limon ağacı

limon meyvesinin ağacı. yerinde koklayan var mıdır bilmem ama limon çiçeği inanılmaz derecede güzel kokar. o ekşi meyveden nasıl o kadar güzel kokan çiçek çıkar, o da hayatın bize ‘hiçbir şey göründüğü gibi değildir’, demesinin farklı yolu herhalde.

evet çekirdekten yetiştirdiğim limon ağacım. dikenli oldu bayağı. bir buçuk yaşında henüz.
peki bunu nasıl başardın dediğinizi duyar gibiyim.
önce yediğimiz limonun çekirdeğini bir gün kurutuyoruz. ha ben kurutmadan kabuğunu soyabilirim derseniz de olur. kabuğu soydun.
şimdi bir saksı lazım. çiçek saksısı da olur. toprak yumuşak olsun. altı hava alsın.
çekirdekleri dikin. üç dört tane dikin üç santim derinliğe. ara ara sulayın. her mevsim dikebilirsiniz. ama kışın içerde olması lazım.
bir aya kalmaz çıkar o zaten.

maalesef havalar soğuduğu için çekirdekten yetiştirdiğim limon ağacımı da içeri aldım. üstte nasıl yetiştirdim yazmıştım. daha 1.5 yaşında. ve kocaman oldu.
saksılarda odun külü var. çünkü tesbih böceği ve sinekler oluşuyor biliyorsunuz saksılarda.
ya kül koyacaksın ya bir kibrit çöpü. barutlu tarafı toprağa saplayacaksin. böcük falan kalmaz.

evet tavşanmemesi kokina var. limon, keçiboynuzu var tohumdan çıkan, yanında feijoa tropik bir ağaç . altın çilek köklendirme, değişik bir zeytin köklendirme ve yabani zeytin aşılama. .
allah tan bekarım hiçbir kadın bunları eve almaz pencere önü battı yine ahaha su camur oldu temizlerim nolcak.

antalya ve ilçelerinde, yol kenarlarına dikilen ve meyvesinin yok denecek kadar az değeri olan turunç ağaçlarına limon aşılayarak elde edilen ağaçlardır. ağaca aşılar tutuncaya kadar el sürülmez. sonra meyvesiz, az yapraklı dallardan başlayarak budanmaya başlayarak ağaç tümden limon ağacına çevrilir. işte daha yeni budanmış ve en fazla on tane limon vermiş bu ağaçlara kel limon ağacı diyorum.

(*) yıllar içinde bu ağaç, yeni aşılar yapılarak tam bir limon ağacı haline gelecektir.

görmekten mutluluk duyduğum ağaç. sarı rengini çok sevmemin de bunda etkisi var mı bilemiyorum. bana nostaljik huzurlu günleri de çağrıştırıyor. ilk bakışta, limonmuş ekşi bir tadı olan bir ürünmüş, aklıma bile gelmiyor. sarı sarı meyvelere bak diye seviniyorum hatta. doğal limon ağacını görmek tezgahta limon görmeye benzemiyor. yemyeşil pürüzsüz yaprakları, limon dolu dalları görmek tablo izlemek gibi. sanki önce onlar varmış da aralara evler serpiştirmişiz gibi. limon ağaçları ile dolu birkaç ilçe var bildiğim. pazarında dahi satıyorlar fide halinde. alsın herkes bahçesine diksin isterim. o kadar çok seviyorum.

mersin'de müstakil hemen her evin önünde muhakkak olur, apartman bile olsa olur en az bir tane.
dalları, dolayısı ile meyveleri sokağa taşar, kimsede görmemişlik edip yolmaz onları.
baldızım; (full karadenizliler) ilk gelişiydi mersin'e, abi biz bunu taneyle alıyoruz trabzonda siz yüzüne bile bakmıyorsunuz demişti...çok gülmüştüm. ha birde zeytin ağacının yanından geçiyoruz,
abi bu yeşil zeytin mi? siyah zeytin mi demişti............
dip: 250 rakımın üstünü sevmez, yetişse bile meyve vermez.
dip2: gövdesi çok yoğundur, serttir, mukavemeti çok yüksektir, bağlama da eşik yada burgu olarak kullanılır.

gel beni talan et diyen bir başka limon ağacı

limon ağacının en önemli özelliği tüm yıl boyunca hem çiçek açması hem de meyve taşımasıdır. ılıman iklim bitkisi olduğu için güneş sıcaklığın ilk belirgin olduğu mevsim ilkbaharda çiçeklenmeye başlar. bu çiçekler çevreye güzel koku salar ve beyaz renginde olurlar. iklim şartları o sene iyiyse çiçeklenme eğilimi bütün yıl boyunca devam edecektir. tarımda buna yediverenlik özelliği denir.