renk

kendi adını taşıyan bir şarkıya sahip olan bir türk grubu.

kaybolan herkesin şerefine! bir gün bulunmanız dileğiyle..



şarkı sözleri şu şekilde:

kaybolan bir adam
yalnız başına
renkleri izliyor
özgürlüğün mavisini arıyor
kırmızı ise çoktan kaybolmuş

hayatı grilikte siyaha çalan
masum bir çocuk bakıyor
beyazların içinde
ve bir kelebek mavinin
derinliklerinde uçuyor

yeşil dakikalar uzakta
geçmiyor buralardan yıllardır
sarının canlılığı
artık yansımıyor bu hayata

hayatı grilikte siyaha çalan
masum bir çocuk bakıyor
beyazların içinde
ve bir kelebek mavinin
derinliklerinde uçuyor

esiyor rüzgar
rüzgar kuzeyden
üşüyor adam
bıkmış artık
ne soğuk diyor
ne de ölüm
haykırıyor umutsuzca
artık gri yok
hayat siyah

tam teşekküllü bir "art rock" grubu. konsept albümden tutun video animasyon çalışmalarına, oradan şarkı sözlerine kadar her aşaması üzerinde ciddi emek sarf edilmiş bir proje. hatta aşağıda paylaştığım youtube videosunun açıklamasını okuduğunuz zaman, tüyleriniz diken diken oluyor. işte o açıklama:

"işte o anda kırmızıyı yarattı. yıldızlarla güneşi birleştirdi. karanlığın hiç bilinmeyen noktalarındaki taşların özünü çaldı. tan vaktinin rengini içine çekti ve onu yıldızlarla güneşi birleştiği noktaya üfledi. parmaklarıyla ona bir beden verdi. çizgilerinin netleştirdi. gözleri altındandı. dudakları kıpkırmızıydı. işte bu onun eseriydi.

önce kalbini aldı. sonra öldürdü. benini ise soğuk ateşlerde yaktı. küllerini göklerden aşağıya savurdu..."

ışığın gözün retinasına farklı açılardan ve farklı biçimlerde ulaşmasıyla ortaya çıkan algı ve duyu mekanizmasıdır.

ışığın bütün dalga boyları gözümüze aynı anda ulaşırsa bunu beyaz, ışığın hiçbir dalgası gözümüze ulaşmazsa bunu siyah olarak algılarız.

rengin tarihteki yaratıcı serüveni
öz
hayatımızın birçok alanında karşımıza çıkan rengin yaratıcı serüveninin bundan 40.000 yıl önce fransa’daki lascaux mağaralarında çizilen duvar resimleri ile başladığını söyleyebiliriz. duvar resimlerinde çizilen çalışmalarda kullanılan renkleri incelediğimizde, insanın doğadaki renkleri taklit ederek kendi çizgisel anlatımlarına aktarması sonucunda ortaya çıkan renk ve beraberinde oluşan yaratıcı evrim süreci, tarih boyunca her dönemde ve medeniyetlerde rengin kullanım alanı olarak birçok farklı yön, ortaya çıkarmıştır.
küreselleşen dünyamızda rengin yaratıcı serüveninin izlerini, insanlık belleğinde bırakmış olduğu ve uyandırmış olduğu birçok anlam ifade bulduğunu görmekteyiz. renklerin kullanılan alanlardaki yaratıcılığını, birbirinden haberdar olmayan, dört kıtada bulunan farklı kültür ve inanç sistemine sahip olan toplumlarda incelediğimizde, renklerin kullanım alanları ve amaçlarının birbirine benzediğini ya da hiçbir benzerlik olmadığını görmekteyiz.

farklı medeniyetlerde kullanılan renkler ve kullanım alanlarında o medeniyetin yaşama olan bakış açısını gözlemleyebiliriz. böylelikle farklı medeniyetlerde kullanılan renklerin zaman içinde yaratıcı düşünce ile kendilerine özgü ürünler ortaya çıkardıklarını görebiliriz. yapılan birçok bilimsel araştırma sonucunda renklerin insan davranışlarında büyük bir etkisi olduğu ortaya çıkmıştır.
yaratıcılık ve renk bileşimi, günümüzde oldukça önemli bir kriter haline gelmiştir. renklerin insan yaratıcılığı ile birleşmesinden sonra birçok farklı kullanım alanı oluştuğunu söyleyebiliriz. bunlar; baskı sanatı, heykel sanatı, fotoğrafçılık, sahne sanatları, sinema, grafik tasarım, resim sanatı, psikoloji, sosyoloji, dijital tasarımlar, iletişim ve pazarlama gibi alanlardır.
doğadan taklit yoluyla kazandığımız rengi kullanarak, insanlık tarihine iz bırakan yaratıcı ürünler olarak ortaya çıkarmakla birlikte, rengi bir mesaj, bir uyarı, bir karakter ve bir kişilik olarak yansıtmaktayız. geçmişten gelen rengin yaratıcı süreci, günümüzden 10.000 yıl sonrasına kadar da birçok formda yaratıcı zihinlere ilham olacaktır.

renk yada tüs, ışığın gözün ağ katmanına değişik biçimde ulaşması ile ortaya çıkan algılamadır.
bu algılama, ışığın maddeler üzerine çarpması ve kısmen soğurulup kısmen yansıması nedeniyle çeşitlilik gösterir ki bunlar renk tonu veya renk olarak adlandırılır.

canlılarına bayıldığım algılama.

denizin mavisi, ağacın yeşili, güneşin sarısı, elmanın kırmızı yani hepsi büyük bir illüzyondan ibaret. renkler, dünyayı algılama şeklimizin en önemli unsurlarından biri. renkler sebebiyle hepimiz ortak bir illüzyonu paylaşmaktayız. mavi olarak gördüğümüz ve üzerinde aynı kanaata vardığımız bir dalga boyu var ama bu o ışığın mavi olduğu anlamına gelmez. insan gözünde üç tür koni hücresi vardır. her biri farklı dalga boylarındaki ışığı algılar. bu hücreler mavi, kırmızı, yeşil rengi algılayacak şekilde özelleşmiştir. gözlerimiz de gelen ışığı algılamak için bu üç rengin kombinasyonlarını kullanır. ışık, elektromanyetik spektrum içinde çok farklı dalga boylarında vardır ve bu dalga boyları farklı renk algılamalarına sebep olabilir. eğer, kişi yeşil ve kırmızıyı ayırt etmekte zorlanıyorsa bu renk körlüğü demektir. yani, kısaca anlatmak gerekirse beynimizin görülebilen spektrumu yorumlama şeklinden ibarettir. hayvanların renk algılayışı farklıdır. mesela köpekler insanlara oranla daha az renkli bir görüşe sahiptirler. çünkü, sadece iki tip koni hücresine sahiptirler. yani mavi ile sarı rengi algılayan köpek, kırmızı ile yeşili algılayamayabiliyor.