hayatı cehennem eden durumdur...
ne giyindiğine, nereye gittiğine, nasıl göründüğüne,nasıl güldüğüne, nasıl oturduğuna, nasıl konuştuğuna, kısaca her şeyine karışırlar.
imamhatipe gönderilip, daha sonrasında 450 puanla 350 puanlık kız lisesine gönderildim. yıllardır gördüğüm kapanma baskısı da cabası... yeter artık yeter diye bağırmak istiyorum.
geçen başka bir muhafazakar ailede doğmuş bir kızın yazdıklarına denk gelmiştim. kız kısaca "bu zihniyet bana bir hayat borçlu" diyordu. aynen öyle...
devamını gör...
diyecek bişeyim yok çünkü herşeyi üstteki yorum söylemiş onu tebrik etmeye geldim
devamını gör...
o kadar haklı bir paylaşım olmuş ki.
o kadar iyi anlıyorum ki. hele bir de evde abi, erkek kardeş varsa her şey daha da zor olur. onlar istediği gibi davranıp, istediği gibi yaşarken bir de onlara yapılamayan baskıyı üstünüzde hissedersiniz. evdeki herkese hesap verirsiniz.
devamını gör...
okurken burnumun direği sızladı..
bizi hep bu kaygı dolu yaşamlar mahvetti..
40 yaşına geldim, hala mahalle baskisini hatırlatan bir validem var..
hayatın en değerli anlarını özgürce yaşayabilmek dileğiyle..
devamını gör...
en üstteki arkadaş her şeyi söylemiş kendisine de geçmiş olsun ...
devamını gör...
muhafazakar kemalist
muhafazakar demokrat
muhafazakar gelenekçi
falan.. filan
muhafazakar derken tamlamak gerek, yazar yorumunda belirtmiş.
dinci ve siyasal islamcı, muhtemelen bir tarikatın müridi ve şeyhine ram olmuş ailenin mensubu.

müslümanlığı sıfat olarak taşıyan ama içeriğinde allah'a şirk koşan ailelerde, yazarın anlattığı veya benzeri durumlarla karşılaşmak gayet doğaldır.

şeyhleri rableri gibidir; helal dediği helal ve haram dediği haram kabul edilir. tevbe 31
bakara 256 ayetinden de bihaberdirler çünkü kuran meali okumaları günah ve ahlaksızlık olarak öğretilmiştir.

okula da, devlet kapısında yer bulup kaymağından nemalanması için gönderilir çocuklar. konu imam hatip olunca, zaten iktidardaki ilahlarının malum okul hakkındaki görüşleri bellidir.

mesela 28 şubat döneminde de bu tip aileler çocuklarını düz liselere gönderirlerdi.. korku morku hikaye, yapılan tüm hareketler sisteme dahil olma amaçlı münafıkça ve riyakarcadır.

hasıl-ı kelam; ülkenin %99 unun şirk ehli olduğunu baz alırsak.. kızların kapatılıp okutulması tamamen cehalet ve dünyevi amaç-makam ve mevki içindir.

daha dün herkes nasıl ve neden fetoş dinine mensup olup kemalist ideoloji dahilinde riyakarca yer bulduysa, bugün de aynı sebeplerle aynı bk yeniyor.

yaptığı amellerin (kapanma, namaz, oruç, zekat..vs) kuran'da yerini gösteremeyecek kadar cahil tipler adetten kapanıyormuş.. he evliya oldunuz ok.

ayrıca; en tepede belirtilen diğer ve benzeri muhafazakarlar da bunlardan farklı değildir.. çocuklarını daha kundakta mankurtlaştırmaya başlarlar.
yani.. yobazın barkodu olur ama memleketi olmaz.
devamını gör...
şu şekilde davranan muhafazakar ailelerin çocuklarını daha dindar yaptıkları değil, bilakis daha da dinden soğuttuklarını anlamaları gerekiyor. eğer öyle olmazsa da beyni dinden allah'tan başka bir şey bilmeyen bir adet itaatkar zombiye dönüşüyor işte. korkuyla dolu bir hayat yaşıyor, eğer buna hayat denebilirse...

gittiğim üniversitede bir kız tanıyorum. tanıyabileceğiniz en muhafazakar ailelerden birisine sahip. sırf erkeklerle muhatap olmasın diye her gün babasının bıraktığına eminim. ama o kız, üniversite kapısından her içeri girdiğinde, kafasındaki o türbanı alıp, sinirle buruşturarak cebine koyuyor. daha sonrasında spor salonundaki odalardan birini kullanıp, giydiği bol pardesü ve elbiseyi çıkartıp, bir adet kot pantolon ve üstüne de bir beyaz ceket ve siyah bir tişört giyerek sınıfa giriyor. eline geçen her fırsatta çevresindeki erkeklerle muhabbete girmeye çalıştığını görüyorum onun. bunu yaparken de bazen gözlerinin sulandığını da.

ilk başta pek bir anlam veremedim tabii, neden güzel güzel gülüp muhabbet ederken, öyle bir anda ağlamaya başladığını. ama o kız kendisine dayatılanlarla özgürlüğü arasında sıkışıp kalmış bir kuş aslında. içten içe kim bilir ne kadar acı çekiyordur. özgürce davranmak istediği her anında, kafasındaki dayatmaların baskısını duymaya başlıyor. böylesine bir "iç" savaşın içerisindeyken babasına yakalanmak içindeki en son endişe nedenidir herhalde.

anlıyor musunuz o "bazı" muhafazakar aileler? kızlarınız, ona dayattıklarınızla savaşmak zorunda olduğu için, onlardan bir ömür çalıyorsunuz. hoşgörü dininizin emrettiklerine karşı geldiklerinde ise "namussuz" diye canını almakta hiçbir sıkıntı görmüyorsunuz. işte siz bu yüzden sevilmiyorsunuz...
devamını gör...
hiç şüphesiz kötü bir durumdur.

baskı ve dayatmayla insanların düşüncelerini değiştiremezsiniz, bilakis ters etki yaratırsınız. en iyisi çocuğa yalnızca okuma yazmayı öğretip sonra onu kendi haline bırakmaktır.
devamını gör...
mesele muhafazakar ya da seküler ailenin kızı olmak da değil. her ikisinin de baskıcısı vardır, birbirinin laciverdidir.
ailesi seküler olup kendi muhafazakar olan pek az tanıdığım var, oysa muhafazakar aileler inançları gereği çocuklarını kendilerine benzetmek için üstün bir uğraş verirler. inanç ve itaat yok ise bir entropi hadisesi vuku bulur.
insan üst soyundan değil, alt soyundan sorumludur. aile kavramını çok sahiplenmeyip birey olmayı öğrenmekte yarar var.
devamını gör...
bir açılırsa tam açılır, durdurulamaz. o yüzden baskı iyi bir şey değildir, bırakın isteyen istediği gibi yaşasın.
devamını gör...
dertlerini paylaştıklarında belli bir kesim dışındaki herkesten "ama ailen senin iyiliğini istiyor, haklılar" tarzında bir tepki alacaktır. o yüzden çoğunlukla savaşlarını içlerinde verirler.
devamını gör...
dinci muhafazakar aile kızı olmanın ne olduğunu iliklerime kadar yaşıyorum. beş yaşında okula başladım. okuma kitabı olarak elime verilen şey kıyamet ve ahiret kitabıydı. saadet-i ebediyye kitabını 8 yaşına kadar okutmuşlardı. istiklal marşı'ndan sonra ezberlediğim ilk şiir yusuf nabi'nin şiiriydi.

"sakın terk-i edebden kûy-ı mahbûb-ı hüdâdır bu
nazargâh-ı ilâhîdir makâm-ı mustafâ’dır bu
felekde mâh-ı nev bâbü’s-selâm’ın sîne-çâkidir
anun kandilidir hûr matla-i nûr u ziyâdır bu.
resûl-i kibriyâ’nın hâbgâhıdır hakîkatde
tefevvuk-kerde-i arş-ı cenâb-ı kibriyâ’dır bu.
bu hâkin pertevinden oldı deycûr-ı adem zâil
amâdan açdı mevcûdât dü çeşme tûtiyâdır bu.”mataf-ı kudsiyândır bûsegâh-ı enbiyâdır bu.”

hayatım boyunca hiç pantolon giymedim. hiç!
kadına benzeyen erkeğe , erkeğe benzeyen kadına lanet edildiği için buna müsaade etmediler.
on yaşında medreseye ve imam hatipe başladım. orta okul ve lise imam hatipte geçti. bu süreçte yatılı medresede de hoca oldum. evime 1 ayda yahut 1.5 ayda bir gelirdim. lise bitip, medresede hoca olunca "bu kadar okumak" yeter deyip, üniversiteye izin vermek istemediler.
hiç dershane ve test yüzü görmeden öylesine gönderdikleri sınavda iyi puan alınca yalvar yakar kardeşimin de desteği ile onların münasip bulduğu bir okulu ve puanımın çok altında bir bölümü tercih edip mezun oldum. üniversite zamani inancli bir kişiydim karsi cinsle arkadaşlık dışında bir alakam olmadi.
daha sonra biri oldu o da dinden çıkma evreme denk geldi. (o da dine dön baskısı yapınca; başka sorunlar da vardi tek sorun bu değildi ayrıldım. artik aşka da mesafeleyim. )
dışarıda kadın erkek karışık çalışmama izin vermedikleri için sağolsun üniversite hocalarımdan biri ziyan olmayayım diye staj yaptığım yerle konuşup bana home office iş buldu. bu işten kazandığım güçle evimi aldım, gelecek hayali kurabiliyor ailemin tüm baskılarına rağmen taliplerime hayır diyebiliyorum.

evden pardesü ve eşarpla çıkıp başka ilçe sınırlarına geçince pardesümü çıkarmıyorum ama başımı açıyorum. hiç olmazsa birkaç saat özgür hissediyorum.

biliyorum günün birinde evime gideceğim kedilerimle başbaşa kendi hayatımı yaşayacağım.
devamını gör...
hayat boyu korkuyla yaşamaktır.
güzel bir lise kazanmam için beni sürekli yüreklendiren ve o yola kanalize eden ailem, okula başlamadan önce zaten onlar yüzünden insanları tanıma fırsatı bulamamış olan bana öyle şeyler söylediler ki, kendi yaşıtlarımdan korkuyor, onları sürekli arkamdan iş çevirecek yalancı insanlar olarak görüyordum. bu nedenle lisede arkadaşım olamadı, en iyi arkadaşım ise annemin kafa yapısına uymadı. ve annem o arkadaşımı arayıp benimle arkadaşlık etmemesini söyledi! başkaları bin türlü yalvarmak zorunda kalmadan istediği yere gidebildi. bense tek tük bir yere gittiğim zaman eve ya da yurda dönene dek defalarca kez arandım. sürekli sevgilin olmayacak diye tehdit edildiğim için erkeklerle konuşamadım bile. sonuç olarak 23 yaşına geldiğim halde bir ilişkim olmadı. insanları tanımıyorum. nasıl konuşulması gerektiğini bilmiyorum. en karakteristik özelliğim en olmadık zamanlarda yanlış kelimeler kullanmaktır bu yüzden. bunun sonucunda da insanlar benden hoşlanmıyor. bu durumun tek sorumlusu beni insanlardan uzaklaştıran annemdir. o hala doğruyu yaptığını sanarak kendini ikna ediyor ama benim hayatım mahvoldu. bu yaşıma dek istediğim şeyleri yapamadan bomboş yaşadım. bundan sonrası için ne yapabileceğimi ise artık inanın bilmiyorum.
devamını gör...
hangi muhafazakar aile?

t: yobaz ve cahillerin yapacağı şeylerdir, dinini bilmeyen, sadece hacı hoca şeyh ne kadar put ve tacir var ise onlardan duydukları sapkın fikirlere sahip olan ailedir.
devamını gör...
en temiz işkence.
devamını gör...
sizi de kendi yaşadıkları baloncuğun içine çekmeye çalışırlar. büyük yıkımlar yaşansa bile aile kavramını kutsal görmekten vazgeçemedikleri için sizin de bu düzene sadık kalmanızı beklerler. okumayı 'kocanın eline bakma' diye teşvik ederler gelişin öğrenin cahil kalmayın diye değil. dilediğin gibi giyinmek, gezmek, arkadaş edinmek vb. diğer insanların oldukça normal olarak yaptığı şeyler sizin için hayaldir.
devamını gör...
gizli gizli okunan fantezi kitaplar, izlenen cinsellikli filmler, kapalı duran odanın kapısı, sosyal medyada uygunsuz hesaplar takip etme, uyumadan önce arsız düşünceler...
devamını gör...
yaşadığım ve etkilerini silip atamayacağım durumdur sorgulayıp özgürleşmeye gücünüz olursa bile mutlu olamazsınız hep bir aidiyetsizlik tüm zorla inandırıldığınız dünya başınıza yıkılır
devamını gör...
sadece “muhafazakar aile” başlığı altında incelenmemelidir. tutucu aile evrensel bir sorundur. aileler çocuklarına kendi düşüncelerini, isteklerini dayatmakta fazlasıyla büyük bir gaflete düşmektedir. çevremden ve kendimden gözlemlediğim kadarıyla en çok baskılanan en çok kaçılan oluyor. en basit örnek; sebze sevmek zorundasın demek sebze sevmemeye bununla gelen sebze yememeye yol açıyor.
devamını gör...
muhafazakar ne demek önce onu iyi bilmek lazım. sonrası kolay.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"muhafazakar ailenin kızı olmak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim