modern family

henüz dördüncü sezonunda olduğum, izlerken çok keyif aldığım amerikan sit-comudur. cameron ve luke favorilerimden ama gloria, gloria'nin konuşma şekli, gloria'nin ses tonu acayip irrite edici. kadın çıkınca resmen ses kısıyorum.

günlük ingilizce dil kullanımını müthiş geliştiriyor dizinin her yerin de milyon tane kültürel unsur var, fikir sahibi olmak gayet keyifli. favorilerimden biri gloria ,oldukça sürprizli bir karakter, yüksek enerjisi ve aile kavramına olan bağlılığı mükemmel .diğer favorim ise phil i inanılmaz anlayışlı, hatta bazen bu kadar da olmaz dedirtiyor ama yine de hayatımızda bir yerler de hep olsun isteyeceğimiz türden bir insan .eksiklikleri ile farklıları ile aile hissini veriyorlar ve malum on bir sezon olunca karakterlerin hepsini ayrı ayrı seviyorsunuz, kahkaha ile gülmekte şöyle bir ufaktan gözlerin dolması da size eşlik ediyor yanlarındayken pardon diziyi izlerken.

izlediğim en iyi sitcomdur. 2 tane falan izledim zaten. bitince bir boşluğa düşmüş gibi hissettim sanki hayatımın amacını kaybetmiştim. finalde gerçekten ilk kez bir diziye ağladım sanırım. en sevdiğim karakterler kesinlikle gloria, mitchell ve cam. inanmıyorum ağlıcam ya bitti cidden.

açılın az önce bitirip geldim.
bir sitcom bir insanı ancak bu kadar ağlatır.
bitmesiyle birlikte yine ailemden ve sevdiğim herkesten uzak düşmüşüm hissine kapıldım.
her bir karakterini ayrı ayrı, ama en çok da cam'i özleyeceğim.
e o zaman en az claire'i özleyeceğim hususu da burda dursun madem. ^^

uzun zaman sonra tekrardan bir tanım giriyorum, hadi bakalım hayırlısı. neyse, lafı çok uzatmadan bu güzide dizimizin konusuyla direk mevzuya giriyorum. dizimizin konusu aralarında akrabalık ilişkisi olan üç ailenin yaşantısının kapılarını bize açması. bu diziyide bu kadar farklı ve hoş kılan şeyde bu yaşantının aktarılması sırasında verilen samimiyet. dizideki bireylere ayrı ayrı bakıcak olursak:
phil dunphy: dunphy ailesinin reisi ve mahalemizin emlakçısı. kendisin salaklarına bazen ayar olsakta oldukça iyi bir baba. her ne kadar bazen gösteriş şekli çok farklı olsada.
claire dunphy: phil'in eşi, jay'in kızı ve mitchell'ın kız kardeşi. kendisinin bana en garip gelen özelliği cadılar bayramına olan takıntısı. claire'yle phil birbirilerinden bu kadar uzak kişiliklerken bir olmalarıda bana her zaman tuhaf gelmiştir.
haley dunphy: ailenin en büyük çocuğu ve evin popüler çocuğu. pek zeki olduğu söylenemez ve çoğu zaman iyi bir abla olmasada iyi biri. üniversite terk diye hatırlıyorum ama ne kadar doğru emin değilim.
alex dunphy: ailenin ortanca kızı ve üç ailenin en zeki üyesi. pek sosyal biri değil, ama ablası sayesinde erkekler hakkında birkaç şey öğrenebiliyor.
luke dunphy: ailenin en küçük çocuğu ve luke işte ne denir bilemedim. okulla pek alakası yok eve kız atmaya niyetli sıradan bir erkek çocuğu.
jay pritchett: claire, mitchell, joe ve manny'in babası, kendisi dolap işinde. claire ve mitchell'e iyi bir babalık yapamasada joe ve manny'e karşı bunu telafi etmek için elinden geleni yapıyor. bide oldukça varlıklı.
gloria pritchett: jay'in ikinci eşi ve manny ile joe'nun annesi. oldukça güzel bir kadın ve meksikalı.
manny delgado: entelektüel erkeklerden, tiyatro ve spor konularında başarılı ama insanlarla iletişimde o kadar iyi olduğu söylenemez.
joe pritchett: küçük çocuk, jay ve gloria'nın aşklarının meyvesi.
cameron tucker: mitchell'ın kocası ve okulun koçu. oldukça sevimli bir adam
mitchell pritchett: avukat ve paten kayma fobisi var.
lily tucker-pritchett: cam ile mitch'in vietnamdan evlat edindikleri kızı.
aile fertleri olmasada dizide yer alan sal, dylan gibi karakterlerde var ama onları yazma gereği duymadım. her bölümün birbirinden bağımsız olması ve oyuncularının küçüklerinden mezun olmalarını görmek pek alışık olduğumuz bir şey değil en azından arka sokaklar izlemiyorsanız.

final bölümünü izledikten hemen sonra yazıyorum ağlamaktan öldüm resmen. sonu çok ama çok duygusaldı. kendi ailemi izliyormuş gibi oluyordum diziyi izlerken , içimde kocaman bir eksiklik bıraktı.

üç ailenin başından geçen olayları belgesel gibi bize aktaran bir komedi dizisi. aile ile izlenebilecek bazen hüzünlü , bazen romantik ve çokça komedi barındıran bir aile dizisi.

benim gibi dizi ve film izlemekten sıkılan birine bile ilaç gibi gelen dizi.

günümüzdeki diziler fazlasıyla sahte bir hale geldi bana göre. aşırı vahşet, yoğun sevişme sahneleri ve kurgudan kopuk / bağımsız bir sürü sahne nedeniyle bir sinefil olarak sinema ve televizyondan epey uzaklaşmıştım uzun zamandır. ekşi sözlük yazarı gibi olacağım ama sadece belgesel izliyordum son zamanlarda.

geçenlerde disney plus'ta takılırken karşıma çıktı modern family. ön yargıyla başladığımı itiraf etmeliyim. daha ilk dakikadan evrene girmemi sağladı ama dizi. gündelik hayatta yaşanan problemler, geleneksel ve modern çatışması ama yoğun bir şekilde hissedilen sevgi... özlediğim şeyin bu olduğunu fark ettim. samimiyet, doğallık ya da basit bir kurgu. ne derseniz işte.

dizide aslında üç farklı aile izliyoruz. dunphy ailesi klasik bir aile portresi çiziyor. emlakçı bir baba, ev kadını bir anne ve üç çocuklu bir banliyö ailesi. diğer iki aile ise toplum ''normlarına'' aykırı bir portre çiziyor. pritchett ailesi yaşlı erkek - genç kadın, cameron ve mitchell ailesi ise eşcinsel bir aile. her tip aile portresine uygun bir şablon oluşturmaları bende merak duygusunu kamçıladı. bir durum komedisinde merak çok fazla olan bir duygu değildir ama ilerleyen sezonlarda ne olacağını merak ediyorum. bu ailelerin topluma entegrasyonlarında yaşadığı sorunlara realist ve çözüm odaklı bir bakış açısıyla yaklaşıyorlar.

dizi, 22 adet emmy topladı. klasik bir abc dizisi aslında her yönüyle. artık ne yazık ki böyle sade diziler göremiyoruz. çölde bir vaha etkisi yarattı bende. kısa sürede ilk sezonun yarısını bitirdim. yer yer kahkaha attırıyor ama her şeyden önemlisi günlük hayatın keşmekeşinden uzaklaştırıyor dizi. piyasadaki ürünler gibi devamlı bir şeyi empoze etmeye çalışmıyor. mal bu, izlemek istersen buyur. kafasında kısaca dizi.

şu aralar favori karakterlerim phil ve cameron ama gloria'nın aksanı ve kolombiya gelenekleri bitiriyor beni. *

teşekkürler steven levitan ve christopher lloyd.

bu diziyi izlemeden önce married with children izlenmeli sonra bu diziye başlanmalı.
evlilikte nasıl mutlu olunur'un cevaplarını 30 senede öğrenmiş bir adamın hayatını izleten dizi.
tabi bir kaç milyon doların yardımıyla.

1.5 aylık bir sürede 10.sezona geldim.

en sevdiğim karakter jay. gereksiz konuşmuyor ve konuştuğu zaman da komik ve anlamlı konuşuyor.

dizinin olmazsa olmazı ise phill. tam bir troll keşke böyle amcam ya da dayım olsaydı dedirtiyor.

genel olarak tüm karakterleri seviyorum ama cam bazen bencilliğiyle çok gıcık ediyor.

claire ise inanılmaz asil ve seksi bir hatun. phil salağına nasıl vardı merak uyandırıcı.

efsane dizi izleyin. 9.sezon 14.bölümü şiddetle tavsiye ederim.

hayatımda izlediğim sezonlar arası kalite farkının en az olduğu dizi.

bütün diziyi izleyin, bitirin (benim gibi) sonra birkaç ay/yıl sonra açın rastgele 3 bölüm izleyin farklı sezonlardan. tat farkını hissetmezsiniz bile. bu inanılmaz bir yazarlık başarısı.

bunun haricinde gerçek bir feel-good dizisidir. neredeyse bütün bölüm sonları göz doldurma/tatlı tatlı gülümsetme garantilidir, dizinin çekildiği şehir doğası gereği hep güneşlidir, ortam sıcacıktır, başrol/yan rol ayrımı içermeyen geniş bir kadrosu vardır ve her birinin kendine has bir kahkaha attırma potansiyeli vardır.

en büyük mü bilmiyorum ama gerçekten çok büyük dizi, çok.

bana kendini tekrar tekrar izlettiren tek sitcom, hem de 11 sezon olmasına rağmen. üç ailenin gündelik hayatlarını konu alan bu dizi, her sezonda biraz daha içinize işler. son sezonda, ailenin tüm çocuklarının gerçekten büyümüş olduğunun farkına varmak o kadar garip hissettiriyor ki, onların çocukluk hallerini özleyip 1. sezona yeniden başlıyorsunuz. çünkü 11 sezon boyunca ister istemez o ailenin bir parçası haline geliyorsunuz. bütün o oyuncular, gözünüzün önünde büyüyor. luke, haley, alex, many, lily elimizde büyüdü eşek sıpaları.