1.
2.
tereyağının bulunmadığı veya pahalı olduğu zamanlar reklamlar aracılığıyla halka tanıtılan bu yağ, sağlık ve besleyicilik açısından tartışmalı, lezzet bakımından donuk ve yavan bir gıda olmuştur. hatta damakta uzun süreli beklediğinde yağ katmanı oluşturur. dikdörtgen şeklinde mavi ve kırmızı ambajıyla satılır, 70'lerin sonlarına doğru da piyasada bulunmaz hale gelmiş, bir paketini alabilmek için bakkal önlerinde kuyruklar oluşmuştu. çünkü o dönem yokluk ve ekonomik buhran dönemleri olduğu için, üzerine sana yağ sürülmüş dilimli ekmek, kahvaltının lüksü olmuştur.
devamını gör...
3.
yarım yüzyıl boyunca, margarin demek sana yağı demekti bu topraklarda...
''özen gösteren anneler için..''
hedef kitle olarak anneleri kestirmişti gözüne firma. doğrusu da buydu zaten.
fakat bu anneler öyle sıradan çinko karbon pilli anneler değil; ''özen gösteren'' anneler!
kahvaltı masasına ''vitaminli'' margarin koyuyorlar sonuçta, hey gidi hey..
tuttu, hem de çok tuttu... öyle böyle değil.
20. yüzyılın ikinci yarısına hükmetti adeta, tek başına!
öyle ki, zirve noktasına ulaştığı 1989 senesinde, 130 bin ton sana yağı satıldı, mahalle bakkallarında...

bu logonun kullanıldığı yıllar, güzel yıllardı...
tatlı bir rekabet vardı piyasada o yıllarda...
evin vardı, aymar vardı, yayla vardı...
ben rama'cıydım mesela ama sonra sonra luna'ya kaydım...
çünkü luna, devrimci bir tavırla girmişti piyasaya! reklamları yaratıcı, paketleri ise sıra dışıydı.
''yoksa siz hala?''
peki ya gülriz sururi etkisi?
hastasıyız!
insanlar; müzik zevklerine göre gruplandırılabilir ya, hani..
kullandığı margarine göre de gruplandırabilirdin işte o dönem...
evin'den şaşmayanlar vardı mesela... ilginç gelirlerdi bana.
aymar ucuzdu, diğer markalara kıyasla... katır kutur ederdi keserken... fakat erimeyecek mi sonuçta tavada?
gerisi kimin umurunda?
yayla, alamancıydı... baktı talep var türkiye'de, hemen o da katıldı kervana.
çalışan anneleri hedef aldı kendisine, oradan yürüdü kendi çapında.
millette kalp rahatsızlıkları artınca, ''kalp dostu'' sloganıyla becel çıktı sonra piyasaya.
rama ve luna zaten lezzeti ile hep ön planda!
en nihayetinde;
kaplan sürüsü gibi saldırdılar adeta sana yağı'na!
sonrasında ülker de girdi piyasaya ve o da ağırlığını koyunca, puf!
sana yağı fenomeni son buldu bir anda.
o rekabetli yıllar güzeldi... kısa bir dönem yaşandı ama müthiş lezzetliydi!
çünkü sonra, her şey sıradanlaşmaya başladı bir anda...
sıkıcı oldu ortam, seçenekler anlamsızlaştı.
sadece margarin de mi peki?
hemen her olayda.
''özen gösteren anneler için..''
hedef kitle olarak anneleri kestirmişti gözüne firma. doğrusu da buydu zaten.
fakat bu anneler öyle sıradan çinko karbon pilli anneler değil; ''özen gösteren'' anneler!
kahvaltı masasına ''vitaminli'' margarin koyuyorlar sonuçta, hey gidi hey..
tuttu, hem de çok tuttu... öyle böyle değil.
20. yüzyılın ikinci yarısına hükmetti adeta, tek başına!
öyle ki, zirve noktasına ulaştığı 1989 senesinde, 130 bin ton sana yağı satıldı, mahalle bakkallarında...

bu logonun kullanıldığı yıllar, güzel yıllardı...
tatlı bir rekabet vardı piyasada o yıllarda...
evin vardı, aymar vardı, yayla vardı...
ben rama'cıydım mesela ama sonra sonra luna'ya kaydım...
çünkü luna, devrimci bir tavırla girmişti piyasaya! reklamları yaratıcı, paketleri ise sıra dışıydı.
''yoksa siz hala?''
peki ya gülriz sururi etkisi?
hastasıyız!
insanlar; müzik zevklerine göre gruplandırılabilir ya, hani..
kullandığı margarine göre de gruplandırabilirdin işte o dönem...
evin'den şaşmayanlar vardı mesela... ilginç gelirlerdi bana.
aymar ucuzdu, diğer markalara kıyasla... katır kutur ederdi keserken... fakat erimeyecek mi sonuçta tavada?
gerisi kimin umurunda?
yayla, alamancıydı... baktı talep var türkiye'de, hemen o da katıldı kervana.
çalışan anneleri hedef aldı kendisine, oradan yürüdü kendi çapında.
millette kalp rahatsızlıkları artınca, ''kalp dostu'' sloganıyla becel çıktı sonra piyasaya.
rama ve luna zaten lezzeti ile hep ön planda!
en nihayetinde;
kaplan sürüsü gibi saldırdılar adeta sana yağı'na!
sonrasında ülker de girdi piyasaya ve o da ağırlığını koyunca, puf!
sana yağı fenomeni son buldu bir anda.
o rekabetli yıllar güzeldi... kısa bir dönem yaşandı ama müthiş lezzetliydi!
çünkü sonra, her şey sıradanlaşmaya başladı bir anda...
sıkıcı oldu ortam, seçenekler anlamsızlaştı.
sadece margarin de mi peki?
hemen her olayda.
devamını gör...
4.
bilmem kaç para olmuş yağ.
devamını gör...