yabancı sınırlamasını savunan futbol fukarasıdır. noldu hani sınırlama geldi avrupa da önümüze gelene 3 5 atıyoruz dimi? fatih terim ve şenol güneş türk futbolunun iki kanseridir.
devamını gör...
bizi bitirdin be.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
türkiye a milli futbol takımının başından eğer istifa etmiyorsa kovulması gereken futbol bilmez, cahil, kompleksli ve taraflı zat.
devamını gör...
an itibariyle :

devamını gör...
bizi alaman köylülerine rezil kepaze eden adam
devamını gör...
adam gibi adamdır. maç sonucunu trabzon'un plaka numarasına bağlayarak, herkese selam çakmıştır. 6-1 helal olsun sana büyük kaptan!
devamını gör...
uluslar liginde takımı küme düşürüp san marino, andorra seviyesine indirdin, euro 2020 avrupa şampiyonasında 24 takım arasında sonuncu olduk, dünya kupası elemelerinde 1 maçta 6 gol yedik. üstelik profesyonel futbolcusu olmayan cebelitarık karşısında bile ecel terleri döktük. hocam seni severim ama bırak git köyünde dinlen.
devamını gör...
genel olarak başarısız bulmadığım teknik adamdır.

ancak;
(bkz: memlekette istifa kurumu ne zaman normalleşecek acaba)

tadında bırakmak lazımdır. gerçi tadı da kalmadı ama çok geç değil yine de. yap bi güzellik.
devamını gör...
yılda 3.5 milyon euro (neden euro ise) kazanan teknik direktör. hollanda'nın teknik direktörü 500 bin euro kazanıyor.

söyleyeceklerim bu kadar iyi günler
devamını gör...
teknik direktör olmanın kaderi böyledir.
dün başarılı iken omuzlara alınıp göklere çıkarılır. bugün de başarısız olunca itina ile yerin dibine sokulur. şu an kendisinin yerinde olmayı hiç istemezdim.
devamını gör...
ülke baştan aşağı b.ka batmış ya resmen. milli takımı sahada kevgire çevirmişler, şenol efendi hala kendi kavgasında. bir rıdvan dilmen'e bir ersin düzen'e laf söylüyor. olan yine milli takımın haline üzülen halka oluyor.
devamını gör...
dargın değilim de uzun bir süre görüşmeyelim be hocam.
devamını gör...
hakyemeşenol dedik . sen kendini bitirdin.
devamını gör...
her gün, bir asgari ücretlinin ancak üç yılda kazandığı parayı hiçbir şey karşılığında cukkalayan vasıfsız, başarısız ve yüzsüz bir homo sapien.
devamını gör...
kendini hiç geliştirmeyen, hatalarından zerre ders almayan, kerameti kendinden menkul bir yardımcı ekibi olan ve de herkese ders veren, kendisine soru sorulamayan, sorulsa da cevap vermeyen, veremeyen hocalar kervanından sadece bir insan.
farklı alanlarda tıpatıp benzerleri de var bu ülkede zaten bolca.
dikkat!
bu entari* çok uzun olacak ve futbolu seven herkesin de okuyacağını umuyorum, elimden geldiği kadar da
objektif olmaya çalışacağım.
hani bir geyik var ya sürekli söylenen; türk futbolu bitmiş aga diye, heh işte durum bu.
şimdi önce düne gelelim ve bakalım. hollanda maçı başlığına futboldan biraz anlayan birisi bu maç için en ufak
bir şansımızın olmadığını anlar ve yazardı.
yazıldı da netekim buradaki yazarlar tarafından, hatta bir çok sözlükte ve benzeri platformlarda da yazıldı bu.
niye?
çünkü biz futbolu sadece hamaset olsun diye ya da tuttuğumuz takım mutlaka kazanacak, bir şekilde kazansın veya milli takımlarda benim kulüp oyuncum hep oynasın diye izlemiyoruz.
(onu basın yapıyor daha çok, kirli ilişkiler, oyuncu parlatma işleri, menajerler, yorumcular hatta antrenörler vs. diye uzar bu birliktelik)
evet onu istiyoruz ama birincil önceliğimiz o değil, birincil önceliğimiz bu sporun gereklilikleri ve modern oyunun getirilerini görerek en doğru şekilde kazanmasını, en doğru takımla sahada olmasını istiyoruz tuttuğumuz takımların, oyundan da keyif almayı umuyoruz ve tabiki de biliyoruz her takımın her maçı kazanamayacağını, bazen gününde gitmeyen olayların olacağını, iyi veya kötü oynarken de kazanılıp kaybedileceğini, oyun bu sonuçta ve sevdiğimiz için takip ediyoruz.
bunun için de modern (günümüz 5 büyük ligi diyelim ve türkiye) futbolunu takip ediyoruz ve hangi takımlar**, görece güçlü veya zayıf rakiplerine karşı taktik ve mücadele anlamında neler ortaya koyuyor, ne kadra gerçekçi ve dirençli davranıyor, kendini oyun* içerisinde bile nasıl değiştiriyor, taktik varyasyonları neler ona bakıp anlamaya çalışıyoruz.
milli takım haricinde taraftarı olduğumuz takımlar için de geçerli bu dediğim.
(ben fenerbahçeliyim ve takımımın o şekilde kazanmasını isterim ya da kaybederken dahi aciz durumda olmamasını isterim en azından)
bu takım euro 2020'de tel tel döküldü, 24 takımdan alınan puan ve yenilen gollere bakıldığı zaman en kötü takım oldu.
göt kadar kuzey makedonya da "0" puan ile bitirdi turnuvayı ama bizim kadar gol yemedi be.
olabilir dünya futbolu yerinde saymıyor bizim gibi, herkes kendini geliştirmek için bir çaba içinde ve bunu senin suratının ortasına köpeğe vurur gibi vururlar işte ve bu turnuvada vurdular da. mal gibi kaldık!
araya not: [(hiç bir ülke sporunun/futbolunun yöneticileri, antrenörleri ve de oyuncuları sadece bir spor üzerinden milli kahraman ilan edilmiyor. bir tek biz de var bu hamaset/eyyam ve yalakalık soslu ilahlaştırma yaklaşımı. siyasetin sporun bu kadar dibinde olduğu ve spordan bu kadar hamaset(u:kahramanlık)devşirmeye kalkan başka bir ülke siyaseti de yok bu arada, oradan bile nemalanma ve örgütlenme peşindeler.
belki uganda, malezya falan olabilir bilmiyorum,* burayı salladım farklı ülkeler koyabilirsiniz buraya.
şimdi o.r.ç.o. basın dersem anlarsınız, çünkü onlar bu oyunun esas sahiplerinden çok daha karakter yoksunu. yeni değil yıllardır böyle bu, köşelerde ve kameralar karşısında yer kapmak için, nemalanmak için, yoksa ülke sporunu düşünen mi var?
gidin bakın futbolu yorumlayan adamlara 2 tane düzgün kelam eden ve modern sporun gerekliliklerini anlatan adam yok istisnalar hariç, eski futbolculardan da yok, hepsinin paçalarından cehalet ve menfaat akıyor. ulan küfür edicem olmayacak, sadece var üzerinden ve pozisyon üzerinden ülke futbolunda adalet sağlamaya, güya hakları savunmaya çalışıyormuş gibi görünüp saatlerce goygoy ve reyting peşindeler, bu kadar. aynı pozisyona da 3-5 farklı yorum geliyor bu arada!!
primler havada uçar, milyon euro'luk aldıkları ve alacakları da en son raddede konuşulur ve sonra da
"ya abicim aldığımız paraları niye konuşuyorsunuz" derler.
ulan saksofon; ülkenin 3'te 1'i asgari ücretle çalışıyor "paşam" 3,2 milyon euro alıyor yılda, paraya bak emenike!
sonra da paraları götürüp vatan/millet edebiyatının dibine vururlar)]
-bak kardeşim milli maçlardan dolayı kimseye prim falan vermeyeceksin. yok öyle dünya, hem takımlarından dünyayı al hem de milli takımdan primleri götür, paranın cipin, şatafatın peşine düş. teknik direktöre de en fazla ayda 45-50 bin euro vereceksin, yıllık 600 bin euro yeter.
koskoca van gaal bu kadar alıyor işte o hollanda'da. onlardan zengin miyiz oğlum biz?? avrupa şampiyonasına katılan takımların hocaları ne kadar alıyor bir bakın derim.
sonra niye euro, bizim para birimimiz oldu da bizim mi haberimiz yok? ee hani en bi yerli ve milli bizdik!
tl ver gitsin puştlara. biz zengin bir ülke falan değiliz kardeşim, bu dönen paralar çok büyük. (eski dönemi bilen biliyor zaten, primler, cipler vs.vs.vs. anlatmaya gerek yok)
şimdi gelelim şenol güneş beyefendiye, hiç unutmuyorum daha euro 2020'den ya 3 ya da 5 gün öncesidir, spor bakanı ile trt'de (trtspor büyük ihtimalle) upuzun bir söyleşi goygoyu yaptılar ben ilk 15 dk.sını izleyip kapadım, yanlış değilsem 1-1,5 saat sürdü diye biliyorum bu geyiğin boynuzunu parlatmak eylemi.*
çünkü yemekler, tatlılar, memleket* yalakalıkları, oradan buradan bir sürü geyikle geçiştirilen tamamen siyaset odaklı bir olay, adı da güya sohbet. devletin kanalı da buna çanak tutuyor canlı canlı. milli oyuncuların oynadığı reklamlar, gaz odaklı röportajlar, leş spikerlerin sanki vatan kurtarıyorlar ya da vatana ihanet ediyorlar gibi anlatımları, rakibi rakip değil de düşman gören tavırlar vs.vs.vs., bunlara girmiyorum daha bile. neler var neler.
ee ne var bunda diyeceksin?
1-gerek yok kardeşim, ge-rek yok!! sporu sporun içindekiler, spordan gelenler yapacak, inşaatçılar, tüpçüler, siyasete götünü dayamış, 70'ini aşmış adamlar değil, genç insanlar lazım genç.
2-spor bakanı, bakanlığının işlerini organize etsin yeter, işini yapsın her yerde çıkması allahını farzı falan değil.
3-milli takım hocası rakiplerin analizini yapsın, çocukları hazırlasın, onları turnuvaya konsantre etsin. adamların her biri bir reklamda aga.
kampı organize etsin. rakiplere kafa yorsun, bir planı olsun lan, bir planı olsun. o küçümsediğimiz, itin götüne soktuğumuz cebel-i tarık bile bir planla oynuyor.
4-herhalde yardımcıları yaptı tüm bu işleri, zaten sonucunu da biliyoruz.
5-yardımcılarını da alt kategori milli takım hocalarını da biliyoruz, orada da halimiz ortada.
bunların hiç birinden ders almayan ve de gram kafa yormadığını düşündüğüm ş.güneş ve ekibi dün akşam bağıra bağıra gelen hezimeti de seyrettiler tribündeki izleyiciler ve tv başındaki bizler gibi.
maç sonunda da ona atar, buna gider. hem topçusu hem de hocasıyla birlikte. ama 6-1'lik hezimetin cevabı yok, hem de 30-35 yıl sonra ilk defa gelmiş bir hezimetten bahsediyoruz, bunu masaya çıkarıp soracak "taşaklı" basın mensubu da yok. çünkü onlarda bu tezgahın içinde büyük çoğunluk olarak, herkes ekmeğine bakıyor sonuçta ama onuruyla değil maalesef. doğrunun peşinde kimse yok çünkü, olana da bizim paşa atar yapıyor basın toplantısında, susturuyor, saçma sapan bir cevap veriyor hatta bir dakika önce söylediğini bile yalanlıyor bir de. aklımızla dalga geçiyorlar resmen.
trt olmazsa bein, fotomaç olmazsa fanatik o da olmazsa youtube kanallarında millete ahkam kesin ya da a spor var ne güzel dünya di mi.
her tarafı sarmışlar, bir yerlerden karşınıza çıkarlar ve paralarını götürürler. doğruya gitmeye çalışan insan sayısı sıfır, varsa da onu da hemen alaşağı etmek için sosyal medyadan yapıştırıyorlar, çünkü para güzel bir şey ve de tam da ş.güneş'in adını koyduğu gibi menfaat ilişkileri üzerine ve hakkıyla kazanılmasa da olması gereken şeytani bir araç!
şeytani düzen'miş adı da! metaforlardan erken dönem yunan filozofları mezarlarında ters dönüyor.*
adını verin adını bu kişilerin, isimsiz isimsiz takılmayın, kimmiş bu düzen tezgah içindekiler bilelim bizde, var mı o yürek sizde? yok bence! olmasını da beklemiyorum zaten.
bizde bir laf vardır delikanlılık ve dürüstlük üzerine, son delikanlı çanakkale'de gitti derler.
ulan bir fenerbahçeli olarak ne rıdvan'ı* ne de şu düzeni* severim ama allasen ne alakası var bu sonucun onlarla.
