izmir, anneanne şarkısı, düeti.

hayatımda dinlediğim en güzel sese sahip kişi oydu, hayatımda duyduğum en güzel memleket şarkısı da bu.

yannis kotsiras yine harlamıştır ateşi, bize düşen yolunda ölmek.

anneanne evi 2 katlı, çevresindeki köylerin aksine mübadele öncesinde çoğunluğunun türk olduğu bir köyde, bahçeli, bahçesinde menengiç ağacı, taş fırın, tulumba var. anneanne evinin merdivenleri var, alt kat kiler, alt katta yarısı toprağa gömülü kocaman zeytinyağı küpleri, anforalar var. alt katın bir tarafı hayatımda yediğim en güzel üzümü veren asma, öbür tarafı incir ağacı. evin duvarları o kadar kalın ki büyük bir insan bile pencere içlerine rahat rahat oturabilir, ben ise küçücük çocuğum bana ne ki?
pencereden bakıyorum, karşımda şu an artık ayakta olmayan yıllar önce bir yıldırıma esir düşmüş fıstık çamı. insan, hatta küçük bir çocuk fıstık çamına aşık olur mu? ben olmuştum, çünkü koca ovanın en görkemli, en koruyucu ağacı idi o, o pencere içine sığdığım ev gibiydi, o her bayram kapısına dayanmak için can attığım mavi gözlü kadın, anneannem gibiydi.
merdiven korkulukları yoktu anneanne evinin, merdiven korkuları yoktu hiçbirimizin, o merdivenin her basamağında bembeyaz kireç boyalı peynir tenekeleri, her birinin içinde anneanne yadigarı acem karanfilleri.
her bir basamağın kokusu ayrı, her beyaz boyalı tenekenin özü farklıydı sanki, ya da ben küçüçük çocuktum sadece.
anneannem o merdivenin başında durup bana bakardı, en çok bana bakardı, en sevdiği torunu bendim, ya da en salak / en güvensiz olanı.
bir gün merdivene açılan evinin kapısında otururken bu türküyü söylemeye başladı, 6 da açılan trt'den bir saat önce 5 de açılan yunan radyosundan sonra ilk kez duyduğum yunanca kelimeleri kullanarak, usul usul, sakin sakin. en alt basamağa oturdum, gözlerimi ona diktim, eşi müftü, eşi tüm çocuklarını karışık eğitim veren köy enstitüsüne gönderen, eşi zamansız ölen, eşi öldükten sonra koca ev, koca köy, koca dünyayı tek başına omuzlayan kadını seyrettim. her erkek çocuğu annesine aşıktır ama sanırım ben anneanneme daha büyük bir aşkla bağlıydım, - ki hala da öyle içimde biryerler.
bitirdi anneannem o syminaiki tragoudia'yı, beni yanına çağırdı, içerden getirdiği nohut mayalı ekmek ve yanında kelle peyniri koyduğu tepsiyi yanıma koydu.

ve türkümüz bir daha da hiç susmadı.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"manaki mou" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim