kıskanç sevgili

zihninizi fazlaca meşgul edecek kadar kıskanıyorsanız uzaklaşın. ya yalnızlığa ihtiyacınız vardır ya da başka birine.

bazen hak veriyorum ama yorucu bir tarafı da var.

insanın ömrünü tüketen sevgilidir. aşırı kıskançlık güven problemidir ve güven problemi olan ilişkiden de hayır gelmez. bazı kadınlar kıskanılmayı istiyor fakat ileride bu yıpratıcı olacaktır, çekilmez bi hal alacaktır.
manitanızı iyi seçin, barzolarla beraber olmayın anasını satıyım…

çok olanı bok gibi hissettiriyor. ay paranoyak oluyor bunlar.

benimkilerin hepsi aşırı kıskanç oldu.
daralıyorum gelemiyorum deyince, beni çok şımartmışmışlar, hee beğenemedin mi?

yav şuncağcık el kadar rohee miran'dan bile kıskanıp durdular. neymiş yine mi bu bebeymiş? her yerden de bu bebe çıkıyormuş. öfmüş ne kadar çok seviyormuşum.

hanım hanım, manevi kızım o benim, yürrüü anca gidersin.

hiç çekilmeyendir. insanlar kıskanınca kendisiyle ilgili olduğunu/ sevdiğini zannederler. halbuki bu ilgi değil, sevgi hiç değildir. önemli olan sahiplenmektir. o da mal gibi sahiplenmek değil, yanlış anlaşılma olmasın. yanında olduğunu, her zaman destek olacağını hissettirmektir. yani istediği kadar ‘seni 3 yaşında kardeşimden bile kıskanıyorum’ desin; kötü zamanlarında yanında olmayıp yalnız ağlıyorsan kıskançlık sadece boş hava basar.

senden olmayan bir şeyi kıskanmak, insan doğasının en büyük salaklıklarından bir tanesi.
başka bir anne babanın çocuğunu, sırf ona duygusal ya da fiziksel bir şeyler besliyorsun diye kıskanmaya kimsenin hakkı yok.
her birey kendi içinde özgürdür.
kıskananlar yallah kıskanılmaktan hoşlananlara.

buyrun cağnım bana mi seslendiniz?

simdi sizler medeni, olgun, yetiskin, profesyonel ve cool insanlarsiniz tabi ve ben size gore henuz evrimin ilk adimini gecemedim, biliyorum ama arkadaslar bence olculu kiskanclik cok guzeldir, kiskanmamakta bence sorun vardir.

ben kimse cikip sevdigini rapunzel gibi kuleye kitlesin demiyorum fakat bu kadar genis olmanin da manasi yok bence!

tabi sizler daha iyi bilirsiniz.

hayatta üç şey çekilmezdir:

- kısa yorgan,

- sıkan ayakkabı,

- kıskanç sevgili/koca

bu konuda bildiğim bu kadar.

abartmadıkça tatlı olandır.

toplumların vebası.
artık olanaklı insanların yoksun insanların üzerine basmak için kullandıkları bir araç haline de gelmiştir.
bir varlık göstergesi olarak kıskançlığı insanlığın envanterine kaydedebiliriz.

hayatı zehretmeyip böyle ufak tefek hissettirirse şahane olan insan. diğer türlüsü travma sebebi.

çoğu kişinin aksine benim hoşuma giden sevgilidir. beni kıskanmayıp kimi kıskansın ayrıca. dozunu kaçıranlara denk gelirseniz tebrikler yeni bir sınavınız var bu hayatta.

ayrilinilmalidir. hayati zindan eder. evet.

ben. hayatı zindan etmem ama. dozunda gayet iyi bir şey valla kimse kusura bakmasın.

kıskanan sevgili ya da küçük kıskançlıkları olabilen sevgili ayrı ama bu ciddi bir tanım haline gelmişse sorgulanması gereken bir ilişki var demektir. kimse aylarını yıllarını heba etmesin. hangi yaşta olursanız olun o yaşınıza o halinize kolayca gelmiyorsunuz, gelmiyoruz ve yarattığınız yaşattığınız insana saygısızlık belirli bir evrede. tabii iki taraf da halinden memnunsa işler değişir (gerçekten memnun mu yoksa psikolojik ya da sosyolojik belli başlı alışmışlıklar mı söz konusudur yine tartışılır)

#3547073
bir sıfır da benden olsun kadro tamamlansın.

insan seviyonuz şurada. karanlık odaya kapatıp çiğ etle besleyin de bari bölüm sonu canavarını yenebilsin sevgiliniz.

"uzak durmanız gereken insan tipidir" diyeceğim ama maalesef türkiye'nin genelinde bu hastalık var. "kıskanmak" sağlıklı bir duygu değildir ama insanlar bunu meşrulaştırmak için, sevginin bir türü hatta kanıtlanabilir yanı olduğunu iddia ediyorlar.

" seven kıskanır" argümanı çöptür ve dümdüz yalandır arkadaşlar. seven insan, sevdiğini kıskanmaz aksine destekler, hayatına saygı duyar ve bir karakteri olduğunu, bu karaktere müdahale edilmesinin ise; saygısızlık olduğunu bilir.

seven insan, karşısındaki insanı aykırılıkları ve farklılıkları ile kabul eder, bunların üstünde oynamaya çalışmaz. belki böyle dediğimizde garip geliyor çünkü türkiye erkekli / kadınlı bir açık hava tımarhanesi. gerçekten doğru tavırın ne olduğunu görerek büyümediğimiz için, maçoluğu, trip atmayı veya kısas ile iş yapmayı( kıskandırmak) güç kanıtlama biçimi ve sevginin cilvesi sayıyoruz. hadi oradan!

bizim evliliklerimizin ve çocuk yetiştirme tarzımızın daima batı toplumlarından geri olmasının sebebi bu'dur. öncelikle kendi içimizde sağlıklı sevemiyoruz ki, başka bir canlıyı sevelim ve evlilik denilen mekanizmayı yürütelim.böyle manyaklıkların üstüne evlilik mi inşa edilir? bir de cocuk nasıl yapılır?

yanlış işler arkadaşlar bunlar. böyle insanlar zamanla hayatınıza daha karışır ve sizi maksimum kapatırlar. bir kere izin verdiğinizde, o kıskançlığın dozu sürekli ileri doğru ilerler ve asla gerilemez. bu yüzden hayatınız üzerinde değişiklikleri kabul etmeyin ve mümkünse bunlardan cocuk yapmamaya gayret edin. sizi böyle beğenen alsın. doğru insanlarla üreyin.

aşırı kıskanmak ve yerinde müdahale etmek gibi iki dala ayrıldığı için büyük bir genellemeye sahip başlık. doğal olarak da yanlış çıkarımlar yapılıyor.

kıskanmayan erkekten hayır gelmez demiş hz. ali. gerçi türk kadınına sinirlendiğinde kırmamak için sussan bile bu sefer de psikolojik baskı yapıyorsun yaftasina maruz kalacağımız için türlü ithamlardan paçayı kurtaramıyoruz*.

ben şahsen kıskanırım arkadaş. seviyorsam tabi.
insta şifresini isteyen tiplerden değilim. ve biri benim kız arkadaşıma yazsa kız arkadaşımın gerekli cevabı vereceğinden ya da görmezden geleceğinden belki ısrarcı olursa da engelleyeceginden eminim. güvenimi sarsacak bir şey yapsa uzatmam zaten.
ama biri gittiğimiz bir mekanda yanında ben olduğum halde sürekli ona bakıyorsa o kişinin burnunu kırmak benim vicdani görevim.
işte tüm mesele burda.

bir şeye girişir; ehliyet sınavı, iş kurmak vs. her türlü manevi desteğimi veririm. sen yaparsın, başaracaksın diye. başarır ve benden başarılı olur diye kısıtlama korkum yoktur. en olmadı hayatında iz bırakmış biri olarak çeker giderim o olur.

kendine güvenmiyordur. net.

sen bir insansın. sevgilin de bir insan. eğer o insana, "bakarlar", "konuşurlar", "adını çıkarırlar" (ve bilimum 3. kişilerin yapacak olduğunu düşündüğün herhangi bir şey) diye "eşya" gibi davranıyorsan, ondan da önce kendine hakaret ediyorsun. "ben çok da sevilesi bi insan değilim, "kısa etek giyerse, bacaklarına bakarlar, bu kız da kendi değerini görür ve benden kaçar" demiş oluyorsun.

not: eğer ilgi gördüğü için kaçacaksa zaten bi yerlerde büyük yanlışlık vardır

ayrıca bu iki tarafa da işliyor.

(bkz: kısa etek giyen erkek)

offf çocuklar daha çok gençsiniz, biz de geçtik bu yollardan, seneler önce gençtik biz de siz gibi. takıldık böyle şeylere, “yılmazı” dedik “sileceğsin” dedik “msn’den” dedik… sonra büyüdük, takılmıyoruz böyle şeylere. ha bana yazmayıp tanım girerse öldürürüm onu o başka bir konu… işin şakası bir yana dursun, nerde duracak? ikinci paragrafta evet.

kıskanmakla müdahale etmek birbirine karıştırılıyor bence. kıskanabilirsin evet ama bu sizi ne kadar etkiliyor? etkileme kısmı da ilişkinin sağlamlığı ve aranızdaki bağın kuvvetiyle ters orantılı.
aranızdaki güven, bağ ne kadar sağlamsa o kadar az etkiliyor ilişkinizi negatif olaylar.
sağlam bir ilişkide, olaydan olaya değişmekle beraber sevdiceğinize değil olayın kendisine sinirleniyorsunuz. zaten kıskançlık krizleri geçireceğiniz ilişkide sıkıntı vardır.