müslümanların en büyük hataları

okumamak, başkalarının hayatına burnunu sokmak.

müslüman olmaları. benim gibi bu yoldan dönenlere selam olsun.

araştırmak, sorgulamak. evet evet cidden öyle. çünkü sorgularsanız bile "sorgulamadın len" damgası yiyeceksiniz. bu yüzden salın gitsin efenim, salın gitsin be..

dinin özünün güzel ve temiz ahlak olduğunun bilincini yitirip tamamen cinsellik, sex, kadın bedeni dışında tartışacak konularının olmaması. kim kiminle ne yaşayabilir, kadınlar nasıl hareket etmelidir, orucu ne bozar dışında konuları yok . en azından ülkemde yaşayanlar için bunu söylemekte sakınca yok.

müslümanların en büyük hataları birlik olamayışlarıdır.

kendilerini her konuda diğer insanlardan üstün görmeleridir. müslümanlık konusunda dahi ben daha iyi müslümanım, ben daha çok müslümanım diyen insanları gördüm.

şu genelleme işini anlamadım gitti.

yine de bence türkiye'deki müslümanların temel problemleri; laik-seküler kesime yönelik empati yapmamak veya yapamamak, cumhuriyet'in temel nitelikleri ile mücadele etmenin kendilerine hiçbir fayda sağlamayacağını bir türlü anlamamak veya anlayamamak, eğitim, sanat, bilim, kültür alanlarında karşı mahalleye göre geride olmalarına rağmen bu konuda çaba göstermemek veya gösterememektir.
not: baştan söyleyeyim türkiyedeki müslümanlar bütün bunları yapabilecek potansiyele sahip. tıpkı seküler kesimin muhafazakar kesime yönelik empati yapabilecek olması gibi.

(bkz: müslüman olmaları)

ahlak anlayışlarının zina ve içkiden ibaret olması.

dini yanlış anlayıp insanlara kötü olan islammış gibi göstermeleri.

abbasi zihniyeti yerine emevi zihniyeti takip etmek.

müslüman olmayanların (yukarıdaki kimseler) diline düşmeleri.

başlığa bak tam gerizekalı turnusolu

müslümanlar “oku!” diyen kitabı arapça oku diye anlar. kitabın manasına değil, arapçasına kendini kaptırır. oysa kur’an 14 ayette (secde ayeti) kalkıp secde etmeni yani hareket etmeni ister. körü körüne bağlanmaktan çok yeryüzünü dolaşmamızı keşif yapmamızı ve aklımızı kullanmamızı ister. müslümanlık birinden değil, kur’an’dan allah’ı tanıyarak öğrenilir. maalesef bu kadar güzel ahlak kuralları ile dolu kitabımızın geniş ve yalın dilli bir tercümesi yoktur. bir öneride bulunun dersek meali için bir kaynak veremeyiz. ama meali için henüz bir yılı dolmamış ama karşılaştırmalı mealler olarak hizmet veren

acikkuran.com/

önerisinde bulunabilirim.

oku, anla ve düşün. kimsenin günahı ile meşgul olma. sen kimsenin allah’ı değilsin. allah’ın kula soracağı soruları sorma. ibadeti allah’a yapar insan kula değil. riyadan uzak dur. riya yapandan iyi müslüman diye bahsedip algıları bozma. halhatır soran, hak gözeten, saygılı olan, yardım eden, hoşgörülü olan insanda ahlak ara.

ben bir ateist olarak kuranı kerimi üç ayrı tercümeden okudum. tanıdığım hiç bir müslüman bir kere bile okumamış. zaten okusalar bilirler ki kuranda o yalanlarına iman edip cehaletlerini katladıkları ruhban sınıfı yoktur. keşke kuranın müslümanı olsalar. bunlar ruhbanın müslümanı.

bir de devir bugün onların devri. bütçenin yüzde yedisi onlarda. bu kul hakkıdır. hakkımı çalıp bana allah kitap satıyorlar. aslında sattıkları tek şey sarıktır, takunyadır.
hiç bir ses sisteminin kaldırmayacağı bir durumla evimden içeri bağırma hakkını görüyorlar kendilerinde. o kadar çirkin bir patlama sesi çıkıyorki her ezanın başı ve sonunda. bununla mı dini sevdireceksiniz gençlere?

her şeyleri kisveden ibaret. bir özleri kalmamış.

evin duvarına astığı kitabı okumamak. çoğu zaten öylesine asıyor.

ortak hatadan bahsetmek isterim. kesinlikle zorlama. iki tarafta ne kadar demokratik, saygılı olduğunu belirtse de değilsiniz. olamıyorsunuz. iki tarafta illa benim dediğim olacak diyor. (benim dediğim doğru demek kişiyi bağlar farklı konular) iki tarafında inandıkları ve inanmadıkları var. ben inanıyorum sen inanmıyorsun bana ne? ben seni zorla inandırmaya çalışamam sen de beni inanmamaya zorlayamazsın. amaaaan.

yolda bir suriyelinin düşürdüğü arapça yazılı alışveriş listesi bulsa öpüp başının üstüne koyacak kadar dinlerine cahil olmaları.

dinlerini savaş ile yaymaları. savaş ile yayılan her şeyin amacından saptığını kanıtlar nitelikte oluyor bu da.

"şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır" palavrasına kanıp, şirke bulaşmalarıdır.
islam'a da, türkiye'de verilmiş bundan daha büyük bir zarar yoktur. nitekim diyanet'in devlet eliyle sübvanse edilmesinin temelinde de bu "diyaneti kapatırsak, cemaati tamamen underground yapılanmalara kaptırırız" paranoyası yatar.