kıraç’ın milli takım için yaptığı marş

hükümete yanlama şarkısı diyelim.

20. saniyesinden sonraki bölümünü, müşerref akay’ın aşağıdaki bağlantıdaki şarkısına (1:07’den sonraki bölüm) benzettiğim marş.
buradan

kaliteden uzak, kötü bir görüntüye ve müziğe sahip boş bir iş olmuş. disslike rekorları kırıyor şuan

çok kötü, bir de futbolculara mehmetçik demek saçmalığın daniskası değilde nedir.onlar oynadığı maç başına binlerce lira alıyorlar.melodi çok kötü, sanırsın savaşa gidiyoruz.
tanım: saçma sapan bir sanatçının gaflet içeren sözleriyle yaptığı sözde marş.

yorum yaparken dikkat etmemiz gereken marştır. aksi takdirde her an terörist ilan edilebiliriz.

baya kötü son yıllarda maalesef fiyasko üstüne fiyasko marşlar yapıyoruz. rafet el roman'la başlayan süreç kıraç'ın yaptığı bu saçma müziğe kadar geldi. ne söz ne ritim ne de müzik namına akılda kalıcı hiçbir şey yok. her şeyde olduğu gibi müzikte de yıllar ilerledikçe gerilemeye devam ediyoruz, sonumuz ne olacak hiç düşünemiyorum.

yahu kıraç harbiden bu nedir be ya. vıcık vıcık sozlerolan çakma marstır.

savaşa gidiyoruz sandım.

(bkz: bir garip marş bestesi)

1 mayıs marşı değil mi bu?

özet: haydi!

yahu kıraç git allahasen pepeye şarkı bestele sen! spor müsabakası değil taarruza gidiyoruz sanki! bıhtık alüminyum valla ya!

olmamış. fazlasını yazmak israftır.

"savaşta mıyız aloo" dedirtti bu şarkı bana. seçim arabası geçiyor gibi de hissettirmedi değil gerçi.

videonun altındaki yorumlar da şahaneymiş.
birisi çok hoşuma gitti. " yendiğimiz ülkeden toprak da alacağız"

ulan kıraç harbi iyi sıvazladın.
bu adam 1 mayıs marşını da çalıp fb için düzenlemişti.
bugün baktım kürtçeden de arakları varmış.
hey yavrum.
sorarlarsa milliyetçi vatansever sanatçı dersin!

rezalet.

şu dünyada beni en çok yanıltmış olan şarkıcı kendisi. ilk albümü ne kadar severdim halbuki. parayı bulunca bir başka olan adamlar hep kafamı karıştırıyor benim.

normalde kimsenin zerre umursamayacağı bir şeyi aylarca evde kalıp onda da fakirlikten kafayı tırlattığımız için aşırı önemsememizden kaynaklı linçlenen şarkıdır. başka işleri olan mutlu insanlar olsaydık böyle mi olurdu? seneye de başka bir şey yapılır nedir yani… yakında cadı yakmaya başlarız. imza: baş mutsuz

zehirdir.

sevgili kıraç. niyetin iyi olabilir belki. ama her şeyin fazlası zarar derler ya. bu ülke gençleri yıllardır milliyetçilik ve islamcılık gibi tamamıyla soyut iki değerin yaylım ateşine tabi tutuluyor. bir kısım insan adeta zehirlendi. diğer bir grup milliyetçiliğin ve islamcılığın arkasına her türlü pisliğin gizlendiğini gördü, tiksindi.

bak sevgili kıraç. ben kendini ulusalcı diye tanımlayanlardan biriyim. sen de kendini atatürkçü olarak tanımlıyorsun. peki öyleyse sormak zorundayım, ne yapmıştı atatürk? savaştan sonra üniformasını çıkardı. o pırıl pırıl takım elbiselerini giydi. istese tam takım üniformasıyla orduyu arkasına alıp ittihatçılar gibi askeri diktatörlük kurardı.

ama o ne yaptı, konumuz o diye sadece müzikten örnek verelim. musiki muallim mektebini açtı, istanbul belediye konservatuarını ve ankara devlet konservatuarını kurdu. istanbul opera cemiyetini kurdu. özsoy operası bizzat onun denetimiyle yazıldı. sayısız opera, operet, müzikal, balolar ve bale gösterisi onun döneminde ülkemize girdi. onlarca saygın müzisyenin yetişmesine imkan tanıdı.

müziğe eşlik etti, dans etti, zeybek oynadı. ortadoğu diktatörleri gibi kamuflaj üstüne güneş gözlüğü takmadı. propaganda marşları ezberletmek yerine halka 'beyefendi' nedir, nasıl olunur onu öğretti. sanata saygıyı, beğeni edinmeyi, estetik zevkleri kazandırmak istedi.

ya sen ne yapıyorsun? şu yaptığın müzik hangi heyacanı, hangi coşkuyu, hangi estetik duygumuz uyandıracak içimizde allah aşkına. dandik bir ritim. içine biraz asker koyayım, biraz mehmetçik, biraz savaş, bir tutam da bayrak serpiştirdik mi tamamdır.

tamam değil kıraç kardeşim. yıllar yılı merkez sağ iktidarda. yıllar yılı bayrak ve din pompalanıyor. ama ne ekonomi toparlanıyor, ne yolsuzluğun önü alınabiliyor ne de toplumsal barış ve huzur sağlanabiliyor. gelişmiş ülkelerin çocukları her gün vatan, bayrak diye ortalıkta mı dolanıyor? elin ingilizi bayrak desenli çorap, hatta don giyiyorken senden 40 kat kaliteli hayat yaşıyor.

bu gençlik dünyayı tanıyor sevgili kıraç. artık soyut değerlerin hüküm sürdüğü romantik çağlarda yaşamıyoruz. bayrak deyip durmak karın doyurmuyor. seninse mehmetçikle bir tuttuğun topçu zaten milyonlar kazanıyor. sıkıntıyı çeken biziz yani, yapacaksan bize yap bir şarkı. yoksa da bırak iki maç izeleyecek garibanın sinirini bozma.

savaşa mi gidiyor bu takım,ne bu celal beyefendi?
her şeyi geçtim ekrana sekiz tane kıraç koymanın iyi bir fikir olduğunu kim düşündü acaba?

marşın (?) youtube rekoruna* katkımı sundum da geldim.

beğenmediğim şarkıdır. şarkıdan ziyade askeri marşı andırmaktadır. spordan ziyade savaşı çağrıştırmaktadır. sporun savaş olarak görüldüğü gerici zihniyetin tezahürüdür. spor centilmenliktir. hatta konvansiyonel savaş bile centilmenlik içerir. bu marş bu haliyle mevcut boş ve bilinçsiz milliyetçilik duyguları ile çanak çömlek ve kılıçla tarihi dizilerde kendini kaybederek savaşçı sanan kahir ekseriyetteki zevatın, maçlardaki istenmeyen sonuçlarda çevrelerine ve hatta kendilerine zarar vermesini kolaylaştırmak için yapılmış gibidir. yersizdir. gereksizdir. eyyorlamam bugadar. lakin ki sevmedim ama herkesin şeyine herkes karışamaz.