seboreik dermatit

(bkz: seborrheic dermatitis) cildin yağ dengesinin çeşitli sebeplerle bozulması sonucu malassezia furfur isimli bir çeşit mayanın yağlı cildimizde üremesi sonucu oluşan hastalıktır. (bkz: pityrosporum ovale).
belirtiler; yüzde t bölgesinde pul pul deri döküntüsü, saçlı deride kepek, iyileşmeyen minik kızarıklıklar
cildin yağ dengesini bozan faktörler stres, hava kirliliği, kozmetik ürünler, beslenme, mevsim etkisi olabilir.
tedavisinde kükürtlü sabun; travazol, betnovat, avil gibi kortizonlu kremler kullanılmaktadır.

edit 1: yazının okunduğunu görünce eklemek istedim. ben seboreik dermatitle aylardır mücadele ediyorum. en etkili çözüm yöntemim duştan sonra tırnağımla kabarcıkları patlatıp yüzümü asetonla veya alkolle silmek oldu. bu işlemle cildimde yaşayan mikroorganizmaların sayısını azalttım ve cildimin kendini iyileştirmesi için fırsatı oldu. ancak hala nüksediyor. bu hastalık cildin yağ dengesiyle ve stresle yakından ilgilidir.

edit 2: yazının daha çok okunduğunu göründe 4 aralık 2020 'de eklediğim editten sonra yeni bilgiler ve tecrübeler edindim. şimdi bunları sizinle paylaşmak istiyorum. seboreik dermatit kesinlikle cildin yağ dengesi ve bağışıklık sistemiyle ilgili. kulak çevresinde, kulak ile yüzün birleştiği noktada, burun üstünde ve t bölgesinde pul pul dökülmeler görülüyorsa seboreik dermatit hemen teşhis edilir. yapmanız gereken ilk şey nivea, neutrogena, blendax, ipek, schwarzkopf, elidor gibi market kozmetiklerini bırakıyorsunuz. bütün bunlar petrol türevi kimyasallar (özellikle (gbkz: dimetikon) ) ve köpürütcü kimyasal ajanlar içerdikleri için ciltdin yağ dengesini bozuyor. cildimizde bizimle birlikte yaşayan faydalı mikroflorayı da tahrip ediyor. ben bu süreci ayşenur yazıcı sayesinde atlattım. youtube kanalında temiz içerikli ürünleri paylaşıyor, cilt bakımının nasıl yapılması gerektiğini anlatıyor, önemli bilgiler veriyor.

ayşenur yazızı haya dersleri kanalını ziyaret edin.

yine ayşenur yazıcı'dan (saygılarımı iletirim eğer okuyorsa) öğrendiklerime göre, salisilik asit içerikli cilt bakım ürünleri ciltteki yağı çözüyor. glikolik asit (glycolic acid) içerikli ürünler de çimentolaşmış ölü deri tabakasını çözüyor. buna ihtiyacımız var çünkü cildimiz en dışında 15-20 kat ölü deri katmanı var. bu ölü derileri sürekli etrafa döküyoruz. bu ölü deri hücreleriyle akarlar (bkz: mite) besleniyor. bu yüzden evimizi, nevresimlerimizi, halıları düzenli olarak temizlemeliyiz.
saçlı deride kepeklenme sorununu yesilmarka 'nın kepekli saçlar için önerdiği bitkisel şampuanıyla çözdüm. işe yaradığını görünce eve birkaç kutu stok yaptım. bazı yazarlar haldır şaldır (head & shoulders) markasının şampuanını öneriyorlar ancak o da bir market markası. ürün geliştirmeye ayırmaları gereken parayı market raflarında üst sıralarda görünmek için harcayan ve reklama para saçan bir marka. kaliteli ürün kendi reklamını yapar zaten, böyle şeylere hiç gerek yok.
konozol şampuanı ben de kullandım, evet işe yarıyor ancak 100 ml ürünün fiyatı 230 lira. bu ürünlerin muadillerini bilmiyorsanız bence hiç konuşmayın. ayrıca saçı keçeleştiriyor. birkaç yıkamada bitti gitti bir daha dönüp bakmadım bile şişesine.

doğru cilt bakımı rutinimiz şöyle olmalı = temizle > serum sür > nemlendirici sür > güneşten koru
a) temizle : uyandığımızda yüz temizleme sütüyle yüzümüzü her sabah temizliyoruz. ben hc care ve sedena markasını kullanıyorum. jel ve köpük ürünleri kullanmıyoruz, çünkü köpürtücü - jelleştirici kimyasal ajanlar kullanılıyor.
b) serum sür : haftada 2-3 kere serum kullanmalıyız. serumlar, cilt tarafından emilimi yüksek moleküler yapıda ürünlerdir. gündüz serumu ve gece serumu ayrı ayrı. çünkü bazı moleküller güneş ışığındaki radyasyona maruz kaldıklarında aktivitesini kaybedip bozunurlar. veya daha güçlü reaksiyon gösterip cilde yarardan çok zarar verirler. buna en iyi örnek retinol serumdur.
serum ürünler, yüksek kimya teknolojisiyle saflaştırılmış ürünlerdir. siz daha doğal içerikli ürünler arıyorsanız kuşburnu çekirdaği yağı, limon yağı falan kullanabilirsiniz.
c) nemlendirici sür : serum tabakasının üzerine 5-10 dakika sonra nemlendirici sürülmelidir. nemlendiriciler cildin dış katmanını örter ve cildin nem kaybını azaltır. yukarıda saydığım bütün o market kozmetikleri bunu petrolium, paraben, dimeticon gibi moleküler plastiklerle yapar. bu kremleri sürdüğünüzde cildinize sanki bir streç filmle kapatmışsınız gibi olur. üstelik petrol türevleri suda çözülmez, alkolde az çözünür. sanayi tipi çözücülerde çözünür. hem çevreye hem insana zararlı şeylerdir.
nemlendirici kremler piyasada el ve vücut losyonu, vücut yüzü, durulanmayan cilt bakım sütü gibi çeşitli isimlerde pazarlanır. bunlar markaların uydurduğu müşteriye sürekli "al bak bu en yeni ürünümüz, hayır bak bu daha da yeni ürünümüz" gibi algı operasyonuyla pazarladıkları nemlendiricilerdir. bu tuzaklara düşmeyin.
d) güneşten koru : spf özellikli ürünlerle nemlendirici tabakasının üzerine güneş koruyucu ürünler aplike edilmelidir (bkz: aplike etmek). yazın spf 50+ ürünler, kışın spf 10+ ürünler kullanılabilir. ürünün içeriği mutlaka "mineral güneş filtreli" olmalıdır. nivea, garnier gibi markaların güneş koruyucuları titanyum dioksit kullanırlar. bu çok zararlı bir maddedir, avrupa'da gıdalarda kullanımı yasaklandı. bu yüzden bentonit kil gibi doğal mineraller içeren ürünler kullanın. eskiden şifalı çamurlar çok meşhurdu, kış tatilinde ailecek kaplıcaya gidilirdi. onlar işte bentonit kil çamuru.

son olarak dermatit ve egzama hastalarının sedena markasını araştırmalarını rica ediyorum. sedena
kimyager eda özkara 'nın kendi reçetelerinden ürettiği doğal ve temiz içerikli bakım ürünleri de bu camiada baya meşhur. yalnızca instagramdan sipariş alıyor buradan ürünlere göz atabilirsiniz.

ben dermatit sorunuma bunlarla çözüm buldum. arkadaşlarımın kozmetik ürünlerinden kullandığımda yeniden cildim pul pul dökülmeye başlıyor. bu nedenle çok dikkatli bir şekilde kozmetik alışverişimi yapıyorum. rossman, watsons, gratis gibi mağazalarda saatlerce ürün içeriklerini okuyup en son 1-2 ürün alıp çıkıyorum. çünkü piyasada temiz kozmetik ürün bulunmuyor. büyük markalar piyasayı ele geçirmiş. özellikle türk markaları seçiyorum. yabancı markaların artık türkiye piyasasını terk etmeleri gerektiğini düşünüyorum. türk hekimlerine, kimyagerlerine, mühendislerine fırsat verilirse çok güzel işler başardıklarına şahitim. sağlıklı, mutlu, birlikte uzun yıllar dilerim.

saç derisinde varsa konazol/ketoral şampuanlarının çözdüğü meret. neyin tetiklediğini hala çözemedim ama genelde stresli zamanlarımda atağa geçiyor sağolsun.

ilaç kullanınca geçen kullanmayınca rezil rüsva eden bir kepeklenme hastalığı diyebiliriz. denemedik ilaç şampuan krem kalmadı. çözümü yok gibi.

sebamed şampuan öneririm ve sık cilt bakımı yapmanızı .farkı göreceksiniz ve bol bol su için ,yağlılardan kaçının.

head & shoulders clinical strength üç beş günde hızlıca halleder. akabinde her yıkamada kullanmaya gerek kalmaz. ne sıklıkla kullanacağınızı deneyerek bulabilirsiniz. bir yıkama bu şampuan, sonraki iki yıkama sebamed kepek önleyici şampuan gibi bir kombinasyonla gayet sorunsuz halledilebiliyor. tamamen bıraktığınızda maalesef dermatit geri dönüyor.

ne yazık ki gerçek anlamda tedavisi olmayan bir cilt hastalığı.

bahsedilen ürünler dönemsel rahatlama sağlasa da alışıyor meret! en kral şampuanı içsen, en iyi losyonu damardan alsan yine alışıyor, çiğneyip tükürüyor tüm tedavi yöntemlerini. sağlıklı beslenme ve stressiz bir yaşam tek gerçek tedavi ve ne yazık ki biz sıradan faniler için öyle bir şey yok gibi.

semptomları bastırmaktan başka bir yöntemi henüz bulunamamış hastalık. kullanılan her şampuan, her krem mutlaka bir yerden sonra etki etmiyor. beş yıllık deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki kendisiyle en az seviyede muhatap olmak için stresten kesinlikle kaçınılmalı, sıfır stresle yaşasanız bile mevsim koşullarından -özellikle kışları kuru soğuktan- faydalanıp yine peydah oluyor. bununla yaşamaya alışmak zorunda insan.

bende de mevcut olan hastalık. aşırı stres sonrası çıktı bir dahada kurtulamadım. doktor stres yapma diyor. stres buna yol açıyor, bu stres yapıyor. sonsuz döngü namussuz.

vichy dercos ds önerimdir. kafa derinizi rahatlatıyor. bildiğim kadarıyla bir tedavisi yok bu meretin.

zaman zaman yakamı rahat bırakıyormuş gibi yapıp beni umutlandıran daha sonrasında öncekinin 2 katı bir ağırlıkta tekrar nükseden cilt hastalığım. bazen bir şeyler yapıyorum iyi geliyor ama neyin iyi geldiğini hala çözemedim. kafasına göre takılıyor öyle... bir de arada öyle kötü kaşıntı atakları tutuyor ki kafa derim kan içinde kalıyor ele kola hakim olmak lazım.

size doğrudan çözümü veriyorum dostlarım. bu hastalık bir cilt hastalığı değil bir bağırsak hastalığı. sizin bağırsağınızda toplanan zararlı bakteriler, yararlı bakterilerden daha fazla olduğundan bağırsağınız sizin derinizi dökerek size sinyal veriyor.

yapmanız gereken şey çok basit bu bakterileri öldürmek akabinde yararlı bakterileri arttırmak.
zararlı bakteriler asidik ortamda yaşar, yararlılar ise bazik. vücudunuzun bozulan ph dengesi yüzünden türeyen bu bakteriler sizin sindirim sisteminizi etkiler dikkat ederseniz bu hastalığı çeken birçok kişide gaz, kabızlık veya ishal görülür.

öncelikle vücudun ph değerini düzenlemeniz için sabah akşam yemekten 30dk önce bir silme çay kaşığı sodyum karbonatı suya karıştırıp için. bu şekilde vücudunuzun ph seviyesini düzelteceksiniz. ardından koşarak bir eczaneye girin ve bir kutu (bkz: probiyotik) alın bunu da her sabah aç karnına için. bu dönemde gluteni, şekeri ve karbonhidratı mümkün olduğunca kesin ve hatta bırakabiliyorsanız bırakın çünkü zararlı bakteriler bu saydıklarımdan besleniyor ve onları öldürmek istiyorsanız eğer bunları tüketmeyin ki onlarda tüketemesin ve ölsün. etkisini ikinci üçüncü gün anında göreceksiniz. geçmiş olsun.

bonus: yatmadan önce bir su bardağına 2-3 yemek kaşığı elma sirkesi koyup için. derinizde kızaran yerler olursa bir miktar suyun içine, suyun 1/3'ü kadar elma sirkesi koyup pamukla yüzünüze narince sürün. kefir içmeyi ihmal etmeyin. ekstra balık yağı, çinko ve magnezyum takviyeleri kullanın.

son bir yıldır yaşadığım sorun, yüzümde ve gövdemde karaciğer yorgunluğundan çıktığı söylenen ancak yüzüme kortizonlu krem dışında ne yazık ki etki eden bir ilaç yok . sıkı durun yüzündeki sorun devam edenler için bomba önerim var. bana iyi geldi yine bir dermatoloğunuza danışınız ama ürünler şöyle ordinary hyaluronik asit serum, ducray markasının kellual ds serisinin her ürünü, çok yoğun stres zamanı ise kortizonsuz krem olan elidel. bakın bunlar hayat kurtarır ancak dediğim gibi danışınız.

