kimya

maddenin yapısını, bileşimini, özelliklerini ve maddede meydana gelen tüm değişimleri inceleyen bilim dalıdır.

maddenin iç yapısı ile ilgilenen bilim dalı.

lise'de aramın iyi olduğu derstir.

lisede zaten sadece fizik ile aram iyi değildi. evet.

lisede bi hocamız vardı. kitaplarımıza 'madem geldik dünyaya, çalışmalıyız kimyaya' yazdırtırdı. (zorla)

bir kimya hocamız vardı çok tatlıydı efendi bir adamdı eşi de çok zarif birbirlerine aşıklardi.biri de kimyagermiş o da çok yakışıklıydı bütün kızlar ona bakardık ama çok capkindi en son o da evlendi.

doğadaki tüm maddeleri inceleyen fengillerden bir bilim dalı.

bütün pozitif bilimlerin küçük hatta çok küçük düzeyde (nano) çalışmaya başladığı 21. yüzyılda bütün bilimlerin başvurmak zorunda olduğu muhteşem bilim dalı.
icra eden kişilere kimyager derler.

sarı kayısı kükürt ile sarartılıyormuş diyorlar.

simya kelimesiyle aynı kökten geldiği iddia edilir.

en sevmediğim ders olabilir bir şey anlamıyorum.

lisede başarısız olduğum, lise bittikten sonra ilgimi çeken bir bilim dalı.
hayır pinkman değilim.
sakın kimya üzerine uzmanlığı olan profesörlere, simya ile bağlantılı olup olmadığını sormayın, annenize kötü kelimeler söylerler.
simya zırvadır.

lisede en yüksek aldığım notun 45 olduğu ders. bir türlü anlamıyorum. evet.

sanıldığı kadar zor olmayan derstir. inanmayacaksınız ama çok da zevklidir.

lisede en yüksek notumun 5 üzerinden 2 olduğu ama aradan geçen yıllardan sonra aslında ne kadar da ilgi çekici olduğunu anladığım ders/bilim dalı.

bir bilim dalı düşün ki sayesinde bilimum psikiyatrik hastalık tedavi ediliyor, kolu kesilen kimse acı hissetmiyor, midesi yanan kimsenin mide yanması geçiyor, saçı dökülen kimsenin kılcal damarları beslenerek geçici de olsa saçları çıkıyor, yapılan uyuşturucularla ülkeler cari açıklarını kapatıyor (bkz: kayıt dışı ekonomi)..

bize öğretilme şekli ise;
(bkz: çapraz bağ)
(bkz: kovalent bağ)
(bkz: mol) hesaplamaları

meslek lisesi mezunu olaraktan dershanede tanıştığım ders. onunla ilgili çok hayallerim vardı ama işte hepsi orda kaldı. daha da görmedim o dersi.
oysa avagadro katsayısı hala adım gibi aklımda.

öğretmenin derse bakışı değiştirdiğinin en büyük örneği hayatımda. lisede birinci dönem zayıf (1) alıp kaldığım kimyadan, ikinci dönem iyi (4) alıp geçmiştim.

bir öğretmen, öğrencisinin hayatını 5 ay içinde bambaşka bir yere taşıyabilir.

seneler seneler önce sınav sonuçları açıklanıyor lisede. ben de sınıfın tembellerindenim ama nasıl desem o sınav çok harika geçti. böyle 100 beklediğim nadir sınavlardan biri. sonuçlar açıklanırken sınıfın gözde öğrencilerinin bir bir döküldüğünü gördüm. en yüksek not 65 öyle diyim size. haliyle benim kendime olan güvenim biraz sarsıldı ve 100 beklentimin yerinde yeller esiyor. "bunlar yapamadıysa galiba ben de yanlış yaptım" düşüncesi işledi içime.

sıra bana geldi kalktım ayağa notumu duymak için. hoca baktı bi, kaç bekliyorsun diye sordu herkese sorduğu gibi. ilk başlarda beklentiler 80 90 dı sınıfta ama çalışkanların notlarını gördükçe herkesin beklentisi de benimle doğru orantılı düştüğünden ben de güvenemedim kendime ama cevapta veremedim bi an öylece donakaldım. hoca tekrar sordu kaç bekliyorsun diye, herkesin gözü üzerimde ve birden o mazbut adam gitti ve yerine s...t et diyen kişiliğim peyda oldu.

-hocam şimdi yalan olmasın benim sınavım çok güzel geçmişti. 100 bekliyordum aslında ama sınıfın haline bakınca da tereddüt ettim şimdi.

ben bunu söylediğimde alaycı alaycı güldü herkes. onların 50 60 aldığı sınavda -ki 97 aldığı sınavlarda 3 puanın nereden kırıldığını soran adamlardı- ben kim köpektim ki 100 bekleyecektim. utandım bi an bu çıkışımdan dolayı güldükleri için başımı öne eğdim.

+aferin, ne yaptığını biliyorsun en azından. kopya çekmedin demi?
-yok hocam kopya çekeceğim bi sınav değildi. iyi öğrendim, sorular da basitti yaptım geçtim.
+tamam bakalım.
-100 mü aldım hocam.
+evet 100. aslında bi yerde yanlışın var ama kırmak istemedim. sadece işlem hatasıydı.
-teşekkürler hocam.

az önce bana gülen, alaycı alaycı göz deviren kim varsa ağzı açık bakıyordu bu defa. ben ise başımı kaldırmış herkese " ne sandınız ya........m" bakışı atıyordum. tüm lise hayatım boyunca gururdan, nal gibi egodan yürüyemediğim ender anlardan biriydi.

maddenin; tepkimeleri, özelliklerini, etkileşimlerini, birleşimlerini ve yapısını inceleyen bilim dalı.

o kim ya?


bunu dedikten sonra bazı insanlar.

ülkem insanının yavaş yavaş öğrenmeye başladığı bilim dalı.
rakı fiyatlarıyla başladı her şey. en ucuz 70'lik rakı 300 lira olunca ve aslında birazcık yatırımla (bin yetele kadar) kendi rakını 40 liraya mal edeceğini anlayınca tembel olmayanlar rakı üretir oldu. biracılar kitler dolusu bira ürettiler.
sonra iş sabuna geldi.
bir sonraki aşama çamaır ve bulaşık deterjanı. onu da yapacak yapacak yurdum insanı inşaallahül azim.
öyle faideli bir bilim dalıdır kimya.