1.
(bkz: firefly) isimli efsanenin 14 bölümde (bkz: fox) tarafından acımasızca iptal edilmesinin ardından, dizinin yaratıcısı (bkz: joss whedon)'ın ve dizinin hayranları olan (bkz: browncoats)'ın "biz bu hikayeyi bitirmedik" isyanının sinema perdesine yansımış halidir. bir avuç hayranın dvd satışları ve bitmek bilmeyen kampanyalarıyla bir televizyon dizisine nasıl sinema filmi çektirdiğinin de kanıtıdır.
bu film, bir devam filminden çok, o yarım kalmış sezonun finalidir.
dizi nerede bittiyse oradan başlar; (bkz: serenity) mürettebatı hala beş parasızdır, hala (bkz: alliance) (ittifak)'tan kaçmaktadır ve (bkz: river tam)'in kafasının içindeki sırrın ne olduğunu çözmeye çalışmaktadırlar.
filmin olayı şudur: ittifak, river'ın beynine "yanlışlıkla" yüklediği korkunç bir sırrı (bkz: miranda gezegeni) geri almak için peşlerine (bkz: the operative) isimli, buz gibi, acımasız ama "inandığı şey" uğruna her şeyi yapan (hatta kendi adamlarını öldüren) ultra karizmatik bir ajan takar. bizimkiler de bu ajandan kaçarken hem o sırrı çözmeye hem de tüm evrene ifşa etmeye çalışırlar.
firefly dizisi ne kadar eğlenceli, neşeli ve macera doluysa, serenity filmi o kadar karanlık, ciddi ve acımasızdır. joss whedon, "size sadece 2 saatim var, bu yüzden kimse güvende değil" demiştir adeta.
filmin en unutulmaz anları:
(bkz: river tam'in bar sahnesi): o narin, kırılgan kızın bir anda nasıl ölümcül bir silaha dönüştüğünü gördüğümüz (bkz: mind blown) anı. "i can kill you with my brain" lafının ne kadar boş olmadığını kanıtlar.
(bkz: the operative)'in karizması: (bkz: chiwetel ejiofor) tarafından canlandırılan bu "kötü adam", klasik bir kötü değildir. bir canavar değildir, inandığı bir "daha iyi dünya" ideali vardır. mal ile olan diyalogları filmin felsefi yükünü taşır.
(bkz: wash'un ölümü): (bkz: spoiler) ama üzerinden yıllar geçti. tam "başardık galiba" derken, gemiyi (bkz: reaver) ateşi altında indirdikten hemen sonra gelen o (bkz: zıpkın). "i am a leaf on the wind, watch how i soar" dedikten saniyeler sonra... o sessizlik... o şok... (bkz: joss whedon nefretimiz) bir kez daha depreşmiştir.
(bkz: shepherd book'un vedası): dizinin o gizemli rahibinin, "inancım olmasaydı o adam beni çoktan öldürmüştü" dediği o son direnişi.
(bkz: mal'ın final konuşması): "i aim to misbehave" (yaramazlık yapmayı hedefliyorum) repliğiyle ittifak'a ve operative'e rest çektiği an.
serenity, firefly hayranları için hem bir lütuf hem de bir lanettir. bir yandan bize o çok istediğimiz kapanışı, river'ın sırrını ve karakterlerin gelişimini vermiştir. öte yandan, (bkz: wash) gibi kalbimizden bir parçayı söküp almıştır.
belki istediğimiz gibi 7 sezonluk bir efsane olamadı ama serenity sayesinde hikayeleri havada kalmadı. iyi ki yapıldı. (bkz: shiny)
bu film, bir devam filminden çok, o yarım kalmış sezonun finalidir.
dizi nerede bittiyse oradan başlar; (bkz: serenity) mürettebatı hala beş parasızdır, hala (bkz: alliance) (ittifak)'tan kaçmaktadır ve (bkz: river tam)'in kafasının içindeki sırrın ne olduğunu çözmeye çalışmaktadırlar.
filmin olayı şudur: ittifak, river'ın beynine "yanlışlıkla" yüklediği korkunç bir sırrı (bkz: miranda gezegeni) geri almak için peşlerine (bkz: the operative) isimli, buz gibi, acımasız ama "inandığı şey" uğruna her şeyi yapan (hatta kendi adamlarını öldüren) ultra karizmatik bir ajan takar. bizimkiler de bu ajandan kaçarken hem o sırrı çözmeye hem de tüm evrene ifşa etmeye çalışırlar.
firefly dizisi ne kadar eğlenceli, neşeli ve macera doluysa, serenity filmi o kadar karanlık, ciddi ve acımasızdır. joss whedon, "size sadece 2 saatim var, bu yüzden kimse güvende değil" demiştir adeta.
filmin en unutulmaz anları:
(bkz: river tam'in bar sahnesi): o narin, kırılgan kızın bir anda nasıl ölümcül bir silaha dönüştüğünü gördüğümüz (bkz: mind blown) anı. "i can kill you with my brain" lafının ne kadar boş olmadığını kanıtlar.
(bkz: the operative)'in karizması: (bkz: chiwetel ejiofor) tarafından canlandırılan bu "kötü adam", klasik bir kötü değildir. bir canavar değildir, inandığı bir "daha iyi dünya" ideali vardır. mal ile olan diyalogları filmin felsefi yükünü taşır.
(bkz: wash'un ölümü): (bkz: spoiler) ama üzerinden yıllar geçti. tam "başardık galiba" derken, gemiyi (bkz: reaver) ateşi altında indirdikten hemen sonra gelen o (bkz: zıpkın). "i am a leaf on the wind, watch how i soar" dedikten saniyeler sonra... o sessizlik... o şok... (bkz: joss whedon nefretimiz) bir kez daha depreşmiştir.
(bkz: shepherd book'un vedası): dizinin o gizemli rahibinin, "inancım olmasaydı o adam beni çoktan öldürmüştü" dediği o son direnişi.
(bkz: mal'ın final konuşması): "i aim to misbehave" (yaramazlık yapmayı hedefliyorum) repliğiyle ittifak'a ve operative'e rest çektiği an.
serenity, firefly hayranları için hem bir lütuf hem de bir lanettir. bir yandan bize o çok istediğimiz kapanışı, river'ın sırrını ve karakterlerin gelişimini vermiştir. öte yandan, (bkz: wash) gibi kalbimizden bir parçayı söküp almıştır.
belki istediğimiz gibi 7 sezonluk bir efsane olamadı ama serenity sayesinde hikayeleri havada kalmadı. iyi ki yapıldı. (bkz: shiny)
devamını gör...
"serenity (film)" ile benzer başlıklar
serenity
1