öğrenci yurdunda kalmanın insana kazandırdıkları

(bkz: bağışıklık kazanmak)

flim izleme alışkanlığı, özellikle aamir khan’ı o zaman tanımıştım.
ilk yazılmaya gittiğimizde 8 kişilik odayı gördüğümde ben burda kalmam demiştim ama 2 senemi geçirdim. saat 2 de saç kurutan mı dersiniz, sevgilisiyle bağıra bağıra kavga eden mi dersiniz, sınav zamanı masa kapmaca mı derseniz, neler neler. ama o kadar dolu dolu 2 senem geçti ki, iyi ki kalmışım diyorum. çok farklı hayatlara şahitlik edebileceğiniz tek yer olabilir.

(bkz: boş küme)
kendimden biliyorum. kaybettirdikleriyse çoktur.

duşlara erkenden havlu atıp yer kapma. yurttan sonra kendini formatlayamayanların sayısı azınsanamayacak düzeydedir. otelde şezlonga sabahın köründe havlu atan birisinin evde üniversite okumuş olma ihtimali yoktur.

lise ve üniversite hayatı boyunca yurtta kalan birisi olarak bu konu hakkında söz söylemek farz oldu. rakamsal olarak düşününce 8 yıl vermişim be ...dile kolay. haliyle epey tecrübelendik bu yolda tabi. lisedeki yurt anlayışıyla üniversitededeki çok farklı. liseden çıktıktan sonra gittiğim yurt bana cennet yeri gibi gelmişti. içinde bulunurken ne kadar fark ettiğini sansan da esas çıktıktan sonra dank ediyor lan ben burda nasıl yaşamışım diye. en rezil , en duygusal , en mutlu hallerini aynı insanlarla yaşıyorsun. kaçıp gidebileceğin , duygularını saklayacağın bir alan da olmadığı için birisiyle ya can ciğer kardeş oluyorsun ya da tam tersi işte. çok fazla insan tanıyarak da insan sarrafı oluyorsunuz tabi bu da güzel bir artısı. üniversitenin ilk yıllarındayken göt kadar odada 5 kişi kalıyorduk (bkz: kyk). arkadaşlardan biri afganistanlı 4.sınıf tıp öğrencisiydi. çok çalışıyordu odaya neredeyse hiç uğramazdı bile ama her zaman garip tavırları vardı. bir sabah uyanıp efendi efendi dersime gittim sessizce kimseyi rahatsız etmeden. akşam döndüğümde bu arkadaş hepimizle kavgaya tutuştu. sebebi ise sabah giderken perdeyi açmamışız o uyanmasın diye bu yüzden derse geç kalmış uyanamamış ve bizi suçluyor. böyle fazlaca komik olaylarla karşılaşmanız çok muhtemel. velhasıl işte bunlar hep tecrübe diyeceğiniz güzel yaşanmışlıklar kazandırır.

ortamınızı iyi kurarsanız kazançtan ziyade derslerinizi batırıyor ama güzel arkadaşlıklar, farklı bakış açıları ve kendi işinizi kendinizin yapabilmesi becerisi kazandırıyor.

evde tek bir temiz tencere, tava, tabak bilmem ne bile yokken yemek yapıp, sofra kurmayı öğrrtmiştir çoğu kişiye her halde.

(bkz: uyku bandı kullanmak)

dünya'nın farklı kültürlerini tanımak. cambridge'de iki sene yurtta kaldım ve her milletten insan tanıdım. dünya çok renkli.

hiç kalmadan da söyleyebilirim : "bir inovatif şirket sizden ne istiyorsa hepsini kazanabileceğiniz yer."

30 yaşına da gelseniz kendi ütünüzü yapmaktan, söküğünüzü dikmekten, ara sıra yemek hazırlamaktan gocunmuyorsun.

anlayış, hoşgörü, özgüven ve sabır.
insan her işini kendi yapa yapa birçok şey öğreniyor ama uyum sağlamak her zaman kolay olmuyor tabii.

- insana pratik olmayı öğretiyor.
- diğerlerine saygı duymayı
- farklı kişiliklerden ve hayatlardan arkadaş edinmeyi
bazen sorunlar olsa da kesinlikle yapılması gereken bir şey olduğunu düşündüğüm durumdur.

kendi kişiliğinizi kendinizce oluşturmanızdır. lisede ben öyle yaptım. yarattığım kurgudan memnunum.

evdeyken burun kıvırdığınız her şeye daha ılımlı olmaya başlıyorsunuz. bunun yanında çamaşırınızı kendiniz yıkamak, farklı insanlarla aynı odayı paylaşmak...bulunduğunuz yurda ve oda arkadaşlarınıza göre durum değişse de bence bunlar çok güzel deneyimler.

yalnızlığın, sakinliğin ve temizliğin ne kadar önemli olduğunu hatırlamak, özlemek.

paylaşımcılık, dostluk, abilik ,kardeşlik ve güzel olan herşey...

ömür boyu yaşamak istediğim ortam parasızlık açlık gelecek kaygısı ve bu sıkıntıların sayesinde sıkı bir şekilde perçinlenen dostluklar

-banyo tavan karosunu kaldırıp kettle saklamak
-gizlice evcil hayvan bakmak
-pilavla yoğurdu karıştırıp yiyebilmek
-1 dk içinde nevresim değiştirmek
-bağırmadan kavga edebilmek
-kulak tıpasıyla uyumak
-avuç içi kadar dolaba sığabilmek
-şeker hırsızlığı
en önemlisi birisi gerçekten bayıldı mı yoksa numara mı yapıyor gözünden anlamak

sabır, insanlari anlamak,sorumluluk bilinci felan bunlar her türlü öğrenilir ama siz asma kilit kırmayı başka nasıl öğreniceksiniz? (bkz: yedek anahtarı dolabın içine koyma salaklığı)