ne izledim lan ben dedirten filmler

istanbul kırmızısı. fular yetmezliginden olsa gerek bir halt anlamamistim filmden.

don jon sırf scarlett johansson oynuyor kötü çıkması imkansız diye izlemiştim fragmanını da bakmadan açmıştım ama acayip kötüydü yarısına bile gelemeden kapattım

(bkz: irreversible)

tam olarak bu duyguyu üç renk üçlemesi beyaz’ın sonunda yaşadım. beni tatmin etmedi.

destere. hayatım boyunca bu kadar pişman olmadım izlediğim filmden.

(bkz: mulholland drive)

şu filmi anlayan varsa gelip bize de anlatsın.

ex-machine
mal oldum izledikten sonra. dona kaldım öylecek

en son army of the dead.

izlemesem de olurmuş. kötü bir "escape from new york" kopyası gibi.

her türlü hint filmi.
filmlerin konusunu ya da hikayesini bağlamaksızın neredeyse her filmde olan garip danslı ve sözlü müzikleri her izlediğimde -bazıları güzel olsa da- ister istemez içimde 'ne izledim lan ben?' fikri oluşuyor.

kolpaçino 4 ilk yarım saati.ortam şampiyonlar liginden jurassic parc 'a dönmüş.bazı şeyleri kararında bırakmalı film bile olsa.

(bkz: a prayer before dawn)

satantango
8 küsür saat ve sonucunda ne olduğunu hala anlayamadığım saçma film.

el incidente (2014), bana tam olarak bunu dedirtmişti. yalnız rezalet ötesi bir ingilizce alt yazıyla izlemek durumunda kalmıştım ve belki de düzgün bir alt yazıyla seyredebilseydim fikrim farklı olurdu. çok tuhaf bir film cidden. şu anda kesin düzgün alt yazılısı vardır bir yerlerde. yani ben seyredeli seneler oldu. birileri güzel bir çeviri yapmıştır diye umuyorum bu süreçte.

özellikle de filmin sonlarında bayağı bir şeyler anlatılıyor ama alt yazıları o kadar kötüydü ki hiçbir halt anlamadım neredeyse. belki de filmin kilit ve efektif mesajları vardır. işte doğru düzgün bir alt yazıyla izlemek gerekiyor bunu anlamak için. yine de fikrime göre film dandik. yani %80 ihtimalle falan filmde anlatılan şeyleri tam anlasam da saçma bulurdum gibime geliyor.

amerikalılar karadenizde.
müşfik kenter'inden tutun da metin akpinar'ına efendime söyleyeyim müslüm gürses'inden kıvanç tatlıtuğ'una. kimler kimler. daha bir sürü kelli felli aktörler aktristler. şaka gibiydi yeminle.

bir sırp.

bu ne lan böyle, bunu hangi manyak çekmiş, bunda oynayanlar neyin kafasını yaşıyor demeyecek bir insan tanımıyorum.

(bkz: bay e)
bir sinan çetin klasiği.

zohan'a bulaşma. bok gibi filmdi.

londra'da yaşayan bir taksi şoförünün ibret dolu hikayesi.
evini geçindirmek için sabah akşam direksiyon sallayan o cefakar insan.

oldboy.

(bkz: incendies)

insanın hamına koyan bir film, oto boka etkilenen birisi iseniz izlemeyin.