parliament sinema kulübü

başlığı okumamla müziği duydum.. 90'lar özel en azından benim için..

bir girdap, bir kuyu, karanlık bir dehliz olan doksanlı yılların en güzel yanlarından biri olan televizyon yayınıdır.

star tv’nin sansürsüz yayın anlayışı ile televizyon alemine paldır küldür dalması ile türk televizyon tarihi bambaşka bir boyuta atladı. tanıtımlarında özellikle sansürsüz yayın vurgusu yapan star tv ve ardından açılan diğer özel televizyon kanalları bu yayın vaadini hakkıyla da yerine getirdi gerçekten.

saçma sapan birçok yayınla ortalığı toz duman eden star tv’nin yaptığı en iyi şey ise parliament sinema kulübü idi. pazar geceleri başlamasını iple çektiğimiz bu yayın sayesinde sayısız film izledim ve o dönemler küçük bir çocuk olsam da sinema sevgimin temelleri atıldı.

yayının ünlü müziği çalmaya başladığında müthiş bir heyecan duyduğumu ve başlayan film her ne olursa olsun gözümü kırpmadan izlediğimi hatırlıyorum. bana çok şey kazandırdığını daha önce de söylediğim bu yayın öncesinde ve esnasında duyduğum heyecanı başka hiçbir televizyon yayınında duyduğumu hatırlamıyorum.

özlemle andığım programlardan biridir ve başlangıç müziğini hala ara ara ıslıkla çalmaktan da büyük keyif alırım.

pazar gecelerinden belki de bu nedenle nefret etmezdi o dönemin çocukları, gençleri.
''yarın okul var, üff'' psikolojisini saniyesinde alaşağı eder, herkesi ekran başına kilitlerdi.

bir dönemin efsanelerinden, ne yazık ki bu fani beden o günlere yetişememiştir..

90'larda çocuk olanlar için ismini görmekle müziğini hatırlamanın saliseler aldığı nostaljik aktivite. aklıma bir türlü en son ne zaman izlediğim ise gelmiyor bir kafa karışıklığı var sanki, bir anda toz bulutuna dönmüş gibi o dönem, sanki pazar gecesi okul önlüğünü hazırlayıp yatmışım da pazartesi takım elbise giyip işe gitmişim gibi..

başlığı okuyunca bir an müziği çınladı kulaklarımda. birde yanımızdakileri dürterek sus sus başlıyor diye uyarışlarımız. güzel günlerdi yahu.

pazar gecelerimizin vazgeçilmeziydi. hele birde korku filmi olursa off offfff diyorum. keşke yeniden olsa.
çocukluğuma gençliğime dönsem.

eski mutlu günler...

mavisini yediğiminin geceleri.

özledik o mutlu yılları.

esaretin bedeli dahil birçok kıymetli filmi, sayesinde, üyelik kartına sahip olmadan da izleyebildiğimiz güzide kulüp.

çocukluğumun, gençliğimin dört gözle beklediği eğlencesi. pazar gecelerin vazgeçilmeziydi. gec saatte olurdu izleyebilmek için izin almak adına herşeyin yapardık. hey gidi günler hey.

şimdi yeniden olsa diye bekliyorum. şimdilerde ise saçma sapan dizilerin tekrarından başka bir şey vermiyorlar.

belki biraz eski kafalı olacağım ama ne varsa eskilerde var. tadı tuzu bambaşka. keyifli. insan aramıyor değil hani o günleri.

başlığı görünce jenerik müziği direkt kulağımda çınlamaya başladı. filme erişim aşırı kısıtlı imkanlarla olduğu için, sadece biz çocuklar değil, yetişkinler de pazar gecesini dört gözle beklerdi.

bir dönem için film izleme alışkanlığının başlangıcı olarak kabul edebiliriz. bunun yanında bir de vhs kiralamayı ekleyebiliriz.

en unutamadığım an ise tim burton efsanesi batman filmini izlediğim andır. film, gotham'ın gothic atmosferinde, batman (michael keaton)'in batmobil ile şehirde gezinmesiyle açılır.

çoğumuz parliament gece sineması deriz. aramızda o dönem çocuk olanlardan bu gece filmlerini izleyemeyen de olmuştur. bizimkiler dizisi biter bitmez anneleri veya ebeveynleri yatağa göndermişlerdir.

çocuklar tam da bu saatlerde balıklarını yer. banyo yapmaya gider, dişlerini fırçalarlar. sonra bizimkiler dizisini izler ve kapanışta da parliament sinema kulübü’nün bize sunduğu filmlerden birinin ilk yarım saatini izlerdi. niye, çünkü yarın okul var.*

nerden mi biliyorum ? bu bendim çünkü. (bkz: swh)

z kuşağının bilmediği şeyler kategorisine girer. gerçi nostaljisini yapa yapa ezberlettik onlara. * geçen bi çocuk siz kalemle kaset sarıyormuşsunuz dedi. yok lan öyle bir şey teyp otomatik sarıyordu dedim. çocuk y kuşağını geçip direkt boomer'a atlamış.

polis akademisi serisinin ertesi sabah okulda uygulanmasını sağlayan interstar in efsane uygulaması..

harika zamanlar idi mutlaka çok iyi bir film koyulurdu tüm işler bitirilir karşısına geçilir idi. artık ya iyi filmler ya da iyi secim yapan tv yöneticileri yok. olmadığına göre

i've loked all my life for you and now you're here
sözleri çınladı zihnimde birden babamın dizlerine yatardım bazen ölüm çok uzaktı,
ne güzeldi...

ondan once de bizimkiler olurdu:))