1.
kimilerine göre türk edebiyat tarihinin en iyi beş romanından biri, dar zamanlar üçlemesidir. ölmeye yatmak bu üçlemenin ilk kitabıdır. romanın baş kahramanı aysel'in, genç cumhuriyetin kendisine yüklediği toplumsal misyon ile birey olma arasındaki mücadelesine tanık oluyoruz. öte yandan cumhuriyetin ilk yıllarındaki toplumsal yapıya, siyasal gelişmelere de tanıklık ediyoruz. kitabın, 1944 yılındaki turancılık davalarını anlattığı bölümlerine epey güldüm. aysel'in tanımıyla; solucan suratlı oğuz için; (bkz: reha oğuz türkkan)
"hayvanın sokmasından ağladığımı, bu can acısından haykırdığımı sanıyorlar. yanılmış olmanın acısını anlamıyorlar. umulmadık bir anda yanılmış olmanın acısını. bundaki dayanılmazlığı..." sayfa 386. yazarın kitabın sonlarına doğru yaptığı bu tespiti, genç cumhuriyetin ve tek parti döneminin yarattığı hayal kırıklığına yoruyorum.
"hayvanın sokmasından ağladığımı, bu can acısından haykırdığımı sanıyorlar. yanılmış olmanın acısını anlamıyorlar. umulmadık bir anda yanılmış olmanın acısını. bundaki dayanılmazlığı..." sayfa 386. yazarın kitabın sonlarına doğru yaptığı bu tespiti, genç cumhuriyetin ve tek parti döneminin yarattığı hayal kırıklığına yoruyorum.
devamını gör...
2.
çok sevdiğim kitaplardan biridir, erken dönem türkiye cumhuriyeti yurttaşlarına projeksiyon yapar. aysel zor kadındır.
aysel'in bir arkadaşı mektubunda şöyle der: nişanlım artık seninle görüşmemi istemiyor çünkü nazım hikmet'i beğendiğini yazdın.
aysel'in bir arkadaşı mektubunda şöyle der: nişanlım artık seninle görüşmemi istemiyor çünkü nazım hikmet'i beğendiğini yazdın.
devamını gör...
3.
dündar öğretmenin sınıfındaki ilkokul öğrencisi aysel, ali, aydın ve okul piyesinde yer alan diğer cumhuriyet çocuklarının yüzlerini batıya dönme, atanın izinde çağdaşlaşma çabalarıdır. çocuklar büyür, hayata tutunma, kimlik arayışları, doğru-yanlış çabaları baş gösterir. bir taraftan toplumsal baskılar, diğer yandan özgürleşme, modernleşme ihtiyacı. ikisinin arasında bocalamalar.
dönem kitabı oluşu ve çocukluktan yetişkinliğe uzanan yolculuğu ile keyifle okunan romandır.
dönem kitabı oluşu ve çocukluktan yetişkinliğe uzanan yolculuğu ile keyifle okunan romandır.
devamını gör...
4.
bir kadın-kimlik romanıdır. aysel üzerinden dönemin kadınlarının hayatıdır anlatılan.
bir modernleşme romanıdır. dündar öğretmenin birer ülkü olarak mezun ettiği öğrencilerinin modernleşmeyi doğru anlayıp anlamadığının anlatısıdır.
bir dönem romanıdır. her kuşakta karşımıza çıkan farklı düşünce tarzına sahip kişilerin hikayesidir.
bir aynadır. anın kişiler üzerinde farklı görüntüler bıraktığı.
bir ben olma romanıdır.
acaba hiç kendim olmuş muydum?
sorusuna aranan yanıttır.
en çok da yaşamak için ölmeye yatmaktır.
bir modernleşme romanıdır. dündar öğretmenin birer ülkü olarak mezun ettiği öğrencilerinin modernleşmeyi doğru anlayıp anlamadığının anlatısıdır.
bir dönem romanıdır. her kuşakta karşımıza çıkan farklı düşünce tarzına sahip kişilerin hikayesidir.
bir aynadır. anın kişiler üzerinde farklı görüntüler bıraktığı.
bir ben olma romanıdır.
acaba hiç kendim olmuş muydum?
en çok da yaşamak için ölmeye yatmaktır.
devamını gör...
5.
saat 07:22 idi ölmeye yattığında.
08:49 idi başkentin puslu bir nisan sabahına yeniden başladığında.
dündar öğretmenin sınıfındaki ilkokul öğrencileri aysel, ali, aydın ve okul piyesinde yer alan diğer cumhuriyet çocuklarının yüzlerini batıya dönme, atanın izinde çağdaşlaşma çabalarını okuyoruz büyük bir keyifle. çocukların büyümesiyle hayata tutunma ve kimlik arayışları, doğru-yanlış çabaları baş gösteriyor. bir taraftan toplumsal baskılar, diğer yandan özgürleşme, modernleşme ihtiyacı. ikisinin arasında bocalamalar…
aysel’den beklenen, üzerine yüklenen onca rol ile aysel’in çocukluğu ve yetişkinliği ne kadar da farklıdır aslında. kendini aynada modern, çağdaş, yüzünü batıya dönmüş bir türk kadını olarak görürken, aynanın arkası ne durumdaydı peki ?
aydın’ın rahat, kendinden emin, gelecekten umutlu hallerine aysel’i her gördüğünde ya da düşündüğünde ne oluyordu ? çocukluktan başlayıp yetişkin bir adama dönüşene kadarki hırsı ve çabaları hedeflediği noktaya taşıyabilmiş miydi aydın’ı ?
ya ali ? başkentin karışıklığında, büyüklüğünde kaybolup gitmiş miydi yoksa o da dündar öğretmenin öğrettikleri yolunda ilerlemeyi başarabilmiş miydi ?
her çocuğun bireye dönme sürecindeki sancılar, kadın olmanın dönemin içindeki zorluğu, pek çok şeyi kanıtlama çabası, hayallerindeki gelecek ve sahip oldukları mevcut zaman… gerçekten ümit ettikleri geleceği hepsi de avuçlarında tutabiliyorlar mıdır şu an ?
bir devrin romanı ölmeye yatmak. arınmak, küllerinden doğmak, sahip olmak ve hepsine bir o kadar da uzak kalmak.
08:49 idi başkentin puslu bir nisan sabahına yeniden başladığında.
dündar öğretmenin sınıfındaki ilkokul öğrencileri aysel, ali, aydın ve okul piyesinde yer alan diğer cumhuriyet çocuklarının yüzlerini batıya dönme, atanın izinde çağdaşlaşma çabalarını okuyoruz büyük bir keyifle. çocukların büyümesiyle hayata tutunma ve kimlik arayışları, doğru-yanlış çabaları baş gösteriyor. bir taraftan toplumsal baskılar, diğer yandan özgürleşme, modernleşme ihtiyacı. ikisinin arasında bocalamalar…
aysel’den beklenen, üzerine yüklenen onca rol ile aysel’in çocukluğu ve yetişkinliği ne kadar da farklıdır aslında. kendini aynada modern, çağdaş, yüzünü batıya dönmüş bir türk kadını olarak görürken, aynanın arkası ne durumdaydı peki ?
aydın’ın rahat, kendinden emin, gelecekten umutlu hallerine aysel’i her gördüğünde ya da düşündüğünde ne oluyordu ? çocukluktan başlayıp yetişkin bir adama dönüşene kadarki hırsı ve çabaları hedeflediği noktaya taşıyabilmiş miydi aydın’ı ?
ya ali ? başkentin karışıklığında, büyüklüğünde kaybolup gitmiş miydi yoksa o da dündar öğretmenin öğrettikleri yolunda ilerlemeyi başarabilmiş miydi ?
her çocuğun bireye dönme sürecindeki sancılar, kadın olmanın dönemin içindeki zorluğu, pek çok şeyi kanıtlama çabası, hayallerindeki gelecek ve sahip oldukları mevcut zaman… gerçekten ümit ettikleri geleceği hepsi de avuçlarında tutabiliyorlar mıdır şu an ?
bir devrin romanı ölmeye yatmak. arınmak, küllerinden doğmak, sahip olmak ve hepsine bir o kadar da uzak kalmak.
devamını gör...
6.
adalet ağaoğlu'nun modernleşme romanıdır.
kült kitaplar ' dar zamanlar üçlemesi' nin ilk serisi. gayet akıcı bir kitap. başladığınız anda serinin diğer kitaplarını da hemen okumak istersiniz. en iyi yerli romanlar listesinde başlarda olduğunu düşünüyorum.
ölmeye yattığın yataktan yeniden doğmak için kalkmak...
sosyal yönü açısından gayet doyurucu ve anlamli bir kitaptir. adalet ağaoğlu bir kadının 'birey olma' çabasını, sahip olduğu hakları kullanırken yaşadığı zorlukları konu almıştır genel anlamıyla. okumanızı tavsiye ederim.
kült kitaplar ' dar zamanlar üçlemesi' nin ilk serisi. gayet akıcı bir kitap. başladığınız anda serinin diğer kitaplarını da hemen okumak istersiniz. en iyi yerli romanlar listesinde başlarda olduğunu düşünüyorum.
ölmeye yattığın yataktan yeniden doğmak için kalkmak...
sosyal yönü açısından gayet doyurucu ve anlamli bir kitaptir. adalet ağaoğlu bir kadının 'birey olma' çabasını, sahip olduğu hakları kullanırken yaşadığı zorlukları konu almıştır genel anlamıyla. okumanızı tavsiye ederim.
devamını gör...
7.
çok beğenerek okuduğum adalet ağaoğlu kitabıdır. yazardan okuduğum ilk eserin beni bu kadar tatmin etmesi mutluluk verici.
aysel’in ölmeye yattığı bölümle başlayan kitap hem aysel ve sınıf arkadaşlarının hem de türkiye’nin tarihine odaklanıyor.
atatürk’ün vefatı, milli şef dönemi, ikinci dünya savaşı, 68 yılına doğru ilerleyen, birçok önemli olaydan bahseden bir kurgusu var. farklı karakterlerin gözünden anlatılan kısımlar başta karışık gelse de okumaya devam ettikçe kurguya alışıyor ve hatta daha da ilgiyle okuyorsunuz.
atatürk’ün vefatı, milli şef dönemi, ikinci dünya savaşı, 68 yılına doğru ilerleyen, birçok önemli olaydan bahseden bir kurgusu var. farklı karakterlerin gözünden anlatılan kısımlar başta karışık gelse de okumaya devam ettikçe kurguya alışıyor ve hatta daha da ilgiyle okuyorsunuz.
devamını gör...