patavatsızlık

(bkz: erdal bakkal)

arada yapıyorum.

doz aşmadıkça arada bir yapılması gereken eylemdir.

"konuşabilmek ve konuşmayı bilmek arasında büyük bir fark vardır. mesela çoğu insan ikincisini bilmez."
cemal süreya

sahsimda sosyal ortamlarda fazlasiyla var olandir.

bende olabileceğini düşündüğüm sorun.
son zamanlarda yavaş yavaş sosyalleşmeye tekrar başlayınca tekrar baş gösterdi kendini hatırlattı.
bir kardeşimiz hiç alakası olmadığı halde sırf parası var diye 3d yazıcı almış işte hazır tasarımlarla birşeyler yapıyor falan. tabi ben sanıyorum ki kendi tasarlıyor falan malzeme bilgisi falan var. başladım mı muhabbeti kaç derece ısıyla yok hangi programla tasarlıyorsun boktu püsürdü. 2 3 sorudan sonra yaklaşık 10 kişi adama bakarken ve adamı da gözünden bana şimşek fışkırtırken buldum. labada lubada ağzımda neyi nasıl yuvarlayacağımı şaşırdım. olm sanane napıyorsa bırak anlatsın ağbiiiğğğ evet 3d evet ağbiiiğğğ ne istersem yapıyorum bak laylun tabak.
insanlar wooow desin bıraksana. al işte yine götüne düşman uydurdun. al bir tane daha. 2. sorudan 3. soruya geçerken aklımdan tamamı geçsede ağzımdan çıkıyor işte. zor susturdum kendimi yine.
öyle olmayın. *

açık sözlülükle karıştırılır.

sıklıkla dobralıkla karşılaştırılan hareket.

sanskritçe patava sözcüğü "becerikli, usta, mahir, akıllı, zeki" anlamına geliyormuş. patavatsız sözcüğünün buradan geldiğine dair bir kanıt yok elde ama tdk anadolu ağızları sözlüğünde “pata” ve “patat” sözcüklerinin çeşitli bölgelerde “dilsiz, kekeme, peltek” anlamında kullanıldığı yazıyor.
belki de ağzından bir çırpıda laf çıkan, sözünü sakınmadan konuşurken teklemeyen kişi anlamları buradan geliyordur.

oysa ki; boğaz dokuz boğum.