öne çıkanlar | diğer yorumlar

fransız filolog, tarihçi, filozof ve yazar ernest renan'nun 1882 yılında yayımladığı eser. friedrich nietzsche'nin kendisine duyduğu garip tiksinti ile karışık alaycı tepkisinden ötürü ilgimi çekmiş bir figür olmasına rağmen marc-aurèle et la fin du monde antique'de güzel çıkarımlarda bulunduğunu söylemek gerek. eser, hakkında historia augusta dışında pek bilgi bulunmayan titus aurelius fulvus boionius arrius antoninus pius'un ölümü ile başlar. daha sonra renan antoninus pius ile marcus aurelius'u kısaca karşılaştırır. bu karşılaştırmada ilgi çekici olan hoş bir detay mevcut. renan carl jung'ın bütün olabilmek için karanlık bir tarafa da ihtiyaç duyma düşüncesini kendince bu karşılaştırmada doğrular çünkü antoninus pius, marcus aurelius'un sürekli zihnini kemiren o karanlık ve bir çıra gibi yanmayı bekleyen tarafından yoksun olarak adlandırılır. evet, pius dürüst ve bilge bir adamdır ama renan'nun ifadesi ile pius incil'i olmayan bir mesih iken aurelius kendi incilini yazan bir isa gibidir. yine aynı paragrafta sanat hakkında da düşüncelerini aktarır renan ve sanatın koşulunun özgürlük olduğundan söz eder. bir egemen, renan'ya göre ortalama toplumun önyargılarına tabi olduğu için, insanlardan en az özgür olanıdır.

renan'ya göre, marcus aurelius'un ölüm günü, eski uygarlığın çöküşündeki belirliyici bir andır. renan, filozof- imparatorun nezaketinin, ölümünden sonra roma imparatorluğu'nun başına gelen talihsiz kaderi engelleyemeyeceğini gözlemler. ancak, marcus aurelius'un durumu; felsefenin nihayetinde feci ve onarılamaz sonuçlara yol açan gerçek ihtiyaçlara hizmet edemediğini düşüncesini besler nitelikte.


antonin aurait eu sans compétiteur la réputation du meilleur des souverains, s’il n’avait désigné pour son héritier un homme comparable à lui par la bonté, la modestie, et qui joignait à ces qualités l’éclat, le talent, le charme qui font vivre une image dans le souvenir de l’humanité. simple, aimable, plein d’une douce gaieté, antonin fut philosophe sans le dire, presque sans le savoir. marc-aurèle le fut avec un naturel et une sincérité admirables, mais avec réflexion. à quelques égards, antonin fut le plus grand. sa bonté ne lui fit pas commettre de fautes ; il ne fut pas tourmenté du mal intérieur qui rongea sans relâche le cœur de son fils adoptif. ce mal étrange, cette étude inquiète de soi-même, ce démon du scrupule, cette fièvre de perfection sont les signes d’une nature moins forte que distinguée. les plus belles pensées sont celles qu’on n’écrit pas ; mais ajoutons que nous ignorerions antonin, si marc-aurèle ne nous avait transmis de son père adoptif ce portrait exquis, où il semble s’être appliqué, par humilité, à peindre l’image d’un homme encore meilleur que lui. antonin est comme un christ qui n’aurait pas eu d’évangile ; marc-aurèle est comme un christ qui aurait lui-même écrit le sien. p.3
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"marc-aurèle et la fin du monde antique" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim