ölçüye uymadan yemek yapan insan
başlık "aynadabeliren" tarafından 15.04.2025 22:19 tarihinde açılmıştır.
1.
doğaçlamaya ve içgüdülerine inanan kalpten güzel insandır.
devamını gör...
2.
elinin ayarı vardır.
devamını gör...
3.
baharat konusunda içimde gizli bir urfalı olduğu için hangi baharat söz konusu olursa olsun bir ölçek diyorsa iki ya da üç yaparım onu. tarçınlı kurabiyem bazı insanlara acı gelir ama bence tam kararındadır. mercimek çorbam kimyon kokar. ben öyle seviyorum hakkını vere vere.
devamını gör...
4.
biz kendi ölçümüzü biliriz. başkasının ölçütlerine göre yaşamazuk.
devamını gör...
5.
ustadır, bu kadar basit.
devamını gör...
6.
göz kararı ölçü birimini kullanıyordur. buna iç güdüleri de eklenir.
devamını gör...
7.
yaşamak için yemek yapması gereken insandır. genelde arada bir mutfağa giren kişiler tariflere birebir uymak zorunda hisseder. ancak kendi yemeğinizi kendiniz yapmak zorundaysanız artık hiçbir tarif açmadan, ölçü kullanmadan kafanıza göre yapabilir hale geliyorsunuz.
devamını gör...
8.
hayatta yeterince pratikle yapamayacağınız şey yoktur. size şöyle kısaca kendimden bahsedeyim, belki ilham olurum falan… aynen kardeşim çok büyük işler başardın o yüzden ilham olacaksın.
yemek konusundan başlayacağım, kendimi bildim bileli yemek yaparım. anam da yemek yapardı benim.
anam da ölçüsüz yapar. yapa yapa, yapa yapa o ayarı gözünüzle ve elinizle tutturuyorsunuz.
şöyle küçük bir not düşeyim kendimle alakalı (lan tanım zaten başlı başına senin boktan başarı hikayenle alakalı) ben mesela tuzu avuçlarımla atmadan tutturamam asla.
elimin girdiği bir kavanoz olmalı, öyle değilse de avuçlarıma alır öyle dökerim tuzu. kaşıkla, tuzlukla falan asla dökemem.
peki melting, yeterince pratikle başaramayacağınız şey yok demiştin, bunu biraz açar mısın?
tabii ki açarım ama ikinci paragrafta.
pastacılığa ilk başladığım dönemlerde her şey ama her şey o kadar zor geliyordu ki.
milim milim ilerledim. önceleri çok basit bir şey olan, çembere yağlı kağıt sıkıştırma mevzusu beni o kadar geriyordu ki… sıra bana geldiğinde hocama yaptırıyordum.
sonra o yağlı kağıdın üzerine de alüminyum folyo sarmak vardı bu da inanılmaz zordu.
kademe kademe gittim şaka değil. çemberi sardın, pandispanyan pişti. şimdi işin yoksa o çemberden pandispanyayı spatulayla sıfıra sıfır çıkar… bunlar benim kabusumdu.
yapa yapa, tekrar ede ede bunları aştım. sıra geldi pastayı katlandırmaya. içine doğru miktarda krema koymak, meyve çikolata cart curt her neyse koymak ve düzgün bir katlandırma yapmak. akmayan krema, cortlamayan pasta…
bunu da aştık ama ne zorluklarla.
peki sıvama? of işte bu beni mahvetti gerçek anlamda. hiçbir zaman keskin kenar yapamıyordum, keskin kenarı bırak tandır gibi oluyordu yuvarlak pasta.
nerelere krema/şanti yedireceğimi bilemiyordum. sıvıyorum sıvıyorum olmuyor yani. sonraa pürüzsüz sıvamalar yapmaya başladım. bitti mi? bitmez? üçüncü paragrafa lütfen.
pastacılık biraz şov işidir. görüntü ister. ince işçiliklere elimin yatkın olmadığını düşündüm hep. şeker hamurundan figürler yapmak kabusumdu. hatta bir ayı yapmak için ki bu genelde en kolay seviyedir ve ayıdan başlanır figür yapımına. video izleyerek 2 saatte bir ayı yapabildim çok afedersiniz tarak gibi oldu.
yapa yapa tekrar ede ede, şu an elimden kaçan figür yok.
bu arada insan dahil her figürün kalıbı bulunuyor. bir bebek poposu kalıpları var bayılırsınız ama ben hiçbir zaman kolaya kaçmak istemedim.
götümden terler akıta akıta o figürleri eliminen yaptım dayı eliminen.
bu arada bu işe uygun olmadığımı düşündüğüm çok zaman oldu.
daha sıvama evresinde pes ediyordum ama hocam beni hep tetikledi “inanılmaz iyi sıvıyorsun” dedi.
biraz o biraz ben ittire ittire buralara geldik…. buralara gelmiş miş sanki bana mişelin yıldızını şey yaptı ahahahahaha.
iyiyiz işte anasını. kendi hakkımı yemeyeyim. buraya kadar okuduysan. helal sana.
yemek konusundan başlayacağım, kendimi bildim bileli yemek yaparım. anam da yemek yapardı benim.
anam da ölçüsüz yapar. yapa yapa, yapa yapa o ayarı gözünüzle ve elinizle tutturuyorsunuz.
şöyle küçük bir not düşeyim kendimle alakalı (lan tanım zaten başlı başına senin boktan başarı hikayenle alakalı) ben mesela tuzu avuçlarımla atmadan tutturamam asla.
elimin girdiği bir kavanoz olmalı, öyle değilse de avuçlarıma alır öyle dökerim tuzu. kaşıkla, tuzlukla falan asla dökemem.
peki melting, yeterince pratikle başaramayacağınız şey yok demiştin, bunu biraz açar mısın?
tabii ki açarım ama ikinci paragrafta.
pastacılığa ilk başladığım dönemlerde her şey ama her şey o kadar zor geliyordu ki.
milim milim ilerledim. önceleri çok basit bir şey olan, çembere yağlı kağıt sıkıştırma mevzusu beni o kadar geriyordu ki… sıra bana geldiğinde hocama yaptırıyordum.
sonra o yağlı kağıdın üzerine de alüminyum folyo sarmak vardı bu da inanılmaz zordu.
kademe kademe gittim şaka değil. çemberi sardın, pandispanyan pişti. şimdi işin yoksa o çemberden pandispanyayı spatulayla sıfıra sıfır çıkar… bunlar benim kabusumdu.
yapa yapa, tekrar ede ede bunları aştım. sıra geldi pastayı katlandırmaya. içine doğru miktarda krema koymak, meyve çikolata cart curt her neyse koymak ve düzgün bir katlandırma yapmak. akmayan krema, cortlamayan pasta…
bunu da aştık ama ne zorluklarla.
peki sıvama? of işte bu beni mahvetti gerçek anlamda. hiçbir zaman keskin kenar yapamıyordum, keskin kenarı bırak tandır gibi oluyordu yuvarlak pasta.
nerelere krema/şanti yedireceğimi bilemiyordum. sıvıyorum sıvıyorum olmuyor yani. sonraa pürüzsüz sıvamalar yapmaya başladım. bitti mi? bitmez? üçüncü paragrafa lütfen.
pastacılık biraz şov işidir. görüntü ister. ince işçiliklere elimin yatkın olmadığını düşündüm hep. şeker hamurundan figürler yapmak kabusumdu. hatta bir ayı yapmak için ki bu genelde en kolay seviyedir ve ayıdan başlanır figür yapımına. video izleyerek 2 saatte bir ayı yapabildim çok afedersiniz tarak gibi oldu.
yapa yapa tekrar ede ede, şu an elimden kaçan figür yok.
bu arada insan dahil her figürün kalıbı bulunuyor. bir bebek poposu kalıpları var bayılırsınız ama ben hiçbir zaman kolaya kaçmak istemedim.
götümden terler akıta akıta o figürleri eliminen yaptım dayı eliminen.
bu arada bu işe uygun olmadığımı düşündüğüm çok zaman oldu.
daha sıvama evresinde pes ediyordum ama hocam beni hep tetikledi “inanılmaz iyi sıvıyorsun” dedi.
biraz o biraz ben ittire ittire buralara geldik…. buralara gelmiş miş sanki bana mişelin yıldızını şey yaptı ahahahahaha.
iyiyiz işte anasını. kendi hakkımı yemeyeyim. buraya kadar okuduysan. helal sana.
devamını gör...
9.
ölçüsüz çizkek de yapıyorum reçel de. biraz el alışkanlığı, biraz göz kararı biraz da hissel. yemek de bir kimya işi. kimyada da tek bir tepkime, tek bir formül yok. bazen doğru formülü bulmak için farklı şeyler denemek gerekiyor. bolca pratik yapmak lazım, gerisi akar.
devamını gör...
10.
kıymetli sözlük üyeleri gene okuduğunu anlamamış olarak okudum.
ölçüye uymadan deniyor başlıkta, el yordamıyla ölçü tutturmak demiyor.
uyandırmış olalım.
çarpıcı olsun 15 domatese 50 biber doğrayıp bir yumurta kırıp menemen yaptığını iddia etmek gibi.
ölçüye uymadan deniyor başlıkta, el yordamıyla ölçü tutturmak demiyor.
uyandırmış olalım.
çarpıcı olsun 15 domatese 50 biber doğrayıp bir yumurta kırıp menemen yaptığını iddia etmek gibi.
devamını gör...