1.
" başkaları seyrime dalmış ne fayda,
ben mühürlerin yalnızlığında erir giderim. "
1914/ 1988 yılları arasında yaşayan ve garip akımı kurucularından olan türk şair ve hukukçu oktay rifat imzalı eser;
1956 yılında yayınlanmıştır.
bazı şiirler hakkında nâçizâne konuşmak bazen zor olabiliyor, kelimeler vardır ama hangisiyle başlayacağını kestiremezsin, tam olarak bu durumda kaldığım bir kitap oldu.
fısıltı niteliğinde şiirlerdi benim için, monolog tadında, duygunun değil de fark edişlerin ön planda olduğu şiirler olduğu kanaatindeyim, tıkanmamın sebebi belki de duygu ağırlıklı şiirler olarak görmememdir, haddim olmayarak.
yaşamaya yeniden başlamayı, umut etmeyi, eski benliğine duyulan özlemi, güzel günler için yaşamayı, yalnızlığı konu alan şiirlerdi bazıları.
düşündürücü bulduğum bazı dizeler de vardı, örneğin; eski ellerim, kim bilir nerdeler şimdi? dizesi oldukça sarih olsa da düşündürücüydü, kişinin kendine yabancılaşmasının verdiği şaşkınlığı hatırlatması bakımından etkileyiciydi.
insanın ne olursa olsun yaşaması gerektiğini hatırlatan şiirlerdi biraz da, umudu elden bırakmamak gerektiğini hatırlattı bir yönüyle de.
seçtiğim bazı dizeleri bırakarak burada bir son veriyorum.
okunulası bir şiir kitabı oldu benim için.

bakınca bizim olan
düşününce yitirdiğimiz..
güzel günlerin sokakları bunlar
güzel günlerin insanları bunlar
yoksa ne durulur ne yürünür.
yaşamağa başladım kaldığı yerden
yosunlu kapıların ardında gizli
ikiz martıları bulmak için.
yollar sende başlar sende biter
açık denize dökülmeden önce.
başkaları seyrime dalmış ne fayda,
ben mühürlerin yalnızlığında erir giderim.
su, bizden yukarı.
yol, sana doğru gelen..
yarısı gündüz bardağın yarısı gece karanfilden küçük ay ışığından ince
çimer akar suyunda düşüncenin.
ben mühürlerin yalnızlığında erir giderim. "
1914/ 1988 yılları arasında yaşayan ve garip akımı kurucularından olan türk şair ve hukukçu oktay rifat imzalı eser;
1956 yılında yayınlanmıştır.
bazı şiirler hakkında nâçizâne konuşmak bazen zor olabiliyor, kelimeler vardır ama hangisiyle başlayacağını kestiremezsin, tam olarak bu durumda kaldığım bir kitap oldu.
fısıltı niteliğinde şiirlerdi benim için, monolog tadında, duygunun değil de fark edişlerin ön planda olduğu şiirler olduğu kanaatindeyim, tıkanmamın sebebi belki de duygu ağırlıklı şiirler olarak görmememdir, haddim olmayarak.
yaşamaya yeniden başlamayı, umut etmeyi, eski benliğine duyulan özlemi, güzel günler için yaşamayı, yalnızlığı konu alan şiirlerdi bazıları.
düşündürücü bulduğum bazı dizeler de vardı, örneğin; eski ellerim, kim bilir nerdeler şimdi? dizesi oldukça sarih olsa da düşündürücüydü, kişinin kendine yabancılaşmasının verdiği şaşkınlığı hatırlatması bakımından etkileyiciydi.
insanın ne olursa olsun yaşaması gerektiğini hatırlatan şiirlerdi biraz da, umudu elden bırakmamak gerektiğini hatırlattı bir yönüyle de.
seçtiğim bazı dizeleri bırakarak burada bir son veriyorum.
okunulası bir şiir kitabı oldu benim için.

bakınca bizim olan
düşününce yitirdiğimiz..
güzel günlerin sokakları bunlar
güzel günlerin insanları bunlar
yoksa ne durulur ne yürünür.
yaşamağa başladım kaldığı yerden
yosunlu kapıların ardında gizli
ikiz martıları bulmak için.
yollar sende başlar sende biter
açık denize dökülmeden önce.
başkaları seyrime dalmış ne fayda,
ben mühürlerin yalnızlığında erir giderim.
su, bizden yukarı.
yol, sana doğru gelen..
yarısı gündüz bardağın yarısı gece karanfilden küçük ay ışığından ince
çimer akar suyunda düşüncenin.
devamını gör...
"perçemli sokak" ile benzer başlıklar
zürafa sokak
16
sokak köpeği
68