buraya da uzun uzun yazarım ama vaktim yok artık. adamlar hezimetten hemen sonra galiba soyunma odasında twitter açıp kanal yorumlarını falan dinleyip çıktılar o basın önüne, oysa utanmaları lazım gelen bir sonuç vardı ortada, hadi sonucu geçtim rezil bir mücadele vardı.
işin tezgahı öyle yerlere dallanıp budaklanmış ki, tüm ağ leş gibi olmuş aslında, yorumcusundan, spor programcısına, futbolcusundan hocasına ve de tff yönetimine kadar gitmiş.
tam memleketin yansıması, farkında mısınız?
işler güzelken herkes ekranlardaydı, ne oldu şimdi açıklamalar falan hak getire.
nerede tff yetkilileri, nerede ersinler, nerede boy boy stadyuma gelen bakanlar, nerede hamaset trt yayıncılığı, nerede teknik direktör yalakası yorumcular, nerede doğruları bulmak adına sorgulamak? yok. (0)
şimdi öldürme zamanı çünkü ve alaşağı etme zamanı birilerini, tanrılar kurban istiyor mirim.
neyse bak nerelere geldim kısa/öz maç analizi yapacağıma, görüyorsunuz değil mi, bitmiyor yani.
(yemin ediyorum kitap yazarım bu konuya)
bu takım letonya maçını 3-1'den, karadağ maçını 2-0'dan verdi ve 4 puan kaybetti.
tamam yurtdışından gelen millilerden bir tek çağlar/burak/hakan devamlı oynuyor, oynayacak gibi.
diğerlerinin neredeyse tamamı sezonu aktif açamadılar bile, takımlarında oynayamıyorlar, form tutmamışlar var, sakatlar var vs.vs.vs. çoğu da defans oyuncuları. bunu da mı biz görelim organize edelim, yapsana adam gibi toplam kadro, değiştir oyuncularını.
yok kitlenmiş 3-5 adama, iyi de olsa kötü de olsa onlarla oynuyor, tek tek yazacağım şimdi;
enes ünal? bu adamın bu kadroda işi yok kardeşim, bu herif kafa olarak ben avrupa'ya kapağı attım ömrümün sonuna kadar vasataltı takımlarda oynarım diyor. oynayacağı en iyi yer twente, orada da kariyer rekoru yaptı zaten.
gezdiği takımlar genk, breda, villarreal (en ideali buydu yapamadı), levante, valladolid ve şu an getafe'de.
twente hariç 5 sezonda 150 küsür maçta 31 gol atmış, bu sene siftahı yok. adamın sezonluk yani ortalama 30 maçlık seride rekoru/ortalaması 6 gol!!
bu adam kendini geliştirmeye falan adamamış yukarıda dediğim gibi takılıyor kafasına göre.
bunun yerine orta sahadan adam koy forvete o kadar iş yapar zaten. ama biliyor şenol abisi kadroya alacak onu!
bu yaşta daha bir gram gelişmez ve türk ligine döner, dönmezse de takılacağı yer la liga küme hattı olur en fazla.
kenan karaman? bu çocuk iyi niyetli fakat çapı belli ve kanat değil bir kere. iç tarafta oynar, kanalı kapatır, koşar birazda.
ama bu adamın kanat olduğuna ikna olmuş, cebel-i tarık* maçında bile adama bağırıyor içeri girme kanatta kal diye.
lan amatör takımdan hallice takıma karşı aciz kalmışsın, kanatta dursa ne, içeri girse ne.
o maçta oynat adamı direkt zaten maçı baştan koparalım.
efecan denilen adamın kadroda ne işi var, o maç ilk 11 ne işi var, bir de adamı nerede oynattığın belli değil.
adamın yaşı gelmiş 31e, bundan sonra iş yapsa ne olacak.
oraya halil akbunar'ı koy, al sana kanat orta saha alternatifi ve de forvet bile oynar bana göre, o enes kadar iş yapacağına yemin ederim ama ıspatlayamam. hani kadronun liyakati?
peki bizim ferdi, oynamaz mı o orkun kadar göbekte ya da kanatta. ya da kerem aktüroğlu iyi başladı sezona ofansif olarak, koy adamı banko.
peki nazım sangare?
oynat sağ bek alternatifi olarak, mert müldür takımında bile oynamıyor. hadi fb takıntını biliyoruz, o zaman rıdvan'ı oynat bari cebel-i tarık maçında, adam bek. hem de bu maç tecrübe maçı olsun, tam yeri ve zamanı. koy sola, sağda mert yerinde oynasın. hem formsuz adamı oynat hem de yerinde oynatma, çocuklar mala dönüyor.
