kurban

benim için, güzel eski günler klişesini canlandıran nostalji hissiyatının karşılığıdır bu grup.

sarı çizmeli mehmet ağa coverleri türkçe rock da bir kırılmadır.harika bir işti.

bu ses biter mi lan??
bitmesin..deniz bırak abi şu inadını geri dön

yani şimdi ne desem, nasıl desem bilemedim. topu taca atmak da istemiyorum. kıyıdan köşeden oradan buradan diğer kültürlerdeki iz düşümlerinden bahsetmek lazım biraz. misal yunan mitolojisi; hermes abi bakıyordu bu işlere orada. tamam kendisi habercidir ve sağlam bir kargo şirketine sahiptir ama herhalde daha çok kazanmak için o işlere de girmiş. tabi benimkisi tahmin. belki de zeus efendi öyle buyurmuştur. aç bir şirket, çık arş-ı alaya, indir aşağıya kurbanlıkları yolumuzu bulalım demiştir bilemiyorum tabi. zaten bu yunan mitolojisinde işler hep karışık, bir netlik yok. haberci tanrının kurban işlerine bakması bile başlı başına saçmalık ama yapacak bir şey yok. üstadım işin içinde liyakat olmayınca mevzu hep karmaşıklaşıyor. bu antik yunanlılar bir tuhaf zaten, ölen kişilerin arkasından da kurban keserlermiş yani adamlar iyice gemi azıya almışlar. düşüncenin temeli de şu; sen şimdi bu kurbanı kesmez isen, mevtanın zoruna gidiyor ve insanları hastalıkla vesaire ile lanetliyor. hal böyle olunca adamlar kurbanı kesmesinler de beslesinler mi? zaten bu dünya üzerinde her şeyin temeli korku. korkudan ödü gaitasına karışanlar yüzünden başımıza gelmeyen kalmıyor.

bakın mesela sümerlere, onlarda kuzu ve domuz revaçta. fakat onlarda saik başka. niyetleri iyi. sağlık için yapıyorlar bu işleri. yani biri hastalanıyor, hasta iyileşsin diye kuzular, domuzlar kurban ediliyor. malum her şeyin başı sağlık. o sebeple adamları kınamamak lazım. artı ritüelleri de nahifmiş. hayvana sıhhat vereceği için teşekkür edip, sonra dualarını edip, işi noktalarlarmış. o bizim kök tengri inancında da var misal. ama kurban olarak değil de, avlanma işlerinde yaparmış atalar bu ritüeli. sürünün en yaşlısını acı çekmesin diye kalbinden vurur, sonrasında da, kendisine teşekkür ederlermiş. bakın bizim atalarımızdan öğreneceğimiz çok şey var lakin biz istikameti başka tarafa çevirdiğimiz için bu güzelliklerden mahrum kalıyoruz. sümerlerde bir de yasaklı kurban kavramı var. misal sinin tapınağında inek kesemezsin. keserseniz lanetlenirsiniz. yani tanrıya göre kurban anlayışı hakim. adamlar tasnif işine girmiş anlayacağınız.

hititler de sümerler gibi sağlık alanında bu mevzuya el atmışlar ama biraz mevzuyu geliştirmişler. düşmanlardan korunmak içinde kurban kesmişler. dedim ya, korku insanı acayip bir ruh haline sokuyor diye, düşmanlardan zarar görme korkusu hititler de ziyadesiyle önem arz etmiş ve kurbanların ekseriyası bu yüzden verilmiş. mısırlılar domuz hariç kesim işine girmemişler. insan kurban ettikleri zaman asla bıçak bilememişler, onları o yüzden taktir etmek lazım. yani bir nebze de olsa duruşları varmış. kurban edecekleri insanları nil nehrine atar arkalarına bile bakmazlarmış. ama onlardaki sıkıntı da insan kurbanların çocuk ve kadın olması. tamam arkadaş bıçak vurmuyorsun ama çocuktan ne istiyorsun? manyak mısınız siz? bekaret takıntısı da oralardan geliyor aslında. hani saf temiz, pir-ü pak olacak ya kurban işte o yüzden de bakireleri kurban ederlermiş. yani işin aslı boğarlarmış. yahu bu medeniyet dediğimiz şey hakikaten garip bir şey. kese kese, boğa boğa gelmişiz bu günlere lakin yine de insanlıktan bahsetmeyi görev edinmişiz kendimize.

azteklere falan hiç girmek istemiyorum. zira kan beynime sıçrıyor. adamlar oluklardan akıtmışlar kanları, yani onun ayrıntısına girmek, rahip ritüellerinden bahsetmek bana zül geliyor.

neyse ben şuraya şunu bırakayım da, neşemiz yerine gelsin; benim kurban'dan anladığım budur zaten. diğerleri beni bozuyor. *

bu şey sezonu degil mi ya " kurban vahşettir " diyenlerin et tokatlayan nusret e bir öğün yemek için servet bırakan güruhun muhabbetinin dönmeye başladığı linç sezonu.... ama baydı artık, başka konular bulsunlar.

müzik grubu olan kurban'dan bahsedildiğini düşünüp geldiğim başlık.

(bkz: kale kapısına dayanan moğollara siz anadolu rock grubu olan moğollar mıydınız diyen gözcü)

ınsanların yüzde doksanın et alımı olarak gördüğü sözde ibadet 2 tane kurban kesen insanlar bile zayıf olsun diyor kuzular bire ibne o dediğin kilodaki kuzular kurban olmayacak hayvan annesinin boyuna gelmemiş hayvan ibadet altında et satın almaktan başka bişey yapmıyor aynı şey şu a101 gibi yerdeki satın alinan kurbanlar içinde geçerli o satın alıñan kilodaki hayvanlar kurban olmayacak hayvanlar yada 2 hayvan kesip 3 kişiye dagıtiyorlar vesaire.

bilmiyoruz bir güzellik yapıp gruba geri döner mi ama sevgili eski solisti deniz yılmaz digital platformlarda birşeyler yayınlamaya başladı geçenlerde.

deniz yılmaz ınstagram sayfası bu adama destek olmak lazım.

95 yılında kurulmuş ürettiği müzikle türk rock müziğine damgasını vurmuş gruptur. 2005 yılında dağıldıklarını açıklasalar da beş yıl sonra tekrar albüm yayınlamışlar ve birçok yerde konser vermişlerdir.

grupta 3 gitarist bulunmaktadır, şarkılarındaki rifler gitarların örtüşmesiyle tamamlanmaktadır; geçmiş konser videoları izlendiğinde deniz yılmaz'ın konserde gitar çalmadığını bu sebeple şarkıların stüdyo kayıtlarından epey farklı olduğunu görebilmek mümkündür.

grubun davulcusu burak gürpınar'dır. grubun temel taşıdır. zamanında athena grubunda da yer almış. teoman, şebnem ferah gibi isimlerin albümlerinde davul çalmıştır. böyle bir başarı bile deniz yılmaz'ın üşengeçliğini tolere edememiştir.

grubu adeta tanıtan etiket parçası için buradan bakınız:
kurban - yine

burada 2011 rock'n coke deniz yılmaz'ın "yorulmadan" şarkıyı bir gitardan yoksun bırakmak suretiyle güzide parçayı mahvetmesini buradan görebilirsiniz:
2011 rock'n coke - kurban yine

yosma şarkısını severdim bu grubun. sonra ne ara azerci oldum inanılır gibi değil...

bateristi burak abi benim gözümde dünyanın en iyisidir sırf onun o muazzam performansları için bile dinlenir ayrıca çok tatlı samimi bir insan da kendisi ne zaman bir soru sorsam anında cevap verir öyle üstten bakmalar falan yok eskinin sanatçıları bir başka kim ne derse desin ya
ayrıca son konuşmamızda küçük bir "grup birleşiyor mu ne" tarzında bir şaka yaptım da burak abi resmen "cehennem donsun belki" dedi ne yapalım bize de eski ikonik ve tam bir rock müzik olan kurban eserlerini dinlemek kaldı.

"şimdi size kendi bestelediğim bir şarkıyı okucam."

ah ah.

lise 1in ilk günü mp3 çalardan kurban dinlenirdi.

küçükken yine adlı güzide parçanın klibini izleyip "voaaaa adamın saçları ne güzel, ben de istiyorum!" diye düşündüğümü hatırlıyorum. tanışıklığımız böyle başlamıştır. cd çalarım olmadığından kasetlerini almıştım. kalbimi kıpraştıran mükemmel mükemmel mükemmel müzik grubudur.

günahkarın günahını bir öteki canlının günahına girerek affettirme çabası.

2017 de kaydettikleri gülümse şarkısını bugün yayınladılar. grup üyeleri hala kanlı bıçaklı iken bu nasıl oldu bilmiyorum ancak gülümse'yi dinleyince nelerden mahrum kaldığımızı bir daha anlayıp "ah ulan bok mu vardı da anlaşamadınız?" dedim içimden.

open.spotify.com/track/3YcH...

nereye kaybolduğunu bilmedigim iki güzel grup vardı benim için bir kurban.. iki çilekeş..

son çıkardıkları single gülümse senelere rağmen çıktı ve şu an replay tuşu isyan etmekte.

insanlık tarihi kadar eski, intikam zincirinin ve nefretin kırılmasını ve kişisel kan davasına dönüşmesini engelleyen sistem. karşılıklı öldürmeye devam edeceğine bir değerli nesneyi kurban ederek herkesi sakinleştiren ritüel.

gülümse diye bir parça yapmışlar.
hayatımın bir sahnesindeki temaya uyduğunu düşündüm.
o sebepten 2 defa dinledim...
sözler güzel, soundu daha çok beğendim.