yağlı ve şekerli gıdalar tetikler. tedavisi yoktur.

kahpe bizans’taki illetyus’un mucidi olduğu allah’ın bin belası bir rahatsızlıktır. kortizonlu krem veya saçtaysa aşırı pahalı şampuanları kullanmadan kesinlikle geçmez, geçti sanırsın tekrarlar... bepanthol’ün sensiderm adlı kremi(kortizonsuz) oluşmasını ve kaşıntıyı engelliyor. oluştuysa kortizonluyu sürün, geçince bepanthol ile devam edin...
bir de yüzüne tüküreyim: puh!

sabah akşam yemekten yarım saat önce bir çay kaşığı ingiliz karbonatını bir bardak suyla karıştırıp için. bol bol su için bir de. abartmayın bir de olayı sakin olun az.
2-3 ay bu dediğimi yapın sonra hazırladığım sunakta hediyelerinizi kabul ederim.
bu neden mi işe yarasın? bilime güven dostum ;)

her ne kadar kesin tedavisi olmasa da kontrol altına almak mümkün. almanız gereken 3 adet ürün var bunlardan yüz için olanı blue cap (her gün degil, alevlenmeye başladığını hissettiğiniz anda gece yatmadan ince tabaka olarak kullanın), saç için olanı head&shoulders clinical strenght(haftada 3 gün kullanmanız yeterli, arada normal şampuanlar da kullanın ki bağışıklık kazanmasın) ve eğer kulaklarınızda da döküntü var ise bepanthol plus. bu üçlüyle büyük ölçüde kontrol edebilirsiniz, diğer açıdan stres ve aşırı baharatlı yiyeceklerden uzak durmaya çalışmanız yeterli olacaktır.

bir gidip bir gelen bir hastalık. stres, baharatlı yiyecekler, nemli hava bendeki tetikleyicileri. bol su içmek bana çok iyi geliyor. ama sakaldan vazgeçemediğim için maalesef sakal arasında çokça kepeklenme ve yüzde kızarıklık yapıyor. ve bu ara atak dönemini geçiriyorum..

bağırsakdaki candida illetinden kaynaklandığına emin olduğum hastalık.
daha önce #250411 şöyle bir tanım yapmıştım lakin zamanla araştırınca ve #446333 şu tanımı da okuyunca iyice emin oldum.

ne denerseniz deneyin asla geçmiyor değil mi? çünkü sorun bağırsaklarda kardeşlerim. buna nasıl emin oldum ? çok basit bir testi var. sabah kalkar kalmaz hiç bir şey yemeden bir bardak suya ağzımızda tükürük toplayarak tükürüyoruz. bi 5 dakika sonra tükürük aşağı doğru sarmaşıklanırsa bilin ki sizde candida mantarı var.

antibiyotik alımı veya zehirlenme gibi durumlarda bağırsağın yapısı bozuluyor ve bu candida mantarı fırsatı yakalayıp baskınlık elde ediyor. vücut uyarı veriyor biz ise deri hastalığı sanıyoruz.

candida diyeti mevcut internet ortamında. diyeti 3. gününde denemek için çikolata yedim ve bum 2 saat sonra it gibi kaşıntı başladı. çünkü bu mantarın ihtiyacı şeker.

bakın bu illetten muzdaripseniz yapmanız gereken 3 spesifik şeyi sade ve net bir şekilde yazıyorum.

1. elma sirkesi kürü
2. vichy dercos anti-dandruff şampuan kullanmak
3. bepanthol sensiderm kullanmak

"stresten uzak dur" demesi kolay, gel sen de dur canına yandığımın modern dünyasında. diyet, sağlıklı beslenme zaten normalde de hayat kalitesini yükseltmek için yapılması gerekiyor. onun dışında bu illetin bir deri hastalığından ziyade içsel nedenlerden kaynakladığını ve ölene kadar müzdarip kalacağınızı bilmek gerçekten insanı kahrediyor.

saç derimde oluşan, bıttım sabunu kullanarak düzelttiğim dermatolojik rahatsızlık. sabunu siirtten getirttim. içinde sadece bıttım yağı var. bir aylık düzenli kullanım sonucunda düzeldi. hastalık tekrar nükseder mi bilmiyorum, burayı güncellerim.

not: sabunu kullanmadan önce cildiye doktorunun yazdığı şampuanı ve losyonu kullandım, işe yaramadı.