küçük kadınlar

meryl streep, laura dern, emma watson, saoirse ronan, timothee chalamet gibi isimlerle devleşen oyuncu kadrosu dışında, müthiş yetenekli greta gerwig’in hem yazıp hem de yönettiği şahane filmdir.
kitap uyarlamasıdır.
2019 yapım yılıdır.
romantik- dram diye geçer.

louisa may alcott'ın aynı isimdeki romanına dayanan , greta gerwig'in yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği, başrollerini saoirse ronan ,emma watson, florence pugh ,eliza scanlen, laura dern, meryl streep'in paylaştığı amerikan dönem-dram filmidir. romanın da yedinci uyarlama filmidir. film 92. akademi ödülleri'nde en iyi film ,en iyi kadın oyuncu , en iyi yardımcı kadın oyuncu , en iyi film müziği , en iyi uyarlama senaryo ve en iyi kostüm tasarımı dallarında aday gösterilmiştir. *
amerika'da farklı aralıklarla küçük kadinlar çekilmiş ve her dönem popüler olmuş. bunda aralıklı çekildiği yılın siyasi sosyolojik kültürel yapısını da yansıtmasınin sebebi büyüktür.
2019 yılında yayımlanan bu filmde 4 kız kardeş 4 farklı sanat dalini temsil ediyor. ( edebiyat, resim, sinema, müzik) her bir kardeş kendi hayallerini gerçekleştirmeye çalışırken bir yandan da dönemin hakim olan erkek egemen yapısı ile mücadele etmeye, toplumun kadınlardan beklentisine cevap vermeye calışıyor.
günümüzde de öyle değil mi? kadınlardan beklenti olarak sakin sabırlı anlayışlı evini ve çocuklarını öncelikli düşünmesi beklenirken özgürlükler ülkesi amerika'da "me too" hareketi büyük sansasyon yaratıyor.
bu filmde 4 kız kardeşin aynı sahnede oynadıkları anlarda bir cümbüş havası verilmek istenilmis olsa da kimin ne söylediğinin anlaşılmadığı curcuna haline gelebiliyor. meryl streep'in oyunculuğu ise yine göz dolduruyor. film ana tema olarak ben de kadının varlığınin olduğu her yeri guzellestirdigi, yenilediği, renklendirdigi ancak buna rağmen üzerinden yıllar da gecse erkeklerin kadınların zekasına güvenmediği korktuğu izlenimini uyandırdı. biz kadınlar ise bazen göze göz dişe diş cephede savaşırken bazılarımız ise daha pasif daha gizli daha derin savaşlar veriyoruz. imdb puanı 7.8 verilmiş ama bence daha fazla hakediyor.

birbirinden yetenekli 4 kız kardeşin, aşk, sanat, kendini bulma ve az önce saydıklarımın hayatın içindeki yerini anlatan film.

anne with an a tarzda filmleri seven, güçlü yetenekli ve iyi kalpli kadın konulu film veya dizileri seven çoğu kişinin favori filmi olacaktır bana göre. çünkü oyunculuk, yönetmenlik görsellik filan gayet iyi. fakat filmin ilk yarısında çok sıkıldım. herşey çok pembe geldi bana. o pembelik beni çok yordu. ancak sonlara doğru bambaşka bir yere evrilip filmin ilk sahnesine dönüp değişimi göstermesi çoğu şeyi kurtardı diyebilirim.

film, erkekler ve toplum olmasa kadınlar çok mutlu olurdu, o yüzden hadi biraz feminizm anlatalım diye başlayıp bambaşka birşeye evriliyor. yalan olmasın başta kapatsam mı acaba dedim. sonra "kötü filmleride izlemek lazım, sonra iyi filmleri nasıl ayırt edeceğim" mottosuyla devam ettim izlemeye.

filmin ortalarında bir anda bazı gerçekleri yüzünüze karşı söylemeye başlıyor film. "birşeye yeteneğinin olması hiçbir şey ifade etmez. o şey karnını doyurmuyorsa üzgünüm ama boşa kürek çekiyorsun normal insanlar gibi yaşamayı öğren" diyor. 20 küsür yaşlarda insanın kabul etmesi zor bir gerçek bu. 22 yaşındayım ve son 1 senedir bu gerçek sürekli yüzüme vuruluyor. neyse...

herkesin çevresinde ya da ailesinde muhakkak " x şeye çok yeteneği vardı ama onu geliştirmedi, gitti evlendi" insanları vardır (kadın erkek farketmeksizin bu arada). film aslında o insanların doğru ve mantıklı şeyi yaptığını söylemek istiyor. kızların halaları, yaşlı, zengin, kimsenin sevmediği ama hak verdiği karakter. zaten onu dinleyen amy filmde mutluluğa en erken ulaşan kişi oluyor. büyük ablalarıda mutlu ama fakirlikten bunalmış, kendine bir kıyafet bile alamıyor. eşiyle birbirlerine destek olmasalar pekte çekilecek bir hayatları yok. 2 numara jo ise, neyse spoiler vermeyeyim gidin izleyin işte.

bide 4 numara var tabi. filmde her anlamda en iyi olan karakter. ailenin en küçüğü, müzik çalmaya aşık, utangaç iyi kalpli mükemmel bir kız. fakat "tanrı, iyi insanlar hep yanında olsun ister" diye bir laf vardır.

yazmayı seven ve buna yeteneği olduğuna inandırılmış şahsıma iyi gelen bir film oldu. benimde kafamda bir roman yazma fikri var. eğer bunu yapacaksam önce ekmek paramı kazanmam gerektiğini hatırlattı. ekmek parası kazanma çabamdan arta kalan zamanlarımı roman yazmaya ayırmam en doğru karar olacak. belki sırf bu yüzden o romanı yazmam seneler sürecek. olsun, derdim zaten çok satan olmak değil maksat kitabı yazmak. kitabı yazıp bir kırtasiyede dosyalatsam bile bana yeter.

en hoşuma giden replik ise "yetenek, bir deha olmak demek değildir" oldu. çok doğru ve katılıyorum buna. bunun hakkında da biara bir entry girmek sözüm olsun.

filme puanım 10/8.2

emma watson, saoirse ronan, florence pugh,timothee chalemet ve daha bir sürü güzel oyuncu kadrosuyla çok güzel bir dram filmi.
jo’nun kendini arayışı ve tüm film boyunca kadınların haklarını ve özgürlüğünü savunan koca yürekli jo ,en çok senin için ağladım. kız kardeşinin sana yaptıklarına inat, onca verdiğin kayıplara inat bu kadar güçlü olman her zaman dik durman bende gerçekten çok ayrı bir yeri olan karaktersin. kelimelerle anlatamıyorum gerçekten çok severek izledim.
dört genç kız,bir anne ve savaşta olan bir baba, koca bir ailede herkesin farkı dert ve sorunları var ancak bu hikayede ön planda olan jo karakteridir. kendine hayatta yer arayan, kadınlarında bir çok şeyi başarabileceğini gösteren, parasızlıktan saçlarından vazgeçen jo, aşkını kız kardeşine bırakan jo,ailesine bakabilmek için didinen jo. ve güzeller güzeli annesi her sorun ve dertlerine koşan onlara yol gösterici olan mükemmel kadın.ve sen amy sen bencil,sorunlardan kaçan minik bir faresin. bu ailenin başlarından geçen acıklı ama güzel bir hikaye anlatılmaktadır. bazen gülecek, bazen ağlayacak, bazen sinirlenecek anlayacağınız bir sürü duygular barındıran bir film küçük kadınlar.
bol ağlamalı ve gurur duymalı bir film. şimdiden keyifli seyirler.
filmden size birkaç alıntı bırakmak isterim.