kaleci konusunda da milleti ikiye böldün. mert günok bu iki genç kaleciden de daha tecrübeli ve en iyi kaleci şu anda ve o oynar kardeşim, 1 yıl önce senin birinci kalecin değil miydi?
ama sen trabzon'a kıyak yapıp adamı parlatacağım diye saçma sapan işler yapıyorsun. altay karadağ maçında hatalı gol yedi eyvallah ama hepsi senin suçun, en az değişmesi gereken ve istikrarın olması lazım gelen bölge kalecin senin ve sen kaleci kökenli bir adamsın bir de haa. en baştan beri mert oynamalıydı kalede, bu iki diğer iyi ve birbirine yakın değerde olan kaleci de 1-2 sene daha pişer ve en iyi olan oynar, nedir bu saçmalıklar. sen çocukları millete kırdırıyorsun altay mı, uğurcan mı diye?
takımda topçular seni sevmiyor, seven de yalakalık yapıyor aslında. sana saygıları yok, senin de onlara zerre yok, çünkü orada olan da daha sonra çağrılacak olan da formayı adaletle vermediğini "evlat" modunda adam oynattığını biliyor. ve her mağlubiyet puan kaybı sonunda topu ya topçulara ya da başka yerlere atıyorsun.
takıma hükmeden bir hoca olsan o uğurcan karadağ maçından sonra o hareketi yapmazdı zaten, altay oynadı diye.
ama sen ince planlar peşindesin, bak parlatayım dediğin adam gol manyağı oldu!
(bkz: lannn bırak)*
şunu biz amatör olarak görüyor ve analiz ediyoruz, daha neler var yazsak çizsek bunlar ezberden tespit ettiklerimiz. ee sen o kadar para alacaksın ama başarısızlık olunca bebe gibi topçularınla zırlayacaksın, millete atar gider yapıp topu dışarı atacaksın, ne güzel dünya lan bu.
herkesin 2020 euro'dan beri piyasası yerlerde, kimse almaz o istediğiniz rakamlara artık bu oyuncuları, zaten lig çöp olarak görülüyor ve normalde 30-40'a gidecek adamlarımıza 15-18 veriyorlar en fazla, bir de sen ve yönetenler işi baltalıyor.
daha yabancı sayısı garabeti de var ama artık uzadı ve yeter, ezcümle türk futbolunu falan düşünen yok dostlarım, türk sporunu düşünen yok.
ilişkiler ağı ve kokuşmuşluk her alanı sarmış ve bu spor dalında da diğer her yerde olduğu gibi liyakat ve hakkaniyet üzere hiç bir şey yapılmıyor ve bundan sonra 2022 dünya kupasına çok zor gideriz, bu kafayla da aynı şekilde rezil olur geliriz.
saygılar.
bonus: almanca'da "(bkz: ellbogengesellschaft)" diye bir kavram var. 1980'lerde almanya'da yılın sözcüğü seçilmiş. bak adamlar her sene yılın sözcüğünü seçiyor. duden sözlüğünde var. düz çevirisi "dirsek toplumu, cemiyeti" demek. yani liyakati olmayan, bencil, saygısız ve birilerine dirsek atarak ilerleyen, yükselmek için başkasının ölüsünü dahi çiğnemekten çekinmeyen insanlardan oluşan toplum demek. nasıl? tam türk futbolunu anlatıyor.
son not: çok yerlere gönderme yaptım biliyorum ama bunu yapacak 10 tane spor yorumcusu, futbolcu eskisi olsun türk futbolu adam gibi bir yapılanma ile 3 senede kendine gelir ve bir sistem üzere kurgulanır. ama inşaatçı tayfası ve bu basınla değil. bu paragöz tayfayla hiç değil, allah gözünüzü doyursun, ne diyeyim?
devamını gör...
gerçekten milli takım menajerlerin takımı olmuş. adını bilmediğimiz adamların oynadığı takım oldu. bunu da parayı çok seven şenol güneş iyi prim verdi helal olsun
devamını gör...
el insaf ya bu çağda bu adama 3.2 milyon veren ülkenin milli takımından da bir şey beklenemez zaten.
devamını gör...
kovulmuştur.
devamını gör...
kafasına çakmak atılarak defedilmiş.
devamını gör...
çok iyi teknik direktör olsa da takımları bir süre sonra çöpe dönüyor o da bıraktırılıyor.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"şenol güneş" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim