1.
onlarca insana bir şeyler anlatmaktan, ısrarla anlaşılmayacağını bile bile anlatmaya devam etmekten yorulmaktır o aslında.
sesin tiz tona kayması, boğazın büzülmesi, çene kaslarının ağrıması yan etkileridir çok konuşmanın.
sesin tiz tona kayması, boğazın büzülmesi, çene kaslarının ağrıması yan etkileridir çok konuşmanın.
devamını gör...
2.
susmaktan nefes alamayacak duruma gelme ile etkisini kaybettirir.
devamını gör...
3.
bazen yasiorum bunu, yazmaktan yoruldugum da oluyor
devamını gör...
4.
anlaşıldığıma inanmadığımda hissettiğim yorgunluk. o sefer yazmaya başlıyorum. en azından ben ve ben arasında, anlaşılmamak ihtimali yok işin içinde.
devamını gör...
5.
karşı tarafta o anlama ışığını görememenin oluşturduğu yorgunluk.
sana ayırdığım kelime kotamın sonuna geldim. yayında ve yapımda emeği geçenlerden öğrenirsin konunun detaylarını.
git artık.
sana ayırdığım kelime kotamın sonuna geldim. yayında ve yapımda emeği geçenlerden öğrenirsin konunun detaylarını.
git artık.
devamını gör...
6.
ben susmaktan yoruldum.
devamını gör...
7.
mesleki deformasyonun en yoğun hissedildiği durum. aynı sunumu farklı gruplara tekrar tekrar yapmak, bir de üzerine arka arkaya gerçekleşen toplantılar ve onlarca kişiyle yapılan görüşmeler eklenince, günü bitirebilmek başlı başına bir performans.
bugün tam da böyle bir copy-paste mesai günüydü.
bugün tam da böyle bir copy-paste mesai günüydü.
devamını gör...