1.
parkede tüm benliğiyle savaşmış, minnesota taraftarları için adeta ikon olmuş emekli basketbolcu. her ne kadar hayalini kurduğu şampiyonluğa boston forması ile ulaşsa da kariyerini ait olduğu organizasyonda noktalamıştır. 21 yıllık kariyerine 1 şampiyonluk, 1 mvp ödülü, 15 kez all-star olma başarısı sığdırmış olup, 4 sezon yılın en iyi beşine seçilmiştir.
welcome back kg
top 50 plays
welcome back kg
top 50 plays
devamını gör...
2.
çocukluk kahramanlarımdan olan efsanevi basketbolcu. düzgün bir franchise ile çok daha farklı noktalara gelebilecek bir potansiyele sahipken en verimli yıllarını minnesota timberwolves gibi yönetim özürlü bir takımda heba etmiştir.
devamını gör...
3.
2008 boston - la lakers nba finali serisinde bir maç bile olsa canlı olarak izleme fırsatım oldu kendisini. tahmin edecek olursanız o final serisinde yok yoktu. kobe, paul pierce falan derken beni en çok etkileyen garnett olmuştu. bir pivot oyuncusuna göre inanılmaz yetenekliydi. shaq ya da yao ming gibi sadece boy avantajını kullanıp topu sektirip dönüp smaç vuran bir oyuncu değildi. sağ gösterip sol bırakabiliyor, bire bir oynayabiliyor, son maç topunu kullanabiliyor, çizgi dışı oynayabiliyor ve oynayabildiği oyun çeşitlerinin haddi hesabı yok. çok başka bir uzun oyuncuydu kevin garnett. bundan kesin eminim her guard oyuncusunun oynamak isteyeceği bir oyuncuydu. şahsen ben oynamak isterdim. rüya bile olsa güzel olurdu.
garnett 1979, güney carolina doğumlu, 2.11 boyunda tam bir canavar. küçüklüğünden beri içinde bastıramadığı öfkeyi basketbol sayesinde dindirmiş biri. mauldin ve farragut lisesinde okumuştur. bazı kaynaklara göre sadece farragut academy gözüküyor ama bu yanlıştır. belgeseli ve kitabında neden 2 lisede okuduğunu çok güzel anlatmış. mauildin lisesinde 3. sınıftayken yaralamalı ırkçı bir kavgaya karışıyor, yargılanıyor ve suçsuz bulunuyor. garnett o zamanlar mauldin lisesinin yıldızı konumunda. garnett rahat durmamaya devam ediyor. annesi son çare olarak lise son sınıfı okuması için onu chicago'ya yatılı olarak gönderiyor.
farragut lisesinde kendisini basketbola veriyor ve eyalet şampiyonluğuna kadar uzanıyorlar. şimdi bu kısımda kendi belgeselinde bir açıklaması var. başka şansım yoktu, ya okuyacaktım ya da basketbol oynayacaktım. ikisini aynı anda yapmaya çalıştım, ikisi içinde elimden geleni yaptım diyor. lise bittikten sonra üniversite okuyamayacağını tahmin ederek nba draftlarına katılmaya karar veriyor. işin en garip tarafı 1995 nba draftlarında 1. tur 5. sıradan minnesota timbewolves tarafından seçiliyor, o günün sabahı çok istediği michigan üniversitene kabul edildiğini öğreniyor. draft edildikten sonra nba liginin yolunu tutuyor.
kolej liginde oynamadan nba liginin yolunu tutan 4. oyuncu oluyor. başarılı olursa kendisinden sonra gelecek olanlara iyi örnek olacak, başarısız olursa adı diğer ncaa ligi oynamadan nba ligine geçen başarısız oyuncular arasında yer alacaktı. başarılı oldu ve hemen peşinden kendisiyle aynı jenerasyonun oyuncuları olan kobe bryant ve tracy mcgrady gibi oyunculara örnek oldu. lise oyuncularına nba kapısını araladı ve onlara ncaa ligi oynamadan, nba'de başarlı olunabileceğini gösterdi.
insanların kaçırdığı bir nokta minnesota 1989 yılında kurulan bir takımda ve nba'de daha çok yeniydi. garnett takıma geldiğinde taraftar baskısı ya da başarı baskısı üzerinde yoktu, bu garnett'in en büyük şansıydı. 12 sezon minnesota forması giydi, ilk 3 sezonu hariç 20 sayı ortalaması altına düşmedi, 8 kere takımı play-offlara taşıdı ve hatta 2004 batı finallerine kadar takımı sırtlamayı başardı. minnesota ona hayran konumundaydı, kahraman gibiydi. o zamanlar garnett'i izlemek için bilet kuyrukları oluşuyormuş ve lakabı ''the big ticket'' oradan geliyormuş. aslında çok sinirli bir insan olduğu için yakın çevresi tarafından lakabı ''the rifle'' olarak biliniyor.
2004 batı konferansı finalleri sonrası takım 2007 yılını kadar play-off göremeyince takımdan ayrılmaya karar veriyor. 2007-2008 sezonunun başında boston celtics takımına geçiş yaptı.
big three
ray allen, paul pierce ve kevin garnett boston'da harika bir üçlü oldular. medya ve taraftarlar tarafından big three olarak anılmaya başladılar. 2007-2008 sezonu nba finallerinde kobe ve la lakers'ı 4-2 mağlup ederek, 1987 yılından beri kazanılamayan nba şampiyonluğunu boston celtics'e getirdiler.
şampiyon olunan sezonda kevin garnett normal sezon içerisinde 71 maça çıktı 19 sayı ortalamasıyla oynadı. işin ilginç tarafı play-offlar da 20.5 sayı ortalamasıyla oynayarak normal sezondan daha iyi bir performans ortaya koydu.
big three bana kalırsa rodman, jordan ve pippen üçlüsünden sonra en iyi üçlü olabilirdi. ancak başarının tek sezonda kalması hikayeyi biraz yarım bırakıyor. kitap bile yazıldı bu üçlü hakkında. garnett kendi belgeselinde big three için yenilmezdik diyor.
kevin garnett 6 sezon boston celtics'de oynadı. 5 play-off, 1 nba şampiyonluğu, 2010 sezonunda konferans şampiyonluğu yaşadı.
2013-2014 sezonunun başında brooklyn nets'e takas edildi. 2 sezon oynadıktan sonra evim dediği minnesota'ya geri döndü. 2014-2015 ve 2015-2016 sezonlarını evinde geçirdikten sonra emekliliğe ayrıldı.
trash talk olayında kraldı. bazen çok abartabiliyordu, rencide edici olabiliyordu ama izlemesi çok zevkliydi. tim duncan ile atışmaktan çok zevk alıyormuş. duncan'ın garnett'e he aynen bro deyip geçtiği çok oluyordur.*
şunu şuraya bırakalım. koca adam sinirli olduğu kadar, eğlenceli bir insanmış. çerezlik belgesel tadında.
garnett 1979, güney carolina doğumlu, 2.11 boyunda tam bir canavar. küçüklüğünden beri içinde bastıramadığı öfkeyi basketbol sayesinde dindirmiş biri. mauldin ve farragut lisesinde okumuştur. bazı kaynaklara göre sadece farragut academy gözüküyor ama bu yanlıştır. belgeseli ve kitabında neden 2 lisede okuduğunu çok güzel anlatmış. mauildin lisesinde 3. sınıftayken yaralamalı ırkçı bir kavgaya karışıyor, yargılanıyor ve suçsuz bulunuyor. garnett o zamanlar mauldin lisesinin yıldızı konumunda. garnett rahat durmamaya devam ediyor. annesi son çare olarak lise son sınıfı okuması için onu chicago'ya yatılı olarak gönderiyor.
farragut lisesinde kendisini basketbola veriyor ve eyalet şampiyonluğuna kadar uzanıyorlar. şimdi bu kısımda kendi belgeselinde bir açıklaması var. başka şansım yoktu, ya okuyacaktım ya da basketbol oynayacaktım. ikisini aynı anda yapmaya çalıştım, ikisi içinde elimden geleni yaptım diyor. lise bittikten sonra üniversite okuyamayacağını tahmin ederek nba draftlarına katılmaya karar veriyor. işin en garip tarafı 1995 nba draftlarında 1. tur 5. sıradan minnesota timbewolves tarafından seçiliyor, o günün sabahı çok istediği michigan üniversitene kabul edildiğini öğreniyor. draft edildikten sonra nba liginin yolunu tutuyor.
kolej liginde oynamadan nba liginin yolunu tutan 4. oyuncu oluyor. başarılı olursa kendisinden sonra gelecek olanlara iyi örnek olacak, başarısız olursa adı diğer ncaa ligi oynamadan nba ligine geçen başarısız oyuncular arasında yer alacaktı. başarılı oldu ve hemen peşinden kendisiyle aynı jenerasyonun oyuncuları olan kobe bryant ve tracy mcgrady gibi oyunculara örnek oldu. lise oyuncularına nba kapısını araladı ve onlara ncaa ligi oynamadan, nba'de başarlı olunabileceğini gösterdi.
insanların kaçırdığı bir nokta minnesota 1989 yılında kurulan bir takımda ve nba'de daha çok yeniydi. garnett takıma geldiğinde taraftar baskısı ya da başarı baskısı üzerinde yoktu, bu garnett'in en büyük şansıydı. 12 sezon minnesota forması giydi, ilk 3 sezonu hariç 20 sayı ortalaması altına düşmedi, 8 kere takımı play-offlara taşıdı ve hatta 2004 batı finallerine kadar takımı sırtlamayı başardı. minnesota ona hayran konumundaydı, kahraman gibiydi. o zamanlar garnett'i izlemek için bilet kuyrukları oluşuyormuş ve lakabı ''the big ticket'' oradan geliyormuş. aslında çok sinirli bir insan olduğu için yakın çevresi tarafından lakabı ''the rifle'' olarak biliniyor.
2004 batı konferansı finalleri sonrası takım 2007 yılını kadar play-off göremeyince takımdan ayrılmaya karar veriyor. 2007-2008 sezonunun başında boston celtics takımına geçiş yaptı.
big three
ray allen, paul pierce ve kevin garnett boston'da harika bir üçlü oldular. medya ve taraftarlar tarafından big three olarak anılmaya başladılar. 2007-2008 sezonu nba finallerinde kobe ve la lakers'ı 4-2 mağlup ederek, 1987 yılından beri kazanılamayan nba şampiyonluğunu boston celtics'e getirdiler.
şampiyon olunan sezonda kevin garnett normal sezon içerisinde 71 maça çıktı 19 sayı ortalamasıyla oynadı. işin ilginç tarafı play-offlar da 20.5 sayı ortalamasıyla oynayarak normal sezondan daha iyi bir performans ortaya koydu.
big three bana kalırsa rodman, jordan ve pippen üçlüsünden sonra en iyi üçlü olabilirdi. ancak başarının tek sezonda kalması hikayeyi biraz yarım bırakıyor. kitap bile yazıldı bu üçlü hakkında. garnett kendi belgeselinde big three için yenilmezdik diyor.
kevin garnett 6 sezon boston celtics'de oynadı. 5 play-off, 1 nba şampiyonluğu, 2010 sezonunda konferans şampiyonluğu yaşadı.
2013-2014 sezonunun başında brooklyn nets'e takas edildi. 2 sezon oynadıktan sonra evim dediği minnesota'ya geri döndü. 2014-2015 ve 2015-2016 sezonlarını evinde geçirdikten sonra emekliliğe ayrıldı.
trash talk olayında kraldı. bazen çok abartabiliyordu, rencide edici olabiliyordu ama izlemesi çok zevkliydi. tim duncan ile atışmaktan çok zevk alıyormuş. duncan'ın garnett'e he aynen bro deyip geçtiği çok oluyordur.*
şunu şuraya bırakalım. koca adam sinirli olduğu kadar, eğlenceli bir insanmış. çerezlik belgesel tadında.
devamını gör...