duolingo üzerinden öğrenmeye başladığım dil. youtube ve coursera gibi kaynaklardan da denk geldikçe yararlanıyorum. instagramda ispanyolca vocab. phrase hesapları takip ediyorum. keyifli bir öğrenme süreci oluyor.
(bkz: ¿cómo estás?)
devamını gör...

frp için tuttuğum karakter kitapçığından bir kaç karalama. oyun oynarken arada durup karaladığım 10 dakikalık çizimler bunlar dalga geçen olursa fena bozuşuruz.*
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

3 saniye falan düşündüm zaten beynimin bir köşesinde hazırmış
devamını gör...

leblebinin öğütülmesiyle ortaya çıkan efsane lezzet. bir dönemin çocuklarının en sevdiği yiyecek olmasıyla bilinir. ayrıca yaşınızı ele verir bir tarafı da vardır. *

(bkz: pipetle leblebi tozu yemiş nesil)
devamını gör...

bence bir insanın ailesiyle ilişkisi onun ruh sağlığını belirleyen en önemli şey. bunu gözlemlerimden dolayı da diyebilirim kendi yaşanmışlıklarımdan dolayı da. ailesiyle - özellikle babasıyla - her şeyini paylaşan insanlara hep özenmişimdir ve ben de öyle olmak istemişimdir, keşke anne ve babalar bu hissi kimseye yaşatmasa ve her bireyin sağlıklı bir temeli olsa.
devamını gör...

sene 1995, del*. * yazıp tüm dosyaları silmiştim. o gün bu gün bilgisayarla bir şey yaparken korkarım.*
devamını gör...

neden uyandım, niçin uyandım?
cidden artık deliksiz uyumak istiyorum. 3buçukta yatıp 5buçukta uyanmak ne lan?
sözlük sana da aşk olsun, demiyorsun bir gün şu kadına bir ninni söyleyeyim de uyusun. puh size
devamını gör...

meksikalılar'ın kullandığı şapkanın ismi.
devamını gör...

benim için harry potter serisi’dir.

ne zaman omuzlarımda ki yük taşıyamıycağım kıvama gelse, hayat koşturmasında boğulup, önümü göremesem, ciddi bi mesele’nin süregelen o uzun belirsizliğinde kaybolsam o haftayı hp haftası ilan ediyorum.
her akşam bir film, son akşam 2 film şeklinde.
gün boyunca bunalıp, kendimi sadece sigara-kahve-battaniye kombosuna kaptırıyorum üstte belirttiğim dönemlerde. bu sihirli dünya bünyeme iyi geliyo. belki bi kaçış yolu olarak varsaydığım içindir bilemiyorum tam.
baya seviyorum. öyle dakikası, dakikasına replik sayamam ama melodisi bile ruhuma iyi geliyo. nox diyip kapatın ışıkları ve yatın uyuyun, geç oldu. tüm potterhead’lere selam olsun.
devamını gör...

gerçek bir müslüman çocuğuna islamı kendisi öğretir, tc'nin memurlarına, tarikatçı cemaatlere göndermez. aile çocuğu eğitir ve çocuk büyüyünce ister müslüman olur ister olmaz, o artık onun sorunu.
devamını gör...

1967 yılında yayınlanan bir guy debord kitabıdır. debord bu kitapta marx'ın kapitalini güncellemek iddiasındadır. kitap, kapitalin ilk cümlesinin detourne edilmiş halidir. kapitalin birinci cümlesi şu şekildedir:

"kapitalist üretim şeklinin hakim olduğu toplumların zenginliği, kendisini 'metaların devasa bir birikimi' olarak gösterir."

gösteri toplumunun başlangıç cümlesi ise aşağıdaki gibidir:

"modern üretim koşullarının hakim olduğu bir toplumda tüm yaşam, kendisini gösterilerin devasa bir birikimi olarak gösterir."

debord'un iddiasına göre, marx'ın kapitalde incelediği meta ekonomisi 1960'lar itibarı ile öyle bir aşamaya gelmiştir ki, artık bu ekonominin temel üretim birimi meta değil, gösteriler olmaya başlamıştır. gösteriden kastettiği yalnızca televizyon ile (o dönem için) birlikte hayatın her alanına nüfuz eden imajlar değildir. kapitalist üretim sisteminde nihai amaç satılacak bir ürün (yani meta) üretmek olduğuna göre ve insanların hayatlarının bütünü (çalışma ve boş zamanın toplamı) bu metaların üretilmesi (çalışma) ve tüketilmesi (boş zaman) çerçevesinde organize edildiğine göre, hayatlarımızın bütünü metaların çevresinde dönen bir gösteri haline gelmiştir. çünkü kapitalist üretim tarzı, marx'ın onu incelediği yıllardan beri giderek genişleyerek hayatın her alanını işgal etmiştir.

kitle iletişim araçlarının ürettiği imajların her yeri işgal etmesi bu üretim tarzının olağan bir sonucudur debord'a göre. gittikçe yoğunlaşarak birer imaj haline gelen metalar, modern bireyin yaşamının her bir anını doldurmaktadır. sanırım debord yaşasaydı, internet medyasının sonuçlarını kendi teorisinin bir doğrulanması olarak okurdu. çünkü 1960'lı yıllar ile kıyasladığımızda, hem imajlar akıllı telefonlar sayesinde hayatın her bir köşe bucağını daha fazla nüfuz eder olmuştur, hem de izleyicisini kendine bağlama kapasitesi (siyah beyaz tüp televizyonlar ile kıyaslanınca) muazzam bir şekilde artmıştır.

fakat debord'un üstünde önemle durduğu şey yalnızca insanların boş zamanlarının gittikçe artan bir şekilde tüketim ve imajlar ile dolması değildir, aynı zamanda üretimin ortaya çıkardığı bu imajların insanların gerçek karakterini ve gerçek hayatlarını da şekillendirmesidir (yani bir anlamda insanları baştan üretmesidir.) yani insanların dünya görüşleri, inançları, davranışları, konuşma şekilleri –büyük ölçüde– gösteri haline gelmiş metalar tarafından şekillendirilmektedir. burada anlatılmak isteneni daha iyi anlayabilmek için, konuşma tarzınızın, dünya görüşlerinizin (politik fikirler, genel anlamda ahlaki ve etik duruş, kadın-erkek ilişkileri hakkındaki görüşleriniz), zevklerinizin (kıyafetlerden, hobilerinize) ne ölçüde izlediğiniz televizyon programları, filmler, youtube kanalları vb. ile şekillendirildiğini düşünün. sonuç olarak, modern üretim sistemi metaları ve metaların daha yoğunlaşmış bir biçimi olan gösterileri ürettiği gibi (çalışma hayatı), aynı zamanda bu metaları ve gösterileri tüketecek (boş zaman) insanları da üretmektedir. [debord'un bu tezlerinin günther anders'in matriks teorisi ile oldukça benzeştiğini de belirtmem gerekir. ya bu iki düşünür çok benzer sonuçlara varmaktadırlar ya da debord'un bir aşırması söz konusudur bilemedim.)
devamını gör...

haberim olunca üzüldüğüm atarlı prenses.kelimeler yetersiz kalıyor.orda da mutlu olmasını ümit ediyorum.
devamını gör...

çalışın, çalışın, çalışın hiç kimseye muhtaç olmadan çalışın, üretin, boş kalmayın, fırsat buldukça kitap okuyun..
devamını gör...

uzun süre yaptığım eylem.buna bir de bayram mesaileri eklenir 1.günü hariç. tadından yenmez.yetmezmiş gibi resmi tatil,haftalık izin gününüze denk geldiyse ötesi yoktur.mağazacılık sektörüyse üstelik saatlerce ayaktasınızdır.
devamını gör...

kişisel gözlemlerime göre aptallar akıllı olanlarımıza oranla daha iyimser ve halinden hoşnut. çünkü somut gerçeği kavramak yerine sanal bir gerçeklik içinde mutlu mesut yaşıyorlar. ehonomi coh eyi kafasındalar.
devamını gör...

doğma büyüme istanbul'luyum. her gün dışarı çıktığımda kendime acıyorum, zavallı gibi bu şehirde yaşadığım aklıma geliyor. bir an önce terk etmek istiyorum bu keşmekeşi. yaşanacak bir yer değil yeminle.
devamını gör...

dünyanın en normal şeyini yapan insan.

flört nedir?

karşındaki kişiyi tanıma, anlama, ona küçük jestler yapma, onun hassasiyetlerine, duygu durumuna, sevdiği-sevmediği şeylere odaklı olma, onama, destekleme, iltifat etme eylemlerini iletişimin baskın unsuru olarak ele alma dönemi.
bu noktada şunu söylemek gerekiyor; flörtözlük bir karakter özelliğidir. flörtünüz ilişkiye dönüştüğünde (dönüşürse) karşınızdaki kişinin eskisi kadar özenli olmadığını düşünmeye başlıyorsanız bu karşınızdaki kadının/adamın artık sizinle eskisi kadar ilgili olmadığı anlamına gelmek zorunda değil. bu insanın flörtöz bir karakter olmaması, daha önce yaşadığınız dönemin gereklerini kendini zorlayarak gerçekleştirmiş olduğu ve artık sevgiliniz olduğunda kendisini "zorlamasının" bir anlamı olmadığını fark etmiş olması da son derece olası. buradan kendinize çıkartabileceğiniz bazı sonuçlar var;

tüm ilişkiniz boyunca flörtöz tavır sürsün istiyorsanız unutmayın ki karşınızdaki kişi hayatındaki herkesle flört eden bir kişi olacak. sokaktaki kediyle köpekle, marketteki kasiyerle, arkadaşlarınızla, anne/babanızla, kendi arkadaşlarıyla. çünkü onun yapısı bu. ve flaş haber; flört ettiği herkesle de yatmak istemiyor! birlikte olduğunuz kişi karşısındaki insanlara özenli davranmayı, onların meselelerine, gündemlerine, kendilerini iyi hissetmelerine önem veriyor ve dahası bu önemi göstermekten çekinmiyor. içinden gelerek yapıyor bunu. benimle 18 yıl flört etsin ama sadece benimle etsin diye bekliyorsanız geçmiş olsun. yok öyle bir dünya. eğer kontuardaki kıza merhaba, kolay gelsin derken ne kadar içten güldüğü ile ilgili sevgilinizle kavga edecek kadar kıskanan biriyseniz - ki olabilir, yargılamıyorum, bunun bir doğrusu yanlışı yok- "ilişkimiz çok sıradanlaştı, sen eskiden böyle değildin" sizin için bir gündem olmamalı hayatınızda. yani hobi olarak bunu mesele yapabilirsiniz tabi ama bir sonuca ulaşamazsınız. benden söylemesi.

şimdi gelelim asıl konuya. birden çok kişiyle aynı zamanda flört etmek, illa çok seçenek arasından en optimum olana ulaşma amacı gütmek zorunda değil. flört etme sürecinden alınan haz ve bunun süreğenliğini sağlamaya çalışmak (çünkü aynı insanla iletişim düzgün ilerliyorsa ancak belli bir süre pre-relationship sürecinde kalınabilir) bir sebep olabileceği gibi, bir sonuca ulaşmak istememek ama yine de yönelime bağlı olarak karşı ya da aynı cinsle etkileşime girmek istemek de bir sebep olabilir. bir diğer sebep de kişinin ilişki yaşamak istememesi ama karşısına "doğru" biri çıkarsa bu görüşlerinin değişebileceği ihtimalini sıfırlamaktan çekinmesi olabilir.

ama ben çok flörtün iyi bir ilişki yakalama olasılığını nasıl yukarılara çektiğini detaylandırmak istiyorum. fazla sayıda kişi ile aynı anda flört etmek benzer beklentilere, karakterlere sahip kişilerin birbirleriyle denk gelme ihtimalini artırıyor. permütasyon mu? eşit ağırlıkçıyım ben. hesaplayan adamlar uğraşsın, ben gidip kumda oynarım, sorun yok. devam edelim; burada denk gelmek çok önemli bir kavram. iyi bir ilişki yakalama amacıyla birden fazla kişiyle flört ediyorsanız, ne istediğiniz, beklediğiniz konusunda sınırlarınızı net şekilde belirleyin. spesifikleştirdiğiniz her kavram kurmayı planladığınız ilişkinin temelini sağlamlaştırır. kimseyle geçinmeye gönlünüzün olmasına gerek yok. zaten bu yüzden flört ediyorsunuz. birbirimize uygun muyuz? cevabını almaya çalıştığımız soru bu. son zamanlarda çok duyuyorum bu lafı. senin geçinmeye gönlün yok. ahahah, peki. zaten neden olsun ki? sen kimsin? ben kimim?
flört aşamasında kimseye yaptırıp boynunuza astığınız bir ışıklı tabelayla "sadece seninle konuşuyorum" sözü de vermiyorsunuz. sen başkalarıyla da mı flörtleşiyorsun gibi bir soruya cevap vermenize gerek yok. next! zaten böyle böyle insan eliyorsunuz. şu soruyu soran insanla ne kadar sağlıklı bir ilişki kurabilirsin ki. bu bir bakıma aptal insan ayıklamak için turnusol kağıdı görevi görmeye başlıyor belli bir noktadan sonra. eğer bunu gerçekten meraktan soruyorsa bunu kullandığı dilden anlıyorsun zaten bu soru özelinde. sonra da sebeplerini açıklarsın canın isterse. bak yine sinirlendim. konuya dönelim. sebepler demişken oraya girelim madem.

1- belirlediğiniz sınırlarla örtüşen insan bulma olasılığınız artar.
2- ilişkiden beklentileriniz konusunda zamansal bir denk gelme yaşayıp yaşamadığınız konusunda örneklem uzayınız ne kadar büyükse ihtimaliniz de o kadar yüksektir.
3- vaktiniz keyifli geçer.
4- biriyle geçinmeye gönlünüzün olması gerektiği yanılgısına düşmekten, olmayacak şeyleri tolere etmekten kendinizi korumuş olursunuz.
5- farklı insanlar tanır, deneyimlerinizi paylaşırsınız. öğretici de bir süreçtir.
6- pandemi asosyalliği için süper aktivitedir(!)

çoğaltılabilir tabi ki bu sebepler. ama sanırım özün özü bu.

son olarak şunu söylemeliyim ki bu en önemlisi; flörtlerinizin hiçbiri sevgiliniz değil. süper ego dediğimiz, insanı, insansı hayvan yapan ve ne kadar gelişirse o kadar medeni hale gelmemizi sağlayan üstbenlik kavramı, hayatınıza farklı ilişki türlerinde ne kadar çok insan alırsanız o kadar beslenen bir olgu. bir tek eşli iseniz, tek eşli olduğunuzu vadedeceğiniz ve bu konuda tutarlı olmanız beklenen dönemden önce mümkün olan en fazla seçenekle etkileşime girmeniz en mantıklı olandır. hem kendi gelişiminiz hem de kuracağınız potansiyel ilişkinin bilinçli ve doğru bir tercih olduğu konusunda zihninizi önceden programlayacağınız için.

kolaylıklar.
devamını gör...

“yeryüzüne barış ve insanlara dürüstlük lazım.”

tolstoy.
devamını gör...

sevindirici bir haber
melek ipek tahliye edildi

m.ensonhaber.com/3-sayfa/an...
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim