sefkandih

kaliteli içerikleriyle dikkatleri üzerine çeken yazar. taze gelmiş, hoş gelmiş, gelirken de sefalar getirmiş.

#3548687
yemin ederim bu ciddiyetine daha çok güldüm valla laf sokmuyorum gerçekten güldüm hajshsh.

anlayamazsınız kapı gıcırtısına gülmek nedir bilemezsiniz bu hastalık bizde allah bizim yardımcımız olsun..

engelle geç,

arap hayranı çakma tarihçi işte.

aynı görüşte olmasak dahi donanımlı bir yazara benziyor.
sözlükte olması değerli kanımca.

lütfen mahkemeye ver rica ediyorum.

bak vermezsen darılırım ha.

sen ne ilk ne sonsun. bir ara köylü beni mahkemeye verecekti hala bekliyorum.

edit: sen dünyadaki arap düşmanlığının sosyolojik olduğunu bile bilmeyip islam düşmanlığına indirgeyip manipüle etmeye çalışarak ülkenin dibine dinamit döşemeye çalışanlardan birisin. sen ve türevlerinden tiksindiğim doğrudur sana başımdan git ille küfür mü yemek istiyorsun derken bunu kast etmiştim. mahkemeden de bir cacık çıkmaz.

normal sözlük'ü fethetmeye gelen altın nesil islamcı genç.

oğlum sana açıklasak ne olacak hoca efendi sohbetlerinde beyni yıkanmış muhtemelen liyakatsız, diploması ve yüksek lisansı şaibeli herifin tekisin. işimiz gücümüz yok sizinle mi uğraşalım.

sen önce beni söz verdiğin gibi mahkemeye ver de sonra konuşalım. hepimiz biliyoruz ki sen ve senin gibiler de öyle bir büzük yok.

bu yukarıdaki arkadaş pazar günü savcılığa gidilir sanıyor :d

takvim de bilmiyor adam. acayip bir şey.

yahu hiç utanma da mı yok? nesnel verilerle nasıl sustunuz ama. öyle kalırsınız işte.

daha yeni başladım. merak etmeyin.

kendisi yapmaya çalıştığı tahrifat sonrası her trolle yakışanı yapıp çirkefleşmiştir. eh madem çirkefleşmiştir bize de çirkefe hak ettiği değeri vermek düşer.
gerçi şahıs aklınca sinirlerimizi yıpratmaya çalışan gözümüzde artık bir ex-trolldür. troll bile kalamamış, ona güvenenleri utandırmıştır. bir alt seviyeye inivermiştir.
açalım;
kaynak olduğunu ileri sürdüğü videoyu tarihi bir kayıt olduğundan ilgiyle izledim. sayın ex-trolle bu kısım için teşekkür ederim. ancak kendisine verildiği iddia ettiği ilim yolda gelirken biraz titremiş olmalı.
ilk şüphe videoda konuşan necati turgay’ın mimarca/mimar gibi konuşmadığı ve muhtemelen mimar olmadığı yönündedir. bunu nasıl anlayabildiğim şu anda dahi zekatını vermekte olduğum bana “verilen” ilimde saklı. necati bey belli ki mimar değil. azıcık araştırınca şu ibareyi buluverdim:
“yalova'daki çiftlikler bir laboratuar düzeni içinde çalışırlardı. çiftliklerin başına da tarım tahsilini italya'da yapmış nizamettin ve necati turgay kardeşler getirilmişlerdi. çiftliklerin teknik yönlerini bu iki değerli insan yürütürdü. ben onların davranış ve kibarlıklarından etkilenirdim.”
kaynak: dündar soyer, cumhuriyet’le adım adım olaylar, anılar... s:46-47

yani kıymetli necati turgay aslında bir ziraat mühendisi ve tahsili gereği hak ettiği üzere çiftlik müdürü olarak görevini 1930 yılında ifa etmekte. necati bey’i mimarbaşı olarak niteleyen başka tahrifat kaynakları var ama o zaman biz de sorarız “mimarlık diploması nerede?” diye
zira o zamanlar tahminlere göre tüm mimar ve mühendislerin toplam sayısı 300-400.
bu da iyimser tahmin ha.

bu arada trt ise yayın hayatına 1968 yılında başlamış olan devlet televizyonu. diyelim ki yemediler içmediler bu programı çektiler. müdür olduğu tarihte necati bey 40 yaşında olsa (1968-1930=) 38 sene sonra 78 civarı bir yaşta olmalı ki videodaki görüntü de bunu doğrulamakta.
1968 değil sonrası olduğuna ise kaynaksız emin olduğumuz bu videoda necati bey’in zihninde ufak tefek sislenmelerin ve gölgelenmelerin olabileceği sebebi ile iddiaların başka kaynaktan doğrulanması da elzemdir.

çünkü insan zihni kaypak ve manipülasyona açıktır. bu sebeple bilimsel ve doğrulanmış kaynaklar önemlidir. birilerinin büzülmüş yerlerinden sıktıkları çok da önemsenmez hatta akademik çevrelerde bir numaralı dalga konusudur ve çok ayıptır.

gerçi ayıp denen duygu konu “türk milletine saldırmak” olunca birilerinin bir yerlerine kaçıveriyor.

biz zekatımızı verip gerisini ulu tanrıya havale edelim de gerisi onun bileceği iştir. bak bir vesile yolladı, hem bilgi tazeledik, hem de yeni bilgilere eriştik. sağ olasın extrollcüm...

başka bir taraftan; kanadalı olmaya çalıştığı anlaşılan ve akçaağaç şurubunu övmelere doyamayan birinin her tuşa basarak takipçi kastığı bir youtube kanalında (cinecinar) yayınlanmış tamamen tahrifat içerikli açıklama kısmına güvenmen mi söylendi sana?
ilahi çocuk…

bak gel kaçma, aynı videodan devam edelim, 1:20’de necati bey’in ifadesine göre “ üniversite profesörlerinden ihsan bey ve sadi bey vardı onlar dediler” diyor…
kendisine verildiğini iddia ederken bile şirke düşen birinin, ilgili ilmi manipüle ettiğini gene kendi kaynağına dayandırarak söyleyebiliriz.

ayrıca gene aynı videoda "türkiye cumhuriyeti'nin banisi" ulu önder mustafa kemal atatürk tarafından 1:15’de “yıkın bunu dediler” ifadesi var.
yani ağaca gene dokundurmuyor, “ağaç zarar göreceğine bina yıkılır” gibi bir tavır gene var.

necati bey’in ifadesine göre sadi ve ihsan beyler “yıkmayalım nakledelim” deyince kendisi de her akıllı lider gibi makul ve mantıklı bir öneriyi değerlendirmiş, doğru şartların oluştuğunu ve işi yapacağına emin olduğu insanları bu iş için görevlendirmiş, “o halde nakledin, bakalım” demiş.

o tarihten 95 yıl sonra, yani bugün bile bir binayı bir yere taşımak, hele ki yapı bütünlüğünü bozmadan betonarme bir binayı taşımak, hele hele o dönem görülmüş şey değildir.
kaldı ki bahsi geçen öyle yepyeni bir bina da değildir.
çünkü sanılanın aksine bina yapılmamış mevcut ve çok eski bir bina onarılmıştır. çınar ağacı da o yüzden oradadır.

milletinin parasını harcarken kılı kırk yaran bir dahi lider örnek olmak için başka ne yapacaktı ki?
ağacı korumak için köşkü yıkın diyen bir insanın tavrı başka ne ola?

sağda solda her yere “yazmadı yazmadı” demiş, haklının acelesi yok extroll. haklının acelesi yok…
bizde silip kaçmak da yoktur ha. senin gibiler çok geçti buralardan, bak nick altımda bakarken gözüme ilişip tebessümle hatırladığım bazıları bunlara örnektir.
ilgilisinin hakkımda yazdığını da şuraya iliştirelim. silip kaçmak kendisine henüz verilmemiş ilmin yansıması olsa gerektir.


edüt-ül şukşukıyye: ha düzeltmeleri.

kurcalamış kurcalamış bunu bulmuş chatgpt'den ahahahaha.

allahım. bir de havalara bak. tanrıya falan verecekmiş zekatı yeter tamam. vallahi bu kadar gülmek iyi gelmedi.

adam büyük ihtimalle mimar değil demiş. yazının sonunda da benim dediğim gibi köşkün yürütülme sebebinin ağaç kesilmesi olmadığı ortaya çıkmış. internetten bu kadar bulmuş.

ay allah iyiliğinizi versin.

davadan vazgeçtim. amcaya selam. :d

#3680315

şimdi bunları ciddiye almayıp gülüp geçiyorsunuz. sonra gelip çoluk çocuk bunlara inanıyor. mecburen düzeltelim. başka kaynak mı istiyorsun sen? elzemi falan nereden öğrendin ha?

tahrifat dediğin kaynaklar neden mimarbaşı olarak anmış bu adamı düşündün mü? ah bendeki de kafa sorduğum soruya bak. tabi senin aksin bir şey dedi ya kesin beyni sislenmiştir rahmetlinin.

al sana başka kaynak:



dönemin gazetesi olayı "köşkün yeei muvafık bulunmayarak..." diyor değil mi? موافق muvafık uygun demek bu arada. bakma google'dan. dönemin çağdaşı yazarlarının da mı beyni sislenmiş?

dönemin gazetelerini okuyup kavrayacak türkçen yoksa konuyu popüler tarih düzeyinde anlatan malumatfuruş sitesinden de faydalanabilirsin.


www.malumatfurus.org/yalova...

azıcık hassasiyetin varsa yanlış biliyormuşum de sus birader be.

#3681925

bu da sana benim son cevabım olsun;

ben ikiyüzlü değilim neysem oyum bugüne kadar da böyle geldim.

cahil miyim? bunu sabaha karşı tartışırım. senden tavsiye alacak kadar düşer miyim? sanmıyorum.

hepimiz okuduklarımı ve araştırdıklarımız kadar varız. haliyle de ben zaten yalova meselesi ile ilgili bir şey yazmam yazdığımı da gösteremezsin bilmiyorum çünkü araştırmadım. kalkıpta beni lakarpuzye ile girdiğin tartışmanın içine çekmeye çalışıpta mağduru oynama.

sen ve türevlerinden tiksindiğim doğrudur bunu da asla saklamadım. mahkeme konusuna gelirsek elinden geleni tekrar söylüyorum ardına koyma. *

edit: bak burada sana verilmiş cevapta sana ait giri var ne hikmetse uçmuş. #3679740

daha önce başka sözlüklerde de gördüğüm olaydır.
birinin mahlaaağsını başlık haline getüüürrrüüüp ona kinini kusan (örnek vereyim burada heeeğmaaan: kusmak (嘔吐する/öto suru) söylenişi itibariyle tektir, farklı yere çekilmez.) görmüşlüğüm var.
ancak iki yazarı tek başlıkta hedef gösterip buna zaman harcayıp, olmayan konularla ilgili olmuş gibi sallayıp, uzun uzun yazıp sonunda -zaman kaybedemem- diyene de pek rastlanmaz.
normalde engeli basıp geçersiniz ama tüm gerçekleri yazmanıza rağmen halen tepinen biri de enteresan geliyor.
çünkü gerçekten eğlendiriyorlar. acziyetlerinin farkında olmamalarından tut, kendilerini düşürdükleri seviyelere varıncaya o kadar tanıdık ki onlara sorarsan derya deniz, görene ise sokağa dökülmüş yarım kova su...
sağ olsun verdiği saçma referanslar ve sözde tezini dayandırdığı noktalar o kadar saçma ki şu yazıyı bile gülmekten kendimi alamadan ancak insani olarak ne yazık ki düzeltilemeyecek ve tamiri mümkün olmayan kısımları için üzülerek yazıyorum.

allah işini gücünü rast getirsin kardeş...
hadi başka kapıya...