21.
oy tombulum tombulum
yoldan geldim yorgunum
kız ben sana vurgunum
gene nerden geliyon da
benimde maykıl cordınım.
yoldan geldim yorgunum
kız ben sana vurgunum
gene nerden geliyon da
benimde maykıl cordınım.
devamını gör...
22.
tek kelimeyle, efsane
devamını gör...
23.
bir nesile basketbol aşkını hissettiren nba tarihinin en iyi oyuncularından biri.
yeteneğinin yanısıra başarma azmi galiba onu zirveye taşımıştır.
gençliğimizin basketbol efsanesi. 23 numarayı herhangi bir sayı olmaktan çıkarıp zirveye taşıyandır.
yeteneğinin yanısıra başarma azmi galiba onu zirveye taşımıştır.
gençliğimizin basketbol efsanesi. 23 numarayı herhangi bir sayı olmaktan çıkarıp zirveye taşıyandır.
devamını gör...
24.
1963 brooklyn doğumlu, basketbol otoriteleri tarafından tüm zamanların en iyi basketbol oyuncusu olarak gösterilen bir chicago bulls efsanesi. 1.98 boyunda ve şutör guard pozisyonunda oynuyordu. jordan'ın kariyerinde 6 nba şampiyonluğu ve sayısız bireysel başarıları bulunuyor. tabi jordan'ın efsane olmasının arkasında 6 şampiyonluktan daha fazlası yatıyor. her zaman bir fazlası vardı majestelerinde.
ncaa yani kolej ligini north carolina'da geçirdikten sonra 1984 nba draftlarında 1. tur 3. sıradan chicago bulls tarafından seçilerek nba ligine ilk adımını atıyor.
çaylaklık dönemi
aslında jordan'ın ilk sezonu pek çaylak gibi geçmiyor. nba liginde ilk sezonunda 28 sayı ortalamasıyla oynayıp, yılın en iyi çaylak oyuncu ödülünü alıyor. chicago bulls'u play-off serilerine kadar sırtlıyor. bir çaylak oyuncuya göre inanılmaz işlere imza atıyor majesteleri. resmen gümbür gümbür geliyorum diyor.
genç yaşta 1985 yılı doğu konferansı all-star takımına seçildi.
1985-1986 yılında sol ayağı kırıldı ve sezonun yarısından fazlasında oynayamadı. fakat geri döndü ve play-off serilerinde boston celtics'e bir maçta 64 sayı atmayı başardı. ayağın kırılsın, sakatlıktan dön ve 64 sayı at. her baba yiğidin harcı değil.
jordan, 1986-1987 sezonunda 37 sayı ortalaması ve 9 maçta 40 sayıdan fazlasını atarak yine kalitesini gösterdi.
pistons vs chicago, jordan rules ve eleştiriler
izlediğim belgesel ve okuduğum kitaplara göre jordan'ın kariyeri açısından ilk karşılaştığı zorluk pistons serileri olmuş. jordan'ın yanına pippen ve grant gibi oyuncuların takıma katılmasına rağmen bir türlü pistons engelini aşamamışlar.
jordan ve arkadaşları 3 yıl üst üste doğu konferansı finallerinde detroit pistons'a boyun eğmişler. yenilmelerin en büyük sebeplerinden biri pistons takımının uyguladığı savunma olmuş. jordan rules adını verdikleri bu savunma sistemine göre oyun içerisinde jordan'ın takımla olan bütün bağını keserek majestelerini maç içinde yalnızlaştırmayı hedeflemişler ve jordan rules taktiğiyle 3 yıl üst üste başarılı olmuş pistons takımı. michael jordan'ı durdurmayı başarmışlar.
üst üste kaybedilen konferans finalleri sonrası jordan, medya tarafından hedef haline gelmiş. jordan için hem psikolojik hemde kendini sorgulama süreci başlamış. medya tarafından yetenekleri sorgulanan michael jordan, o zamanlar detroit pistons takımını kişisel bir mesele haline getirdiğini bir röportajında söylemişti.
intikam ve gelen ilk şampiyonluk
1990-1991 sezonuna büyük eleştirilerle başlayan jordan, sezona fırtına gibi başlıyor ve konferans finallerine kadar deyim yerindeyse chicago takımını sırtlıyor.
konferans finallerinde rakip yine detroit pistons. bu sefer jordan rules savunması majestelerini durduramıyor, bulls seriyi 4-0 gibi ezici bir üstünlükle tamamlıyor. tabi bu majestelerinine yeter mi? yetmez. jordan şampiyonluk yüzüğünü artık takmak istiyor. nba finallerinde rakip bir diğer efsane magic johnson ve la lakers.
jordan, lakers serisinde kasıp kavuruyor ortalığı. bulls ve jordan serilerde lakers'ı 4-0 mağlup ederek nba şampiyonluğuna uzanıyor.
3 sezon çok büyük eleştirilerin yapıldığı bir sporcu, yerden yere vuruluyor ama pes etmiyor ve başarıyor. nereden bakarsan bak muazzam olay. michael jordan kupayı kucağına aldığında göz yaşlarına hakim olamamış.

hızını alamayan jordan, 1991-1992 ve 1992-1993 sezonlarında patrick ewing ve sacramento kicks'i mağlup ederek kariyerinde 3. şampiyonluğunu kazanıyor ve en iyisi benim diyor.
1992 olimpiyatlarında altın madalya kazanıyor. dünya basketbol tarihinin en iyi takımı olarak gösterilen 1992 abd basketbol takımına dream team lakabı takılıyor. ne takım ama dimi sözlük. gerçekten yenilmezler.
babasının öldürülmesi, chicago şehrine küsmesi ve ilk emeklilik
şimdi michael jordan olduğunuzu düşünün. chicago şehri için 3 şampiyonluğun yanında, taraftarlar için yol ve otopark yaptırın, şehrin farklı bölgelerinde ibadethaneler açın, sokakta yaşayan insanlar için evler ve yemekhaneler yaptırın. kazandığınız paranın bir kısmını chicago'nun gelişmesi için harcayın ve sonra gelsin hırsızın biri babanızı vurup öldürsün. ben olsam ben de küserim.
jordan, babasının öldürülmesinden sonra emeklilik kararını açıkladı. 1 sezon beyzbol oynadıktan sonra onuda bıraktı. 2 yıl gibi bir süre spordan ve herkesten uzak kaldı.
kralın dönüşü
1994-1995 sezonunun sonlarına doğru jordan geri döndü. basın toplantısında kürsüye çıkıp sadece geri döndüm diyerek kürsüden indi. 3 saniyelik bir basın toplantısı. geri döndükten 6 maç sonra bir maçta 55 sayı atması onun ne kadar iyi bir sporcu olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu.
mahşerin üç atlısı ve şampiyonluk serisi
dennis rodman'ın takıma katılmasıyla chicago yenilmez bir takıma dönüşüyor. jordan, pippen ve rodman. işte en sevdiğim dönem bu dönem. bu üçlüyü canlı canlı izledik biz. inanılmaz bir uyum vardı aralarında.

bu üçlü sırasıyla 1995-1996, 1996-1997 ve 1997-1998 sezonlarını nba şampiyonu olarak tamamladı. durdurulamadılar.
jordan emekli oldu, 2001-2003 yılları arasında yeniden geri döndü. washington wizzards takımında oynayıp 2003 sezonunun sonunda tamamen basketbola veda etti.
benim için basketbol, jordan ve diğerleri olarak ayrılıyor. bir nesile basketbolu ve sporu sevdiren adamdır benim gözümde. ek olarak benim basketbol oynama sebebimdir kendisi.
michael jordan amerika'da yaşayıp basketbol oynamış ama benim gibi milyonlarca çocuğun hayatını değiştirmiş bir adam.
kişisel başarılarını yazma gereksinimi duymadım çünkü yazamam, o kadar vaktim yok.
az uykusuz kalmadık şu takımı izlemek için.

şunu şuraya bırakalım.
ncaa yani kolej ligini north carolina'da geçirdikten sonra 1984 nba draftlarında 1. tur 3. sıradan chicago bulls tarafından seçilerek nba ligine ilk adımını atıyor.
çaylaklık dönemi
aslında jordan'ın ilk sezonu pek çaylak gibi geçmiyor. nba liginde ilk sezonunda 28 sayı ortalamasıyla oynayıp, yılın en iyi çaylak oyuncu ödülünü alıyor. chicago bulls'u play-off serilerine kadar sırtlıyor. bir çaylak oyuncuya göre inanılmaz işlere imza atıyor majesteleri. resmen gümbür gümbür geliyorum diyor.
genç yaşta 1985 yılı doğu konferansı all-star takımına seçildi.
1985-1986 yılında sol ayağı kırıldı ve sezonun yarısından fazlasında oynayamadı. fakat geri döndü ve play-off serilerinde boston celtics'e bir maçta 64 sayı atmayı başardı. ayağın kırılsın, sakatlıktan dön ve 64 sayı at. her baba yiğidin harcı değil.
jordan, 1986-1987 sezonunda 37 sayı ortalaması ve 9 maçta 40 sayıdan fazlasını atarak yine kalitesini gösterdi.
pistons vs chicago, jordan rules ve eleştiriler
izlediğim belgesel ve okuduğum kitaplara göre jordan'ın kariyeri açısından ilk karşılaştığı zorluk pistons serileri olmuş. jordan'ın yanına pippen ve grant gibi oyuncuların takıma katılmasına rağmen bir türlü pistons engelini aşamamışlar.
jordan ve arkadaşları 3 yıl üst üste doğu konferansı finallerinde detroit pistons'a boyun eğmişler. yenilmelerin en büyük sebeplerinden biri pistons takımının uyguladığı savunma olmuş. jordan rules adını verdikleri bu savunma sistemine göre oyun içerisinde jordan'ın takımla olan bütün bağını keserek majestelerini maç içinde yalnızlaştırmayı hedeflemişler ve jordan rules taktiğiyle 3 yıl üst üste başarılı olmuş pistons takımı. michael jordan'ı durdurmayı başarmışlar.
üst üste kaybedilen konferans finalleri sonrası jordan, medya tarafından hedef haline gelmiş. jordan için hem psikolojik hemde kendini sorgulama süreci başlamış. medya tarafından yetenekleri sorgulanan michael jordan, o zamanlar detroit pistons takımını kişisel bir mesele haline getirdiğini bir röportajında söylemişti.
intikam ve gelen ilk şampiyonluk
1990-1991 sezonuna büyük eleştirilerle başlayan jordan, sezona fırtına gibi başlıyor ve konferans finallerine kadar deyim yerindeyse chicago takımını sırtlıyor.
konferans finallerinde rakip yine detroit pistons. bu sefer jordan rules savunması majestelerini durduramıyor, bulls seriyi 4-0 gibi ezici bir üstünlükle tamamlıyor. tabi bu majestelerinine yeter mi? yetmez. jordan şampiyonluk yüzüğünü artık takmak istiyor. nba finallerinde rakip bir diğer efsane magic johnson ve la lakers.
jordan, lakers serisinde kasıp kavuruyor ortalığı. bulls ve jordan serilerde lakers'ı 4-0 mağlup ederek nba şampiyonluğuna uzanıyor.
3 sezon çok büyük eleştirilerin yapıldığı bir sporcu, yerden yere vuruluyor ama pes etmiyor ve başarıyor. nereden bakarsan bak muazzam olay. michael jordan kupayı kucağına aldığında göz yaşlarına hakim olamamış.

hızını alamayan jordan, 1991-1992 ve 1992-1993 sezonlarında patrick ewing ve sacramento kicks'i mağlup ederek kariyerinde 3. şampiyonluğunu kazanıyor ve en iyisi benim diyor.
