kış mevsimini yaz mevsiminden daha çok sevmek

bu başlıkta kış ile yaz karşılaştırması yapacağız.

öteden beri kış aylarını yaz aylarından çok sevmişimdir. her ne kadar yaz ayları güneşi, denizi, yeşilliği, maviliği kısaca canlılığı temsil etse de, kışın zihnimde ve ruhumda uyandırdığı his bambaşkadır. kendini bildim bileli kış aylarından yaz aylarına göre daha fazla haz alırım. kış ayları soğuğu ve hüznü temsil eder çoğunlukla. tabii bu temsiliyet de her şeyde olduğu gibi kişiden kişiye göre değişmektedir. hüznün etkisi bende neşenin etkisinden çok daha yoğundur. çiçeklerin açmasını, kuşların ve börtü böceğin ötüşmelerini, dağlarda kırlarda yavru hayvanların birbirleriyle oynamalarını, rengârenk kelebeklerin sanat harikası şeklinde gökyüzünde dans etmelerini, yaz yağmurunun hemen ardından çıkan gökkuşağını izlemeyi ben de severim, ancak soğuk kış gecelerinde sıcak bir çay veya kahve eşliğinde kar yağışını izlemek, güneşli bir günde hafif dalgalı denizin ışıltılı gelgitlerini seyretmekten veya yaz günü bir tepenin zirvesinden engin bir manzarayı izlemekten daha fazla zevk veriyor bana. mesela üstad bob ross amcamızın kış tablolarını da yaz resimlerine yeğlerim çoğu zaman. belki gökyüzünden milyonlarca kar tanesinin birbirine değmemeye çalışarak süzüle süzüle yeryüzüne inmesini izlemek kışı daha çok sevmeme nedendir. ya da sadece en sevdiğim ahbaplarımla çocukken oynadığımız kartopu oyunlarıdır kışı daha çok sevmemdeki neden. veya sadece kış aylarından birinde doğduğum için kışı daha çok seviyorumdur kim bilir..

yaz çocuğu olarak kışa hayranım