(bkz: kedi)
devamını gör...
pişiq,mişık ya da nasıl yazılıyorlarsa işte aynı kökten geliyor sanırım.
devamını gör...
kedilere deriz pisi pisi diye genellikle de, şöyle bir olay da var; ısırgan otu var ya?
hani eliniz bacağınız değdiği zaman yakar değdiği yeri... sürer de o yanma bir süre...
hatta kabarır falan değdiği yer..

şayet bir ısırgan bitkisini tutarken "pisi pisi pisi pisi.." dersiniz, yakmıyor!
gerçekten bak...
pisi pisi pisi diyorsunuz seri bir şekilde ve yakmıyor.

"ısırgan otunu neden tutmak isteyelim?" diyenlere de şunu rahatlıkla söyleyebilirim; yemeği nefis oluyor.
ve faydaları da saymakla bitmez...
mevsimi şu sıralar.. taze taze toplayın, pişirin yeyin..
beylikdüzü tarafında bolca oluyormuş..*

yok lan, ısırgan otu ne arar oralarda?
görürseniz de toplamayın, aman.. işemiştir kesin biri üzerine.
devamını gör...
otunu ele almak gerekirse hayvan sahiplerinin bu ota karşı çok fazla dikkatli olması lazım özellikle kedi ve köpek sahipleri. çoğunlukla bahar ve yaz aylarında sıkça görünür. eğer dikkat etmezseniz dostlarınızda şiddetli ve çok ağrılı bir hastalık serüveniniz başlar. bu ot o kadar arsızdır ki yer konum fark etmez her toprakta çıkar. bu yüzden bu mevsimlerde dışarı gezintiye çıkardığınız dostlarınız için çok dikkatli olmalısınız. özellikle pati tabanlarına ve kıllara çok kolay yapışırlar hele ki dostunuz sık bir kıl yapısına sahipse çok daha dikkatli olmalısınız. çünkü bu ot deri altına girebilir ve çok rahat bir şekilde tüm vücudu gezebilir. bu da çok fazla ağrılı, sancılı ve apseli durumlara sebep olabilir.
devamını gör...
ilk akla kedilere söylenen seslenme sesi ya da doğal yetişen ot gelsede birde ayakkabı çeşidi vardır.
bale başlangıç ayakkabısıdır.babete benzer ancak daha esnek ve incedir. zemin üstünde rahat hareket etmeyi sağlar. tabani lastiktir ancak kayma da yapmaz.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
bir ölüm şekli.

adam, kediye mama verecektir.
adam: gel pisi pisi...
adam kediye doğru giderken kayar düşer ve ölür.
kedi: pisi pisine öldü miav*
devamını gör...
siyah rengi ilkokulda başıma iş açmış, dışarıda giyilebilen efsane rahat patik. bir de çikolata fıstıklı temamla mobil uygulamada girdiğim ilk tanımımın başlığı.

23 nisan gösterimiz vardı ve folklor ekibindeydim. evim okula yakın olsa da pisi pisilerimi kaybettiğim için onu arayıp bulmak zaman almıştı. onsuz gösteri namümkün! 5 dakika kalmıştı gösteriye. geldiğimde yeni başlamışlardı ve arkadan olmam gereken yere doğru sıvışmıştım: kaygılıyım, küçüğüm, gösteriyi bozmuş olmamalıyım..

gösterimizde bir öne bir arkaya gidilmesi gereken bir kısım vardı. ve ben ortadaydım. tam o kısımda yeşil şurup heyecanlanıp çok öne gitmesin mi, arkadaşlarını peşine sürüklemesin mi, sağ ayağındaki pisi pisisi özgürlüğünü ilan etmesin mi...

neyse ki kankilerim beni kendilerine doğru çekip bu başkaldırıma gereken ayarı vermişlerdi. öyle işte, mutlu son. pis pisi pisi.
devamını gör...
zeki ökten'in yönettiği 1973 yılına ait başrollerinde kadir inanır ve müjde ar'ın oynadığı romantik-dram-komedi filmidir.


konusuna gelecek olursak:
bir tarafta amansız hastalığından dolayı hayattan kopmuş zengin genç ve güzel bir kadın ayşin, diğer tarafta ise hayatı dalgaya alan genç, yakışıklı ve çulsuz bir reklam şirketinde çalışan fotoğrafçı sinan ve onun sokaktan eve aldığı kediler....

çalıştığı şirketin reklam yüzü olarak birisini istemesi üzerine çektiği çeşitli fotoğrafları inceleyen sinan'ın ayşini görünce ona fotomodellik yapmasını teklif eder bu isteği kabul etmeyen ayşin'in peşinden koşan sinan bir süre zorlanır hayattan kopmuş genç kızı ikna edemez. ama bu reddediliş ikili arasında doğacak aşkın habercisidir.

klasik yeşilçam konusu gibi dursa bile film bülent ortaçgil müzikleri ile çok naif bir havaya bürünmüştür.

yine bilindiği gibi zengin kız-fakir oğlan arasında olan farklar ,sevecen ve kızına destek baba ve kuralcı anne, sonu ölüme giden fakat kurtulup mutlu son ile biten bir film gibi klişeleri vardır ama bu klişeler o kadar güzel aktarılmıştır ki....

muadelet tibet, sıtkı akçatepe, seden kızıltunç, mehtap ar , diler saraç gibi oyuncular ise filmin tatlılığına ayrı bir tat katmıştır.


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
çocukken hiç düşünmeden, acımadan, o minyatür buğday başaklarını koparırdım toprağından. sonra ana gövdesini kopartmadan sağlı sollu dizilmiş küçük çıkıntılarını tek tek ve özene bezene yolar, yere atardım. elimde kalan tırtıklı sapını gece yastığımın altına koyar, sabaha dileğimin olması umuduyla uykuya dalardım. dileklerim neydi hatırlamıyorum bile şimdi; ya kırmızı rugan bir ayakkabı ya bir bebek ya da yepyeni bir elbiseydi ihtimal ki. hiçbiri olmadı.

hayatımın bir evresinde ya da bir devresinde diyeyim ne fark eder, bir pisi pisi gibi ben de toprağımdan söküldüm. bir avuca sığdım, sığındım. zaman geçti. geçen zamanın her bir diliminde parmakları bir çıkıntıya gitti, kopardı, yere attı... ilkini yasemin'e hediye etti. sonra bir çıkıntı daha koptu etimden; o abbara'ya gitti... sonra mürşit, esin, iman, ruuu, gōşaband, arguz ve merveler ve hale ve jale ve bütün mahalle hediyelerini teker teker aldılar. ben sığındığım avuçta yolunmuş bir sap olarak kaldım... haklısın; pisi pisine bittim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"pisi pisi" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim