kitap okurken gelen hayatı kaçırma hissi
başlık "coldfire" tarafından 17.12.2023 22:22 tarihinde açılmıştır.
1.
sık sık musallat olan his. kitap okumayı çok sevmeme rağmen beni kitaplardan uzaklaştırıyor bu his. kendimi 50 yaşında emekliler gibi hissediyorum ve depresif bir ruh hali zühur ediyor birden... hani öyle maceralardan aksiyonlara atladığım bir hayatım da yok tabi de ama bir şeyler yaşayabilecekken oturup kitap okumak içimi karartıyor.
devamını gör...
2.
olmayan histir. sanki kitap okumayinca atomu parcaliyorum. kitap okumak daha eglenceli, hem kim hayal dunyasinin gercek dunyadan daha az degerli oldugunu iddia edebilir ki?
devamını gör...
3.
kimse hayatı yakalayamaz. yani siz istediğiniz kadar bir şeyleri kaçırmamak için çabalayın yaptığınız eylem esnasında başka bir fırsatı kesin olarak kaçıracaksınız. o sebeple bir eylemi yaparken başka bir fırsatı kaçırdığınızı düşünmeden ana odaklanmanızı tavsiye edebilirim.
devamını gör...
4.
hayatı kafasının içinde yaşayanlar için olmayan histir.
devamını gör...
5.
beni hayatın kargaşasından kaçma isteği kitaplara götürür. bir yerde kopmak o hayal alemlerine dalmak gerekir. yeri geldiğinde kaçmak gerekir. hayatı sürekli yakalamaya çalışmak zordur bence.
devamını gör...
6.
kitap okurken bambaşka bir hayat var ve o hayat bazen daha güzel gelir. karnın açtır yemek gelmiştir hadi yemeğe derler ve sen sayfanın sonunu getirmek için çabalarsın ama yemeğe geçsen bile hızlı bitirirsin yemeği çünkü hikaye güzelse yemek sadece doymak içindir.
devamını gör...
7.
hiç yaşamamışımdır. yaşayanı görünce de şaşırmışımdır doğrusu. hayatı ve hayatta bazı şeyleri kaçırıyor olma hissini günümüzde birçok şeyde yaşıyoruz, ama kitap okurken bu hissi yaşamayı ilk kez duyuyorum. aksine, belki klasik olacak ama kitapta hayatı yakalar hissetmek gerekir kanımca. ne okuyorsun da böyle edebiyat yapıyorsun derseniz, özel bir şey okuduğum yok. kafama göre rastgele.
devamını gör...
8.
bu zihniniz arayıcılığı ile size uygulanan ve sizi rahatsız hissettirmeyi temel alan bir dürtüdür. bu sadece kitap okurken değil, herhangi bir şeyle uğraşırken aklınıza düşebilecek bir "teoridir" . teori diyorum çünkü gerçekliği yoktur. önemli olan; bu düşüncenin ve bu düşüncenin yarattığı duygu durumunun gerçek olmadığını bilmek ve bunu asla unutmamaktır.
bu duygu durumu ve düşünceye takılırsanız, bu sizi depresif ya da okb hastası birine çevirebilir. zihin her zaman ciddiye alınmamalıdır.
benim bir mottom vardır:
zihnini kullanmadığın durumlarda ( kendi isteğinle bir şey düşünmediğin) beliren hiç bir düşünceyi umursama. onların tamamı vesvese'dir. yani " temelsiz kaygı ve olasılıklar bütünü" ve yeterince kontrol edilememesi hasta edebilir.
bu tavırda toplumda " gamsızlık" olarak kodlanır.
bu duygu durumu ve düşünceye takılırsanız, bu sizi depresif ya da okb hastası birine çevirebilir. zihin her zaman ciddiye alınmamalıdır.
benim bir mottom vardır:
zihnini kullanmadığın durumlarda ( kendi isteğinle bir şey düşünmediğin) beliren hiç bir düşünceyi umursama. onların tamamı vesvese'dir. yani " temelsiz kaygı ve olasılıklar bütünü" ve yeterince kontrol edilememesi hasta edebilir.
bu tavırda toplumda " gamsızlık" olarak kodlanır.
devamını gör...
9.
kurgu, gerçekten daha çekici olabiliyor. zaten gerçek dediğimiz, yaşadığımız dediğimiz hayatın her dönemde farklı doğruları olduğunu düşünüyorum.
kapitalizmin vaaz ettiği "gerçek dünya" algısını kabul etmek zorunda değiliz. sosyal medya uygulamalarını 5 dakikada bir refresh etmek değil yaşamı kaçırmamak.
benim için yaşamı kaçırmamak eğlenmek demek. eğlenmek de bazen kafanın içinde yolculuğa çıkmak demek.
bu bazen bir filmle diziyle olur bazen bir kitapla bazen bir arkadaşla sohbet ederken. yaşamın gerçeğinden kopmak bir ihtiyaç çünkü çıplak gerçeğe sürekli maruz kalmak insanı nihilizme sürüklüyor.
ben mesela ihsan oktay anar'ın efresiyab'ın hikayelerine başladım.
kitapta ölüm karakteri var. ben bir arkadaşımla sözde gerçek dünyada abi ölüm gelmiş kapıma hadi evlat zamanın doldu gitme vaktidir dese ölüme ne diyeceğim desem delirdiğimi düşünür. hiç olmadı ne diyor bu der. ama kitaplarda yazar karakterler üzerinden sizinle konuşuyor.
birbirimize sormadığımız sorsak da tatmin edici cevaplar alamadığımız alamayacağımız konularda okumak hayatın anlamı gibi konulara kafa yoran belki bu konularda takılı kalanların kilidini açıp gerçek gerçek dünyaya dönmelerini sağlayacak.
kapitalizmin vaaz ettiği "gerçek dünya" algısını kabul etmek zorunda değiliz. sosyal medya uygulamalarını 5 dakikada bir refresh etmek değil yaşamı kaçırmamak.
benim için yaşamı kaçırmamak eğlenmek demek. eğlenmek de bazen kafanın içinde yolculuğa çıkmak demek.
bu bazen bir filmle diziyle olur bazen bir kitapla bazen bir arkadaşla sohbet ederken. yaşamın gerçeğinden kopmak bir ihtiyaç çünkü çıplak gerçeğe sürekli maruz kalmak insanı nihilizme sürüklüyor.
ben mesela ihsan oktay anar'ın efresiyab'ın hikayelerine başladım.
kitapta ölüm karakteri var. ben bir arkadaşımla sözde gerçek dünyada abi ölüm gelmiş kapıma hadi evlat zamanın doldu gitme vaktidir dese ölüme ne diyeceğim desem delirdiğimi düşünür. hiç olmadı ne diyor bu der. ama kitaplarda yazar karakterler üzerinden sizinle konuşuyor.
birbirimize sormadığımız sorsak da tatmin edici cevaplar alamadığımız alamayacağımız konularda okumak hayatın anlamı gibi konulara kafa yoran belki bu konularda takılı kalanların kilidini açıp gerçek gerçek dünyaya dönmelerini sağlayacak.
devamını gör...