geleneksel yapıdaki ailesinin baskılarından kaçıp isa'nın hareketine katılan ve kudüs'e giden meryem'in hikayesini anlatmaktadır.
garth davis yönetmenliğindeki filmde magdalalı meryem’i rooney mara canlandırmaktadır.
garth davis yönetmenliğindeki filmde magdalalı meryem’i rooney mara canlandırmaktadır.
yönetmen:
garth davis
oyuncular:
rooney mara, joaquin phoenix, chiwetel ejiofor, ariane labed, ryan corr, tahar rahim, hadas yaron, charles babalola, shira haas, uri gavriel, theo theodoridis, michael moshonov, tawfeek barhom, sarah-sofie boussnina, lubna azabal, zohar shtrauss, lior raz, jacopo olmo antinori, roy assaf, denis ménochet, david schofield, tchéky karyo, tsahi halevi, francesco scianna, giorgio caputo, giovanni cirfiera, giacomo fadda
garth davis
oyuncular:
rooney mara, joaquin phoenix, chiwetel ejiofor, ariane labed, ryan corr, tahar rahim, hadas yaron, charles babalola, shira haas, uri gavriel, theo theodoridis, michael moshonov, tawfeek barhom, sarah-sofie boussnina, lubna azabal, zohar shtrauss, lior raz, jacopo olmo antinori, roy assaf, denis ménochet, david schofield, tchéky karyo, tsahi halevi, francesco scianna, giorgio caputo, giovanni cirfiera, giacomo fadda
2018 asya pasifik ekran ödülleri en iyi orijinal skor ödülü
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "silvio palth" tarafından 29.10.2021 20:45 tarihinde açılmıştır.
1.
garth davis’in yönetmenliğini yaptığı ve başrollerinde joaquin phoenix, rooney mara gibi isimlerin olduğu 2018 yapımı film.
filmi diğer isa filmlerinden ayıran en önemli şey şüphesiz olayların magdalalı meryem üzerinden anlatılıyor olması. bir diğer önemli nokta ise şu: 591 yılında papa ı. gregorius tarafından fahişe olarak tanımlanan meryem, 2016 yılında vatikan tarafından “resmi olarak” havarilerin havarisi ve isa’nın dirilişine tanık olan ilk kişi olarak tanımlandı. filmin sonunda bu bilgelere yer verilmiş. bu film, gerçekleşen bu olaydan sonra çekildi.
meryem, henüz daha isa ile karşılaşmadan önce bile içinde tanrı inancını ve sevgisini barındıran biri. hatta öyle ki sofralarda erkeklerden daha fazla konuşuyor bunları ama tabi ki susturuluyor. aynı zamanda ailesi tarafından biriyle evlendirilmek isteniyor ama direniyor. anlıyoruz ki daha önce de birkaç kez yaşanmış bu. meryem aslında ilerlediği yolun doğru olduğunu bilse de toplum ve çevre baskısı öyle fazla ki kendini “anormal” biriymiş gibi hissediyor, bu açık. ataerkil koşullar yüzünden karşılaştığı düşünce hep ailesini utandırdığı. ama o yine de her şeye arkasını dönüp isa’nın yolundan gitmeyi tercih ediyor. bu bakımdan filmin bir anlamda feminist bir bakışı olduğunu söyleyebiliriz. aynı zamanda bik bik edip “neden tarihte kadın düşünür yok?” sorularını soranlara da bir cevap bu.
film hakkındaki kişisel düşüncelerime gelirsek aslında temel hristiyan düşüncesinden çok ayrılmadığını söyleyebilirim. ama yine de sanki bazı noktalarda yönetmen özellikle kaşımış bazı şeyleri. örneğin isa’nın ölen bir kişiyi dirilttiği sahneye sanki özellikle çalışılmış. dirilen kişinin isa’ya benzerliği de hemen fark ediliyor. yine meryem’in petrus ile arasında geçen konuşmada “bu senin mesajın, onun değil” cümlesi çarpıcı. birçok filmde isa’nın çarmıha gerildiği esnada yaşadığı şaşkınlık ve yanılgıya değinilir. bu filmde de havarilerin yaşadığı şoku görebiliyoruz. çünkü daha o anda, isa ile beraber yürürken onun bahsettiği güzel dünyaya, krallığa ulaşabileceklerini düşünüyorlar ama isa ölüyor. meryem ise daha çok islam düşüncesinde de hakim olan ölümden sonraki güzelliğin peşinde.
film bence görsel olarak keyifli. bu tarz temalardaki filmleri sevenlerin beğeneceğini düşünüyorum. aynı zamanda filmin görüntü yönetmeni bright star (2006) ve dune (2021) gibi filmlerden hatırladığımız greig fraser. bu adama hakkını teslim etmek lazım, gerçekten başarılı.
ayrıca oyuncu kadrosu da epey kaliteli. yunan yeni dalga filmlerinde bolca gördüğümüz ariane labed; yeraltı peygamberi (2006) filminde oyunculuğu ile bizi mest eden tahar rahim ve incendies filmiyle gönüllere taht kuran lubna azabal.
filmi diğer isa filmlerinden ayıran en önemli şey şüphesiz olayların magdalalı meryem üzerinden anlatılıyor olması. bir diğer önemli nokta ise şu: 591 yılında papa ı. gregorius tarafından fahişe olarak tanımlanan meryem, 2016 yılında vatikan tarafından “resmi olarak” havarilerin havarisi ve isa’nın dirilişine tanık olan ilk kişi olarak tanımlandı. filmin sonunda bu bilgelere yer verilmiş. bu film, gerçekleşen bu olaydan sonra çekildi.
meryem, henüz daha isa ile karşılaşmadan önce bile içinde tanrı inancını ve sevgisini barındıran biri. hatta öyle ki sofralarda erkeklerden daha fazla konuşuyor bunları ama tabi ki susturuluyor. aynı zamanda ailesi tarafından biriyle evlendirilmek isteniyor ama direniyor. anlıyoruz ki daha önce de birkaç kez yaşanmış bu. meryem aslında ilerlediği yolun doğru olduğunu bilse de toplum ve çevre baskısı öyle fazla ki kendini “anormal” biriymiş gibi hissediyor, bu açık. ataerkil koşullar yüzünden karşılaştığı düşünce hep ailesini utandırdığı. ama o yine de her şeye arkasını dönüp isa’nın yolundan gitmeyi tercih ediyor. bu bakımdan filmin bir anlamda feminist bir bakışı olduğunu söyleyebiliriz. aynı zamanda bik bik edip “neden tarihte kadın düşünür yok?” sorularını soranlara da bir cevap bu.
film hakkındaki kişisel düşüncelerime gelirsek aslında temel hristiyan düşüncesinden çok ayrılmadığını söyleyebilirim. ama yine de sanki bazı noktalarda yönetmen özellikle kaşımış bazı şeyleri. örneğin isa’nın ölen bir kişiyi dirilttiği sahneye sanki özellikle çalışılmış. dirilen kişinin isa’ya benzerliği de hemen fark ediliyor. yine meryem’in petrus ile arasında geçen konuşmada “bu senin mesajın, onun değil” cümlesi çarpıcı. birçok filmde isa’nın çarmıha gerildiği esnada yaşadığı şaşkınlık ve yanılgıya değinilir. bu filmde de havarilerin yaşadığı şoku görebiliyoruz. çünkü daha o anda, isa ile beraber yürürken onun bahsettiği güzel dünyaya, krallığa ulaşabileceklerini düşünüyorlar ama isa ölüyor. meryem ise daha çok islam düşüncesinde de hakim olan ölümden sonraki güzelliğin peşinde.
film bence görsel olarak keyifli. bu tarz temalardaki filmleri sevenlerin beğeneceğini düşünüyorum. aynı zamanda filmin görüntü yönetmeni bright star (2006) ve dune (2021) gibi filmlerden hatırladığımız greig fraser. bu adama hakkını teslim etmek lazım, gerçekten başarılı.
ayrıca oyuncu kadrosu da epey kaliteli. yunan yeni dalga filmlerinde bolca gördüğümüz ariane labed; yeraltı peygamberi (2006) filminde oyunculuğu ile bizi mest eden tahar rahim ve incendies filmiyle gönüllere taht kuran lubna azabal.
devamını gör...