1992 olimpiyatlarında altın madalya kazanıyor. dünya basketbol tarihinin en iyi takımı olarak gösterilen 1992 abd basketbol takımına dream team lakabı takılıyor. ne takım ama dimi sözlük. gerçekten yenilmezler.
babasının öldürülmesi, chicago şehrine küsmesi ve ilk emeklilik
şimdi michael jordan olduğunuzu düşünün. chicago şehri için 3 şampiyonluğun yanında, taraftarlar için yol ve otopark yaptırın, şehrin farklı bölgelerinde ibadethaneler açın, sokakta yaşayan insanlar için evler ve yemekhaneler yaptırın. kazandığınız paranın bir kısmını chicago'nun gelişmesi için harcayın ve sonra gelsin hırsızın biri babanızı vurup öldürsün. ben olsam ben de küserim.
jordan, babasının öldürülmesinden sonra emeklilik kararını açıkladı. 1 sezon beyzbol oynadıktan sonra onuda bıraktı. 2 yıl gibi bir süre spordan ve herkesten uzak kaldı.
kralın dönüşü
1994-1995 sezonunun sonlarına doğru jordan geri döndü. basın toplantısında kürsüye çıkıp sadece geri döndüm diyerek kürsüden indi. 3 saniyelik bir basın toplantısı. geri döndükten 6 maç sonra bir maçta 55 sayı atması onun ne kadar iyi bir sporcu olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu.
mahşerin üç atlısı ve şampiyonluk serisi
dennis rodman'ın takıma katılmasıyla chicago yenilmez bir takıma dönüşüyor. jordan, pippen ve rodman. işte en sevdiğim dönem bu dönem. bu üçlüyü canlı canlı izledik biz. inanılmaz bir uyum vardı aralarında.

bu üçlü sırasıyla 1995-1996, 1996-1997 ve 1997-1998 sezonlarını nba şampiyonu olarak tamamladı. durdurulamadılar.
jordan emekli oldu, 2001-2003 yılları arasında yeniden geri döndü. washington wizzards takımında oynayıp 2003 sezonunun sonunda tamamen basketbola veda etti.
benim için basketbol, jordan ve diğerleri olarak ayrılıyor. bir nesile basketbolu ve sporu sevdiren adamdır benim gözümde. ek olarak benim basketbol oynama sebebimdir kendisi.
michael jordan amerika'da yaşayıp basketbol oynamış ama benim gibi milyonlarca çocuğun hayatını değiştirmiş bir adam.
kişisel başarılarını yazma gereksinimi duymadım çünkü yazamam, o kadar vaktim yok.
az uykusuz kalmadık şu takımı izlemek için.

şunu şuraya bırakalım.
devamını gör...
25.
zamanında nike ile yaptığı anlaşma, 2 taraf adına da tarihin en karlı anlaşmalarından biri olmuştur. bu anlaşma ile nike, pek çok ürününde jordan ismini kullanmıştır. üzerinde meşhur "smaç basan jordan figürü" olan bu ürünler dünya çapında milyonlarca satmıştır ve hala satmaktadır.
(bkz: air jordan)
(bkz: air jordan)
devamını gör...
26.
seyretmekten özel bir zevk aldığım yegane sporcu. pippen'ı da çok beğenirim. pek çok spor dalı ile ilgilendim. oyuncu ya da seyirci olarak. gelmiş geçmiş en büyük yıldızlar ve benim zamanımın en büyükleri. sergen saçımı başımı yoldurmuş bir yetenektir mesela ama ben yetenekli sporculara tutku ile bakmak işine fazla takılabilen biri değilim.
geceleri uyanıp nba maçlarını seyrettiğim dönemlerde yaşadığım hisleri hiç unutmam. jordan efsanesinin belgesellerini o hala harikalar yaratabiliyorken seyrediyordum nba sezonları geldiğinde. jordan hiçbir zaman zirveden inmedi. her zaman iyiydi. her zaman etkili. *
geceleri uyanıp nba maçlarını seyrettiğim dönemlerde yaşadığım hisleri hiç unutmam. jordan efsanesinin belgesellerini o hala harikalar yaratabiliyorken seyrediyordum nba sezonları geldiğinde. jordan hiçbir zaman zirveden inmedi. her zaman iyiydi. her zaman etkili. *
devamını gör...
27.
(bkz: air) filminde henüz parlamamış halinden kesitler veriliyor. nike firmasının -ailesine satış payı verme pahasına- kendine özel ayakkabı üretme macerası anlatılıyor.
devamını gör...
28.
fanları kızmasın ama umrumda olmayan bireylerdendir.
bana ve benim yaşadığım ülkeye zerre hayrı olmamış insanların hayatlarını ve hakkında geliştrilmiş şehir efsanesi duymaktan bıktım.
yok şöyleymiş yok böyleymiş , yok afedersiniz gece aramış ta odasına bilmem kaç xlllllllll prezevatif sipariş etmiş hayat kadınlarıyla yatmış.
akrabası değilim, mirasçısı değilim, bursuyla okumadım, ne astarından ne yüzünden bi hayır görmedim varsa bi fayda gören onlar yağlasın.
bana ve benim yaşadığım ülkeye zerre hayrı olmamış insanların hayatlarını ve hakkında geliştrilmiş şehir efsanesi duymaktan bıktım.
yok şöyleymiş yok böyleymiş , yok afedersiniz gece aramış ta odasına bilmem kaç xlllllllll prezevatif sipariş etmiş hayat kadınlarıyla yatmış.
akrabası değilim, mirasçısı değilim, bursuyla okumadım, ne astarından ne yüzünden bi hayır görmedim varsa bi fayda gören onlar yağlasın.
devamını gör...
29.
canlı olarak izlediğim en büyük basketbolcuydu.
geceleri uyanıp maçlarını izlerdim. sadece saf yetenek değil, büyük bir lider oyuncuydu, winnerdı.
majestelerini izlemiş olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.
geceleri uyanıp maçlarını izlerdim. sadece saf yetenek değil, büyük bir lider oyuncuydu, winnerdı.
majestelerini izlemiş olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.
devamını gör...
30.
öz güvenin vücut bulmuş hali. mimikleri, postürü vs. bile yeterdi bunu anlamak için. rakiplerini delirtebilecek kadar soğukkanlıydı. kendini tamamen oyuna verirdi. hırslıydı ancak büyük keyif alarak oynadığı da belliydi. en beğendiğim sporculardan biridir. biz, onu izleyebilenler çok şanslıydık gerçekten. majesteleri'ne hürmetler.
devamını gör...
31.
32.
50 yaşındayım. geçenlerde tahminen 2011 doğumlu çocuklarla basketbol oynuyordum ve bir tanesi potaya giderken sürekli michael jordan diyordu. lebron james veya jokic yahut donçiç demedi. futbol oynarken de maradona veya pele diyerek kendisini gaza getiren bir çocuk senelerdir görmedim. gençlerin ayaklarında çoğu sahte bir kısmı orijinal air jordan ayakkabıları var. amerika'ya uçakla 11 saat uzaklıktaki bir orta doğu ülkesinden bahsediyorum. demek ki bu adam gelmiş ve gelecek en büyük sporcu.
jordan'la alakalı iki boyut var. birincisi basketbolcu michael jordan. 1984'te lige girdi ve 7 sene hiçbir şey kazanamadığı halde ikinci sezonundan itibaren en iyinin o olduğunu tüm abd ve dünya biliyordu. play off'larda boston'dan ve bad boys detroit pistons'tan dayaklar yedi. her şey onu durdurmak üzerineydi. terinin son damlasına kadar mücadele edip, rakiplerinin elini sıkmasını bilerek onuruyla parkeyi terketti. 1991'den 1998'e kadar ise kimse onu durduramadı. meydan okuyanları oyunuyla, karizmasıyla, hırsıyla ezip geçti. bunda parçaların yerine tam oturduğu bir bulls takımının olması büyük etkendi. yani arkadaşlarının da emeği yadsınamaz. scottie pippen bence batman'ın robin'iydi. yerini kabullendi ve kabullenerek bir süper yıldız oldu.
gelelim insani boyutuyla michael jordan'a. jordan sadece kendi başarısını din edinmiş, özel hayatında da çok yakınında olmasını istemeyeceğiniz zorba bir karakterdi. orta sınıf bir aileden gelmesine rağmen fakir ve gettoda büyümüşlere has bir öfkesi vardı. kuralların dışına çıkmadı ama zirveye oturmak için çok kişiyi kırıp döktü. kendi ırkının sorunlarına karşı da duyarlı değildi. eyaleti olan north carolina'dan aday olan siyahi politikacıyı desteklemesi istendiğinde ''ayakkabımı cumhuriyetçiler de satın alıyor. '' diyerek duruşunun sadece kendi çıkarı olduğunu gösterdi. rakiplerine hakaretler etti, aşağıladı. hala basketbolu bırakalı seneler olmasına rağmen yeni çıkan yıldızlar hakkında teke tekte onu mahfederdim kabilinden beyanatlar vererek kendisini antipatik duruma düşürmeye devam ediyor. aslında ona bu konuyla ilgili en güzel cevabı saygıda asla kusur etmeyen müteveffa kobe bryant beraber oldukları bir yemekte vermişti. kobe'nin aktardığına göre, yemekte en formda dönemimde senin en iyi halini teke tekte şöyle yapardım diye kafa ütülemeye başlayan jordan'a şöyle cevap vermiş: ''adamım salatanın keyfini çıkar. öyle bir maç olmayacak.''
jordan'la alakalı iki boyut var. birincisi basketbolcu michael jordan. 1984'te lige girdi ve 7 sene hiçbir şey kazanamadığı halde ikinci sezonundan itibaren en iyinin o olduğunu tüm abd ve dünya biliyordu. play off'larda boston'dan ve bad boys detroit pistons'tan dayaklar yedi. her şey onu durdurmak üzerineydi. terinin son damlasına kadar mücadele edip, rakiplerinin elini sıkmasını bilerek onuruyla parkeyi terketti. 1991'den 1998'e kadar ise kimse onu durduramadı. meydan okuyanları oyunuyla, karizmasıyla, hırsıyla ezip geçti. bunda parçaların yerine tam oturduğu bir bulls takımının olması büyük etkendi. yani arkadaşlarının da emeği yadsınamaz. scottie pippen bence batman'ın robin'iydi. yerini kabullendi ve kabullenerek bir süper yıldız oldu.
gelelim insani boyutuyla michael jordan'a. jordan sadece kendi başarısını din edinmiş, özel hayatında da çok yakınında olmasını istemeyeceğiniz zorba bir karakterdi. orta sınıf bir aileden gelmesine rağmen fakir ve gettoda büyümüşlere has bir öfkesi vardı. kuralların dışına çıkmadı ama zirveye oturmak için çok kişiyi kırıp döktü. kendi ırkının sorunlarına karşı da duyarlı değildi. eyaleti olan north carolina'dan aday olan siyahi politikacıyı desteklemesi istendiğinde ''ayakkabımı cumhuriyetçiler de satın alıyor. '' diyerek duruşunun sadece kendi çıkarı olduğunu gösterdi. rakiplerine hakaretler etti, aşağıladı. hala basketbolu bırakalı seneler olmasına rağmen yeni çıkan yıldızlar hakkında teke tekte onu mahfederdim kabilinden beyanatlar vererek kendisini antipatik duruma düşürmeye devam ediyor. aslında ona bu konuyla ilgili en güzel cevabı saygıda asla kusur etmeyen müteveffa kobe bryant beraber oldukları bir yemekte vermişti. kobe'nin aktardığına göre, yemekte en formda dönemimde senin en iyi halini teke tekte şöyle yapardım diye kafa ütülemeye başlayan jordan'a şöyle cevap vermiş: ''adamım salatanın keyfini çıkar. öyle bir maç olmayacak.''
devamını gör...
33.
hey george versene borc sarkisinda adi gecendir.
yes michael jordan
yes michael jordan
devamını gör...
34.
an itibariyle monaco-barcelona maçını tribünden izleyen efsane. kumara gelmişken maçada gideyim demiş zahar majesteleri.
devamını gör...