mihriban kelime kökeni itibariyle şefkatli, iyi huylu demektir.
şair ve yazar abdürrahim karakoç'un, aşık olduğu kız ile mektuplaşırken yazdığı mihriban şiiri:
sarı saçlarına deli gönlümü
bağlamışım çözülmüyor mihriban
ayrılıktan zor belleme ölümü
görmeyince sezilmiyor mihriban
yar deyince kalem elden düşüyor
gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
lambada titreyen alev üşüyor
aşk kâğıda yazılmıyor mihriban
tabiplerde ilaç yoktur yarama
aşk deyince ötesini arama
her nesnenin bir bitimi var ama
aşka hudut çizilmiyor mihriban.

bu şiir sonra türkü haline gelmiştir. mihriban
türkünün hiç bir zaman gündemden düşmemesine karşın, hikayesinin de yanlış anlatıldığını söyleyen oğuz karakoç, ''üzülerek söylüyorum ki, abdürrahim karakoç'un tertemiz ve ölümsüz aşkını anlatan bu şiir, ne yazık ki internette ve dizilerde reyting uğruna çok farklı şekilde yorumlanıyor. biz buna karakoç ailesi olarak üzülüyoruz. amcam abdürrahim karakoç "o bana mektup yazardı, ben onun bulunduğu bölgedeki gazetelere şiirimi gönderirdim. o beni şiirlerimle takip ederdi' diyor. yani mihriban amcama, 'unutmak kolay mı?' demiştir. amcamda şiirinde, 'unutmak kolay mı? deme unutursun mihriban' diye karşılık vermiştir. mektuplaşmış, şiirleşmişler ancak takdiri ilahi yazmamış. bu şekilde sonuçlanmıştır.'' demiştir.
devamını gör...
kimsenin musa eroğlu kadar hisli ve güzel söyleyemeyeceği türkü. ayrıca; şu hayatta en çok gurur duyduğum şeylerden birine konu olan türküdür. hayatımda en çok gurur duyduğum şeylerden biri de şudur ki; bu türküyü, besteleyen kişi olan musa eroğlu'nun sazından, nefesinden, dilinden canlı olarak dinlemektir. hasan can'ın sorduğu cinsel olmayan fantezilerimden biriydi bu. gerçekleştirdim, çok mutluyum. işitsel bir şölendir. sözleriyle de, bestesiyle de.
devamını gör...
içimde her bir satırına ayrı öyküler yazma isteği uyandıran şiirdir. ister şiir olarak oku, ister sayın musa eroğlu'ndan dinle; olmayan aşkın bile acısını çekersin.
devamını gör...
bir gün mihriban'ı göreceğinize inanıyor musunuz sorusuna abdurrahim karakoç:

''bilmiyorum, görmek de istemiyorum. değişmiştir şimdi. ben onun nazarında değiştim, o benim nazarımda değişti. niye görelim? öyle kalsın... insanların gönülde kalması, gözde kalmasından daha iyidir.'' demiştir.
devamını gör...
lambada titreyen alev üşüyor
aşk kâğıda yazılmıyor mihriban
devamını gör...
sarı saçlarına deli gönlümü
bağlamışım çözülmüyor mihriban.. mihriban...mihriban..
devamını gör...
her dinlediğimde göz yaşartan , musa eroğlu abimizden dinlediğim bir şaheser. her cümlesinde hatta kelimesi bile anlamlıdır...
devamını gör...
"lambada titreyen alev üşüyor" gibi çok derin bir cümleyi içerisinde barındıran türkü.
devamını gör...
bir abdurrahim karakoç şiiridir.

benim için şiiri türküsünden çok daha güzeldir. bu yazdığım türkünün kötü olduğu anlamına gelmesin. musa eroğlu’nun şiire anlam katan bestesi ve bu türküyü herkesten iyi yorumlaması elbette takdire şayan ancak şiir bambaşka.

abdurrahim karakoç’un bizzat kendi hissettiği içinin en derin yerlerinden kopan duygularla yazdığı bir şiirdir bu. öyle bir şiir ki üstat, mihribanı bulmak istemez artık. çünkü şiirdeki mihriban belki de daha güzeldir, daha sevilesidir gerçek mihribandan.

için için yanan ve sımsıcak olan, ışık saçan bir alevi bile üşütecek bir duygudur üstadınki. öyledir ki; kar koysan köz olur. öyledir ki; haddi hududu, ucu bucağı yoktur. öyledir ki; çözülmez bir düğümdür.

belki herkes hissetmiştir kişisel tarihinin bir yerinde bu kadar yoğun bir duygu. belki hiç görmediğiniz biri için lambada titreyen alevin üşümesine şahit oldunuz, belki gönlünüze bağladığınız saçların çözümsüz esaretine düştünüz.

aleve düşen bir yağmur damlası gibi derin bir ses çıkarır bazı duygular. yaşamadıysanız eksik kalırsınız. bence yaşamaya çalışın hatta çok yaşayın. siz de görün.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
(bkz: unutursun mihribanım)
devamını gör...
sarışın olmayanlarının hayata küstüğü sazlı sözlü hanımkızyevrücek isimlerinden biridir.
devamını gör...
"elin kızının evine mektup mu gönderilir ayıptır. yaşadığı şehirde bir gazete çıkardı ben oraya şiirler yazar gönderirdim. herkes şiir diye okurdu da mihriban bilirdi ona yazdığımı.." der abdurrahim karakoç.
devamını gör...
devamını gör...
yumuşak huylu, hoş sohbet, güleç yüzlü ve şefkatli, muhabbetli gibi anlamlara gelen bir kelimedir. divan şâiri bâki, ''mihriban'' kelimesini bir beytinde şöyle kullanmış:
''güzeller mihrbân olmaz demek yanlıştır ey bâki !
olur vallâhi billâhi, hemen yalvarı görsünler !''

yazar iskender pala, ''perişan güzeller'' isimli kitabında, beyte şöyle bir açıklama getirmiş:
''ey bâki, güzeller insana vefâ göstermez, onlarda mihribânlık yoktur, onlarda dostluk aranmaz demek yanlıştır. hem vallâhi, hem billâhi mihribân olurlar, ama yalvarı görsünler.'' yâni, âşıkları onların huzurunda yalvarmasını bilsinler, yalvarabilsinler.

öğrencinin biri bu beyti duymuş, sonra gitmiş, sevgilisine günlerce yalvarmış, kapısının önünde yatmış, kış günlerinde ayazda titremiş, penceresine bakmış, baksın diye beklemiş, perde kımıldadı mı kımıldamadı mı dikkat etmiş, saçlarını tarayarak kapısının önünden geçmiş. ama ne kadar yalvarmışsa kendisine sevgilisinden hiçbir iltifat gelmemiş. bir gün sokakta şâir bâki'yi görmüş, yakasına yapışmış.
genç öğrenci, bâki'ye;
''- hemen tövbe et ! '' demiş. bâki, şaşırmakla birlikte sormuş;
''- niye tövbe edecekmişim, ne oldu ki ? hem sen kimsin ?''
genç öğrenci, ısrarla;
''- zinhar tövbe etmen gerekir, haksız yere yemin ettin ! '' demiş.
şâir daha çok şaşırmış ve sual eylemiş:
''- ne yemini etmişim efendi ? ! nedir istediğin ?''
bu sefer, genç öğrenci:
''- sen ''güzeller mihrbân olmaz demek yanlıştır ey bâki ! / olur vallâhi billâhi, hemen yalvarı görsünler.'' diyorsun. üç aydır yalvarıyorum, hiçbir şey yok, tövbe etmelisin.'' deyince,
şâir bâki;
''- a salağım ! sen yanlış anlamışsın. oradaki ''yalvar'' para birimi olan yalvardır. sen gidip yalvarmışsın boyuna; sen hele ''yalvarın'' ucunu bir göster bakayım, emlâki nasıl sattırıyor o zaman görürsün !'' cevâbını vermiş. o dönemde romen paralarına ''yalvar'' deniliyormuş.''
devamını gör...
babamın sevdiği ve sık sık dinlediği bir türkü. inşaallah bir şeyler hatırlatmıyordur.
devamını gör...
mihriban'dan ayrı düşmenin ölümle eşdeğer olduğunu anlatan çok duygulu bir türkü.

aşka hudut çizilmiyor mihriban...
devamını gör...
sarı saçlarına deli gönlümü bağlamışım çözülmüyor mihriban diyor. doğrusu bu. sarı saçlarını gönlüme bağlamışım değil. gönle saç bağlanmaz diyor abdurrahim karakoç.
devamını gör...
"evlenip barklanmıştır, adını verirsem ayıp olur. bize yakışmaz. o yüzden adına 'mihriban' dedim" diyen abdurrahim karakoç un muhteşem şiiri ve musa eroğlu nun mükemmel şarkısı.
devamını gör...
"lambada titreyen alev üşüyor" dizesi bile başlı başına roman olan türküdür.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"mihriban" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim