hikaye-öykü / edebiyat
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

bir agota kristof kitabıdır.

bu dünyada korkabileceğimiz tek şey hayatın ta kendisi. ölene kadar yaşamaya mahkum olduğumuz bu hayat korkunun en karanlık yanlarını içinde barındırıyor. ama bunu düşünmenin, dertlenmenin önemi yok.

bu kitabın içindeki öyküler kısacık ve de çok sade bir dille yazılmış. ama çok etkileyici küçük öyküler. yani yazar gereksiz süslemeler, görkemli sahnelere ihtiyaç duymamış. yine de önemi yok.

insanların iç dünyasında her türlü karmaşa dönüp duruyor. yatak odasında baltanın üzerine düşen kocası için üzülen kadınlar bile var. faili fazlasıyla ayan olmasına rağmen failin kendini masum gören tavrı yüzünden meçhul kalan bir hikaye. ama bunun da önemi yok.

kitabı sanal alemde gördükten birkaç gün sonra bir kitabevinde karşıma çıkınca hemen aldım. aldıktan sonra hemen okumaya koyuldum. okumaya başlar başlamaz bitirdim kitabı. o kadar çarpıcı idi. beni derinden etkiledi bu kadar sade ve etkili öyküler. ama bunun da sizin için bir önemi yok, eminim.

bu kitabı okuyun. okumazsanız sizin kaybınız olur ama benim için önemi yok.
devamını gör...
1935/ 2011 yılları arasında yaşayan macar yazar agota kristof imzalı 87 sayfalık eser; öykü türünde yer almakta ve 2005 yılında yayınlandığı bilinmektedir.

türkçe'ye ise feyza zaim tarafından çevrilmiştir.

kitabımızda toplam 25 öykü yer alıyor,
bazı öykülerin isimleri şöyle;

balta
evimde
bir işçinin ölümü
posta kutusu
çark
anne

yazarın daha önce okumaz yazmaz ve dün (agota kristof) adlı eserlerini de okumuştum, şimdi de bu kitabı hakkında biraz konuşalım;

öyküler hem etkili olmayı başarıyor hem de suya yazılmış gibiydi, öyle ki; bir öykü bitip diğerine geçildiğinde sanki izleri hemen yok olmuş gibi, ancak bu öykülerin basit olduğu anlamına gelmemeli, bir olayı anlatmaktan ziyâde hayatın içinde fark edilmeyen önemli ve keskin anların krokisini çizmek için yazılmış öyküler tadındalardı.

kimisinde kocası baltayla öldürülen bir kadın, kimisinde bir öğrenci, kimisinde babasını yitiren genç bir kadın, kimisinde ise varlığına değer verilmeyen bir işçi, kimisinde yetimhanede bir çocuk, kimisinde karısının doğum gününü kutlayan bir adam, bir hırsız, hayatın içinden geçip gitmiş biri...

yazarın anlatımı sürükleyici, dokunaklı ve bir yanıyla da buz gibiydi.
en can alıcı bulduğum öyküler ise posta kutusu - çark - babam adlı öyküler oldu.

babam adlı öykü benim için sarsıcıydı, artık yok olan birinin hâlâ yaşadığını zannetmek durumunu da derinden hissettiren bir öyküydü bana kalırsa.

iyi bir kitaptı ama bunun hiçbir önemi yok...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ölü olsa bile onu bıra­kıp gitmemi istemiyordu.

artık konuşmak istemiyordun,
bir şey hatırlamak istiyordun yalnızca ama ne olduğunu bilmiyordun.
hatırlanacak bir şey yoktu.

hayatımın eserini yazmak için köşeme çekildim, büyük bir yazarım ben,
kimse bilmiyor çünkü henüz hiçbir şey yazmadım.

bir evi başka bir ev için terk etmek,
biri öldürülmüş gibi üzücü.

boş pos­ta kutusu beni boş ümitlere sürükleyebilir.

sonsuzluk kadar uzun bir zamandır seni arıyordum.

doğmaktan korkuyordun,
şimdiyse ölmekten korkuyorsun.

dönen büyük bir çark bu yalnızca.
adı sonsuzluk.
büyük çarkı döndüren benim.
benden korkmamalısın.
büyük çarktan da.
korkutacak, can yakacak tek şey var, o da hayat, onu da zaten tanıyorsun.

babam hiçbir yerde benimle el ele gezmedi ki..



kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"önemi yok (kitap)" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim