kurban bayramı

--- alıntı ---

kurban bayramı nedir?

kurban bayramı, müslümanlar tarafından hicrî takvime göre zilhicce ayının 10. gününden itibaren üç veya dört gün boyunca kutlanan bir dini bayram. 

kurbanlık hayvanlarda aranan özellikleri:

kurban; koyun, keçi, sığır, manda ve deveden olur. bu hayvanların kurban olarak kesilebilmesi için, koyun ve keçinin bir, sığır ve mandanın iki, devenin ise beş yaşını dol- durmuş olması gerekir. ancak altı ayını tamamlayan koyun bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli olması halinde kurban edilebilir.

kurban bayramı'nın başlangıcı:

hz. ibrahim’in eşi sare’den bir çocuğu olmuyordu allah’a yalvarır, dua eder. kendisinin ve eşinin yaşlı olduğu bir zamanda mucizevi bir şekilde oğlu olur. çocuk biraz büyüdüğünde, hz. ibrahim peygamber rüyasında onu kurban etmesi gerektiğini görür. oğluna “yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. düşün bakalım, ne dersin?” dedi. o da, “babacığım, emrolunduğun şeyi yap. inşallah beni sabredenlerden bulacaksın” der. peygamberlerin rüyaları normal insanların rüyalarından farklı olduğundan bu bir emir olarak kabul edilmiş ve hz. ibrahim peygamber oğlunu kurban etmeye götürmüştür. ancak allah’ın emriyle bıçak çocuğu kesmez. bu esnada cebrail kucağında bir koç ile gelir. bu imtihan başarı ile geçildikten sonra tüm ibrahimi dinlerde zilhicce ayının 10. günü aynı şekilde kurban kesilerek kutlanan bayram olmuştur. islam peygamberi, hac gibi terk edilen ibrahim geleneği, tekrar hayata geçirmiştir.

kurban eti kaça bölünür?

hz. peygamber, kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir. 

--- alıntı ---

sırasıyla kaynaklar: vikipedi, neoldu, ahaber.

teoride :yardımlaşmak için vesile olan, şükrümüzü eda ettiğimiz bayram.
pratikte:bazı insanların et bayramı olarak kutladığı bazılarınınsa tatil planı için uygun zaman olduğuna inandığı bir dini bayram(!)
dipnot: kurbanlarınızı kendi dolaplarınıza değil yoksulların midesinde görün. zira bu bayram et bayramı değil, şükür ve yardımlaşma bayramıdır.

yaklaşan bayramdır. kendini doğrayan acemi kasaplar, kaçan kurbanlıklar, kavurma gibi itemleri vardır.

her bayram gibi buruk geçecektir.

bayram gelmiş neyime

mahalle halkının ellerinde balta,satır ve bıçaklarla dolaşıyor olmasından dolayı arınma gecesinin başladığı hissiyatını veriyor an itibariyle.

en sevdiğim tarafı bol bol kıyma olması

her yıl haberlerde elini kolunu kesen acemi kasaplar gördüğümüz bayramdır.*

rivayete göre hz. ibrahim'in ismail i kesmeye götürürken gökten koç inmesi ile ( hikaye çok uzun bir cümlede özetledim. ayrıntıları dini paylaşım platformlarından bakabilirsiniz) ortaya geldiği iddia edilen bir bayramdır. amaçlardan birinin fakirlere et dağıtmak olduğu söylense de insanların evde et depolaması, hac da hacı adayları tarafından binlerce kesilen hayvanın gömülmesi ile bu konuda söylenenle uyuşmayan bir dini ritüel olarak karşımıza çıkmaktadır.

sıcak hava, et kokusu.. izlediğim belgesellere dayanarak söylüyorum ülke, pakistan kokuyor gibi :/

kurban bayramında ‘borcumuz var, bize düşmez’ diye kurban kesmedik. acaba ne borcumuz vardı? ekmek parası bulamıyorduk da ona mı borçlandık, yoksa yenilediğimiz koltuk takımına 50 bin, buzdolabına 20 bin, mukaddesat düşmanı programları izleten televizyona 20 bin, çamaşır makinasına 25 bin, toplam 215 bin liranın (bugün tabii ki milyonların) taksitlerini ödemekteyiz de borcumuz o mu? yarım asırdır sırtımızda islam dışı bir düzenin kamburunu taşıyoruz. düşmanlarımız ise bu kamburun üzerinde hora tepiyor. efendiler! kendimize gelelim! işe evimizden başlayarak kendimize gelelim.
cahit zarifoğlu

coğrafyanın en çok kader olduğunu hissettiğim gün bugündür. babama kıyamadığım için, çalışmasın şu sıcakta adam diye diye yıllardır katılım sağlıyorum ama bu yıl hazırlıklıydım.

erkenden kurbanı aldığımız yere gideceğimizi bildiğim için geceden hazırlığımı yaptım. sabah uyanmamla ateşi yakmam bir oldu. harika bir bayram sabahı yaşadım. 7-8 yıldır camiye girmeyen ben sabah namazına katıldım kafir halimle, herkesle yattım kalktım fayansları inceledim. nostaljik hissettirdi. kafam güzeldi belki ondan bilmiyorum. fena bir tecrübe değildi. tek mutlu eden, arapça tekerlemeleri unutmuş olmam, iyi hissettirdi.

üç tane ortağımız vardı. teyzeler falan. hiç kasmadım hemen geçtim köşeye yaktım ateşimi. döndüm, tam kulaklığımı takarken hacı dayıyla göz göze geldik. benim tipte hafiften muhallebi. adama kulaklığı falan görünce bir şeye benzetemedi herhalde *. ''ilahi dinleyeceğim'' dedim. yemin ederim hacıların gözü doldu ahdhadhahdah. anama babama övgüler yağdı. babamdan çok terso bir bakış aldım ama arada kaynadı gitti. açtım en günahkar listelerimi. aldım bir but tertemiz yaptım. saf beyaz kemik kaldı. adamlar şok oldu adhahahdha. öyle bir sakinleşme öyle bir konsantrasyon. mafya babalarının neden etle uğraştığını anladım bu sinir başka türlü atılmaz üstten. hacı dayıların respect puanını kazandıktan sonra antirokato gözümü diktim. zaten hepsini hesaplamıştım kendime sakladım o eti. tertemiz çıkardım. bu keko müslimlere bıraksam kıyma yapacaklardı. dedim ''ben bunu alıyorum hacılar helal edin.'' birazda ciğer kestim kendime. mezelik. her yıl kurban kesiyorlar bir boktan anladıkları yok. hacılara resmen kafir kasap şoku!!!*

bak çok net söylüyorum allahınız varsa ve adaletli biriyse bugün en güzel etleri mundar etmeyip kendime ayırdığım için beni cennete alırdı. ne anlar bu keko müslimler. kavurma kavurma millet geberiyor. lan ya ahdahdha. apartmandan bir kadın getirdi bir tabak kavurma. çok yapmış bekarım, yalnızım diye bana getirmiş. ya ablacım götür de onu temizlikçi annen yesin. et haşlaması yemek nedir. hayır yersin okey de. elinizde sınırsız et var. yaratıcılığınız bu kadar mı gerçekten? et haşlayıp tuz atmak mı? aynısını kediye yapıyorum ben. ya et fakiri bir ülke olsak da neyse. ülkenin dört bir yanı baharatlar, et pişirme teknikleri, tarifler, kebaplar. sen eti kaynatıp bana getiriyorsun. ben yer miyim onu ? birde dinlendirmedin falan. yemiyorum et dedim gönderdim.

şimdi antrikotumu dinlendiriyorum. iki güne şarapla yapacağım kurban bayramı yüzü suyu hürmetine. kalanı da bakacağız. varsa hızlı tarif alırım.

kurban bayramın varlık nedeni, gidişatı, doğrusu, yanlışı hakkında kitap yazarım ama içimden gelmiyor. umurumda bile değil çünkü. ben bugün babamı kurtardım. hayvanın en güzel yerinin israf olmasını da önledim.* seneye bonfile bile keserim, aynı hacılarla ortak olurlarsa. win win win.

herkese iyi bayramlar.

et kokusunu midem kaldırmıyor artık. havalar sıcak, leş gibi kokuyor. vejetaryen olmayı düşünen ben için ağır bir hafta.

allah kestiğimiz kurbanları ve akıttığımız kanları kabul etsin, umarım gelecek eid al-adha'yı da görebiliriz.

islam dininde kurban bayramı yoktur, sadece hac ibadeti sırasında kurban kesimi istenmektedir: www.dinicevaplar.com/kurban...

bayramın kutlu olsun.

bu sene kurban, 9 temmuz'da başlıyor.
tarihe bak!
temmuz ayında hayvan mı kesilir?
kesiyoruz işte.
haziran ayında topluyoruz devasa meralardan, beleş ot bitmiş çimenliklerden, mis gibi yaylalardan ve birkaç gün içinde "al allahım.. bu hayvanları, yılın bu döneminde, senin için kestik" diyerek, ibadetimizi gerçekleştiriyoruz.
mecbur, yapacak bir şey yok. din böyle bir kavram.
mevsim, zaman dinlemez, sürekli bir sınav söz konusu...

et fiyatları peki ne alemde?
şimdi tekrar baktım yıllık verilere, bu ülkede et fiyatları hep, kurban bayramı yaz aylarına geldiği zaman tavan yapıyor...
ithalat artıyor, ülke gündemine oturuyor...


son derece mantıklı ve bu tamamen, kurban bayramının o sene denk geldiği mevsimle, tarihle alakalı.

artık bunun farkına varmalı ve ona göre önlemler almalıyız. devlet en başta farkında olacak, din de biraz olsun, elini taşın altına koyacak.
küçük düzenlemeler belki, o döneme özel...
kurban bayramı yine kutlansın ama daha mütevazı şekilde kutlansın, değil mi?
daha az hayvan kurban edilecek bir formül uygulansın.

90'lı yılların sonlarından, 2014'e uzanan döneme bakın mesela, et fiyatları, ekonomik kriz dönemleri hariç hep stabil.
neden?
çünkü o dönemde kurban bayramı, uygun bir mevsime denk gelmiş hep.
kurban bayramının mayıs'tan geri geri gittiğini düşün!
ekim'e kadar yolu var.
mis gibi..

sonrası sıkıntı ama işte.
yaşıyoruz o sıkıntıyı da, son 5 yıldır özellikle.
bir 5 yıl daha da yaşayacağız, herhangi bir önlem almaz isek.
2027 gibi çıkıyoruz o dönemden...

yine geliyor soktuğumun bayramı. ben bu bayramdan nefret ederim.

imkanı olan inançlı insanların kurban kesip et ihtiyacı olan ailelere/kişilere et dağıtması gerek olan bayramdır.

derin dondurucu satışları artıyor bayram öncesi. et stoklayacak ümmet.

7 kapıya dağıtması gereken eti, daha kurban kesilirken bir budundan koparıp görgüsüz gibi, hayvandan betercesine tüketecek ümmet.

parası olan ümmetin et bayramıdır kurban bayramı.

mahsunun da, dört bir yandan burnuna kokacak mangal kokusuyla daha da mahsunlaştığı bayramdır.

yine her yer koyun koyun kokmağa başladı. iğrenç ötesi.

evimin konumunu sorgulamama sebep olan bayram.
bir daha şehrin kurbanlık alanına,
mezarlığına yakın bir evde oturursam
iki olsun.
büyük şehirlerde,
bunlara dikkat edicem
söz.
sanki inekler balkonda yatıyor ya.
valla billa.
severim kerataları ama yani toplu
olunca
hele bu sıcakta
bilemedim.
köylü olmak ya da köylü gibi olmak
işte bütün mesele bu.
bundan beri, ezelim köylü, ebedim şehirli olacak,
bu böyle gitmez.
ya da gidip kurbanlık işine gireyim.
madem koku çekiyorum
bari tam olsun.