renault 9 broadway

hiç kullanmadığım araba modeli.

her ne kadar kibrit kutusu gibi küçük bir araba olsa da , 100 ü görünce uçacak gibi gelse de , kaza yapmadığınız sürece güzel bir arabadır. bir buçuk sene kadar üniversitedeyken kullandım hala durur dede yadigarı deyip çalışır vaziyet kenarda bekler. çok az yakıt harcar , şehiriçi kullanımı rahattır , rutin bakımlarını yaptırdıktan sonra taş gibi binersin , karmaşık arızaları olmaz ha sanayiye gitsen de öyle çok masraf çıkaracak araç değildir. sevindiğim tarafı bu araçların apaçilerin elinde malzeme olmamasıdır. emekli amca arabasıdır.

eskiden vardı bizde. o kadar hafif bir araba ki yanından kamyon geçince savruluyordu.

ülkemizde r12 ve torosla birlikte arazi aracı olarak kullanılmaya devam etmektedir.

bir acayip, seksepalitesi yüksek reklam filmi olan bir reno modeli. zamanında bu araba lüksmüş. gerçi günümüzde her türlü şey lüks olmuş ama neysem.

2 tonluk otomobilden inip buna binince insan korkmuyor değil.
hiç güvenli gelmedi bana.

ilk aracım olan
(bkz: renault 9 spring)in akrabası olan araç.

jikle vardır bunlarda ve özellikle soğuk hava koşullarında müthiş işe yarar.
yakıtı ekonomiktir.
renault 9'un en çok tutulan modelidir aynı zamanda.
ilginç bir aile bu 9 ailesi... broadway, spring, fairway falan...
öncesinde ataları var; gte, gtl, gtc...

birbirlerine çok benzerler... aşiret gibidirler.
efendisi, uslusu, hareketlisi, haylazı...

broadway de bu noktada, efendi gibi bir şeydi o dönem, renault 9 piyasasında...

benzinli olan versiyonu makbuldür. dizel versiyonunda turbo olmadığı için atmosferik dizel motoru bir hayli yetersizdir.

annemin eski arabası. annem babamla evlenmeden önce almış kendi biriktirdiği parayla, buz beyaz diye geçiyordu ruhsatta. doğduğumdan liseye kadar bizimle beraber olan bir emektardır. bazı nedenlerden ötürü satmak zorunda kalmıştık kim bilir şu an nerededir?

ülkemize itelenen rezalet arabalardan bir tanesidir bu da.

bu otomobilin çıkış tarihi 1981. bu yıldaki durumu, benzer seri üretim avrupa araçlarına aşağı yukarı denk.
ama bu arabayı renault, normal şartlarda 1988'de artık üretimden kaldırırken, bizim gibi ülkeler için üretilmeye devam ediyor.

aynısı renault 19 için de geçerli. bizde ekstra 7-8 sene daha üretilmeye devam ediyor. ki aslen 90'lı yıllarla eşdeğer aracı da bu.
işte bize 90'larda, 80'lerin aracını araba diye iteliyorlar.
bu yine neyse, bir de renault 12 skandalı var ki, 70'lerin başında üretilmiş araba 2000'lere kadar bizde satılmaya devam ediyor. iki kuşak halefi ile yakın zamanda üretimden kaldırılıyor.

yani bu arabalar, ülkenin ne durumda olduğunu ve otomotiv sektörünün yıllardır nasıl bir lobisi olduğunu gösterir zımbırtılar.

hepimiz bindik, hepimiz ya da anası babası sahip oldu ama bunları bir nostalji ögesi yapmayı bırakmak lazım.
düzgün arabalara ulaşmamız birtakım regülasyonlar ile her zaman engellenmiş, halen engelleniyor.

şu an yurtdışında kiraladığım arabayı türkiye'de satın almayı hayal dahi edemem. ama bu paraya türkiye'de renault clio kiralayabiliyorum ki bahsi geçen ülke isviçre.

mevzu bundan ibaret.

araba kullanmayı öğrenmeme vesile olan marka ve model.

sonra unuttum.

ortaokulda lojmanlarda 4 ailenin çocuğu olarak, her hafta birinin babası okula bırakıp alacak şekilde servis düzeni yapmıştık.
bir arkadaşımızın ailesinde bundan vardı.
adam artık arabada kaçak tütün işi mi yapıyordu ne, her gördüğümde aklıma sigara gelir.
öyle 3 sene ayda 1 hafta sigara koka koka okula gittik ya*
ama koltukları yumuşacıktı.

ha traktör ha bu
arazide , tarlada iyi gider.

ne kadar ekmek o kadar köfte arabası.
rezalet mezalet diyorsunuz ama bu arabalar sayesinde alt-orta gelirli insanlar araba alabildi.
bu arabalar olmasaydı çoğu insan araba sahibi olamazdı.

bugün egea'ya aynı muameleyi yapıyorlar. kampanyalı fiyatı 860 bin lira, 200 bin lira da %0 faizli kredi veriyorlar.
bu fiyata 20 yaşında passat almak mı daha mantıklı?

yoksul insanların eşeğe kadar düşmemek için bindiği takoz gibi bir vasıta.