeyi alışkanlık haline getirmiş, kasabayı terk etmiş ve orada, kaybolan ve tekrar bulunan şeylerden içki yapmaya ve bir çete toplamaya başlamış.
benölüm'de yaşayan başka biri, bir kadın, margaret de uğursuz işletmeler'e dadanmış. neden? bilmiyoruz. belki hiçbir zaman benölüm'e ait olmadığından, belki hiçbir zaman uğursuz işletmeler'e de ait olamadığından ve sonuç olarak hiçbir zaman hiçbir yere ait olamadığından kendini bir ağaca asıyor ve ölüyor. sonra küçük bir cenaze merasimi ve işte bu kadar.
belki bir nehre bakakaldın. yanında seni seven birileri vardı. neredeyse dokunacaklardı sana. daha onlar dokunmadan hissetmiştin bunu. sonra dokundular.
işte benim adım o.
peki sizin adınız ne?
not: brautigan'ın kitapları ile alakalı genellikle orijinal dilinde başlıklar açılmış. o nedenle "karpuz şekerinde" diye açmadım başlığı.
seneler önce türkçe çevirisini okuyup aşık olduğum kitabı bu sene orijinal dilinde okudum.* kitap post apokaliptik distopya olarak kabul görüyor. bana sorarsanız susuzluktan dilinizi damağınıza yapıştıran karman çorman bir rüya gibi.
seneler önce yazdıklarımı paylaşmak isterim bu noktada.
karpuz şekerinde, her şeyin karpuzdan (sadece kabuğu yeşil ve içi pembe olan karpuzlardan değil türlü renklerdeki türlü karpuzlardan bahsediyorum) yapıldığı bir kasabada yaşayan, bir ismi olmayan bir adamın ağzından anlatılıyor. belki çok sıkı bir yağmur vardı ve onun adı oydu*. benölüm'de (kasabanın ismi bu) karpuzdan eşya, yiyecek vs üretmek dışında yapacak çok bir işi olmayan adsız kahramanımız kitap yazmaya başlıyor. çok durgun bir kasaba bu ve belki de bu yüzden ismi benölüm.
bir zamanlar kasaba yakınlarında kaplanlar yaşıyormuş, kaplanlar çok bilge hayvanlarmış ve insan dilini konuşabiliyorlarmış. fakat doğaları gereği, insanları öldürmek ve yemek zorundalarmış. kasaba halkı eskiden kaplanlarla ortak bir ataları olduğunu fakat onlar kaplan olarak yaşamaya devam ederken kendilerinin bir şekilde insan olduğunu, bu nedenle aynı dili konuşabildiklerini düşünüyorlarmış. kaplanlar bir gün kahramanımızın anne ve babasını öldürmüş ve yemişler. o da evini terk edip benölüm'de yeni bir yaşama başlamış.
kasabanın çok uzağında, içi unutulmuş şeylerle dolu devasa bir fabrika varmış, buraya uğursuz işletmeler deniyormuş. eskiden benölüm'de yaşayan içtenkaynayan zamanla buraya gitmeyi alışkanlık haline getirmiş, kasabayı terk etmiş ve orada, kaybolan ve tekrar bulunan şeylerden içki yapmaya ve bir çete toplamaya başlamış.
benölüm'de yaşayan başka biri, bir kadın, margaret de uğursuz işletmeler'e dadanmış. neden? bilmiyoruz. belki hiçbir zaman benölüm'e ait olmadığından, belki hiçbir zaman uğursuz işletmeler'e de ait olamadığından ve sonuç olarak hiçbir zaman hiçbir yere ait olamadığından kendini bir ağaca asıyor ve ölüyor. sonra küçük bir cenaze merasimi ve işte bu kadar.
belki bir nehre bakakaldın. yanında seni seven birileri vardı. neredeyse dokunacaklardı sana. daha onlar dokunmadan hissetmiştin bunu. sonra dokundular.
işte benim adım o.
peki sizin adınız ne?
not: brautigan'ın kitapları ile alakalı genellikle orijinal dilinde başlıklar açılmış. o nedenle "karpuz şekerinde" diye açmadım başlığı.
devamını gör...
